Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

17.12.2009, 03:09

Bediüzzaman Almanya'da !

Üstadımız Hz.leri malumunuz üzere , iki buçuk yıl süren Rus esaretinden sonra , bir sevk-i ilahi ile Rusya'dan firar ederken Türkiye'ye , ( ki o zaman Osmanlı ) Almanya üzerinden gelir.
Üstadımız Almanya'da bir müddet kalırlar.
Bunun ışığında , özellikle Almanya'da yaşayan kardeşlerimizin bilgisine ihtiyacım var. Tabii ki Türkiye'deki kardeşlerinde.
a- Üstadımız Almanya'da ne kadar süreyle kalmıştır?
b- Kaldığı bu süre zarfında hangi şehirde ve nerede ikamet etmiştir ?
c- Bu süre içerisinde kimlerle görüşmüştür , bu görüşmelerde neler konuşulmuştur ?
d- Üstadımızın , Almanya'da ikamet ettiği mekan halen mevcut mudur , mevcutsa ne olarak kullanılmaktadır ?
e- 1918 yılında Alman makamları tarfından çekilen bir resim , Tarihçe-i Hayat'ta yer aldığına göre , Almanya resmi makamları Üstadı tanıyorlar mı ? Yoksa o tarihte ülkeye giren herkesin resimleri mi alınıyordu ?
f- Avrupa'nın ve Almanya'nın yüzölçümleri ne kadardır ?
Bu suallere verilecek cevaplarda hatıralar ve duyumlarda yazılabilir.
Bu suallerden maksadım ; Risale-i Nurlar'da geçen önemli bir konuyu daha iyi analiz etmemde yardımcı olacaktır.
O konuyuda sizlerle ayrıca paylaşmak istiyorum.

2

17.12.2009, 21:31



Merhum Mehmed Âkif'in biyografisi olan bir kitapta, Üstâdımızla r.a. beraber

Alman cephesinde Hintli müslümanlara el altından dağıttıkları fetvayı okumuştum..

Fetvayı okuyan hintli müslümanlar Almanların safına kaçarak sığınıyorlarmış..

İngilizler sömürgelerindeki müslümanları getirip cephede çarpıştırmışlar..

Bu ikisi aynı yıllar mı araştırmak lâzım..

Bakayım o kitaba inşAllah..



3

18.12.2009, 20:20

"Alman İmparatoru Vilhelm’in daveti üzerine oradaki Müslüman esirlerle görüşüp onları işrad etmek üzere Akif’in Şeyh Salih Şerif Tunusi ile yaptığı Almanya seyahati, teşkilatın bu çalışmalarını yerinde gerçekleştirmişti.
Mehmed Akif 1914 yılında Berlin’e vardığı zaman kendisine büyük bir otelde geniş bir oda ayrıldı, fakat o burada kalmayı kabul etmedi ve tren istasyonu karşısındaki üçüncü sınıf bir otele yerleşirken de Almanyanın tarihi boyunca hiçbir ferdinde göremeyeceği bir fedakarlık ve fazilet örneği gösterdi.

Akif Almanya’da ilk iş olarak İngilizlerle aynı safta bize karşı çarpışırken esir düşen Müslümanlarla görüştü, onlara Osmanlı Devletinin durumunu anlattı; hilali kurtarmak gayesi ile savaşa sürüldüklerini söyleyerek pişmanlıklarını ifade etmeleri karşısında; “Bizim en büyük derdimiz cahil olmak. Bütün Müslüman aleminin başlıca müsabi bu afet. Onu yenmedikçe, hiçbir ciddi ve şerefli netice elde edilemez. Bence İslam’ın büyüklerinin yapacağı tek şey, birer medeniyet ve irfan mücahidi hüviyedi içinde diyar diyar gezmek, işrad etmek...” diyerek memleket için yapılması gereken ilk ve en önemli çalışmayı belirtti.


Akif Almanya’dayken Çanakkale Savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu. Başka cephelerde de savaşın şiddeti Çanakkale’dekinden az değildi, ama millet bütün ümidini Çanakkale Savaşının neticesine bağlamıştı. Savaşın kazanılması Civan harbinin seyrini bizim ve müttefiklerimizin lehine belki değiştirirdi.

Akif İngilizlerin dessas planları karşısında ümidini Çanakkale’ye bağladı.

“Allah, Allah” sadeleri, namertlerin çelik namlularını karton borular gibi buruşturup yerin dibine batırırcasına, alın terleri gibi tuzlu ve temiz boğazın sularına gömünce, heyecanla hep bu anı bekleyen Akif , “Demekki ölmüyoruz haydi arkadaş gidelim” diye haykırarak Almanya’dan öyle coşkun heyecanla döndü ki, Necid çölleri bile onun, vatan toprağına en uzak köşelerine kadar gitmesini engelleyemedi.


Bu sırada Osmanlı Devleti ve İslam aleminde ortaya çıkan dini meseleleri halletmek ve İslam’a yapılacak hücumları cevaplandırmak için Darü’l-hikmeti’l İslamiye Cemiyeti kuruldu. Ahmet Cevdet, Mustafa Sabri, Bediüzzaman, Said Nursi gibi devrin meşhur ve müntaz alimleri bu cemiyete üye, Mehmed Akif’de başkatip olarak tayin edildiler."

Bahse ettiğim kitab emanet alıp okuduğum bir kitab idi, kitaba ulaşınca o kısmı yazacağım,

nette bulduğum kaynağı belli olmayan bir yazıda benzer mânâlar var..

Yalnız Üstadımız r.a. hakkında ayrıntı pek yok burda..



4

18.12.2009, 20:53



Bu emir üzerine divan-ı harp kuruluyor. Karargâhdaki Türk,
Alman ve Avusturya zâbitleri,

ayrı ayrı Bediüzzaman'a rica ederek Başkumandana tarziye vermesi için ısrar ediyorlar. Verdiği cevab bu oluyor:

"Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resulullaha varmak istiyorum.

Bana bir pasaport lâzımdır. Ben imanıma muhalif hareket edemem."

14. Şuâ


Bu kısımda geçen Alman zâbitler de esirmiymişler Üstadımız r.a. ile beraber..?
------

"Bediüzzaman'ın 4 Mart 1916'da esir olduğu tahmin edilmektedir.

(Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, C. I., İstanbul, 1998, s. 394)."

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

5

19.12.2009, 03:38

netten baktim ama biseye rastlamadim daha..biraz daha arastiralim bakalim.. :utandım:
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

6

19.12.2009, 12:12

Bana yalnız Üstadımızın Almanya'ya vardığı dönemle alakalı hatıralar ve duyumlar hatta söylentiler gerekli. Bunlar int.ortamında olmayabilir. Yazıya geçmemiş olabilir.Orda yaşıyan agabeylerimizin ablalarımızın duyumları olabilir. Yazılı kaynak olması önemli değil benim için. Buradan ben bir sonuca varırım İnşallah.
Mesela şunu biliyorum , biliyorum derken hatıralardan yola çıkarak diyorum :
Üstadımız Almanya'da bir otelde kalıyor. Yaklaşık iki buçuk ay olabilir. Üstadımız Hz. lerinin yanına bir gün Hitler gelir. Ve odada başbaşa yalnız ikisi bir kaç saat görüşürler. Hitler'le alakalı Risalelerde Üstad sarih olarak ondan bahsetmese de , Ahirzamanda vukua gelen olaylarda O'nun çok önemli bir işlevi olduğunu Üstadımızın bir mektubundan anlıyabiliyoruz.
Ama bu konularada Üstadımız Hz. lerinin Almanya'da iken( esaretten dönerken) ki irtibatları hakkındaki rivayet . hatıra hatta duyumları bilen varsa sahih olup olmaması önemli değil onlardan Allah'ın izniyle bir çıkarımda bulunabilirim.

7

19.12.2009, 12:27

Kıyamet, ahirzaman, ahirzamanın dehşetli şahısları ile alakalı Risaleler'de geçen Hadis-i Şerifler'i Üstadımız çok net şekilde yorumlamaktadır.
Bundan yola çıkarak Üstadımız ki O mehdi-i Azam'dır. Bakıyorsunuz Şam'da hutbe veriyor İslam Aleminin kurtuluş beyannamesini neşrediyor. Bakıyorsunuz Kafkaslarda, sonra Rusya'da Kosturma'da, sonra Almanya'da Avusturya'da. Bir şekilde Kader-i İlahi'nin bir remzi olarak ; harp vesilesiyle ,darp vesilesiyle ama bir şeyleri vesile yaparak Cenab-ı Allah Mehdi-i Azam'ını gezdiriyor. Mutlaka maddi alemde, manevi alemde büyük inkılaplar oluyor.Üstadımızın Hıritiyan aleminde , İslam aleminde yerine getireceği görevleri vardır.
diye bir fkir egzersisi yapıyorum.
Üstadımız Hiristiyanların dindarlerından çok bahsediyor , İsevi ruhanilerin üzerinde çok duruyor, özellikle ahirzamanla ilgili hadislerde vs. Üstadımız bir şekilde ki bu konular O'nun görevleri içerisindedir, bunlarla münasebettar.
Bunlardan yola çıkarak Almanya demiştim. Bekliyorum duyumlarınızı İnşallah.
Bu konuyla alakalı mektubu mütalaaya bilahare açmak istiyorum İnşallah.

8

19.12.2009, 22:36

CEVAP: Bediüzzaman Almanya'da !


d- Üstadımızın , Almanya'da ikamet ettiği mekan halen mevcut mudur , mevcutsa ne olarak kullanılmaktadır ?


“Kendisiyle (Bediüzzaman Hazretleriyle) görüşmedim” diyen Kutay Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatıyla alakalı araş­tırmalar yapan Necmeddin Şahiner’e muhtelif zamanlarda ver­diği beyanatlarda şöyle diyor:

1- «1946’da Emirdağ’da Bediüzzaman’ı ziya­ret eden Kutay’a Bediüzzaman Almanya’ya uğrayışın­dan ve iki ay Adlon Oteli’nde kalışından bahseder.
Otelin halen durup dur­madığını sorunca Cemal Kutay’da “bilemiyorum efendim” diye cevap verir.»
(Bilinmiyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Yeni Asya Yayınları, sh: 180)
_______


Ne kadar doğru bilemiyorum tabi.

(Keçelican bulmuş bana göstermişti..)

9

19.12.2009, 22:39


Mesela şunu biliyorum , biliyorum derken hatıralardan yola çıkarak diyorum :


Bu hâtıralar Son Şahitlerde mi geçiyor, ya da şifâhî mi..?

10

29.12.2009, 11:07


Otelin halen durup dur­madığını sorunca Cemal Kutay’da “bilemiyorum efendim” diye cevap verir.»


Kutay 'ın söylediklerine inanmamak lazım. Üstad'ı görmemiş bile adam uydurukcu o.

11

30.12.2009, 09:21

Bu konuyla bağlantılı Bir ders yapalım mı ? '' Bir ders yapalım '' başlıklı konu açacam katkılarınızı bekliyorum İnşallah.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir