Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.
Zitat von »"cevat uykan"«
Maide Suresi 82. Ayet
Yemin olsun ki,iman edenlere insanların düşmanlıkça en şiddetlisi Yahudiler ile Müşrikleri bulacaksın. Ve yine yemin olsun ki insanların Mü'minlere sevgi bakımından en yakın olanları da "biz hiristiyanız" diyenleri bulacasın. Bu da onların içinde herhalde bilgin,abit olanların ve dünyayı terk etmiş olan rahiplerin bulunmasındandır. Ve şüphe yok ki,onlar kibir etmek de istemezler.
Yorumsuz :wink:
Baki Selam
Zitat
(Ümmü Seleme) dedi ki; “Onunla konuşan Cafer ıbn-i Ebu Talip idi ve ona şöyle dedi: “Ey Kral! biz putlara ibadet eden, ölü eti yiyen, bütün pislikleri yapan, sıla’i rahmi kesen, komşuluğu kötü olan, bizden kuvvetlinin zayıfı yediği cahiliyye ehli olan bir kavim idik. Biz bu hal üzere iken Allah (cc) içimizden nesebini, doğruluğunu, güvenirliliğini, dürüstlüğünü, temizliğini bildiğimiz birisini bize elçi olarak gönderdi. O da bizi Allah (cc)’ya ibadet etmeye, onu birlemeye ve bizim ve babamızın, Allah (cc)’dan başka ibadet edegeldiğimiz taşları ve putları terk etmeye davet etti. Ayrıca bize, doğru sözlülüğü, emaneti eda etmeyi, sıla-i rahmi ve güzel komşuluğu, haramlardan ve kan akıtmaktan sakınmayı emretti ve bizi, kötülüklerden, pisliklerden, yalan söylemekten, yetim malı yemekten ve evlilere iftira atmaktan nehyetti. Keza bize sadece bir olan Allah (cc)’ya ibadet etmeyi ona hiçbir şeyi ortak koşmamayı, namazı, zekatı ve orucu emretti.”
(Cafer) dedi ki; “ıslam’ın işleri, bir bir ona sayılıyor, bizde onu tasdik ve iman ediyor ve getirdiği şey üzere ona tabi oluyorduk. Böylelikle yalnızca Allah (cc)’a ibadet ediyor ve ona hiçbir şeyi ortak koşmuyorduk. Onun, bize haram kıldığını haram, helal kıldığını da helal kılıyorduk. Ardından, kavmimiz bize düşmanlık yaptı ve bizleri cezalandırıp, tekrar Allah (cc)'ya ibadetten putlara ibadete geri döndürmek için ve eskiden helal kabul ettiğimiz pislikleri, tekrar helal kabul ettirmek için dinimizde bizleri fitneye düşürüyorlardı. Ne zaman ki, bizi istediklerini yapmaya zorladılar ve bize zulmettiler, bize karşı taşkınlık yaptılar ve dinimizle bizler arasına engel koydular, işte o zaman, bizde senin ülkene (doğru yola) çıktık, seni diğerlerine tercih ettik, senin komşuluğuna sevindik ve senin yanında zulme uğramayacağımızı umduk Ey Kral!” dedi.
(Ümmü Seleme) dedi ki; “Buna binaen, Necaşi ona; “Beraberinde onun (Resul’ün) Allah’tan getirdiği bir şey var mı? dedi.”
(Ümmü Seleme) diyor ki; “Cafer ona, "Evet” dedi.
Hemen peşi sıra Necaşi ona; “Öyle ise onu bana oku.”dedi. Bunun üzerine ona “KAF, HE, YE, AYN, SAD; (suresinin) başını okudu.
(Ümmü Seleme) dedi ki: “Vallahi! Necaşi sakalını ıslatıncaya kadar ağladı. Keza piskoposlarda kendilerine okunanı işittiklerinde Mushaflarını ıslatıncaya kadar ağladılar.
Sonra Necaşi; “Vallahi! Bu ve Musa’nın getirdiği bir tek fenerden çıkıyor” dedi. Sonra da o ikisine; “Haydi varın gidin. Vallahi! size onları ebediyen teslim etmem ve etmeyeceğim.” dedi.