Giriş yapmadınız.

1

05.12.2006, 23:52

Namaz Sadece İbadet Mi?

Saygi deger arkadaslarim namaz elbetteki boynumuzun bir hükmüdür.
Yapmamiz gereken, erginlik cagina uglasmis kisilere farz kilinmis bir ibadet ve hamd seklidir.

bunun disinda birde beni düsündüren bisey var...
bizi yaratan yüce Rabb'imiz kendisini taniyalim diye yaratmis.
O güzel Allah'imiz, Dualarimizi en güzeliyle makbul eyleyen Rabbimiz (Süpesiz bizim ne istedigimizi bizden iyi biliyor.),genis genis bizlere rahmet kapilarini acan Rabb'imiz ve daha sonunu getiremiyecegimiz okadar güzel lutuflarda bulunan Rabbimiz acaba sadece ibadet olarak mi istiyor acaba namazi?

Düsündümde bence Allah ibadet disinda bizlerle görüsmek istiyor.Allah kullarini seviyor, bizleri 24 saatte 5 vakit yanina cagiriyor bizle görüsmek istiyor cok mu?haşa karsilastirmak tabi olmaz ama insana aşik oldugu birine kosa kosa nasil gidiyorsa o aşki veren Allah'a cok cok daha istekli gitmeli bence sevgili dostlarim.

Rabbimiz,Illahimiz,Dostumuz,Yaraticimiz,Dermanimiz,Kötü gündede iyi gündede yanimizda olan Allah'imiza ne kadar sükür etsek azdir be dostlar.

Namaz ibadet olmakla beraber Allah'la dertlesme ortamimizdir miracimizdir.acin ellerinizi dertlesin.unutmayin ki bir insanin Allah'a "Rabbim" demesi Allah'in kuluna "Efendim Kulum?" demesi gibidir.

Sevgili dostlarim gayret.....
Kula Bela Gelmez Hakk Yazmayinca, Hakk Bela Yazmaz Kul Azmayinca...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

06.12.2006, 00:24

evet kardeşim doğru söyledin...
Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat'î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. Keyf için ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasa idin ki, ömrün azdır, hem fâidesiz gidiyor; elbette onun yirmi dörtten birisini, hakiki bir hayat-ı ebediyenin saadetine medâr olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarf etmek, usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebep olur.
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

3

06.12.2006, 00:43

öyle be abicim.ne etceksin.hakikaten oyle ama.insan sonra kilarim demeden gecemiyor bazen sanranin belki olup belki olmayacagini bile bile... buda bi ayri gercek.
Kula Bela Gelmez Hakk Yazmayinca, Hakk Bela Yazmaz Kul Azmayinca...

4

16.01.2007, 09:34

Dînî farzlarını yerine getirmek sûretiyle dünyevî çalışmaların da bir ibâdet hükmüne geçtiğine dâir Üstadımızın yanına gelenlere verdiği derslerden bir kaç nümûne:
1. Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte, birgün, Eskişehir'deki Yıldız Otelinde bulunuyorduk. şeker fabrikasından yanına gelen birkaç işçi ve ustabaşına kısaca dedi:

"Siz farz namazlarınızı kılsanız, o zaman, fabrikadaki bütün çalışmalarınız ibâdet hükmüne geçer. Çünkü, milletin zarûri ihtiyacını temin eden mübârek bir hizmette bulunuyorsunuz."

2. Yine birgün, Eğridir yolu altında oturmuş, Rehber'i okuyorduk. Tren yolunda çalışan birisi geldi; ve Üstad, ona da aynı şekilde, ferâizi edâ edip, kebâirden çekilmek şartıyla bütün çalışmalarının ibâdet olduğunu, çünkü on saatlik bir yolu bir saatte kestirmeye vesîle olan tren yolunda çalıştığından mü'minlere, insanlara olan bu hizmetin boşa gitmeyeceğini, ebedî hayatında sevincine medar olacağını ifâde etmiştir.

3. Yine birgün, vaktiyle Eskişehir'de tayyâreciler ve subaylar ve askerlere de aynen şu dersi vermişti: "Bu tayyâreler, birgün ıslâmiyete büyük hizmet edecekler. Farz namazlarınızı kılsanız, kılamadığınız zaman kazâ etseniz, asker olduğunuz için her bir saatiniz on saat ibâdet, husûsan hava askeri olanların bir saati, otuz saat ibâdet sevabını kazandırır. Yeter ki kalbinde îman nûru bulunun ve îmânın lâzımı olan namazı îfâ etsin."

4. Hem Barla, hem Isparta, hem Emirdağ'da çobanlara derdi: "Bu hayvanlara bakmak büyük bir ibâdettir. Hattâ, bâzı peygamberler de çobanlık yapmışlar. Yalnız, siz farz namazını kılınız, tâ hizmetiniz Allah için olsun."

5. Yine birgün, Eğridir'de, elektrik santralının inşâsında çalışan amele ve ustaya, "Bu elektriğin umum millete büyük menfaati var. O umûmi menfaatten hissedar olabilmeniz için, farzınızı kılınız. O zaman bütün sa'yiniz, uhrevî bir ticaret ve ibâdet hükmüne geçer" demiştir.

Bu nevîden on binler misâller var.

Dâimî hizmetinde bulunan talebeler

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=4487&a=namaz&t=2&b=2&k=12&sp=&ep=&s=10& l=2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

16.01.2007, 09:35

Namazın mânâsı, Cenâb-ı Hakkı tesbih ve tâzim ve şükürdür. Yani, celâline karşı, kavlen ve fiilen "SübhanAllah" deyip takdîs etmek; hem, kemâline karşı lâfzen ve amelen "Allahu Ekber" deyip tâzim etmek; hem, cemâline karşı kalben ve lisânen ve bedenen "Elhamdulillah" deyip, şükretmektir

9.söz-sözler kitabı.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

6

16.01.2007, 09:37

Lakin bedeni ibadet ve taatlerden namazın tahsisi,
namazın bütün hasenata fihrist ve örnek olduğuna işarettir.

Evet, nasıl ki Fatiha Kur'an'a, insan kainata fihristedir; namaz da hasenata fihristedir.

Çünkü namaz; savm, hac, zekat ve sair hakikatleri havi olduğu gibi,

idrakli ve idraksiz mahlukatın ihtiyari ve fıtri ibadetlerinin nümunelerine de şamildir.

Mesela secdede, rükuda, kıyamda olan melaikenin ibadetlerini,
hem taş, ağaç ve hayvanların o ibadetlere benzeyen durumlarını andıran bir ibadettir.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2550&a=namaz&t=2&b=2&k=6&sp=&ep=&s=10&l =2
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

7

16.01.2007, 09:39

BıRıNCı SUAL: Çok tembellerden ve târikü's-salâtlardan(Namazı terk eden kimselerden) işitiyoruz. diyorlar ki: "Cenâb-ı Hakkın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'ân'da çok şiddet ve ısrarla, ibadeti terk edeni zecredip Cehennem gibi dehşetli bir cezayla tehdit ediyor? ıtidalli ve istikametli ve adaletli olan ifade-i Kur'âniyeye nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz'î hataya karşı nihayet şiddeti gösteriyor?"

Elcevap: Evet, Cenâb-ı Hak senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın; mânen hastasın.

ıbadet ise, mânevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde ispat etmişiz.

Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi ilâçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil, hekime dese: "Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun?" Ne kadar mânâsız olduğunu anlarsın.

Amma Kur'ân'ın, terk-i ibadet hakkında şiddetli tehdidâtı ve dehşetli cezaları ise:

Nasıl ki bir padişah, raiyetinin hukukunu muhafaza etmek için, âdi bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasına göre, şiddetli cezaya çarpar.

Öyle de, ibadeti ve namazı terk eden adam, Sultân-ı Ezel ve Ebedin raiyeti hükmünde olan mevcudatın hukukuna ehemmiyetli bir tecavüz ve mânevî bir zulüm eder.

Çünkü, mevcudatın kemalleri, Sânie müteveccih yüzlerinde tesbih ve ibadetle tezahür eder.

ıbadeti terk eden, mevcudatın ibadetini görmez ve göremez.

Belki de inkâr eder. O vakit, ibadet ve tesbih noktasında yüksek makamda bulunan ve herbiri birer mektub-u Samedânî ve birer âyine-i esmâ-i Rabbâniye olan mevcudatı âli makamlarından tenzil ettiğinden ve ehemmiyetsiz, vazifesiz, câmid, perişan bir vaziyette telâkki ettiğinden, mevcudatı tahkir eder, kemâlâtını inkâr ve tecavüz eder.

Evet, herkes kâinatı kendi aynasıyla görür. Cenâb-ı Hak, insanı kâinat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır. Her insan için, bu âlemden hususî bir âlem vermiş; o âlemin rengini, o insanın itikad-ı kalbîsine göre gösteriyor.

Meselâ, gayet meyus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve meyus suretinde görür.
Gayet sürurlu ve neşeli, müjdeli ve kemâl-i neşesinden gülen bir adam, kâinatı neşeli, güler gördüğü gibi;

mütefekkirâne ve ciddî bir surette ibadet ve tesbih eden adam, mevcudatın hakikaten mevcut ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür.

Gafletle veya inkârla ibadeti terk eden adam, mevcudatı, hakikat-i kemâlâtına tamamıyla zıt ve muhalif ve hata bir surette tevehhüm eder ve mânen onların hukukuna tecavüz eder.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

8

16.01.2007, 09:41

devamı;

Hem o târikü's-salât,(namazı terkeden kimse)

kendi kendine mâlik olmadığı için,

kendi mâlikinin bir abdi olan kendi nefsine zulmeder.

Onun mâliki, o abdinin hakkını onun nefs-i emmâresinden almak için, dehşetli tehdit eder.

Hem netice-i hilkati ve gaye-i fıtratı olan ibadeti terk ettiğinden, hikmet-i ılâhiye ve meşiet-i Rabbâniyeye karşı bir tecavüz hükmüne geçer. Onun için cezaya çarpılır.

Elhasıl,

ibadeti terk eden hem kendi nefsine zulmeder-nefis ise Cenâb-ı Hakkın abdi ve memlûküdür-

hem kâinatın hukuk-u kemâlâtına karşı bir tecavüz, bir zulümdür.

Evet, nasıl ki küfür, mevcudata karşı bir tahkirdir;

terk-i ibadet dahi, kâinatın kemâlâtını bir inkârdır.

Hem hikmet-i ılâhiyeye karşı bir tecavüz olduğundan, dehşetli tehdide, şiddetli cezaya müstehak olur.
ışte bu istihkakı ve mezkûr hakikati ifade etmek için,

Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan, mucizâne bir surette o şiddetli tarz-ı ifadeyi ihtiyar ederek,
tam tamına hakikat-i belâgat olan mutabık-ı mukteza-yı hale mutabakat ediyor.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1415&a=namaz&k=3&p=14
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

9

16.01.2007, 09:43

21.sözden ;birinci makamı namaz bahsi-sözler kitabında.biraz izahlı..anladığım kadarıyla.

Birinci ikaz: Ey bedbaht nefsim!(ey kötü nefsim,ey akılsız nefsim)

Acaba ömrün ebedî midir! Hiç kat'î senedin var mı ki, gelecek seneye belki yarına kadar
kalacaksın? (kesin bir delilin varmı ki yarın yaşayacaksın,öbürgün yaşayacaksın.madem ki kesin delilin yok.her an ölebilirsin,onun için namazdan usanma veya namazı sonraya bırakma,çünkü bu vakit bir daha eline geçmeyebilir)

Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir.(Sana namaz kılmakta usanç veren ebedi yaşamayı zannetmendir.halbuki bir kısım insanların ölmeleri,yerine başkalarının gelmesi gösteriyor ki,sen ölümlüsün,ölümün pençesinden kendini kurtaramazsın)

Keyf için, ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasa idin ki, ömrün azdır hem faidesiz gidiyor.

Elbette onun yirmidörtten birisini, hakikî bir hayat-ı ebediyenin(Ebedi cennet hayatının) saadetine(huzuruna) medâr (sebep)olacak bir güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarfetmek;(namaz kılmak insanın ebedi cennet hayatını kazanmasına sebep olur;eğer bunu anlasaydın )

usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak ve hoş bir zevki tahrike sebeb olur.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

10

16.01.2007, 09:44

ıKıNCı ıKAZ: Ey şikem-perver nefsim!(Ey boğazına düşkün nefsim) Acaba hergün hergün ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin; sana onlar usanç veriyor mu? Mâdem vermiyor; çünki ihtiyaç tekerrür ettiğinden, usanç değil belki telezzüz ediyorsun.
(ekmeğe,suya ,havaya ihtiyacın olduğunu bildiğin için,bunları devamlı tekrar etmede ,almada,yemede lezzet alıyorsun.Usanmıyorsun.çünkü ihtiyacın vardır.olmazsa bunlar yaşayamazsın)

Öyle ise: hâne-i cismimde(bedenimde) senin arkadaşların olan kalbimin gıdası, ruhumun âb-ı hayâtı(hayat suyu) ve lâtife-i Rabbâniyemin(Allahın verdiği duygularımın) havâ-yı nesimini(havasını) cezb(çekici) ve celbeden (çeken)namaz dahi, seni usandırmamak gerektir.(Namazda kalbimizin gıdası,ruhumuzun abı hayatı ve Allahın verdiği latifelerin nefes almasıdır.Sen namaz kılmakla bunların ihtiyacını karşılıyorsun.onların ihtiyaclarını vermediğinden sıkıntı gekiyorsun.)

Evet nihayetsiz teessürat ve elemlere maruz ve mübtelâ ve nihayetsiz telezzüzata ve emellere meftun ve pürsevda bir kalbin kut ve kuvveti; (kalbimizin herşeyden tesir altında kalır,herşeyden acı çeker,çok istekleri,arzuları vardır.böyle olan kalbe gıda ise)
herşeye kadir bir Rahîm-i Kerîm'in(şefkatli ve merhametli ikram eden Allah) kapısını niyaz ile çalmakla (namaz kılmakla)elde edilebilir. Evet şu fâni dünyada Kemâl-i sür'atle vaveylâ-yı firakı koparan giden ekser mevcûdâtla alâkadar bir ruhun âb-ı hayâtı ise; (ruhumuz her ayrılan varlıkla alakadar olduğundan,buna karşı teselliyi)
herşeye bedel bir Mâbûd-u Bâki'nin(Ebedi ibadete layık olan Allahın), bir Mahbûb-u Sermedî'nin (Daimi sevilmeye layık olan Allahın)çeşme-i rahmetine namaz ile teveccüh etmekle(yönelmekle) içilebilir.

Evet fıtraten(yaratılışı gereği) ebediyeti isteyen(ebedi yaşamak istiyen) ve ebed için halkolunan ve ezelî ve ebedî bir Zâtın âyinesi olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insanî, zînur bir lâtife-i Rabbâniye; şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahvâl-i dünyeviye(dünya olayları) içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

11

16.01.2007, 09:47

Daha risalede başka yerlerde ki namzla ilgili yazılanlar bize NAMAZIN NE OLDUğUNU ANLATIYOR.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

12

17.01.2007, 22:05

namaz borcun yerine getirilmesi olduğu gibi aynıo zamanda kainatın yaptığı ibadeti cenabı hakka sunmaktır.

yani eger namaz kılmazdsak sadece kendi işimizi yapmamış olmuyoruz. kainatın ibadetini cenabı hakka sunmayarak aynı zamanda kainata karsı zulüm ve cinayet işlemiş oluyoruz.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir