Giriş yapmadınız.

41

11.01.2012, 15:28

Alıntı

FORUM KURALLARI
7- Foruma ayrı isimler altında kayıt olup mesaj göndermek. Bu durumda üyeliğiniz iptal edilir!
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

gaib

Stajyer

  • "gaib" bir erkek
  • Konuyu başlatan "gaib"

Mesajlar: 94

Konum: Ankara

Meslek: Teknisyen

Hobiler: Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam

  • Özel mesaj gönder

42

11.01.2012, 15:45

gaib dışındaki hesaplarımı iptal edebilir misiniz?

gaib dışındaki hesaplarımı iptal edebilir misiniz?

Diğerleri: Ahmed Said Yaşar ve yaşargürt ve recul-i facir ve Mehdi-yi Muntazır.
Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın adalet-i İlâhî! Yaşasın ittihad-ı millî! Ölsün ihtilâf! Yaşasın muhabbet-i millî!.. Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam! Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler! Yaşasın satvet-i muşahhas ordular! Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet-i ahrâr ve Nur talebeleri.
Said Nursî

43

11.01.2012, 15:48

İptal ettirmek istediğiniz üyelik isimlerini Webmaster'a mesaj göndererek sildirebilirsiniz. Üyelik iptali sadece Webmaster'ın yetkisinde. Ya da diğer isimlerle giriş yapmaz, yazı yazmayabilirsiniz
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

gaib

Stajyer

  • "gaib" bir erkek
  • Konuyu başlatan "gaib"

Mesajlar: 94

Konum: Ankara

Meslek: Teknisyen

Hobiler: Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam

  • Özel mesaj gönder

44

11.01.2012, 22:23

Zübeyir Abi dahi Hüsrev Efendi'den özür diliyor. Mektub gönderiyor. Pişman oluyor. Bu mektub Hayrat Vakfı'nda mevcut. Zamanı gelince açıklanacak. Hatta Zübeyir abi Hüsrev Efendi'yi ziyaret etmek niyet ediyor. Hüsrev Efendi ona gelmek nasib olmayacak diyor

Hüsrev agabeye saygimiz sonsuz; Hüsrev agabeyin Üstadimiza ve Risale-i Nur hizmetine neler yaptigini bildigimiz halde.
Burada bir şey dikkatimi çekti. Kusuruma bakmayın. Şu kısmı açabilir misiniz? " Hüsrev agabeyin Üstadimiza ve Risale-i Nur hizmetine neler yaptigini bildigimiz halde." bu kısım kafamı karıştırdı.

Hüsrev Efendi, Bediüzzaman Üstadımıza ve Risale-i Nur hizmetine ne yapmış? Açar mısınız? Lütfen bilmek istiyorum. Acaba Hüsrev Efendi bir müfsid mi? Yanlış bir insanın mı arkasından gidiyoruz. Bir ihaneti mi var? Davaya ve Hizmete ihanet mi etmiş?. Veya talebeler arasında ayrılığı Hüsrev Efendi mi başlattı öğrenmek istiyorum.

Çünkü benim bildiğime göre Zübeyir Abi dahi Hüsrev Efendi'den özür diliyor. Mektub gönderiyor. Pişman oluyor. Bu mektub Hayrat Vakfı'nda mevcut. Zamanı gelince açıklanacak. Hatta Zübeyir abi Hüsrev Efendi'yi ziyaret etmek niyet ediyor. Hüsrev Efendi ona gelmek nasib olmayacak diyor. Ve Zübeyir abi vefat ediyor.
Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın adalet-i İlâhî! Yaşasın ittihad-ı millî! Ölsün ihtilâf! Yaşasın muhabbet-i millî!.. Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam! Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler! Yaşasın satvet-i muşahhas ordular! Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet-i ahrâr ve Nur talebeleri.
Said Nursî

gaib

Stajyer

  • "gaib" bir erkek
  • Konuyu başlatan "gaib"

Mesajlar: 94

Konum: Ankara

Meslek: Teknisyen

Hobiler: Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam

  • Özel mesaj gönder

45

11.01.2012, 23:32

Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal ve istenen bir süreç değildir. Tamamen gizli düşmanların ve casusların ve gövdenin içine giren kurtların parmak karıştırması ile talebeler arasında fitne ve ayrılıkların başlamasıdır. Üstadımız hay

Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal ve istenen bir süreç değildir. Tamamen gizli düşmanların ve casusların ve gövdenin içine giren kurtların parmak karıştırması ile talebeler arasında fitne ve ayrılıkların başlamasıdır. Üstadımız hayatta iken dahi bu planlarını hayata geçirmeye çalışmışlar fakat Üstadımızın ikazları ve hayatta olması ve de herkesin kabul ettiği hiç bir ihtilafa düşmediği vazifeli bir kumandan olmasından dolayı muvaffak olamamışlardır. Elhamdülillah. Hatta Üstadımızı dahi çürütmmeye çalışmışlar. Cenab-ı Hak izin vermemiştir. İnayet-i İlahi'ye ile Üstadımıza saldıranlar Risale-i Nur'dan cevablarını almışlardır.


Fakat Üstadımız vefat edince gizli düşmanlar talebeler arasında tenkid ve gücendirmek ve de karalamalar ile ayrılık rüzgarlarını estirmişlerdir. Risale-i Nur talebelerinin birbirinden ayrılmaları normal bir süreç değildir. Hizmetin akıbeti için en kötü şeydir. Hepimizin kaynağı aynı olduğu halde hepimizin cemaat lideri farklı. Haydi farklı olsun önemli değil diyelim fakat bu liderler hiç birleşiyor ve aralarında bir meclis oluşturuyorlar mı? Güç birliği yapıyorlar mı. İşte bu nokta bizi aşıyor. Bu liderlerden şunu bekliyoruz. Risale-i Nur ve Risale-i Nur camiasında muteber kaynaklar toplansın ve hizmet metodu nasıl olmalı bizler ne yapmalıyız. Risale-i Nur'a ayna mı oluyoruz perde mi düşünsünler. Eğer benim hocam Seyyid Hafız Said Nuri Ertürk dahi Risale-i Nur'a ayna değil perde oluyorsa ona da bağlanmam. Körü körüne taklit istemem. Araştırırır delile bakarım. Risale-i Nur'a ters neyi varsa kabul etmem. Çünkü Bediüzzamn Üstadımız bize öyle ders veriyor:

Sual: Neden hüsn-ü zannımıza su-i zan edersin? Eski padişahlar ve eski hükûmetler seni haktan çeviremedi. Jön Türkler sizi kendilerine râm ve müdaheneci edemediler. Zira seni hapis ettiler, asacaklardı; sen tezellül etmedin. Merdane çıktın. Hem sana büyük maaş vereceklerdi, kabul etmedin. Demek sen onların taraftarlığı için demiyorsun. Demek hak taraftarısın.


Cevap: Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.


Sual : Nasıl anlayacağız? Biz câhiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.

Cevap: Çendan cahilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil... İşte, müştebih ağaçları gösteren semereleridir. Öyleyse, benim ve onların fikirlerimizin neticelerine bakınız. İşte birisinde istirahat ve itaattir. Ötekisinde ihtilâf ve zarar saklanmıştır.

Size bir misal daha söyleyeceğim:
DEVAMI: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=4760

Sual: Kafirlerin zemmi hakkında yalnız iki ayetle iktifa edilmiştir. On iki ayetin hülasasıyla münafıklar hakkında yapılan itnab neye binaendir?
Cevap: Münafıklar hakkında itnabı, yani tatvili icap ettiren birkaç nükte vardır:
Birincisi: Düşman meçhul olduğu zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa dahahabis olur. Aldatıcı olursa, fesadı daha şedit olur. Dahili olursa, zararı daha azim olur. Çünkü; dahili düşman kuvveti dağıtır, cesareti azaltır. Harici düşman ise, bilakis, asabiyeti şiddetlendirir, salabeti arttırır. Nifakın cinayeti, İslam üzerine pek büyüktür. alem-i İslamı zelzeleye maruz bırakan nifaktır. Bunun içindir ki, Kur'an-ı Azimüşşan, ehl-i nifaka fazlaca teşniat ve takbihatta bulunmuştur.

Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın adalet-i İlâhî! Yaşasın ittihad-ı millî! Ölsün ihtilâf! Yaşasın muhabbet-i millî!.. Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam! Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler! Yaşasın satvet-i muşahhas ordular! Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet-i ahrâr ve Nur talebeleri.
Said Nursî

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

46

12.01.2012, 00:41

Hüsrev agabey müfsid degildir. Biz burada ortak noktalari ve cemaatlerin kesisme noktalarini ariyoruz. Tarih apacik ortadadir arastirmak ve bilmek gerekir, fakat kulaktan duyma ve o dedi bu dedi ile olmaz. Mazi sadece ibret icin gerekir. Ayni meseleleri tartisip konusmak hic fayda etmez.

Ittihad etmek icin bugünü ve yarinlari tartismamiz gerek. Islam adina neler yapabiliriz? Kurani nasil duyurabiliriz? En önemlisi Alem-i Islam olarak Allahin marziyatini nasil elde edebiliriz?
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

gaib

Stajyer

  • "gaib" bir erkek
  • Konuyu başlatan "gaib"

Mesajlar: 94

Konum: Ankara

Meslek: Teknisyen

Hobiler: Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam

  • Özel mesaj gönder

47

12.01.2012, 06:32


Mazi sadece ibret icin gerekir. Ayni meseleleri tartisip konusmak hic fayda etmez.

Ittihad etmek icin bugünü ve yarinlari tartismamiz gerek. Islam adina neler yapabiliriz? Kurani nasil duyurabiliriz? En önemlisi Alem-i Islam olarak Allahin marziyatini nasil elde edebiliriz?
Allah razı olsun ben de aynı fikirdeyim tarih ibret içindir. Tarih tekerrürden ibarettir derler. Hataların tekerrür etmemesi için maziyi bilmek gerekir. Maziyi bize en güzel Risale-i Nur anlatıyor. Eğer Risale-i Nur'a göre hareket edersek aynı hatalara düşmeyiz. Üstadımız bize gerekli uyarı ve ikazları yapmış. 20. ve 21. Lem' a, Uhuvvet Risalesi ve bir çok yerde reçeteyi sunmuş.

Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın adalet-i İlâhî! Yaşasın ittihad-ı millî! Ölsün ihtilâf!Yaşasın muhabbet-i millî!.. Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam! Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler! Yaşasın satvet-i muşahhas ordular! Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet-i ahrâr ve Nur talebeleri.
Said Nursî
Yaşasın şeriat-ı garrâ! Yaşasın adalet-i İlâhî! Yaşasın ittihad-ı millî! Ölsün ihtilâf! Yaşasın muhabbet-i millî!.. Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam! Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler! Yaşasın satvet-i muşahhas ordular! Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet-i ahrâr ve Nur talebeleri.
Said Nursî

  • "yaşargürt" bir erkek

Mesajlar: 36

Konum: Ankara

Meslek: Teknisyen

Hobiler: Risale-i Nur ve İttihad-ı İslam

  • Özel mesaj gönder

48

02.02.2012, 11:18

Üstadımız bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslam diyor. Risale-i Nur'a göre İttihad-ı İslam nedir?

Risale-i Nur'a göre İttihad-ı İslam

Üstadımız bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslam diyor. Risale-i Nur'a göre İttihad-ı İslam nedir?
<img src="http://www.risaleonline.com/Themes/Kibar/images/Discussion.png" align="absmiddle" alt="Cevap" /> Cevap

İSLÂM BİRLİĞİ

Alıntı

“Hepiniz Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin.”
(Al-i İmran, 103)

Alıntı

“Allah’a ve Resulüne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de, kuvvetiniz (devletiniz) elden gider.”
(Enfal, 46)
Avrupa tarihi, din savaşları, mezhep savaşları, milletler arası savaşlarla dolu kanlı bir tarihtir.
Avrupa’da milletlerarası savaş eksik olmuyordu. 14 ve 15. yüzyıllarda Fransa ve İngiltere arasındaki savaş “100 Yıl Savaşları” olarak bilinir. Avrupa’da 1618-1648 yılları arasında yapılan savaşlar, tarihe “30 Yıl Savaşları” olarak geçmiştir. (Bu dönemde Fransa’da Sen Bartelmy katliamında, bir gecede 40 bin Protestan, Katolikler tarafından vahşice öldürüldü.) Yine 20. yüzyılda milyonlarca insanın ölümüne sebep olan iki dünya savaşı Avrupa devletleri arasında oldu.
Yahudiler de bütün Avrupa’da, yüzyıllar boyunca katliamlara maruz kaldılar.
Fakat günümüzde bu savaş ve anlaşmazlıkların hepsi unutulmuş görünüyor.
Kendi aralarında yüzyıllarca savaşan Avrupa devletleri, şimdi “Avrupa Birliği”ni oluşturdular ve dünya üzerinde büyük bir güç odağı haline geldiler.
Hıristiyan mezhepleri arasında bugün bir sıkıntı olmamakla beraber, onların Yahudilerle bile anlaştıklarını, birleştiklerini görüyoruz.
Yahudiler, yüzyıllarca dünyanın her tarafında dağınık ve sefil bir şekilde yaşarken, 20. yüzyılda Siyonizm düşüncesiyle bir araya geldiler ve dünya üzerinde büyük bir güç oluşturdular. Dünyadaki nüfusları 20 milyon olduğu halde, siyasi ve ekonomik alanda yedi milyar dünya nüfusuna tesir edecek bir konuma geldiler.
***
Yahudi ve Hristiyanların ittifak ettikleri şu dünyada, birlikteki kuvveti anlamayan galiba yalnızca biz Müslümanlar kaldık.
Günümüzde, Müslümanlar arasını birleştirecek, pek çok ortak bağ olduğu halde, hala bir İslâm birliği oluşturulamamıştır.
Bugün dünya nüfusunun 1/5’ini Müslümanlar oluşturmaktadır (bir buçuk milyar). Fakat siyasi, ekonomik ve kültürel alanda, dünya çapında hiçbir tesirleri yok.
Müslümanların, dünya üzerinde büyük bir nüfusa ve ekonomik potansiyele sahip olmakla beraber, tesirsiz olmalarının temelinde, birlik ve beraberlik ruhuna sahip olamayışları vardır. Eğer siyasi, ekonomik ve kültürel birliktelik sağlanabilse, dünya dengelerini değiştirecek yeni bir güç ortaya çıkacak.
Teorik olarak bütün Müslüman fert ve devletler, Müslümanlar arası ittifakın, dünya üzerinde maruz kalınan siyasi, ekonomik, kültürel bütün felaketlerden kurtulmaya vesile olacağını, aynı zamanda bunun Allah’ın emri olduğunu, çok iyi bilir ve bunu temenni ederler. Fakat iş pratiğe gelince bazı şartlanmışlıklardan ve nefsanî, şahsi garazlardan kurtulupta bunu gerçekleştiremezler.
İslâm düşmanlarının bir İslâm birliğinden korktuğu ve bu birliği baltalayabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları doğrudur. Fakat zaten onlardan da başka bir şey beklemekte saflık olur.
Risâle-i Nûr’da İttihad-ı İslâm
Üstad Bediüzzaman, Müslümanlar arası ittifaka büyük önem verir. Hayatında yaptığı faaliyetlerle ve eserleriyle bu ittifakı gerçekleştirmeye çalışmıştır. Hayal ettiği İslâm birliğini şöyle tasvir eder:

Alıntı

Tarif ettiğim ve dahil olduğum ittihad-ı Muhammedînin (sav) tarifi budur ki:
Şarktan garba, güneyden kuzeye uzanan nuranî bir silsile ile bağlanmış bir dairedir. Dahil olanlar da bu zamanda üç yüz milyondan ziyadedir.[1] Bu sözlerin 1910 yılında söylendiği unutulmamalıdır.
[2] Mektubat, s, 413. (Hutbe-i Şamiye’den)
[3] Mektubat, s, 423. (Hutbe-i Şamiye’den.)


http://www.risaleonline.com/soru-cevap/r…ittihad-i-islam
Yaşasın şeriat-ı garrâ!

Yaşasın adalet-i İlâhî!

Yaşasın ittihad-ı millî!

Ölsün ihtilâf!

Yaşasın muhabbet-i millî!..

Gebersin ağrâz-ı şahsiye ve fikr-i intikam!

Yaşasın şecaat-ı mücessem askerler!

Yaşasın satvet-i muşahhas ordular!

Yaşasın akıl ve tedbir-i mücessem dindar cemiyet...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir