Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

61

12.11.2007, 16:04

Hemen bu noktada Bakara Suresi ayetini devreye sokmak icab eder. Yani, "Senin öğrettiklerinden başka bir ilmimiz yoktur" ayetini...

ışte Allah, vahiy ile ilham , sünühat ile, hissikablel vuku ile ve hakkeza muhtelif yollarla insana bilmedikleri öğretir. O ilimi bu yollarla öğrenen zatlar ise avama öğretir. Avam da dahi bir kısım ilham veya sünühat kabilinden haller vuku bulur.

ışte Allah kullarına bir şey öğretiyorsa, Peygamberse vahiy dahil diğer öğretme metodaları ile öğretir. Peygamber olmayanlara ise Vahiy harici diğer -aynı- metodlar istimal edilir.
Mesela, Alllah sana bir şey öğrettiği vakit, ya bir alimi ahize yapar, yada manevi ahize kullanır. ışte Hz. Meryem'e Cebrail(a.s)'ın insan suretide gözükmesini nazara vermesi, aslında ordaki ahizeye dikkat çekmektedir. ışte şu an -haşa- nasıl ben sana bir şey öğretmeye çalışıyorum. (eğer söylediklerim doğru ise) öğreten Allah'tır ki ben ahize hükmündeyim. Allah'ın sana öğretmesine ahize görevi görüyorum. Hz. Meryem'e bir şey öğretilmesi için Cebrail'in insan suretinde gelmesi o türden -ancak manevi- bir ahizedir.

Diye düşünüyorum.

Yanlışım varsa kardeşlerim düzeltsin.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

62

12.11.2007, 16:05

Ceka abi sen yaşıyo muydun ? :D

63

12.11.2007, 16:07

:mrgreen:

Yaşıyorum ya! Allah razı olsun kardeşim.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

64

12.11.2007, 16:08

Beşincisi: Rüya-yı sadıka, hiss-i kalbelvukuun fazla inkişafıdır. Hiss-i kablelvuku ise, herkeste cüz'î, küllî vardır. Hattâ hayvanlarda dahi vardır. Hattâ, bir zaman ben bu hiss-i kablelvukuu, zâhirî ve bâtınî meşhur duygulara ilâve olarak, insanda ve hayvanda "sâika" ve "şâika" namıyla, aynı sâmia ve bâsıra gibi iki hiss-i âhari ilmen bulmuştum. Ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meş'ur hislere, hata ederek, ahmakçasına, "sevk-i tabiî" diyorlar. Hâşâ, sevk-i tabiî değil, belki bir nevi ilham-ı fıtrî olarak, insan ve hayvanı kader-i ılâhî sevk ediyor.

Meselâ, kedi gibi bazı hayvan, gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur.

Hem rû-yi zeminin sıhhiye memurları hükmünde ve bedevî hayvânâtın cenazelerini kaldırmakla muvazzaf kartal gibi âkilüllâhm kuşlara, bir günlük mesafeden bir hayvan cenazesinin vücudu, o sevk-i kaderî ile ve o hiss-i kablelvuku ilhamıyla ve o sâika-i ılâhî ile bildirilir ve bulurlar.

Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu, yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o sâika ilhamıyla döner, yuvasına girer.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1037&a=ilham
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

65

12.11.2007, 16:08

Özlettirdin abi kendini. O kadar uzun gittin ki, civcivimizi bile kaybettik :(

66

12.11.2007, 16:10

Kalbine ilhamî bir tarzda gelen cüz'î mânÂları "kelâmullah" tahayyül edip, âyet tabir etmeleridir. Ve onunla, vahyin mertebe-i ulyâ-yı akdesine bir hürmetsizlik gelir. Evet, balarısının ve hayvânâtın ilhâmâtından tut, tâ avâm-ı nâsın ve havâss-ı beşeriyenin ilhâmâtına kadar ve avâm-ı melâikenin ilhâmâtından tâ havâss-ı kerrûbiyyûnun ilhâmâtına kadar bütün ilhâmat, bir nevi kelimât-ı Rabbâniyedir. Fakat mazharların ve makamların kabiliyetine göre, kelâm-ı Rabbânî, yetmiş bin perdede telemmu eden ayrı ayrı cilve-i hitab-ı Rabbânîdir.

Amma vahiy ve kelâmullahın ism-i has ve onun en bâhir misal-i müşahhası olan Kur'ân'ın nücumlarına ism-i has olan "âyet" namı öyle ilhâmâta verilmesi, hata-yı mahzdır. On ıkinci ve Yirmi Beşinci ve Otuz Birinci Sözlerde beyan ve ispat edildiği gibi, elimizdeki boyalı aynada görünen küçük ve sönük ve perdeli güneşin misali, semâdaki güneşe ne nispeti varsa; öyle de, o müddeîlerin kalbindeki ilham dahi, doğrudan doğruya kelâm-ı ılâhî olan Kur'ân güneşinin âyetlerine nispeti o derecededir. Evet, herbir aynada görünen güneşin misalleri güneşindir ve onunla münasebettar denilse haktır; fakat o güneşçiklerin aynasına küre-i arz takılmaz ve onun cazibesiyle bağlanmaz!

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1136&a=ilham
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

67

12.11.2007, 16:14

Hulusi kardeşim, benim yazdıklarım senin yazdıklarını -inşaallah- anladığıma işaret gibi geldi.

Zaten ben senin yazdıklarından anladıklarımı yazmak istedim.

Ne dersin?
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

68

13.11.2007, 07:44

kendimi tutamiycam cevat abi, webmaster abimin de yüksek müsadesiyle yazina ilk tepkimi su sekilde koymak istiyorum

---> :yeah:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

69

13.11.2007, 08:36

Alıntı sahibi ""Ceka""

Hulusi kardeşim, benim yazdıklarım senin yazdıklarını -inşaallah- anladığıma işaret gibi geldi.

Zaten ben senin yazdıklarından anladıklarımı yazmak istedim.

Ne dersin?
Muhabbetle


yazdıkların güzel..bende risalei nurdan geçen ilgili konuları buraya aktarıyorum ki..güzel bir izah olsun..

maşaallah devam edin..sizin yazdıklarınızı okuyacaklardır.inşaallah..

risale biraz ağır geliyor başkalarına..sende onlara göre izah yapıyorsun..

benim yükümde hafif oluyor.. :mrgreen:
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

70

14.11.2007, 14:45

Alıntı sahibi ""Hulusi5""



risale biraz ağır geliyor başkalarına..sende onlara göre izah yapıyorsun..

benim yükümde hafif oluyor.. :mrgreen:


Bence soruyu soran kardeşin sorunu Risale-i Nurların ağır olması değil. Zaten diyor, "Ben Risale-i Nur'da yazan ve sizlerin izah ettiği ilham ile vahiy arasında ki farkı gösteren tanımları anlıyorum. Ancak, o tanımları Hz. Cebrail(a.s) Hz. Meryem ile münasebeti noktasında yerine koyamıyorum" diyor.

Yani, Risale-i Nur'un vahiy ile ilham arasındaki farkı gösterir şablonu bahsi geçen meselede yerine oturtamamaktan şikayetçi.

Zaten amaç budur. Risale-i Nur'un çizdiği şablonları, konu ile alakalı başka meselelerde kullanmayı öğrenebilmekte. Ölçü aleti olarak Risale-i Nur'un şablonlarını kullanabilmekte. Yoksa haşa hiç kimse kendi sözlerini Risale-i Nur yerinde şablon yapmıyor. Sadece Risale-i Nur şablonunun kimisi kimi yerde kullanamıyor. Bir diğeri ise o şablonu kullanmasına yardım ediyor.

Benim de baştan beri savunageldiğim husus budur. Yoksa haşa asla sözlerimi Risale-i Nur yerinde istimal edilmesi için veyahut Risale-i Nur eksik anlatmışta ben daha iyi ifade ediyorum, niyeti yoktur.

Yeri gelmişken yazayım dedim. :mrgreen:

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

71

14.11.2007, 14:55

zaten öyle niyetin yok ya.. :mrgreen: :mrgreen:

o yazılanlardan anladığını anlatıyorsun.. :D :D

vahyin gelişiyle ilgili bir yazı vardı..beş türlü geliyordu..Resullah sav efendimiz anlatıyor bizzat..

onu bulsan eklersin..

birde üstad arıya ilham diyor..büyük meleklere gelenede ilham diyor..

o eklediğime bakılırsa meryeme gelenede ilham denilebilir..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

72

14.11.2007, 14:56

Evet, balarısının ve hayvânâtın ilhâmâtından tut, tâ avâm-ı nâsın ve havâss-ı beşeriyenin ilhâmâtına kadar ve avâm-ı melâikenin ilhâmâtından tâ havâss-ı kerrûbiyyûnun ilhâmâtına kadar bütün ilhâmat, bir nevi kelimât-ı Rabbâniyedir. Fakat mazharların ve makamların kabiliyetine göre, kelâm-ı Rabbânî, yetmiş bin perdede telemmu eden ayrı ayrı cilve-i hitab-ı Rabbânîdir.


şimdi buna dikkat et cekacığım..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

73

15.11.2007, 10:33

ıkinci fark: Vahiy gölgesizdir, sâfidir, havassa hastır.

vahiy havassa hasdır diyor?peygamberlere sadece hasdır demiyor..

yoksa büyük evliyalarada mı vahiy geliyor?

bu noktadan bakınca Hz.Meryeme gelmeside normal mi?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

74

15.11.2007, 10:34

HAVÂSS : (Hâss - Hâssa. C.) Hâslar. Hâssalar. Keyfiyetler. Hususlar. * Dindarlık ve doğruluğu ile, ilmiyle âmil olup mâneviyat mertebelerinde yükselmekle makbul ve muteber olan zatlar. * Zenginler sınıfı. * Kur'anî ve manevî sırlara ve hususlara vâkıf bulunan, ilim, ibadet, tâat ve takva yolunda yükselerek mümtaz olan Evliyâullah. Herkesin hürmet ettiği büyük zevât. * Manevî te'sir için okunan duâlar.


lugattaki manasıda budur?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

75

19.11.2007, 14:03

soruma cevap ceka?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

76

19.11.2007, 18:16

Alıntı sahibi ""Hulusi5""

ıkinci fark: Vahiy gölgesizdir, sâfidir, havassa hastır.

vahiy havassa hasdır diyor?peygamberlere sadece hasdır demiyor..

yoksa büyük evliyalarada mı vahiy geliyor?

bu noktadan bakınca Hz.Meryeme gelmeside normal mi?

Bu meseleyi şöyle anlıyorum: Allah'ın zevilhayat ile her konuşması vahidir. Ancak vahiyler muhteliftir. Arıya gelen vahiyden, sıradan bir insana gelen vahiy, Hz. Meryeme gelen vahiy ile Peygamberlere gelen vahiylerde mertebeler vardır. Esas itibari ile her biri Allah'ın Mahlukatı ile konuşması ve her biri "Senin öğrettiklerinden başka ilmimiz yoktur" ayetinin tefsiri hükümündedir.

Elbete bir padişahın herhangi raiyeti ile konuşması ile Elçisine konuşması farklıdır.
Biz derece itibari ile Peygamberlere gelen vahiy ile sıradan zihayata gelen vahiy arasında ki farkı ayırt etmek için Vahiy, ilham,sünuhat, hissikabl'l vuku ve hakeza gibi tabirler kullanıyoruz. Her biri Rab ismi ile alakalıdır. Her biri vahiydir. Ancak, arasındaki farkı anlatmak açısından her vahiy mertebesine isimi ile anlatmak uygundur. Ta ki fitne kapısı kapansın.

Böyle düşünüyorum.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

77

21.11.2007, 18:25

:cry:

Hulusi Kardeşim, yazdıklarım doğrudur demedim. Ben fikirlerimin yanlışının gösterilmesini severim. Belki alışılmış bir durum değil ama öyle.

Sordun cevap verdim. Cevabımı eleştirmek sırası sende.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 2

Konum: erzurum

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

78

21.11.2007, 18:56

risale i nur vahiy mi ilham mı

kesindir ki vahiy değildir.şbundan sebep ise peygamberlere sade ve sadece vahiy gelir.son peygamber ise HZ. MUHAMMED(SAV.) dir.vahiy olduğunu savunmak insanı peygambere karşı saygıda kusura götürür.

79

21.11.2007, 19:24

Erdem kardeşim, biz Hz. Meryem'e Cebrail(a.s)'nin gözükmesinin niye vahiy sayılamıyacağını tartışıyoruz. Elbette vahiy peygamberlere hastır. Ancak, Allah Kur'an'da görüleceği üzere Peygamber olmayanlara da vahy etmiş.

Mesela, "arıya vahyetmiş"
"Hz. Musa'nın annesine vahyetmiş"
"Hz. Meryeme vahyetmiş" ve hakeza.

ışte bunlara gelen vahiy ile Peygamberlere gelen vahiyler arasındaki farkı konuşuyoruz.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

80

22.11.2007, 08:40

daha önce eklediklerime bir bak ceka kardeşim..

orda üstad arıya gelene ilham demiş..vahiy demememiş..yani meale ilham.., olarak çevirmiş..

birde ilma ile vahiy arasındaki farkları buraya eklemişim..ayetül kübrada oraya bakarsanız..

risale size hatalarınızı gösterir..

selametle kal..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir