Giriş yapmadınız.

1

18.03.2007, 21:30

97. Sayı - Muhafazakârlık



Muhafazakârlık

"Mevcudu muhafaza etmek" olarak tanımlayabileceğimiz muhafazakârlık, Türkiye'de henüz yerli yerine oturtulamamış bir kavram olarak birçok yönüyle incelenmesi gereken bir çeşitliliğe ve muhtevaya sahiptir.

Muhafazakârlık, mevcudu muhafaza etmeyi amaçlayan bir siyaset anlayışı ve pratiği midir; yoksa modernlik, değişim karşısında birtakım kaygıları ve tepkileri de içeren sosyal bir olgu mudur? Muhafazakârlığı yalnızca bir ideoloji olarak tanımlamak mümkün müdür; ya da muhafazakârlık hayatın içinde var olan bir tavır ve tutum mudur? Yakın tarihte çarpıcı bir şekilde kültür ve medeniyet değişimine sahne olan Türkiye'de muhafazakârlığı konuşmak ve tartışmak beraberinde birçok soruyu da gündeme getirmektedir.

Bir ideoloji olarak muhafazakârlığı tarihi bir inkılabın (Fransız ınkılabı) ürünü olması dışında ele alırsak, bizde bu kavramın ortaya çıkış sürecini nereden başlatmak gerekir? Osmanlı döneminin reform ve ıslahat çabaları önemli bir dönemeçtir; ancak bu değişim çabalarının Cumhuriyet döneminde inkılaplara ve devlet eliyle toplumun dönüştürülmesini öngören bir politikaya dönüşmesi, başta din olmak üzere geri kalmamıza neden olduğu iddia edilen kurumların hedef alınması ve bu kurumların bireysel, sosyal ve siyasi alanlardaki etkisinin ortadan kaldırılmaya çalışılması daha farklı bir eşiğe işaret etmiştir ve bu durum toplumun bazı kesimlerince karşıt tepkileri doğurmuştur. Türk muhafazakârlığı bu karşıt tepkilerin mi bir ürünüdür?

Muhafazakârlık tartışmasında anahtar kelimelerden ikisi modernleşme ve gelenektir ve modernleşme-gelenek-muhafazakârlık ilişkileri irdelenirken çözülmesi gereken düğümlerden biri de şudur: Bir tarafta "Gelenek olmadan modernlik olmaz" şeklindeki bir muhafazakârlık tezi, diğer tarafta da geleneği modernliğin karşıtı; muhafazakârlığı dindarlığın; dindarlığı da irticanın özdeşi olarak düşünen ve bugünü yaşamak ve geleceği inşa etmek yolunda geleneği terk edilmesi gereken bir ayak bağı olarak değerlendiren sosyal mühendislik anlayışı.

Diğer bir düğümlenme ise muhafazakârlığın referansları noktasındadır. Milliyetçi, ıslamcı, demokrat vb. kavramlarla yan yana getirilen muhafazakârlık için hangi geleneğin veya düşünce sisteminin referans alınacağı sorusu da cevap beklemektedir.

Cevap bekleyen bir başka husus da, muhafazakârlık tartışmalarında Bediüzzaman'ın yerinin nasıl belirleneceğidir. Bediüzzaman muhafazakâr mıdır; değilse onun muhafazakâr tavırlarını nasıl anlamak ve yorumlamak gerekir? "Beni skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hâzır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim" diyerek farklılığını ortaya koyan ve " Tevhid ve îman" esaslarını ıslâm toplumlarının ana direği olarak belirleyen Bediüzzaman'ın modernleşme, Batılılaşma karşısındaki tavrı da nettir. "Bizim muradımız, medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyiliklerdir" diyerek Batılılaşma adına dini değerleri yerle bir eden düşünce ve faaliyetleri eleştirir ve bu değerlere sahip çıkar. Bediüzzaman'ın bu tavrı onu muhafazakâr yapar mı?

Biz de bunları göz önünde bulundurarak 97. sayımızın dosya konusunu "muhafazakârlık" olarak belirledik. Konuyu "muhafazakâr, muhafazakârlık, gelenek, gelenekçilik, kültür, reform, değişim, modernleşme, Batılılaşma, din, aile, irtica, inkılap, laiklik, siyaset, düzen, statüko vb." kavramlar çerçevesinde ve aşağıda soracağımız sorular ışığında incelemeyi planladık.

Bilgi sosyolojisi açısından muhafazakârlığı nasıl tanımlayabiliriz? Bu olgunun tarihsel ve sosyolojik kökleri nedir? Sosyolojik olarak muhafazakârlıktan söz edebilmek için gerekli şartlar nelerdir? Toplumsal dinamikler açısından muhafazakârlığı doğuran şartlar nelerdir? Sosyo-psikolojik açıdan muhafazakârlık mizaç ve kişilik algılaması mıdır? Muhafazakârlığın kültürel, siyasi, edebi, ideolojik boyutları nelerdir? Muhafazakârlık, gelenek, gelenekçilik arasındaki ilişki nedir? Cumhuriyet ınkılabı'nın muhafazakârlık açısından önemi nedir? Cumhuriyet elitinin muhafazakârlığa ve muhafazakârlara yaklaşımı nasıl olmuştur? Muhafazakârlığın Cumhuriyet inkılaplarına, devrimciliğe karşı eleştirileri nelerdir? Genel olarak inkılap, değişim, modernleşme vb. kavramlar karşısında muhafazakârların sosyolojik, siyasi ve felsefi araçları ve gerekçeleri nelerdir? Siyaseten muhafazakârlığı nasıl değerlendirmek gerekir? Laiklik muhafazakârlık ilişkisini nasıl değerlendirebiliriz? Türk muhafazakârlığı denilince ne anlaşılmalıdır? Bu olguyu Avrupa'daki oluşumlarla ve temsilcileriyle nasıl karşılaştırabiliriz? ıslam ve muhafazakârlık arasındaki ilişki nedir? Dini muhafazakârlık yenileşmeye, ilerlemeye, Batılılaşmaya engel midir? Bu hususlarda Bediüzzaman'ın yaklaşımı ve tavrı nedir?

Bu dosyamızla, ülkemizdeki "muhafazakârlık" üzerine yapılan tartışmalara katkıda bulunmayı ve fikir dünyamıza yeni açılımlar kazandırmayı amaçladık. Birçok sorunun bu dosyada cevabını bulduğuna inanıyoruz.

Sizleri dergimizle başbaşa bırakırken 98. sayımızda "Güneydoğu Sorunu" dosyası ile karşınızda olmayı ümit ediyoruz.

www.koprudergisi.com

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

2

08.05.2007, 12:25

konu seçimi muhtesem. ah birde ben köprünün karsısında hafişf kalmasam :(

4

23.12.2007, 17:34

hy120 kardeşm zamanla dili anlaşılır hale gelyr merak etmeynz ayrıca ilk çıktığı sayılara bir bakınız ne kadar ağır bir üslubu var gittikçe hafifleşiyr yahut hafifletiyorlar :) insan okuya okuya aşinalık kazanıyr ...
" Takdir-i Hüdâ kuvve-i bâzû ile dönmez , Bir şem'a ki Mevlâ yaka, üflemekle sönmez !!! "

" RıSALE-ı NUR BÜTÜN ıLıMLERı MÜSLÜMANLAşTIRMA HAREKATIDIR !!! ( M.K ) "

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir