Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

14.10.2006, 23:07

Hayrat ve hasenatın hayatı niyetledir

ı’lem eyyühe’l-aziz! Hayrat ve hasenatın hayatı niyetledir. Fesadı da ucb, riya ve gösterişledir. Ve fıtri olarak vicdanda şuurla bizzat hissedilen vicdaniyatın esası, ikinci bir şuur ve niyetle inkıta bulur.

Nasıl ki amellerin hayatı niyetledir. Onun gibi, niyet bir cihetle fıtri ahvalin ölümüdür. Mesela, tevazua niyet onu ifsad eder; tekebbüre niyet onu izale eder; feraha niyet onu uçurur; gam ve kedere niyet onu tahfif eder. Ve hakeza, kıyas et.


Mesnevi-i Nuriye | şemme | 169
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

2

15.10.2006, 04:26

paylaşım için ALLAH razı olsun...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

3

15.10.2006, 15:30

Amin Ecmain...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

4

15.10.2006, 23:03

Alıntı sahibi ""nuraşığı""

Mü'minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim, dedi:

"Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah'a ve Resûlü'ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah'a ve Resûlü'ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir. "


Kaynak:Buhârî, Bed'ü'l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu'l-ensâr 45, ıtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, ımâret 155. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 16; Nesâî, Tahâret 60; Talâk 24, Eymân 19; ıbni Mâce, Zühd 26
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

5

16.10.2006, 09:54

Allah razı olsun..

Allah, sizi yeminlerinizdeki rastgele söylemelerinizden boş amaçsız sözlerden dolayı sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır yumuşak davranandır.

(Bakara Suresi, 225)

6

16.10.2006, 10:11

Mesela, tevazua niyet onu ifsad eder; tekebbüre niyet onu izale eder; feraha niyet onu uçurur; gam ve kedere niyet onu tahfif eder. Ve hakeza, kıyas et.

bu cümle ne anlatmak istiyor kardeşlerim.bunu nasıl anlayacağız.

7

16.10.2006, 11:40

Alıntı sahibi ""yunusum""

Mesela, tevazua niyet onu ifsad eder; tekebbüre niyet onu izale eder; feraha niyet onu uçurur; gam ve kedere niyet onu tahfif eder. Ve hakeza, kıyas et.

bu cümle ne anlatmak istiyor kardeşlerim.bunu nasıl anlayacağız.



sizlerden ögrendigim kadarıyla tevazunun ve tekebbürün

gururlanmanın fıtrattan gelen bir hal oldugu anlatılıyor

tevazu sahibi olmayan birisi göstermelik tevazu gösterse

bu yapmacık olur iyi niyetli bir insanda tekebbür e

niyetlense sinegin uzun zaman tavus kuşu olamayacagı gibi

fıtri hal eninde sonunda meydana çıkıyor feraset ehli ön

yargılı degilse bu tür insanları soguk karşılıyor

anladıklarım bukadar sizin katkılarınızla yanlışlarımı

düzeltecegim

birde yakını vefat edenin gülmeye çalışması ferahlı sevinç

içinde birisininde üzülmeye niyet etmesi fıtri hali

ucurabiliyor

8

16.10.2006, 13:02

Niyet olmayan birşey için edilir.
fıtratında olana niyet edilirmi.
fıtratınızda yokta oolası için mi niyet edersin.
mademki tevazu,tekebbür,ferah ve gam,keder vicdanında yani fıtratında vardır.

niyetle ne amaçlıyorsun.

tevazu yokta sende olmasınımı istiyorsun.mademki var.tevazunun ne olduğunu biliyorsun .o zaman yapacağın onu işlettirmek.nasıl mı marifetullahla.

marifetullahı olmayan ne tevazu sahibi olur ,nede gururdan kurtulur,nede ferah bulur nede gamdan ve kederden kurtulabilir.

demek bize verilen duyguları işletmemiz lazım.

niyetle dersinki Ya Rabbi ban bahşeddiğin hakiki tevazuya ulaştır.

demek verilen nimetin daha güzeline ulaşmak için niyet edersin.
yoksa bende tevazu yokta niyet edeyim bana verilsin dersen fıtratına aykırı hareket ederek onu yoldan çıkarırsın.ne olur.ucbba düşersin.amellerine güvenirsin.

halnuki insanın yaptığı ameller Allah için yapılır.cennete girmek için değil.cehennemden kurtulmak için değil.

öylede tevazuya güvenemezsin.niyetle tevazu olunmaz.marifetullahla olunur.

9

16.10.2006, 13:07

Niyet bir cihetle fıtrî ahvalin ölümüdür. Meselâ: Tevazua niyet onu ifsad eder, tekebbüre niyet onu izale eder...
Birinci misâlden başlayalım: Bu cümleyi, “insan mütevazi olmak istiyorsa kibirli olmaya niyet etsin” şeklinde anlamak, elbette, doğru değildir. Aynı şekilde ikinci cümleyi de, “insan kendinden kibri izale etmek istiyorsa tekebbüre yani kibirlenmeye niyet etsin” şeklinde yorumlayamayız.



Bu ifadelerin yer aldığı paragrafta vicdanî hükümlerden söz edilir. Demek oluyor ki, vicdanî bir mesele zaten ruhta yerini bulmuştur ve hükmünü icra etmektedir. Onun için ayrıca bir niyet gerekmez. Eğer niyet edilirse, o vicdanî hüküm, gerçek mânâda, ruha hâkim olmamış demektir.



ınsan tevazuya niyet ediyorsa, bu kendisinde tevazunun bulunmadığındandır; “niyetin tevazuyu ifsat etmesi” böyle anlaşılmalıdır. Aynı şekilde, birisi kibirli olmaya niyet etmişse, bu niyet de onun kibirli olmadığının delilidir. Yani bu niyet, o kötü sıfatın onun ruh dünyasından uzak olduğunu gösterir.



tevazu ve tekebbür birer fıtrî hâldir. Bunlara niyet edildiğinde, o fıtrî hâl ölür. Yani, o şahısta bu hâlin bulunmadığı ortaya çıkar.



Öyle anlaşılıyor ki, ıslamiyet görünmek değil, olmaktır. ınsan mütevazi görülebilir, fakat gerçekte mütevazi değilse bu hal onu kurtarmaz. Keza, sözgelimi düşmana karşı görünüşte tekebbür göstermek gerçekte tekebbür olmayıp salih bir ameldir.



Diğer vicdanî hükümler de bunlara kıyas edilebilir.

http://www.sorularlarisaleinur.com/moduller.php?modul=cumle_oku&id=37&kelim e=tevazu

10

16.10.2006, 18:33

Alıntı

Niyet olmayan birşey için edilir.
fıtratında olana niyet edilirmi.
fıtratınızda yokta oolası için mi niyet edersin.
mademki tevazu,tekebbür,ferah ve gam,keder vicdanında yani fıtratında vardır.

niyetle ne amaçlıyorsun.


Her doğan fıtrat üzere doğar. Peki fıtrat değişir mi? Tevazu insanın fıtratında olmalı diyorsanız fıtrat biz doğmadan önce verilmişse tevazunun olmaması bizden kaynaklanmıyor demektir.

Aksi halde fıtrat değişmeli. Tevazu sahibi olmayan bir insan tevazu sahibi olamaz anlamı çıkıyor sanki. Eğer öyleyse sahabe efendilerimizin hayatlarına bakalım. Eskiden ne idiler. ıslam ile tanıştıktan sonra ne oldular.

Her biri tevazunun zirvesindeydiler. Demek ki fıtrattan değil diyebilir miyiz?

Tevazuya niyet etmekten ziyade tevazulu olmayan bir insan nasıl tevazu sahibi olur. Tevazu sahibi olmayan biri tevazu sahibi olmak istiyorsa bunu nasıl başarabilir?

Bir işe niyet etmeden o iş başarılabilir mi?

11

17.10.2006, 07:31

vicdani ve hali olan birşeye niyet edilmez.

ben tevazuluyum desen ameline güvendiğinden ucb oluyor.

ucb da amele güvenmek demektir.

amma sahabe efendilerimiz hal olarak tevazunun zirvesinde idiler.halleriyle yaşıyorlardı.ne bir gurur , ne bir ucb ,ne kibir onlarda yoktu.

tevazulu insanda kiir,gurur,riya olmaz.bunlarda halle yaşanılır.

amma ben niyet ettim tevazuya dersen burda bir ucb,bir gurur,bir riya emaresi
ortaya çıkmaya başlıyor.

fıtratta olmasınıda şöyle anlayacaksın .

Allah senin fıtratına sevgi koymuş.koymasaydı sevginin ne olduğunu anlamazdın.
korku hissini vermiş.vermeseydi eline bıçağı verurabilirdin,çünkü korku hissi olmayan neden korkacak.

misaller çoğatılabilir.
öylede Allah sana tevazu hissini fıtratına koymuş.koymasaydı sen hep gururlu ,kibirli olacaktın.çünkü tevazunun ne olduğunu bilmeyen tevazulu yani alçakgönüllü olabilirmi.

12

17.10.2006, 08:23

Allah razı olsun. Güzel açıklamışsınız. Zaten tevazu hissini Allah koymasaydı fıtratımıza kibirlenmemiz Allah'tan olurdu. Bu da "Yaptığımız her kötülük bizden ve yaptığımız her iyiylik Allah'tan" sırrına ters olurdu.

13

17.10.2006, 10:53

yunusum kardeşim;

güzel açıklamalrınız için teşekkürler.

fakat bir size soru:

bu yazdıklarınız kendi ilminizin tezahürü mü?
yoksa alıntı mı?

saygılar

14

17.10.2006, 11:40

Tamamiyle kendi ilmi. Külliyatı 20 defa okumaktan bahsediyor

15

17.10.2006, 12:42

alıntı olanı zaten belirtmişim.

diğerleri kendi anladıklarım.
hayırdır inşaallah.

16

17.10.2006, 12:45

Alıntı sahibi ""Ubeyde""

Külliyatı 20 defa okumaktan bahsediyor


maşallah. abi bize de dua et bizde okuyalım, istifade edelim inş.
"Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini"

17

17.10.2006, 12:53

Allah tan ne istersen verir.yeter ki samimi istiyelim.

inşaallah herkese nasip eder.

niyet çok önemlidir.

niçin çok okuyacaksın.bunu önceden tespit edeceksin.

tespitin ne kadar güçlüse o kadarda sana ilim gelir.

önce niyetimizin ne olduğunu bulalım.

imanını ve başkasının imanının kurtulması için okuyorsan eğer,
fiillerinde bunu destekliyorsa eğer,o zaman sana bol bol ilim gelir.


selametle.

18

17.10.2006, 12:59

sadece bir soru idi yunusum kardeş;

19

17.10.2006, 13:01

Maşaallah. Allah ilminizi arttırsın.

Yazık o kimseye ki ilmi başkasına caka satmak için öğrenir. şüphesiz onlar büyük bir ziyandadır.

20

17.10.2006, 13:03

Alıntı

Yazık o kimseye ki ilmi başkasına caka satmak için öğrenir. şüphesiz onlar büyük bir ziyandadır.


Allah muhafaza!!

Dua edin bende ilim sahibi olayım sizler gibi ilim sahibi olup ilmiyle amel eden başkalarınında amel etmesine vesile olanlardan inşaallah..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir