Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.09.2012, 10:42

Karagöz İle Hacivat: İbiş'le Domuz Avı

Karagöz ile Hacivat, yanlarına İbiş’i de alıp, Uludağ’a domuz avına
çıkarlar. Önceleri ellerde ok ve yay, kaşlar çatılmış, bakışlar keskin ormanda
domuz ararken, sonraları yorgunlukla birlikte ok yaydan, kaş kaştan, bakışlar
keskinlikten sıyrılır. Sıkıntıyı azaltmak için Karagöz’ün anlatmaya başladığı
av hikâyeleri başına bela olur, çünkü anlattığının hep bir numara büyüğünü
İbiş’ten duymak, Karagöz’ün giderek daha çok sinirlenmesine neden olur.
Karagöz, İbiş’i uçurumdan aşağı atmakla tehdit eder.

İbiş: “ Tamam, beyabi. Kızma bana. Ben de bundan sonra konuşursam iki olsun.
Şimdi rahat rahat istediğini anlat. “

Karagöz: “ Bre İbiş, sussana artık. Bir daha sana av yok. Hacivat, İbiş’i ava
giderken yanımıza alalım demek yok artık. Bu son. “

Hacivat: “ Merak etme Karagözüm. Sen kalbini serin tut. Hiçbir ava İbiş’i
götürmeyiz. “

Daha sonra Karagöz ile Hacivat ve İbiş domuz aramaya devam ederler, fakat
ortalıkta hiç domuz yoktur.

Hacivat: “ Sabahtan beri arıyoruz, bir domuz bile göremedik. Hayatımda böyle
bir şey ne gördüm, ne de duydum. “

Karagöz: “ Göremeyiz tabi, bu İbiş yanımızdayken. Bunun sesini duyan domuz
karşı dağa kaçıyor. İki ok atmış, üç domuz vurmuş. Anlatsana o hikâyeyi bir
daha. “

Hacivat: “ Aman Karagözüm, sinirlenme. İbiş o hikâyeyi anlattı, geçti. Ben inanmadım.
Senin anlattığın hikâyeler daha bir inandırıcı oluyor. “

Karagöz: “ Doğru, çünkü ben olmuş olayları anlatıyorum. Yıllar önce gençken
köyden arkadaşlarla domuz avına gittiydik. On kişiyiz. Ormanda büyük bir domuz
sürüsünü tuzağa düşürdük. Etrafını kuşattık. Baktı domuzlar kaçış yok, birer
birer yanıma geldiler. Ben de çaldım bıçağı boyunlarına, yirmiden sonrasını
sayamadımdı. “

Hacivat: “ Hah hah ha.. İlahi Karagözüm. Sen de değme avcılara taş çıkartırsın.
Avcılıkta, atıcılıkta benden ilerdesin. “

İbiş: “ Benim de yıllar öncesinden bir domuz avı hikâyem vardı, ama beyabi
kızar diye anlatamıyorum. “

Hacivat: “ Yeni bir domuz hikâyesi ha. Ama anlatma. Karagöz’ü kızdırmayalım.
Keşke demeseydin. Merakta bıraktın beni, İbiş. “

Karagöz: “ Ben de meraklandım. Bana bak İbiş, destekli atarsan kızmam ama
desteksiz atarsan, ben seni uçurumdan atarım, bilmiş ol. “

İbiş: “ Tamam beyabi ve Hacıabi. Atışlar destekli olacak. “ İbiş, konuşmasına
devam eder ve ben sekiz yaşındayken der. Karagöz’ün ayağa kalktığını gören İbiş
ağız değiştirir. “ Yani on sekiz yaşındayken demek istedim. “

Bunun üzerine Karagöz: “ Hah öyle söyle. Beni kızdırma. Şimdi devam et. “

İbiş: “ Manda kadar bir domuz bizim tarlalara dadandıydı. Tarlada mısır, bağda
üzüm bırakmadıydı. Ye babam ye. Baktık yedikçe doymaz bu domuz, yakında
ağaçları da yer. Babam, dedem, amcam, yeğenlerim ve ben tarlada, bağda nöbete
durduk. Ben bağda bekliyorum. Bir gün öğle vakti domuz bağa girdi. Zönk zönk
deyip yürüyüp geliyor. Yakaladım domuzu suratına iki tokat, başladı domuz
ağlamaya. Bir yandan da,” Abi, ben sana ne yaptım? Neden vuruyorsun?” diye
vızırdıyor. Ben de bağırdım. Bak şu bağdaki üzümleri ben mi yedim. Başkasının
üzümünü nasıl habersiz yersin. Ben böyle bağırdım ama domuz ne dese beğenirsiniz.
Ne yapayım, açım, abi. Yemeseydim de açlıktan ölse miydim? O gün domuzu
bıraktım. Bir daha onu oralarda gören olmadı. Çok uzaklara gitmiş olmalı. “

Karagöz: “ Bre densiz, yine desteksiz attın. Ben seni uçurumdan atayım da gör “
diyen Karagöz, İbiş’in üstüne yürür. Bunun üzerine İbiş kaçar, gider. Daha
sonra Karagöz ile Hacivat başka olay olmadan evlerine dönerler.



Yazan: Serdar Yıldırım




 

 




Bu konuyu değerlendir