Muhabbet Fedâileri

bu formun baska yerindede belirtildigi gibi risalei nur Hakaiki islamiyaye dair ihtiyaclara kafi gelyor.evet risalei nur Hakaiki imainiye cihetinde kelam ve tasavvuf ilimlerne ihtiyac birakmiyor.

Buna göre Kuran Hadis Fikih gibi seyleri de okumamiz gerekiyor.

Alıntı sahibi ""Fahri Avcu""

Buna göre Kuran Hadis Fikih gibi seyleri de okumamiz gerekiyor.

Bu tur kitaplari'da okumamiz gerekiyor derken evimizde kendimiz mi okumamiz gerekli ? Umumi bir sohbet olurken, Hadis kitaplarindan yada Buyuk Ilmihal veya dediginiz gibi guvenilir kaynakli Fikih kitaplarindan'da okunabilirmi?

aro..

Ben bu konu da daha önce yazdığım bir yazıyı eklemek istedim.


Risale-i Nur şu dehşet asrını Nurlandıran, hak ile batılın , iyi ile kötünün aynı dükkanda satıldığı şu ahir zamanda insan oğlunun başına gelmiş ve verilmiş en büyük bir davayı hal etmektedir. O dava da şüphesiz iman davasıdır.
Bu zamanda ekser Müslüman ımanı taklidi olmasına rağmen ıslam'ı furüat ve teferruatlarına varıncaya kadar uygulamaya ve öğrenemeye çalışmaktadır.
Biz iman ile Allah'ı tanır ve nerden geldik, ne için geldik nereye gidiyoruz sorularına cevap buluruz. ıslam'ı yaşamak o zaman bir anlam kazanır. Yoksa ıslamiyet -mazinin çocukları gibi- takliden bir iman ile iktifa edip, ıslami kaideleri adetvari bir tarzda yaşamak demek değildir. Gerçi eskide ımanin taklid i olması kafi idi, zira o zamanlar imanın kalelerine ilişilmemiş ve kalblere ve akıllara şüpheler bu derece yerleşmemiştir. Bir imani konuda bir makbul alimin sözü muteber olur ve delisiz kabul edilirdi. şimdi ise ekser dalalet iman cenahından gelmekte ve en müşkül şüpheler imana salınmaktadır. Bu yüzden denmiş "Ahir zamanda ıslam'ın yüzde birini yaşayan ehl-i necattır"

ışte ıslam imansız olmaz. ıman'da ıslamsız olmaz.
Risale-i Nur bu zamanda necat için kafi ıslam'i kaideleri verirken ,ımanı taklidten tahkike çıkartmaktadır. Bu dehşetli asrın alim kafirlerinin imana soktuğu şüpheleri zir ü zeber etmiştir.
Risale-i nur talebesini Fıkıh gibi meselelerde olmasada, bir sene müteala ederek okuyanı ımanın mühüm bir alimi yapmaktadır.

Madem din Allah'ın rızasını kazanmak içindir,Madem Allah'ın rızasıda en çok onu tanımakla ve kainatı yaratma gayesi olan olan cemalini ve celalini görmekle mümkündür ve madem Risale-i Nur bize Allah'ı Kur'an'dan aldığı ilhamla sair kitaplardan daha iyi tanıtmaktadır,ve sair imani meseleleri tam halletmekte ve itikadı bozulmaktan kurtarmaktadır; o zaman denilebilir ki, bu devirde Risale-i nur okumak hem hayat-ı dünyeviyeyi hem hayat-ı uhreviyeyi kazanmak için kafidir.

Sair tarikatlarda makam ve mevki önemli olduğu Nur mesleğinde ise hiç bir önem taşımadığı için avamın nazarında değerli olan parlak balon hükmündeki furüatları ve teferruatları öğrenmek ve onlara yaranmak için sair kitaplarla vakit harcamak luzumsuzdur. Hem bu zamanda ıslam'ın beş şartını yerine getirecek bir bilgiye sahip olup, o bilgilerle ibadet ve kulluk eden imanı tahkiki olmak şartı ile ehl-i necattır.
Risale-i Nur bu asırda Allah'ın rızasını kazanmak için ve bu asrın tüm hastalıklarına ilaç olamak için kafidir.

Madem gaye budur. Risale-i Nurla iktifa etmek elzemdir. Çünkü,imanımız bu derece tehlike altında iken ıslam'ın yüzde birlik kısmı ile amel etmek kafidir. Diğer kısımlar için bin başımız olsa feda olsun; ama onların ilmini tahsile vaktimiz yoktur. Lüzum da yoktur. ışte bu noktada Risale-i Nur talebesi olmayan kardeşlere bu meseleleri havale edip o işlere ilgilenmeyi vakitsizlikten terk ediyoruz.

ıslam'ın o yüzde birlik kısmıda faraizi yerine getirmek, kebairi terk etmek ve küçük günahları işlememeye gayret edip, sünnet-i seniye ahkamına mümkün olduğunca uymaktır. Bu devirde bu yüzde biri yapan herkez imanı olmak şartı ile ehl-i necattır.