Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz.
Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz.
Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Risale-i Nur hizmeti: pro-aksiyon mu yoksa re-aksiyon mu?
Selam arkadaslar,
Gerek son donemde orata cikan Islam ve Cinsellik etrafindaki -gariptir ki her Ramazan oncesi gibi yine yaptilar yapacaklarini- malum medyanin haberleri, gerekse bu forum ve disarda Nur eksenli yasamaya calisan kardeslerde gordugum bazi tavirlar beni bu soruyu sormaya itti.
Buyrun konusalim bu konuyu. Ama lutfen olaylar uzerinde musahassaslastirmayalim bu konuyu. Guncelden cok genele hitab eden yazilar yazalim. Cunku ne kaybediyorsak guncele takilip kaybediyoruz.
Ne tur bir harekettir Risale-i Nur hareketi ve nasil olmalidir onun mensubu?
Hurmetler
BArish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."
ve aleykümüsselam,
Bu sorun, değişik cemaatleri, aralarındaki farkları ve aktivitelerini de gündeme getirir, sen istemesen de. Nasıldır, nasıl olmalıdır, hizmet rehberinde zaten var, daha üstüne konuşmak nasıl bir iş olur, onu hizmet rehberini iyi okuyup anlamışlara sormak lazım.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.
Selam Kadir abim,
Bilirsin ki bu forumda bu tip seylerden en haz etmeyen kisilerin belki de basinda gelirim. Bu yuzden gayem o tip bir sey acmak degil. Sadece cok asiri bir reaksiyonerlik goruyorum. Oysa Rasulullah SAV reaksiyonla yasamazdi. Onun reaksiyon gozuken halinde dahi pro-aksiyon vardi. Yani adimini atarken kendini bilme, neyi niye yaptiginin cok iyi farkinda olma, ve daha nice hikmetlerle adim atardi. Onun yolunun yolcusu aziz Ustadimizda hep boyleydi.
Bu yuzden aslinda benim konusmak istedigim "hizmet insani" portresi degil. Aksine hizmet insaninin reaksiyon ve pro-aksiyon cizgisinin neresinde durmasi gerektigidir.
hurmetler
barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."
Benim kanaatimce Üstad hem reaktif hem de proaktif bir metod izlemiştir. Ehl-i dalaletin oyunlarını görüp ona göre tedbirler almıştır. Ancak menfiyi nazara vermediği ve yeni bir hizmet metodu ortaya koyduğu ve Kuran ve sünnet yolundan ayrılmadığı için proaktif olarak da hizmet etmiştir. Ancak Bediüzzaman Hazretlerinin hizmet metodunu da, Risale-i Nur'ların muhtevasını da ahirzaman denilen çağımızın problemleri ve ehl-i dalaletin oyunları belirlemiştir düşüncesindeyim...
Ustadin en sert cikislarini yaptigi yerde dahi reaktif oldugunu soylemek cok zordur kanaatindeyim. Cunku reaktif hareket kontrolsuzlugu de beraberinde getirir. Zaten o yuzdendir ki reaksiyon hareketleri kendileri problem olmustur.
burda sakin hintlerde oldugu gibi pasifize olmaktan bahsettigim zannedilmesin. Ama siz hayatinizi baskalarinin size cizdigi rolle geciriyorsaniz biliniz ki reaksiyonersinizdir. Buna en guzel ornek bir kisim insanlarin belli bir programi uygulama calismasi karsisinda saf bir muslumanin ona cevap yetistirmeye calismaktan baska bir sey yapmamasidir. Muslumanin ve de hassaten Nur talebesinin kendi programi olmali ve dunyasini ona gore sekillendirmelidir. O zaman kuyruguna basildiginda ciyaklayan insan tipi sergilemez.
Hem onun reaksiyonu diyebilecegimiz hal ise daha cok aksiyonuna ivme kazandirma olarak olur. Mesela 11 Eylul sonrasinda coklari tepkisel yaklasimlarda bulunurken zaten proaktif olanlar icin durum sadece yaptiklarina ayri bir boyut ve biraz daha hiz kazandirmaktan ibaret oldu. Ayrica uzerine eklenebilecek tek sey, soylemlerine 11 Eylul ile ilgili saglikli bir ekleme yapmalari oldu. Bu da hakikaten toplumda pozitif bir etkilesim olusturdu.
hurmetler
Barish
saygilar ve selamlar
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."
Selam abiler/ablalar,
Aslinda "musbet hareket" dedigimiz kavram bugun "pro-aksiyon" olarak tanimlaniyor. Kendi mesleginin derdi ile ugrasmak. baska mesleklerin ve ya olalarin etkisinde hareket etmemek.
Aslinda Ustadin 2. dunya savasi munasebeti ile kendisine sorulan soruya verdigi o mukemmel cevaba da bu nazarla bakmak iyi olur gii geliyor bana. Aslinda o cevap kendi talebelerinden "musbet hareket" dairesinde hareket etmeyenlere de bir ikazdi. cunku o zamanlarda belki de bazi nur talebeleri vakitlerini savasi takip ederek geciriyorlardi. Oysa musbet hareket geregi cizilen yol haritasi belli idi. Risaleler yazilacak ve cogaltilacak ve dagitilacakti. Cunku dunyanin huzuru bu kitaplarin insanlara ulasmasinda idi.
Peki bugun ne diyor elin hristiyani biliyormusunuz bu kitaplar hakkinda:
"Bu kitaplar kesinlikle sadece muslumanlar icin yazilmamis. Iclerinde bizlerin de faydalanacagi cok sey var."
Ne garip degil mi? Insanlar hicbir cozum uretmeyen sekilde savasa kulak kesilmisken Ustad dunyaya hitap edecek eserler nesrediyordu. Bunu kavrayamayanlara da kibarca "en buyuk gozuken dairede en kucuk, en kucuk gozuken dairede de en buyuk bir sey olabilir" diyordu ve iman hakikatlerinin o kucuk gozuken dairedeki buyuk sey oldugunu ima ediyordu.
Ben bugun kac hristiyana cevsen okumayi, hasta olduklarinda hastalar risalesini okumalarini ve ya evrime karsi tabiat risalesini okumalarini tavsiye ettim bilmiyorum. Ve sanirim bundan sonra da edecegim. Cunku biliyorum ki Risale-i Nur bir yikim hareketi degildir. O bir tamir hareketidir.
hurmetler
Barish
not: Nasil yikim hareketi olsun ki. Onun nasiri olan zat bozuk floresan lambalarini dahi sakliyordu da bir gun talebelerinin onu kirmis oldugini gorunce "niye hep tahrip ediyorsunuz?" mealinde sozler soyledi. Ayni felsefe de bir baska degerli zat da kamp yerinde sineklerin coklugu karsisinda kendisine sinek ilaci kullanilmasi teklif edilince, hic tereddut etmeden saatlerce emekle kurulmus kamp duzenegini bozdurup baska yere tasittiriyordu. Cunku tahrip onlar icin en can yakici hallerdendi.
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."
ve aleykum selam abiler ve ablalar
bende bu konuda bir kaç izlenim aktarmak istiyorum...mesela nur cemaatiyle oteki cemaatleri kıyaslıyacak olsak...genelde oteki cemaatler nurculara pasifsiniz derler...kitap okumaktan başka bir şey yapmıyorsunuz...ya işte çıkın eylem yapın bağırın çağırın... boyle olur mu bu sistemle gider mi? başörtüsü sorunu için neden ses çıkarmıyorsunuz? (ses çıkarmayı eylem vesaire diyim)gibi birçok konuda çıkışırlar....
buradaki nurcuların görüşlerini bilemem ama bunun en önemli nedeni: ilk once iman hizmetinin yani dar dairenin yapılması sonra hayat ve şeriat geldiği olması yani siz eğer islami bir parti getirseniz insanlar ibadetlerini yapmadıktan sonra o islami parti nasıl islamiyeti uygulayıp kökleşebilir...
halbuki insanlar iman ilmiyle nurlanıp ubudiyet gorevlerini yerine getirseler zaten başa da oyle bir yonetim gelecek..'''yani siz nasılsanız o şekilde yonetilirsiniz'''düsturu oynuyoır bence.... onun için hiç bir zaman üstad mehdilik vazifesini kendine almamıştır...çünkü iman sahası daha onemli eğer mehdilik davasında bulunsaydı herkes risale-i nur a belki ülkede şeriat getirmeye çalışan bir eser nazarıyla bakıp onemli olan imani hakikatlere değer gostermeyeceklerdi....
yani risale-i nur ve nur cemaati pasif gibi gorunsede en onemli hizmeti yapıyor bence...bilmiyorum bir kitapta okumuştum(kendini arayan adam)'''bu cumhuriyetin başlarında komunizm i ülkeye getirmek isteyen birisi soyluyor ki'''bizim en büyük düşmanımız ve engelmiz nuırculardır'''diyor halbuki nurcular komunizm e karşı hiç bir zaman silahla veya bu turden yollarla çıkışmamışlardı'''.. bu cevap karşısında karşısındaki diyor ki size karşı olan yani maddi yoldan bunlara savaş açan guruplar hakkında ne dersiniz? diyor ki'''komizm in istediği de budur yani ülkenin içinde kargaşa olması belirsizlik ve güvensizlik ortamının oluşması....
acaba üstad bügün siyaset aleminde kalsaydı inzivaya geçip bu hizmeti başlatmasaydı ne olurdu(yani pasif olmasaydı)...bu kadar dershane ve bu hizmetler olabilirmiydi...ülkenin durumu bu halde olur muydu?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?
Re: Risale-i Nur hizmeti: pro-aksiyon mu yoksa re-aksiyon mu
Ne tur bir harekettir Risale-i Nur hareketi ve nasil olmalidir onun mensubu?
Risale-i Nur hizmeti gerektiği yerde re-aksiyondur gerektiği yerde pro-aksiyondur. Hangi durumlarda, bu ikisinden hangisinin tercih edileceği de kanatimce aşikardır. Mesela bir hakikatın anlatımındaki "sakinlik" her yerde her zaman tutarlı bir davranış olmaz. Kendi nefsimiz dışında, diğer insanlarla olan ilişklerdeki tavrımız karşı tarafın "faydalanacağı" bir şekilde olmalıdır.
ıhya-yı din, ihya-yı millettir. Hayat-ı din, nur-u hayattır.
kesinlikle karsiyim buna. aksiyonun proaksiyonla karismamasi adina ornekler verilebilir:
Iki Cihan Serveri Peygamberimizin SAV Ebu Cendel hazretlerini RA Mekkeli musriklerin eline teslim etmesi reaksiyon eksikliginden olmadigi gibi, kendisinin celallenip (hasa ona celallenmek demek ayiptir. belki hikmeti oyle iktiza etti demek lazim) atini mahmuzlayip savas sirasinda "Ben Allahin Elcisi ve Rasuluyum" diye dusman saflarina girme gayreti reaksiyon degildir. Aynen bunun gibi ifk hadisesinde Hz Aise RAya "Eger boyle yapti isen tevbe et. Allah bagislayicidir" demesi de bir reaksiyon degildir. Bunlarin hepsinde bir hikmet ve pro-aksiyon vardir. Bu yuzden Nur hareketinin oncusu, bu asrin sahibi olan bir zatin hareketlerini reaksiyona indirgemek tam bir hezeyandir.
O hikmet insanini da bircoklari zamaninda aksiyon eksikligi ile itham etmisti. Cunku o dogudaki bircok insan gibi silaha ve ya siyasete sarilmamistir. Sonuc olarak da insanlar onun gibi bir toplum liderinin sessiz kaldigini dusunmustur. Ama eger siz onun Volkan yazilarini ve ya Abdulhamit han ile muhaberelerini okursaniz dersiniz ki bu adam niye reaksiyon veriyor psikolojisine kapilma ihtimaliniz vardir.
Bu yuzden yuzeysel olmamak asildir derim.
Reaksiyon dengesizdir. Onun dengeli olmasi ancak ve ancak bir pro-aksiyonun devami olmasi yolu ile mumkundur.
Saglikli bir reaksiyon ornegi:
Siz elinizde Nurlar Kur'ani hakikatleri kalplere duyrma yollarini ariyorsunuz. Ama birileri sizin yolunuza taslar koyuyor. Pro-aksiyonun devami olan reaksiyonda kisi o insanlarin hidayeti icin dua eder ve daha bir askla calismaya baslar. Ve felsefesi "her havlayana tas atsa idim kendi isimi yapamazdim" psikolojisinin uzantisi olur. Aslinda bu da bir proaksiyondur. Bunda da bir bilincli hareket vardir. Dengelilik vardir.
Aslinda garip olan sey ise budur. Reaksiyon verenler aslinda bela kendisini bulana kadar bir sey yapmayanlardir.Yani reaksiyonerlerin proaksiyon yonu zayiftir.
hurmetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."
Alıntı sahibi ""barish""
