Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

11.02.2007, 12:11

Hediyeleşme hakkında hadis-i şerif

Efndimiz a.s.m nin hadiyeyi hadiye etmek diye bir sünneti var mıdır?

Yani bu hadis bize hediye gelen şeyi başka birine hediye etmek mi yoksa bize hediye getiren şahısa biz de karşılıklı hediye vermeyi mi anlatıyor?
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

2

11.02.2007, 12:33

Toplumda hediyeleşme ile uhuvveti teşvik eden hadis-i şerifi -ev kemâ kál, Allahu â'lem bissavab- var.

Diğer sorunu fıkıh sorusu olarak ele alırsak, sana hediye gelen şey artık senin malındır, istersen sen de ondan hediye verebilirsin.

Ne hediye verilmez diye sorarsan, kendi işine kalitesizliğinden, bozukluğundan -vb. sebeplerden- ötürü yaramayacak şeyi hediye ve ikram etmek de kerih görülmüştür. Meselâ bayatladığından yiyemeyeceği, yerken tiksinti duyacağı veya rahatsız olacağı birşeyi komşuya, misafire -cimriliğinden ötürü- hediye etmek vs. gibi... Onun dışında, eski kıyafetlerini, el bolluğundan ve bazı sebeplerden kullanma ihtiyacı olmayan ama iş gören şeyleri durumu olmayanlara kişi sadaka/tasadduk niyetiyle verebilir.

Allahû â'lem bissavab, en doğrusunu her zaman Allah bilir.

3

11.02.2007, 12:40

Hem Hz.Peygamber a.s.m. de kendisine hediye gelen şeylerin çoğunu dağıtmıştır.

4

11.02.2007, 12:51

Abi Allah razı olsun

Bu arada başlık daha uygun olmuş Sağolasn

Bir yazı buldum paylaşayım inş.


ınsanlar için güzel dostluklar kurması kadar, dostlarına olan muhabbetini, yakınlığını göstermesi de önemlidir. Bunun elbette bir çok yolu var. Bazen bir gülümseyiş bile muhteşem bir muhabbet gösterisidir. Ama öyle bir yol var ki, hem güçlü dostlukların temelini atıyor, hem de mevcut dostlukları kuvvetlendiriyor: Hediyeleşmek... insanları birbirlerine yakınlaştıran bu güzel geleneğimize gerektiği kadar önem veriyor muyuz?

Sevmenin, sevdiğini göstermenin çok anlamlı bir ifadesidir hediyeleşmek. Hediye, dostlukların gelişmesinde, yeni bir arkadaşlığın kapısını aralamada sihirli bir anahtar gibidir. Genellikle önemsemediğimiz bir küçük pakette, çoğu zaman bir çocuğun sevinci ya da hatırlanmanın, değer verilmenin duygusal yoğunluğu saklıdır. Vereni de alanı da mutlu eder.

Hediyeleşme ile kızgınlıklar yerini muhabbete, dargınlıklar yerini barışa bırakır. Çünkü hediye vermenin gerçek gayesi, hiçbir art niyet olmaksızın, hediye verilen kişi ile anlaşmak ve sevgisini kazanmaktır.

Hediye, yalnızca akrabaya, eşe-dosta mı verilir? Elbette çoğunlukla onlara verilir ama hediye adı altında neden herhangi bir ihtiyaç sahibini de sevindirmeyelim?

Peygamber Efendimiz (A.S.): “Karşılıklı hediye veriniz ki birbirinizi sevesiniz” buyuruyorlar. Verilen hediyeyi kabul etmek sünnet. Bir mecburiyet yok ama, alınan hediyenin benzeri ya da daha iyisi ile karşılık vermek de sünnet. Bu arada, ‘hediyeden hediye olmaz’ kanaatinin aksine, Efendimiz (A.S.)ın kabul ettiği bir hediyeyi bazen başkalarına verdiğini de bilelim.

Bu kadar güzel bir davranışa yanlışlar da bulaşabilir mi? Birini minnet altına almak için hediye verilirse, değil yanlışlık, çirkinlikten söz etmeliyiz. En iyisi bu gayeyle verilen hediyeyi hiç almamak. Önemli mevkilerde bulunan kişilere maksatlı olarak bir şeyler vermeye gelince, bunun adı hediye değil, rüşvettir. Sıkça rastladığımız üzere, bir kimsenin zaten yapması gereken bir vazife karşılığında hediye beklemesi de yanlış bir davranıştır. Bu gibi davranışlar adaletsizliğe yol açar. Toplumun düzenini sağlayan kurumlara karşı güveni zedeler, gerginliğe yol açar. Bu tür davranışlar yaygınlaştığında, toplum ahlâkının alacağı yaraları siz tahmin edin.

Hediye ile bizi sevindiren dostumuza teşekkür etmek nezaket gereğidir. Allah Rasulü (A.S.), “insanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez” buyuruyorlar. Gerçekten de verilen hediyeyi takdir edemeyen, Allah’ın ihsan ettiği nimetlerin kıymetini de bilmez.

ıkram edilen hediyeye karşılık verme imkanına sahip değilsek, içten bir teşekkür ve dua vazifemizdir. Hatta gönülden yapılan dua, maddi değerin çok üstünde bir kıymet ifade eder.

Birine hediye alırken, maddi durumumuza paralel bir seçim yapmalıyız. şartları zorlayarak hediyeler almak, belli bir maksatla ya da sıkıntıya girerek alınmış olacağından, vereceğimiz kişiyi rahatsız eder. ımkanın çok altında bir hediye de, sanki birazcık cimrilik alameti gibi değil mi?

Hediyeleşmenin çeşitli şekillerini en çok aile fertleri arasında yaşarız. Bayramlarımız, kandil günleri, çeşitli sebeplere dayanan ayrılıkların sonundaki kavuşmalar, insanların birbirlerine karşı duygularının en yoğun olduğu zamanlardır. Bu duygu yoğunluğunu bir hediyeden daha güzel ne anlatabilir? Ancak, anne-babaların hediye verirken çocuklar arasında eşitliğe özen göstermeleri şarttır. Çocuklara doğru şekilde, yer ve zamanda verilen hediyeler, onlarla aramızdaki bağı kuvvetlendirir, güzel davranışlar konusunda onları teşvik eder. Fakat aralarındaki eşitliğe dikkat etmezsek, teşvik yerine birbirlerini kıskanmaya ve çekememezliğe sebep olur.

Toplumumuzun hoş adetlerinden biri de düğün, sünnet, nişan gibi önemli günlerde tebrik ve hediyeleşmedir. Bu, mutluluğu sevdiklerimizle paylaştığımızı gösterme çabasından kaynaklanır.

Günümüzde özel gün statüsüne giren gün sayısı her geçen gün artıyor. Büyük alışveriş merkezlerinden tutun, küçük bir mağazaya kadar bu günler için özel hazırlıklar yapılıyor. Amaç, hediyeleşmeyi teşvikten çok tabii ki ticari kaygı. Bu günlerde ekonomide küçümsenmeyecek bir hareketlenme yaşanır.

Tabii ki bizlerin, hediyeleşmek için böyle ticari günlere ihtiyacımız yok. Amacımız da daha çok tüketmek değil, hediyeleşme sevabına talib olmak. Biz, özel günler, hazır fırsatlar aramadan kimi zaman bir çocuğun yüzünü güldüreceğiz, kimi zaman bir sevdiğimizin sevinç gözyaşlarında yakalayacağız huzuru.

‘Yarım elma, gönül alma’ diyerek sevdiklerimize bir hediye de almayı unutmayalım olur mu?

Semerkand Dergisi
MArt 2000 Sayısı
Zübeyde Günyol

'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

5

11.02.2007, 14:05

hediyeleşmek
uhuvveti artırmada çokbüyük bir paya sahip



hani bana hediye veren arkadaşlarımı çok severim :dişler:
kula bela gelmez hak yazmayınca, hak bela yazmaz kul azmayınca!!!

6

11.02.2007, 14:40

Evet, hediyeler muhabbet bağını çok arttırıyor. Böyle jestler kiminde nankörlüğü perçinlerken, kiminde beklenmedik güzel etkilere sebep oluyor. Güzel olanlara eyvallah, ama nankörlük konusu bana dokunuyor.

7

11.02.2007, 16:06

bu güna kadar aldigim en güzel hediye
ehliyetimi aldigim icin arkadasimin bana üzerinde allah yazili icinde de kücük bir kuran-i kerim olan seyi hediye edisiydi.
arabana takarsin demisti
kizla fazla aram yoktu ama bu jest beni acayip duygulandirdi :)
megerse beni düsünen tek kisi oymus..
hediyelesmek gercekten cok güzel bir aliskanlik
yani peygaberimiz bosuna dememis..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir