Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

20.04.2005, 00:38

risale-i nurun mesleği

Risale-i Nurun mesleğiise,vazifesini yapar,Cenab-ı Hakkin vazifesine karişmaz.Vazifesi tebliğdir;kabul ettirmek Cenab-i Hakkin vazifesidir................Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz,dünya işlerine siper edilmez.Çünkü ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle ,dünyevi maksatlar onunla kasten istenilmez;istenilse ihlas kırılır;o ehemmiyetli ibadet şekli değişir.............
kastamonu lahikasindan....

inşirah arslan

2

20.04.2005, 11:30

Alıntı sahibi ""ONYEDıNCı LEMA/ ONÜÇÜNCÜ NOTA / BıRıNCıSı""


Tarîk-ı Hakta çalışan ve mücahede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenab-ı Hakk'a ait vazifeyi düşünüp, harekâtını ona bina ederek hataya düşerler. Edeb-üd Din Ve-d Dünya Risalesi'nde vardır ki: Bir zaman şeytan, Hazret-i Îsa Aleyhisselâm'a itiraz edip demiş ki: "Madem ecel ve herşey kader-i ılâhî iledir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl öleceksin." Hazret-i Îsa Aleyhisselâm demiş ki: اِنَّ لِلّهَ اَنْ يَخْتَبِرَ عَبْدَهُ وَ لَيْسَ لِلْعَبْدِ اَنْ يَخْتَبِرَ رَبَّهُ yâni: "Cenab-ı Hak abdini tecrübe eder ve der ki: Sen böyle yapsan sana böyle yaparım, göreyim seni yapabilir misin? diye tecrübe eder. Fakat abdin hakkı yok ve haddi değil ki, Cenab-ı Hakk'ı tecrübe etsin ve desin: Ben böyle işlesem, sen böyle işler misin? diye tecrübevâri bir surette Cenab-ı Hakk'ın Rubûbiyetine karşı imtihan tarzı sû-i edebdir; ubûdiyete münafîdir."

Madem hakikat budur, insan kendi vazifesini yapıp Cenab-ı Hakk'ın vazifesine karışmamalı.

Meşhurdur ki: Bir zaman ıslâm kahramanlarından ve Cengiz'in ordusunu müteaddid defa mağlup eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler: "Sen muzaffer olacaksın, Cenab-ı Hak seni galib edecek." O demiş: "Ben Allah'ın emriyle, cihad yolunda hareket etmiye vazifedarım, Cenab-ı Hakk'ın vazifesine karışmam; muzaffer etmek veya mağlub etmek onun vazifesidir." ışte o zat bu sırr-ı teslimiyeti anlamasiyle, harika bir surette çok defa muzaffer olmuştur.

Evet insanın elindeki cüz-i ihtiyarî ile işledikleri ef'allerinde, Cenab-ı Hakk'a âit netaici düşünmemek gerektir. Meselâ: Kardeşlerimizden bir kısım zatlar, halkların Risale-i Nur'a iltihakları şevklerini ziyadeleştiriyor, gayrete getiriyor. Dinlemedikleri vakit zaîflerin kuvve-i maneviyeleri kırılıyor... şevkleri bir derece sönüyor. Halbuki Üstad-ı Mutlak, Mukteda-yı Küll, Rehber-i Ekmel olan Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, وَمَا عَلَى الرَّسُولِ اِلاَّ الْبَلاَغُ olan ferman-ı ılâhîyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanların çekilme
sh: » (L:122)
siyle ve dinlememesiyle daha ziyade sa'y ü gayret ve ciddiyetle tebliğ etmiş. Çünki اِنَّكَ لاَ تَهْدِى مَنْ اَحْبَبْتَ وَلكِنَّ اللّهَ يَهْدِى مَنْ يَشَاءُ sırrıyla anlamış ki: ınsanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenab-ı Hakk'ın vazifesidir. Cenab-ı Hakk'ın vazifesine karışmazdı.

Öyle ise; işte ey kardeşlerim! Siz de, size âit olmayan vazifeye harekâtınızı bina etmekle karışmayınız ve Hâlikınıza karşı tecrübe vaziyetini almayınız!...

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

3

20.04.2005, 12:18

Risale-i Nurlar çok kıskançtır ve kendine aşık olmayana yüzündeki peçeyi sıyırmaz


imzanız çok guzel kardeş

hamdi

Stajyer

Mesajlar: 60

Konum: türkiye

Meslek: öğrenci

Hobiler: spor,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

4

21.04.2005, 12:44

az önce sitede dolaşırken bir kardeşin imzasını gördümde. bizim mesleğimizle ilgiliyi yazmış

''Bizim mesleğimizde sohbet-i sûriye ehemmiyeti azdır. (Kastamonu Lâhikası, s. 159)''
zalimi sevemem
zûlmü alkışlayamam
gelenin keyfi için
kalkıp geçmişime sövemem

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

5

21.04.2005, 14:01

Alıntı

''Bizim mesleğimizde sohbet-i sûriye ehemmiyeti azdır. (Kastamonu Lâhikası, s. 159)''

yani?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

6

21.04.2005, 14:28

Alıntı sahibi ""alkan_unal""

yani?

Bizim mesleğimizde sadece görünüşte olan, gayr-ı ciddi sohbetin ehemmiyeti azdır.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

7

21.04.2005, 14:35

selamın aleykum

gayri ciddi derken abi yani malayani sohbet mi oluyor...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

8

21.04.2005, 16:48

evet, boş, luzumsuz, small talk veya gençler arasında "geyik" muhabbeti diye tarif edilen sohbet türü...
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir