Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

25.07.2007, 21:05

Zat-ı Ehadiyet, Sikke-i Ehadiyet...

Zat-ı Ehadiyet, Sikke-i Ehadiyet...
Sözlerde olan Ondördüncü Lema ikinci makamında olan "ışte vâhidiyet içinde ukûlü boğmamak ve kalpler Zât-ı Akdes'i unutmamak için, dâimâ vâhidiyetteki sikke-i ehadiyeti nazara veriyor" cümlesinde Vahidiyetteki veya Vahidiyet içindeki sikke-i ehadiyet ne demektir?

Ayrıca "Hadsiz kesret içinde vâhidiyet tecellîsi, hitâb-ı "ıyyake na'büdü" -1- demekle herkese kâfi gelmiyor; fikir dağılıyor. Mecmûundaki vahdet arkasında Zât-ı Ehadiyeti mülâhaza edip, "ıyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn" -2- demeye küre-i arz vüs'atinde bir kalb bulunmak lâzım geliyor." denmiş.

ılkinde Vahidiyet içindeki Sikke-i Ehadiyetten bahsederken ikincisinde Vahdet arkasındaki Zat-ı Ehadiyetten bahsetmenin manası nedir? Niye Vahdet arkasında Ehadiyet sikkesi bulunmak lazımdır?

Yine "ışte Kur'ân-ı Hakîm bu sırr-ı azîmi ifade içindir ki, kâinatın daire-i âzamında, meselâ semâvât ve arzın hilkatinden bahsettiği vakit, birden, en küçük bir daireden ve en dakîk bir cüz'îden bahseder; tâ ki, zâhir bir sûrette hâtem-i ehadiyeti göstersin." cümlesinde neden ve nasıl en küçük dairede hatem-i ehadiyet gösterilebiliyor. Vahdet arkasındaki Zat-ı Ehadiyeti mülahaza edip "ıyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn" demeye küre-i arz vüsatinde bir kalp gerekirken nasıl en küçük dairede hatem-i ehadiyet gösterilebiliyor.
Elhasıl;
Sikke-i Ehadiyet ile Hatem-i Ehadiyet arasındaki fark nedir? Zat-ı Ehadiyet nedir?

Bir sıfat bir sıfafatın arkasında veya içinde; bir isim bir sıfatın arkasında veya içinde nasıl oluyor? Bu ne demektir?

Hep beraber cevab vermeye çalışalım inşaallah

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

26.07.2007, 00:16

1-Sözlerde olan Ondördüncü Lema ikinci makamında olan "ışte vâhidiyet içinde ukûlü boğmamak ve kalpler Zât-ı Akdes'i unutmamak için, dâimâ vâhidiyetteki sikke-i ehadiyeti nazara veriyor" cümlesinde Vahidiyetteki veya Vahidiyet içindeki sikke-i ehadiyet ne demektir?


Hakikat yolcusu,asay-ı musa gibi her vurdugu yerden tevhide yol açabilmeli ki imanı taklidi olmasın.Bunun bir kısmı burada geçen vahidiyet ile ilgili.Bütün zamanlarda ve belki bu zamanda daha çok şu sıkıntı ile karşı karşıyayız.Kesret,çokluk karşısında insanlar anlam veremeyebilirler mi ve bu anlam verememeyi zat-ı Akdes den gafil olmaya kullanabilirler mi,ve böylece kesret yüzünden Allah bize kendimizi,nefislerimizi unutturur mu?Kesret ne olabilir?şahid oldugumuz herşey olabilir,sema güneş kainat,yeryüzü,nebatat hayvanat,insanlar,mana yı harfiyle bakmamız gereken herşey belki insana ait işler de bu nev e girebilir.


Bu kadar çok mahlukatın yaratılması ol der oluverir e dönüşmesi nasıl olur.Bu çokluk da milyonkereler işler olması Allah yaratırdaki halketmeye dair,vücuda getirmeye dair nuru,kurbu-yakınlıgı zedeler mi,azaltır veya kaldırır mı?ışte burada böyle bir zan vahidiyet içindeki sikke-i ehadiyetle çözülüyor.Güneş misalinde güneşin bütün yeryüzüne ışıgıyla yakın olup,ancak biz ondan uzak olmamız gibi uzak-yakın aynı cüzde beraber mecz olabiliyor.Allah ım herbir şeyde tecelli etmesi olan vahidiyyet bunun mikro planda aracısı olan sikke-i ehadiyeti-bir küçük güneşi içinde taşıyan su taneciginin bu kabiliyetini-görerek başarırız.


Hasılı vahidiyyet kabaca cenab-ı ALLAH ın başarısı herşeyde Kadir,Halık...olabilmesi esması ile tecelli etmesi ona bakan külli yönü teşbihte hata olmasın sikke-i ehadiyette bunu içine alabilen,taşıyan,perde nevinden aracısı olan kabiliyet, yine Allah tarafından ona verilen.



2-Ayrıca "Hadsiz kesret içinde vâhidiyet tecellîsi, hitâb-ı "ıyyake na'büdü" -1- demekle herkese kâfi gelmiyor; fikir dağılıyor. Mecmûundaki vahdet arkasında Zât-ı Ehadiyeti mülâhaza edip, "ıyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn" -2- demeye küre-i arz vüs'atinde bir kalb bulunmak lâzım geliyor." denmiş.


Birincisindeki birşeyi yani vahidiyetteki sikke-i ehadiyeti her an her vakit insan göremediginden veya göremeyebileceginden bütün ibadallah adına iyyake na'budu dediginde bazı mahlukatın belki yüzlercesinin belki milyonlarcasının tesbiklerini,hamdlerini,kendince olan lisanlarıyla
söyledikleri kelime-i şehadetlerini o kalblerden bir kalb an içinde onu kendi kalbinde -sanki yine vahidiyyetteki teşbihte hata olmasın beceri gibi -toplayamaz ,tüm abidlerin zikrini kalbinde tecelli ettiremediginden küre-i arz genişliginde bir kalb gerekebilir,bu yüzden avam veya havas çok insana iyyake nabudu demek kafi olmayabilir.


Hasılı burada yapılamayan tüm o lisanların şehadetlerini kalbde toplayamamak böylece mecmuundaki vahdet arkasında Zat-ı ehadiyeti mülahaza edememektir.Eksik etmektir.



3-Yine "ışte Kur'ân-ı Hakîm bu sırr-ı azîmi ifade içindir ki, kâinatın daire-i âzamında, meselâ semâvât ve arzın hilkatinden bahsettiği vakit, birden, en küçük bir daireden ve en dakîk bir cüz'îden bahseder; tâ ki, zâhir bir sûrette hâtem-i ehadiyeti göstersin." cümlesinde neden ve nasıl en küçük dairede hatem-i ehadiyet gösterilebiliyor. Vahdet arkasındaki Zat-ı Ehadiyeti mülahaza edip "ıyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn" demeye küre-i arz vüsatinde bir kalp gerekirken nasıl en küçük dairede hatem-i ehadiyet gösterilebiliyor.



Kuran-ı Hakim en büyük dairedeki şehadetten birden en küçük daireye geçerek yukarıdaki hakikatleri işaret ediyor olabilir bakın işte güneş misali en küçügünden en büyügüne her bir şeyde tecelli ediyorum demek istiyor.Başka bir yerde geçiyordu ya mealen sinegin midesindeki tasarrufu yapanla büyük cisimleri döndürenin aynı olması gerektigi küçük büyük kainatta cereyan eden kanunlar arasındaki bagların Allah ın birligine götürdügüne.Allah ın şerikleri olmadıgını anlatırken.ışte burda en azim daireden küçük daireye geçilirken bu hatırlatılmak Allah ın icadda da şerikler kabul etmedigini,bu kabul etmemezligi bizim görmemiz isteniyor olabilir.Çünkü öyle bir insicam,ahenk,hikmetlilik,bilirlik var ki küçük şeydeki tasarrufat ve bundan gelen hatem-i ehadiyet akla olamaz böylr demekki burdaki tasarrufunda gökteki tasarrufun da sahibi aynı kişidir dedirtiyor olabilir.




Ben den bu kadar Ceka kardeş,kamet-i kıymetime üç kuruş çıkar mı?Neyse tamamlarız inşaallah,olmasa da şükrederiz

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir