Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

1

08.02.2011, 02:59

Hizmet Rehberi

Zamanımızın Kur'ân rehberi

Bediüzzaman, Risâle-i Nur Külliyatı ile, günümüzde takip edilmesi gereken hizmet tarzını; İslâm’a cephe alan bütün felsefik akımlara, sistemlere, doktrinlere karşı nasıl bir strateji takip edilmesi gerektiğinin çerçevesini çizmiş; böylelikle Kur’ân’ın ve Sünnet’in çağımızdaki içtimâî, siyasî stratejisini; hizmet metotlarını tecdid etmiş/yenilemiştir.

Ali FERŞADOĞLU

afersadoglu@hotmail.com fersadoglu@yeniasya.com.tr

Münâzarât isimli eseri için, “Elhâsıl, şu kitap, tarafımdan cevap, onların cânibinden suâl etmek vazifesiyle mükelleftir. Hem de siyâset tabiblerine, teşhis-i illete (siyaset doktorlarına hastalığı teşhise) dâir hizmet ile muvazzaftır (görevlidir)” 1 der.

Lâhika mektuplarını da her vesileyle okumak, anlatmak; oradaki içtimâî-siyasî ölçülerden de istifade etmek gerekir.

Risâle-i Nur’u taramaya fırsat bulamayan, ancak, temel hizmet stratejisini ve içtimâî ölçülerini öğrenmek isteyenlere kısa bir yol tarif edeciğim: “Hizmet Rehberi” ile “Beyanat ve Tenvirler” isimli eserlerin yalnızca “içindekiler” bölümünün başlıkları okunsa bile kâfî.

İşte Risâle-i Nur’un özellikleri, Üstadın Hizmet Rehberi’ndeki tavsiyeleri ve çizdiği hizmet stratejisi maddelerinden birkaçı:

“Risâle-i Nur, istikbali de aydınlatan bir Kur’ân tefsiridir.”, “Risâle-i Nur, şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilâçtır.”, “Risâle-i Nur, sadece iman dersi değil, içtimâî ders de verir.”, ”Risale-i Nur, İslâmiyet ve vatan zararına her türlü cereyana karşı koyar.”, “Nurcular, bir siyasî cereyana dahil ve tâbi olmaz; sadece haklı tarafa yardımcı ve dost olur.”, “Risâle-i Nur’un hizmetinde şahsın vazifesi sadece tebliğdir, netice Allah’a aittir.”, “Risâle-i Nur’da, herkese ihtiyacı olanı vermek esastır.”, “Nur Talebesi, kendisi haklı da olsa kardeşini tenkit etmemeli”, “Birbirinin kusurunu örtmeye çalışmalı”, “Birbirine sui-zan etmemeli”, “Münakaşa etmemeli”, “Güven duymalı ve yardım etmeli.”, “Kuvve-i maniyesini arttırmalı”, “Risâle-i Nur’a sadakat, sebat ve metanetle bağlanmalı.”, “Sadakat, sebat ve sıkı irtibat içinde olmalı”, “Manevî fırtınalara karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalı; iman hizmetkarlığını gizlememeli”, “Şer’î meşvereti esas tutmalı”, “Namaz tesbihatını terk etmemeye çalışmalı.” 2

Ve gerek imânî, gerek ahlâkî, gerek iktisadî, gerekse siyasî meseleler, çalkantılar ve baskılarla karşılaştığımızda kardeşlerimizi tenkit ve onlara küsme yerine Üstad’ın şu tavsiyelerine kulak vermeliyiz:

“Sizler, ara sıra, İhlâs ve İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte Risâlesini mâbeyninizde beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkalâde sebat ve metanet ve tesanüt ve ittifakınız, bu memlekete medâr-ı iftihar olacak ve istikbalini kurtaracak derecededir. Dikkat ediniz, bu yeni fırtına sizin tesanüdünüzü bozmasın.” 3

Evet, deryalar gibi kesbî ilmiyle, uçsuz-bucaksız vehbî ilmiyle, ferâsetiyle ve yüz seni önceki teşhisleriyle günümüzü aydınlatmış ve tam isabet etmiş olan Bediüzzaman’ın eserleri, bütünüyle ve lâyıkıyla okunmayı bekliyor.

NOT: Muhterem Bekir, Ahmet ve Nusret Gönüllü kardeşlerimin annesi; muhterem Faik Altun'un kayınvalidesi muhtereme Fatime Gönüllü'nün vefatını teessürle öğrendim. Merhumeye Cenâb-ı Hak'tan rahmet, geride kalanlara sabr-ı cemil niyaz ederim.

Dipnotlar: 1- Münâzarât, s. 20.; 2- Hizmet Rehberi, s. 22., 24., 50., 53., 54., 116., 110., 110., 210., 215., 216., 217., 218., 225., 245., 248., 252., 253.; 3- Kastamonu Lâhikası, s. 172.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

08.02.2011, 04:32

Kendime ait, benim ihtiyaclarimi farkli bir sekilde gideren hususi bir hizmet rehberi hazirlamayi düsünüyorum. Pencere icinde pencere acmak düsüncesindeyim. Ihlas Risalesinden baslayip, hizmetin düsturlarini siralayan ve imani ve siyasi tesbitleri bu risalelerin icerisindeki bahislerden yola cikarak devam etmek istiyorum.

Mesela:

1. Ihlas Risalesi
2. Sefkat Tokatlari Risalesi
3. Hazreti Gavs ve Hazreti Alinin kerametleri
4. Uhuvvet Risalesi
5. Hucumati sitte

ila ahir..

ve bu sekilde Külliyati bitirmek istiyorum, gerci Birinci sözü de alabilirim en evvel.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

3

08.02.2011, 07:49

MaşaALLAH BAREKALLAH...Çok güzel çalışmalar,çok seviniyoruz bu yoldaki gelişmeleri duydukça..ALLAH(C.C.) muvaffak eylesin,hayırlı çalışmalarınızı bekliyoruz inşaALLAH.
Edep aklın suretidir !

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

4

10.02.2011, 21:47

Risale-i Nur mesleğinin dokuz esası

Ehl-i hidâyet ve diyânet ve ehl-i ilim ve tarîkat, hak ve hakîkate istinad ettikleri için ve herbiri bizzat tarîk-ı hakta yalnız Rabbini düşünüp tevfikına îtimat ederek gittiklerinden, manen o meslekten gelen izzetleri var. Zaaf hissettiği vakit, insanların yerine Rabbine müracaat eder, medet Ondan ister. Meşreplerin ihtilafıyla, zahir meşrebine muhalif olana karşı muavenet ihtiyacını tam hissetmiyor, ittifaka ihtiyacını göremiyor. Belki hodgâmlık ve enâniyet varsa, kendini haklı ve muhalifini haksız tevehhüm ederek, ittifak ve muhabbet yerine, ihtilaf ve rekabet ortaya girer. İhlası kaçınr, vazifesi zîr ü zeber olur.

İşte, bu müthiş sebebin verdiği vahim neticeleri görmemenin yegâne çaresi, Dokuz Emirdir.

1. Müsbet hareket etmektir ki, yani, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adaveti ve başkalarının tenkîsi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin, onlarla meşgul olmasın.

2. Belki, daire-i İslamiyet içinde, hangi meşrepte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek...

3. Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise: "Mesleğim haktır," yahut "daha güzeldir" diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini îma eden "Hak yalnız benim mesleğimdir" veyahut "Güzel benim meşrebimdir" diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek.

4. Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-ı İlahînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle...

5. Hem ehl-i dalalet ve haksızlık-tesanüd sebebiyle-cemaat sûretindeki kuvvetli bir şahs-ı manevînin dehâsıyla hücumu zamanında, o şahs-ı manevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlûp düştüğünü anlayıp, ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı manevî çıkarıp, o müthiş şahs-ı manevî-i dalalete karşı hakkaniyeti muhafaza ettirmek.

6. Ve hakkı, batılın savletinden kurtarmak için,

7. Nefsini ve enaniyetini,8. Ve yanlış düşündüğü izzetini,

9. Ve ehemmiyetsiz rekabetkarane hissiyatını terk etmekle ihlası kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder. HAŞİYE

Lem’alar, s.145-146.

HAŞİYE: Hatta hadîs-i sahîhle, ahir zamanda İsevîlerin hakîki dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacaklan gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakîkat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samîmi ittifak etmek, belki Hıristiyanlann hakîki dindar rûhanîleri ile dahi, medar-ı ihtilaf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve niza etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Bu konuyu değerlendir