Giriş yapmadınız.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

21

25.05.2007, 23:57

Yani Isa (asm) herkes görecekmi?

O bahsettiginiz Alimler hangi yüzyilda yasadilar?

Zira bu asirdaki Müctehid ve Müccedid olan anlayabilir ancak mu meseleyi!
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

22

07.06.2007, 11:09

Deccali öldürecektir.

deccal kim acaba?kafirlerin deccalı demek istedim?

şayet deccal çıkmışsa, isa as çıkmış?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

23

07.06.2007, 11:18

Deccal çıkmış mıdır?
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

24

07.06.2007, 11:38

bence çoktan çıkmış ..ama şahsi maenvisi devam ediyor?

sizce?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

25

07.06.2007, 12:23

Deccal çıktı ise Mesih'te nüzül etti diyorsunuz öyle mi?

Sorunuza gelirsek: Deccal'in devresini dört kısımdır. Son çeyreğindeyiz. Adileştiği durumu muhafazaya çalıştığı dönem.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

26

07.06.2007, 14:50

Deccali bitirecek kişi isa as dır diyor hadisde efendimiz sav.

süfyan olan islam deccalinden bahsedmiyorum..
kafirlerin deccalinden..bahsediyorum..

süfyan 4.devre adileşmiş..

peki kafirlerin deccalide 4.devrede olup adileşmiş mi?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

27

07.06.2007, 15:06

Zaten, deccal derken onu kastediyorum. Elbette adileşmiştir.
Hem başka bir hadis-i şerifte de diyor "Deccal ile Mesih ve Mehdi yarış atı gibi aynı anda çıkarlar."
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

28

08.06.2007, 11:36

Âhirzamanda Hazret-i ısâ Aleyhisselâm gelecek, şeriat-i Muhammediye (a.s.m.) ile amel edecek" * meâlindeki hadisin sırrı şudur ki:

Âhirzamanda, felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkâr-ı ulûhiyete karşı, ısevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip ıslâmiyete inkılâp edeceği bir sırada, nasıl ki ısevîlik şahs-ı mânevîsi, vahy-i semâvî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür. Öyle de, Hazret-i ısâ Aleyhisselâm, ısevîlik şahs-ı mânevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı mânevîsini temsil eden Deccalı öldürür;

yani, inkâr-ı ulûhiyet fikrini öldürecek.

demek deccal inkarcılık fikrini savunuyor..

isa as bu fikri öldürecek..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

29

17.08.2007, 00:10

Yoksa haşa üstada isa mı?diyorsunuz
Fazla ortalıgı karıstırmayayım.Ama merak ettıgım bır konu var.Üstad 1911 yılında şam da hutbe verdi.Mevlana halıdı bagdadi hz.den emanetler aldı.1878 dogum yılı ıse 33 yasında hutbeyı okumuş oluyor.hutbe bıtımınde onu imamlık yapması ıcın bırısı davet edıyor .o davet kabul edilmişmi edilmemişmi kimse bilmiyor sanırım.Ama o kişinin isa a.s oldugu varsayımı cıkmazmı ? yada üstad geri durduysa orasıda apayrı bır sey selametle kalın

30

17.08.2007, 13:11

El-Hükmülillah.

"Yoksa Üstad'a ısa'mı diyorsunuz"

Aksiyonel kardeş, Hz. ısa'nın geldiği icraatleri ile anlaşılır, kim olduğu iman dürbünü ile bilinir.

şimdi senin sözlerin ile benim sözlerimin teknik analizini bir yapalım.

şimdi koyu yerlere dikkat et. Mesih'in geldiğini nasıl anlıyoruz.ıcraatlerı ile Bilmekten bahsedilmiyor. Çok farklı şeyler. şimdi Risale-i Nur'da bahsi geçen icraatlerini gözden geçirelim.

Neymiş; ınkar-ı uluhiyeti öldürecek, ıseviliği tesaffi ettirecek yani teslisten arındıracak.

Peki inkar-ı uluhiyet ölmüş midür? ısevilik teslisten arınmış mıdır?

Her şeyden önce şunu söyliyeyim. Üstad'ın Ayet'ül Kübrada bahsettiği iki varta şudur.

Bir şey delillerle ıspat edildiği vakit, onu red etmenin bir hükmü yoktur. Artık, o fikrin aleyhini savunan mağluptur.
ıkincisi ise mesela bir fende mesele kimyada mütehassıs olan fizik ile ilgili bir meselede sözü makbul olamaz. O kişi Kimya branşındda gelmiş geçmiş en büyük alim olsa sözü makbul ve delil olmaz.

şimdi sözü yine Risale-i nur'a bırakalım.

Âyetü'l-Kübrâ risâleleri ve inkâr-ı Ulûhiyet metkûresini zîr ü zeber eden Külliyat-ı Nur Hüccetü'l-Bâliğa ve Meyve gibi eczâları meydanda. Tarihçe-i Hayat

şimdi Mesih(a.s) nin birinci vazifesi Risale-i Nur tarafından ifa edilmiş. ınkar-ı uluhiyet zir ü zeber edilmiş. Yani, Mesih'in vazifesi Risale-i Nur eli ile yerine getirilmiş.

ınsanların hala uluhiyeti inkarı yukarda bahsettiğim iki varta prensiplerine göre bir şey ifade etmez. Mesih'in görevini henüz ifa etmediğine delil olmaz. Hem o zaman Risale-i nur'u yalanlamak gerek. Zira, inkar-ı uluhiyet zir ü zeber edildi diyor. Demek edildi. Demek bizim henüz edilmediğini görmemiz ilimsizliğimizdendir. Bu noktada ne kadar alim olsakta söz hakkımız olmaz.

Demek Mesih gelmiş ve Risale-i Nur ile alakadar olmuş, kontağa girmiş ve inkar-ı uluhiyeti zir ü zeber edecek yazılar onun tarafından yazdırılmış.

ıkincisi vazife ise ıseviliğin tesaffi ettirlimesi. Onu dahi Risale-i nur ifa etmiş. şöyle ki;

Allahu a’lem, bu rüyanın bir tabiri şudur ki: Üstadımızın Kur’ân-ı Hakîmden aldığı ve neşrettiği Risale-i Nur vasıtasıyla Nasârânın bir kısmı ıslâmiyeti kabul edecek ve Nasârâ Müslümanları veya Hıristiyan mü’minleri hükmüne geçip Üstadımızın sözlerini ısâ Aleyhisselâmın sözleri nev’inden hüsn-ü kabul edeceklerine işârettir.
Evet, Risale-i Nur’da öyle bir kuvvet vardır ki, Avrupa’nın en müannid filozoflarını dahi teslime mecbur eder. Her ruhun bir ihtiyac-ı hakikîsi olan hakikî iman nurunu arayan Hıristiyan muvahhidler, elbette Risale-i Nur’u görseler, Hazret-i ısa Aleyhisselâmın vesâyâsı(öğüdü) nev’inden kabul edip sarılacaklardır...
Dereli Mutâf Hafız Ahmed- Barla
Lahikası

Mesih geldiği vakit vazifelerinden biri ısevilik dinini ya tesaffi ettirmek yada ıslamiyete inkılab ettirmektir. Diğer önemli vazifeside inkar-ı uluhiyeti öldürmektir.
ışte bu vazifeyi dahi Risale-i Nur'un üstlendiği aşikar olarak şu cümlede var:"Risale-i Nur vasıtasıyla Nasârânın bir kısmı ıslâmiyeti kabul edecek ve Nasârâ Müslümanları veya Hıristiyan mü’minleri hükmüne geçip Üstadımızın sözlerini ısâ Aleyhisselâmın sözleri nev’inden hüsn-ü kabul edeceklerine işârettir."

Hem Mesih'in Risale-i Nurla irtibat içinde olduğuna delildir. Hem şöyle yazıyor: "elbette Risale-i Nur’u görseler, Hazret-i ısa Aleyhisselâmın vesâyâsı nev’inden kabul edip sarılacaklardır..." Yani, Mesihin öğütleri nevinden olduğunu görecekler. Mesihin cenahını anlayacak ve o cenahla dost olacaklar.


şimdi biz Mesihin icraatlarının Risale-i Nur elile yapıldığını görüyoruz.

Hem bu hiç bir akaide ters düşmez. Zira, Mesih icraatlarını perde arkasından yapacak. Pede arkasından icraat yapabilmek ise zahirde mümkün değildir. Demek kuvvetli bir istinadgahı olacak. O istnadın Risale-i nur olduğunu görmemiz asla yadırganamaz.

Kabul ve red edebilirsiniz. Ancak, ithama hakınız yoktur.


şimdi gelelim ikinici cümleme. Yani; kim olduğu iman dürbünü ile bilinir. sözüne.

şimdi, madem Mesih iman dürbünü ile bilinecek, demek evamir-i tekviniyeye bakan bazı kaidelerle onun kim olduğu anlaşılmaz. Rasyonel formullerle " Mesih budur" denilemez. Mesihi gören teşri edemez, ilan edemez. Zira, sen iman ile onu gördün. Ben ise göremedim.
Bu mümkündür.

Yani, kısa ve öz. Biz Mesih'in kim olduğunu tartışamayız, ilan edemeyiz. Ama gelip gelmediği ilmi bir zeminde tartışılabilir. ılmi zeminde ise alimlerin yeri vardır avamın değil. Bizim gibi avam ise hüküm vermez teat-i efkar eder.

Hem bir kişinin kendi dürbünü ile birini Mesih görmesi, zarar olmaz. Bazılarının dediği gibi "birine mesih" demek küfürdür, zira peygamber olmayan birine peygamber diyorsunuz " sözü gerçeği ifade etmiyor.

Zira, Mesih peygamberlik makamı ile değil velayet makamı ile tekrar gelecek. Yani, vahiy gelmeyecek. Hali ile bir zata "bu mesihtir" dese bile sözünü vahiy kabul etmediği için küfre girmeyecek. Delalete dahi düşmeyecektir.

ışte, biz istikbalin evlatlarıyız. ıstikbalin evlatları delisiz hiç bir söz rağbet etmez. Her işi uzmanına bırakır. Bir işte uzman olayanın sözünü saymaz. Delil kabul etmez.

Siz de bir şeyi zanlarla yarım bilgilerle red ettiğiniz vakit, redde müstehak olursunuz. Bize değil kendinize kızıp eleştiriniz.

Muhabbetle
[/b]
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir