kader ve cüz-i ihtiyari meselesi yüzünden bir çok fırka dalelete gitmiş... mutezile ve cebriye gibi gruplar ortaya çıkmış... ama üstad çok güzel bir biçimde açıklamış...
o vecizeden sonki bölmü aktaralım...
Yani, mü'min, her şeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenâb-ı Hakka vere vere, tâ nihayette teklif ve mesuliyetten kurtulmamak için, cüz-i ihtiyârî önüne çıkıyor; ona "Mesul ve mükellefsin" der. Sonra, ondan sudûr eden iyilikler ve kemâlât ile mağrur olmamak için, kader karşısına geliyor; der: "Haddini bil, yapan sen değilsin."
Evet, kader, cüz-i ihtiyârî, ımân ve ıslâmiyetin nihayet merâtibinde; kader, nefsi gururdan; ve cüz-i ihtiyârî, adem-i mesuliyetten kurtarmak içindir ki, mesâil-i imâniyeye girmişler. Yoksa, mütemerrid nüfûs-u emmârenin işledikleri seyyiâtının mesuliyetinden kendilerini kurtarmak için kadere yapışmak ve onlara in'âm olunan mehâsinle iftihar etmek, gururlanmak, cüz-i ihtiyârîye istinat etmek, bütün bütün sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-i ihtiyâriyeye zıd bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir.
burada neden imanın ve islamiyetin son hududu olduğunu açıklıyor üstad... yani insanın nihayette geleceği nokta kader ve cüz-i ihtiyari de bitiyor... mesela kul çok iyilik yaptığında karşına kader çıkıyor diyor fahr ve gururlanma diyor ''yapan sen değilsin''... veya bir kötülük yapacağında kaderimde variherşeyi yapan Allah benim suçum yok dememesi için cüz-i ihtiyari karşısına çıkıyor haddini bil diyor....
işte bu önemli noktalar yüzünden islamiyetin ve imanın esasları arasına girmiş...
amma ilmi ve nazari olmamasının nedeni cüz-i ihtiyarinin ilmi olarak açıklaması yok vicdanla hissediliyor... aynen ruh gibi... yani herkes yaptığı işte cüz-i ihtiyariyi hissediyor... bir işe karar vermede olsun ,en ufak bir işte olsun insan ihtiyarını kullanıyor... bundan anlaşılıyor ki cüz-i ihtiyari vardır... yani kul yaptıklarından sorumludur kader onu hapsetmemiştir...
burada cebriye ve mütezilenin yaptıkları yanlışlıklar ortaya çıkıyor... cebr kulu kaderine mahküm gibi gösteriyor halbuki insanın cüz-i ihtiyarisi var... mütezile de kulu -haşa- kendi amelini yaratmış gibi gösteriyor..halbuki insan cüz-i ihtiyarisiyle birşeyi yapmak ister Allah da o fiili yaratır...
dua ile...