Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.11.2007, 00:04

Parakletos? Hz.Muhammed mi, hz.ısa mı, Kutsal ruh mu, yoksa.

Cevap ; bir bakıma hepsi, bir bakıma hiçbiri...

Allahın selamı üzerinize olsun. öncelikle kaleme alacağım yazının sadece ama sadece bir hakikat arayışı olduğunu belirtmek istiyorum. madem düşüncelerimizi saygı çerçevesi içerisinde paylaşıyoruz, buyrun bu da benim bakışım, görüşüm ve düşüncem;

Önce adım adım gidelim; tabi ki ilk olarak kutsal ruhu anlamamız gerekiyor. Çünkü allahtan sonra kendi kutsal ruhu geliyor.özetle ne yapar bu kutsal ruh? Allahla peygamber arasında elçilik yapar. yani peygambere karşı allahı temsil eder. Öyle ya, onun getirdiği söz allahın sözü sayılır ve allahın iradesini, emirlerini vs peygambere ulaştırır.tabi allahın iradesinin hilafına bir iradesi yoktur ve allahın bir melekesi hükmündedir.

şimdi de kutsal ruhun elçisi hükmünde olan peygambere bakalım; kutsal ruh allahla insan arasında eliçilik yapıyorken, peybamber de allahı temsil eden kutsal ruhla kendi kavmi arasında elçilik yapıyor. kutsal ruhtan aldığını kavmine ulaştırıyor.kutsal ruh da peygamberi yönlendiriyor.

Peki ya mesihin diğer peygamberlerden farkı ne? farkı; allahın kutsal ruhuyla meshedilmiş olması ve kavmine karşı allahı birinci dereceden temsil ediyor olması.(mesih olmayan bir peygamber ise ikinci dereceden temsil eder). işte bu sebeple mesih aynı zamanda allahın kutsal ruhu hükmüne geçiyor. Hz.ısanın, ruhun özelliklerini insanlara sergilemek için yaptığı mucizeler ve kutsal ruhu temsilen konuşmaları hep kutsal ruhla müeyyed kılınmasındandır. nasıl ki kutsal ruh allahı temsilen “bana dua edin size cevap vereyim” diyorsa aynen isa da mesih olduğundan, kutsal ruh gibi allahı temsilen “ilk ve son benim, yaşam ve yol benim...” diyebiliyor. yani aslında sözün sahibi allah, ama birinde aracı kutsal ruhken diğerinde kutsal ruhla dolu olan insan oluyor.

ışte parakletosun yapısı da budur. yani allahın ruhuyla dolu olan bir insan ....ister onun manasına ahmed deyin isterseniz tesellici...hakikatte ne olduğunu bildikten sonra ismini bilmesenizde olur.çünkü isimler değişir ama temsil ettikleri hakikat değişmez. Hz. ısa allahın mesihi olduğundan , onun kutsal ruhuyla dolu olduğundan parakletos isminden pay sahibidir.(ama o da tam olarak ahmed değildir çünkü mesih olmasına rağmen vazifesi açısından ahmed ismini almamıştır.çünkü ahmed allahın halifesi namıyla ruhlar üzerinde ve insanlar üzerinde krallığını kuracaktır).Hz.isa kendisi vazifesini tamamlayıp giderken insanlığa bir başka mesih olan (bu yüzden müjdelenen kişi hz.isa ile benzer özellikler taşıyacaktır)ahmedi müjdeledi.yani tam olarak kendisi gibi allahın ruhuyla meshedilmiş olan birini... hz.muhammed de bir bakıma bu ahmed ismini temsil etti. çünkü kendisiyle gelen allahın kutsal ruhuydu. Fakat hz.isanın müjdelediği tam olarak hz.muhammed değildi. Çünkü hz.muhammed mesih olmadığından parakletosun sadece hakikatteki bir meseliydi ama surette hz.isa gibi mesih değildi ve vazifesi de bambaşkaydı. kısacası hz.isanın müjdesi ve allahın vaadi hz.muhammedle tamamlanmamış fakat başka bir boyutta devam etmiştir.
Başka bir boyut diyorum çünkü hz.isa ruhsal hayatı ve hakikati vaz etti ama hz.muhammed onu devam ettirmek yerine hz.musa gibi yeni bir şeriatle , yeni emir ve yasaklarla geldi. ışte kutsal ruhun gelişinden kasıt bir insanın onunla meshedilmesidir,aynı hz.isada olduğu gibi. Çerkezkızının söylediğine göre zaten israiloğulları da aslında hz.isanın müjdelediği ahmedi bekliyordu ve bu yüzden hz.isayı kabul etmediler.çünkü hz.isa ve ahmed allahın kutsal ruhunu yer üzerinde temsil edecek olan iki elçisiydi ve ruhun dişi ve erkek olma özelliğine göre hz.isa dişi yönüne meseldi, sadece ruhlar üzerinde allahın krallığını temsil etti ve erkeği olan ahmede yol açtı, ona yardım etmiş oldu ve ilyalık vazifesini yaptı. fakat israiloğulları asırlardır peygamberlerin müjdelediği ve hem ruhlar üzerinde hemde hz.isadan farklı olarak bedenler üzerinde krallık kuracak olan ve insanlara karşı allahın halifesi sıfatıyla allahı temsil edecek olan bir mesih beklediler.demek ki hz.isanın müjdesi, yani parakletos, israiloğullarının beklentisi yani yeryüzüne hakim olacak olan mesih ve müslümanların beklentisi olan mehdi ....hep aynı kişi ve işte beklenen kişi o yani ahmeddir.(not: israiloğulları derken hz.musa zamanında ki allaha inananlar olarak teşekkül eden kavmi kasdediyorum, bugün kü israil halkı ile alakası yok)

Son olarak; ahmed aslında kutsal ruhun ismi yani allahın bir sıfatı hükmündedir.ama bir insan kutsal ruhla dolunca o ismin temsilcisi olur. Yani bu demek değildir ki gelecek olan mesihin adı soyadı ahmed bilmem ne.... olacak. Ahmed o kişinin sahip olduğu kutsal ruhtan dolayı alacağı isimdir.çünkü yüce ve övülmeye layık olan ancak allahtır.ezilen yürekleri teselli eden de odur.
Aslında çok geniş olan bu konuyu sizi yormadan özetlemeye çalıştım. bu fikirler ***********.com sitesindeki yazılar üzerinden benim anladıklarımdır. etraflıca araştırmak isteyen oraya bakabilir. Selametle kalın...

2

03.11.2007, 00:30

Aleyküm selam Sırr kardeş...
yeni üye olmuşsuznuz...hayırlı olsun diyelim...

Bu yazı da ne anlatmak istediğinizi anlamış değilim...
Müminler kutsal ruh diye bir kavram kullanmaz...

parakletos ne anlama geliyor?? değişik bir inanç mıdır??şahsen öyle anladım..

yazıda C....com diye yazmışsınız Her siteye inanırsak Halimiz perişan... Üstelik yazının başında 'Kaleme alacağım bu yazı' demişsiniz' size ait bir yazımı yoksa C...com a mı ait...

Ayrıca bu yazının araştırmaya değer bir yanı da yok bence...
ısa(a.s)zuhuru zaten bellidir..neler olacağı da bellidir...
Forumda Hz.ısa Hakkında başlık vardı zaten...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

3

03.11.2007, 01:59

On Altıncı ışaret

ırhasat denilen, bi'set-i nübüvvetten evvel, fakat nübüvvetle alâkadar olarak vücuda gelen harikalar dahi delâil-i nübüvvettir. şu da üç kısımdır.

Birinci Kısım: Nass-ı Kur'ân'la, Tevrat, ıncil, Zebur ve suhuf-u enbiyanın, nübüvvet-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâma dair verdikleri haberdir.

Evet, madem o kitaplar semâvîdirler ve madem o kitap sahipleri enbiyadırlar. Elbette ve herhalde, onların dinlerini nesheden ve kâinatın şeklini değiştiren ve yerin yarısını getirdiği bir nurla ışıklandıran bir zattan bahsetmeleri, zarurî ve katidir. Evet, küçük hadiseleri haber veren o kitaplar, nev-i beşerin en büyük hadisesi olan hadise-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmı haber vermemek kabil midir?

ışte, madem bilbedâhe haber verecekler; herhalde ya tekzip edecekler, tâ ki dinlerini tahripten ve kitaplarını nesihten kurtarsınlar; veya tasdik edecekler, tâ ki o hakikatli zat ile dinleri hurafattan ve tahrifattan kurtulsun. Halbuki, dost ve düşmanın ittifakıyla, tekzip emâresi hiçbir kitapta yoktur. Öyleyse tasdik vardır.

Madem mutlak bir surette tasdik vardır. Ve madem şu tasdikin vücudunu iktiza eden kati bir illet ve esaslı bir sebep vardır. Biz dahi, o tasdikin vücuduna delâlet eden üç hüccet-i katıa ile ispat edeceğiz.

Birinci hüccet: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Kur'ân'ın lisanıyla onlara der ki: "Kitaplarınızda benim tasdikim ve evsâfım vardır. Benim beyan ettiğim şeylerde, kitaplarınız beni tasdik ediyor."

1- "De ki: Eğer sözünüzde doğru iseniz, getirin Tevrat'ı da okuyun." (Âl-i ımrân Sûresi: 3:93.)

2- "De ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağırıp toplanalım, sonra niyaz edelim ki, Allah'ın lâneti yalancılar üzerine olsun." (Âl-i ımrân Sûresi: 3:61.)

gibi âyetlerle onlara meydan okuyor. "Tevrât'ınızı getiriniz, okuyunuz. Ve geliniz, biz çoluk ve çocuğumuzu alıp, Cenâb-ı Hakkın dergâhına el açıp, yalancılar aleyhinde lânetle dua edeceğiz" diye mütemadiyen onların başına vurduğu halde, hiç Yahudi bir âlim veya Nasrânî bir kıssîs, onun bir yanlışını gösteremedi. Eğer gösterseydi, pek çok kesrette bulunan ve pek çok inatlı ve hasetli olan kâfirler ve münafık Yahudiler ve bütün âlem-i küfür, her tarafta ilân edeceklerdi.

Hem demiş: "Ya yanlışımı bulunuz; veyahut sizinle mahvoluncaya kadar cihad edeceğim." Halbuki, bunlar harbi ve perişaniyeti ve hicreti ihtiyar ettiler. Demek yanlışını bulamadılar. Bir yanlış bulunsaydı onlar kurtulurlardı.[b]
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

4

03.11.2007, 02:02

başlık ve yazılar bize yahovaları hatırlattı..Aslında, ne ısa'ya a.s. ne Musa'ya a.s. yakışmayan yazılar!

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

5

03.11.2007, 02:03

Re: Parakletos? Hz.Muhammed mi, hz.ısa mı, Kutsal ruh mu, yo

Alıntı sahibi ""SIRR""

Önce adım adım gidelim; tabi ki ilk olarak kutsal ruhu anlamamız gerekiyor. Çünkü allahtan sonra kendi kutsal ruhu geliyor.özetle ne yapar bu kutsal ruh? Allahla peygamber arasında elçilik yapar. yani peygambere karşı allahı temsil eder. Öyle ya, onun getirdiği söz allahın sözü sayılır ve allahın iradesini, emirlerini vs peygambere ulaştırır.tabi allahın iradesinin hilafına bir iradesi yoktur ve allahın bir melekesi hükmündedir.


Kisaca Cebrail.. Kutsal saydiginizin ismi budur. Ve Tevratta da ismi vardir. "Gabriel" diye gecmektedir.

Kutsal ruh diye bir isim ancak ve ancak Isa aleyhisselamdan sonra ortaya cikti. Neden Hristiyanlar Isa aleyhisselamin demedigini diyorlar anlayamiyorum.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

6

03.11.2007, 02:04

Alıntı sahibi ""ruhefza""

başlık ve yazılar bize yahovaları hatırlattı..Aslında, ne ısa'ya a.s. ne Musa'ya a.s. yakışmayan yazılar!


Yehova sahitleri bizim burda da var. Sözleri ayni yahudilerin sözleri.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

7

03.11.2007, 02:05

ıkinci hüccet: Tevrat, ıncil ve Zebur'un ibareleri, Kur'ân gibi i'câzları olmadığından, hem mütemadiyen tercüme tercüme üstüne olduğundan, pek çok yabanî kelimeler, içlerine karıştı. Hem müfessirlerin sözleri ve yanlış tevilleri, onların âyetleriyle iltibas edildi. Hem bazı nâdanların ve bazı ehl-i garazın tahrifatı da ilâve edildi. şu surette, o kitaplarda tahrifat, tağyirat çoğaldı. Hattâ, şeyh Rahmetullah-i Hindî (allâme-i meşhur), kütüb-ü sabıkanın binler yerde tahrifatını, keşişlerine ve Yahudi ve Nasârâ ulemasına ispat ederek iskât etmiş. ışte bu kadar tahrifatla beraber, şu zamanda dahi, meşhur Hüseyin Cisrî (rahmetullahi aleyh), o kitaplardan yüz on delil, nübüvvet-i Ahmediyeye dair çıkarmıştır. Risale-i Hamidiye'de yazmış, o risaleyi de Manastırlı merhum ısmail Hakkı tercüme etmiş. Kim arzu ederse ona müracaat eder, görür.

Hem pek çok Yahudi uleması ve Nasârâ uleması ikrar ve itiraf etmişler ki, "Kitaplarımızda Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfı yazılıdır." Evet, gayr-ı müslim olarak, başta meşhur Rum meliklerinden Herakl itiraf etmiş, demiş ki: "Evet, ısâ Aleyhisselâm, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdan haber veriyor."

Hem Rum meliki Mukavkis namında Mısır hâkimi ve ulema-i Yehudun en meşhurlarından ıbni Sûriya ve ıbni Ahtab ve onun kardeşi Kâb bin Esed ve Zübeyr bin Bâtıyâ gibi meşhur ulema ve reisler, gayr-ı müslim kaldıkları halde ikrar etmişler ki, "Evet, kitaplarımızda onun evsâfı vardır; ondan bahsediyorlar."

Hem Yehudun meşhur ulemasından ve Nasârânın meşhur kıssislerinden, kütüb-ü sabıkada evsâf-ı Muhammediyeyi (a.s.m.) gördükten sonra inadı terk edip imana gelenler, evsâfını Tevrat ve ıncil'de göstermişler, ve sair Yahudi ve Nasrânî ulemasını onunla ilzam etmişler. Ezcümle, meşhur Abdullah ibni Selâm ve Veheb ibni Münebbih ve Ebu Yâsir ve şâmul-ki bu zat, melik-i Yemen Tübba' zamanında idi;

Tübba' nasıl gıyaben ve bi'setten evvel ımân getirmiş, şâmul de öyle-ve Sâye'nin iki oğlu olan Esid ve Sa'lebe ki, ıbni Heyeban denilen bir ârif-i billâh, bi'setten evvel Benî Nadr kabilesine misafir olmuş,

"Bir peygamberin zuhuru yakındır. Burası da onun hicret yeridir."

demiş, orada vefat etmiş. Sonra o kabile Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile harp ettikleri zaman, Esid ve Sa'lebe meydana çıktılar, o kabileye bağırdılar:

Yani, "ıbni Heyeban'ın haber verdiği zat budur; onunla harp etmeyiniz."
Fakat onlar, onları dinlemediler, belâlarını buldular.

Hem ulema-i Yehuddan ıbni Bünyamin ve Muhayrık ve Kâ'bü'l-Ahbar gibi çok ulema-i Yehud, evsâf-ı Nebeviyeyi kitaplarında gördüklerinden, imana gelmişler, sair imana gelmeyenleri de ilzam etmişler.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

8

03.11.2007, 02:07

başka bir başlıkta da bu kokuyu almıştık zaten..hani Cebrail neden öyle gelmedi, böyle gelmedi diye habire, birilerinin vesveselerinin sözcüleri vardı(?)
gerçek Hristiyanlar bu safsatalarla uğraşmıyor zaten! inanmayan, tüyap fuara gidip sorsun..

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

9

03.11.2007, 02:09

Risale-i Nur da Faraklit (Paraklet) diye gecer. Paraklet Latince olsa gerek.

ıncil'in âyeti:

"Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin." Yani, Ahmed gelsin.

ıncil'in ikinci bir âyeti:

"Ben Rabbimden, hakkı bâtıldan fark eden bir Peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun." -1-

Faraklit, mânâsında, Peygamberin o kitaplarda ismidir.

Tevrât'ın âyeti:

"Hazret-i ısmail'in validesi olan Hâcer, evlât sahibesi olacak. Ve onun evlâdından öyle birisi çıkacak ki, o veledin eli, umumun fevkinde olacak ve umumun eli huşû ve itaatle ona açılacak."

Tevrât'ın ikinci bir âyeti:

"Benî ısrail'in kardeşleri olan Benî ısmail'den, senin gibi birini göndereceğim. Ben sözümü onun ağzına koyacağım; Benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmeyene azap vereceğim."
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

10

03.11.2007, 16:12

Re: Parakletos? Hz.Muhammed mi, hz.ısa mı, Kutsal ruh mu, yo

Alıntı sahibi ""SIRR""



Başka bir boyut diyorum çünkü hz.isa ruhsal hayatı ve hakikati vaz etti ama hz.muhammed onu devam ettirmek yerine hz.musa gibi yeni bir şeriatle , yeni emir ve yasaklarla geldi. ışte kutsal ruhun gelişinden kasıt bir insanın onunla meshedilmesidir,aynı hz.isada olduğu gibi.
.


Incilde okumustum, bir ayette Hz Isa as ben Tevrattaki emirleri kaldirmak icin degil onlari tasdik icin geldim diyor. incilde emir ve yasaklar yok diyemezsiniz.
Incil tevrata bagli zaten. O emir ve yasaklar onuda baglar.
eger Hz Isa baska bise söylememisse, Tevrattakiler Hristiyanlar icin aynen gecerlidir.
Incil ve Tevrat tahrif edilmisitir. Onun icin son din olan Islam gelmistir, Tasdikleyici ve tamamlayici olarak.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

11

07.11.2007, 00:07

Tüyap'daki fuarda, yeni tarz basılmış bir ıncil gördük..tevrat, ıncil, Zebur hepsini aynı kapakta biraraya getirmişler..O an sormak aklımıza gelmedi, gelse sorardık; "neden Kur'an-ı Kerim'i de buraya eklemediniz?"
Bu yeni basımı anlatan kişiler büyük kitapların birbirinin devamı olduğunu anlatıyorlardı..ınşallah net üzerinden onlarla irtibata devam edeceğiz. Parakletos meselesini de konuştuk, Allah'ın kullarını doğru yola çağırdığı histir dediler..Bizim bildiğimiz Rahmani his yani..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir