Giriş yapmadınız.

  • Konuyu başlatan "halilbasturk"

Mesajlar: 3

Konum: Aydın

Meslek: Bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

1

29.01.2006, 22:43

Düğün Nasıl Olmalı

Selamınaleyküm...Halil Baştürk Ben Aydın/Türkiye
Allah nasip ederse yakında evlenmeyi düşünüyorum.Kafamda bir soru işareti var dinimize uygun bi düğün yapmak istiyorum.ılahiler,dualar vs.. şeyler olan dinimize uygun bi düğün nasıl olmalı.şimdiden Allah Razı Olsun....Baki selamlar

2

29.01.2006, 23:36

Düğünlerimiz nasıl olmalı?

ızmir/Pınarbaşı’ndan Mustafa Kaynar: “Sünnete uygun bir düğün nasıl olmalıdır?”

Sünnete uygun bir düğünü, aslında tercihlerini sünnete göre yapmaya duyarlı halkın örfü belirlemelidir ve nitekim belirlemiştir. Örf, halkın belirli sosyal davranışları ve toplumsal tercihleri kabul edip benimsemesi, yaygınlaştırması ve gelenekleştirmesidir. Bin yıldan beri Müslüman olan toplumumuzun tercih ve kabullerini sünnete göre yeniden kritize etmek ve sünnet şablonuna uyan toplu davranış biçimlerini yaşatmak aslında en mâkul olanıdır. Bilhassa düğünler toplum reflekslerinin en canlı örnekleridir. Halkın dinî ve inanç yapısını, yaşayış biçimini, tercihlerini, zevklerini, anlayışlarını ve hoş görülerini ilk bakışta düğünleri ele verir.

Sünnete uygun bir düğün diyerek dar bir şablon çizmek, aslında en başta sünnete uygun düşmez. Düğün şablonumuz herşeyden önce tüm haramlara kapalı, tüm mubah tercihlere açık olmalıdır. Nitekim söz konusu olan düğündür ve bunu halk yapar. Halk ise Müslümandır. Müslüman halkımız, gelenekleriyle taşları aslında yerli yerine koymuştur.

Öyleyse, Müslüman toplumun tercihi olan program alınır, sünnet açısından göze batan noktalar varsa düzeltilir; ama mubah davranış kalıpları daraltılmaz. Bulunduğumuz yörenin haram olmayan tercihlerini ve günah unsuru taşımayan geleneklerini yaşatmamızda sünnet açısından hiçbir sakınca yoktur.
Meselâ, zaten örf ve geleneklerimizde var olan; kızı Allah’ın emriyle, Peygamberin kavliyle istemek, kızın olurunu alan kız tarafının bu talebe uygun cevap vermesi, tarafların bu evliliğe yardımcı olmaları, köstek olucu davranışlardan uzak durmaları, kızın mehri konusunda erkek tarafının elinden geldiğince cömert olması, zorlukların anlayışlı yaklaşımlarla aşılması, tarafların birbirlerine karşı mütevazı olmaları ve sevgi ile yaklaşmaları, birbirlerinin hatâlarını örtmeleri, karşılıklı hazırlıkların yapılması, düğün gününün birlikte tesbit edilmesi, halkımızın adına yer yer “okuntu” da dediği ve imkânlar ve örf ölçüsünde küçük hediyeciklerle birlikte dâvetiyelerin dağıtılarak insanların düğüne çağrılmaları düğün öncesi sünnete uygun davranışlardır.

Düğün esnasında nelerin sünnet olduğunu hatırlayalım:

1- Düğün programının yeri, şekli, tarzı, muhtevası düğüne katılacak insanların meşrû çizgileri de dikkate alınarak karşılıklı rızâ ile tesbit edilir. Halkın gönlü hoş tutulmaya çalışılır. Haram bir şey istenmedikçe, halkın istek ve dileklerine cevap vermeye gayret edilir.

2- Düğünün amacı, evliliği halka duyurmaktan ibârettir. Nitekim Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm: “Evliliğin alâmeti nikâhın îlân edilmesidir.” buyurmuştur.1

3- Düğünde yemek vermek sünnettir.
*Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm, Abdurrahman bin Avf radiyallahü anh’ın üzerinde zâferân kokusu (düğünde sürülen koku) görünce sordu:
“Bu ne hal?”
Abdurrahman bin Avf radiyallahü anh: “Bir kadınla bir miktar altın mehir karşılığında evlendim” dedi.
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Allah mübârek eylesin. Fakat bir koyunla da olsa düğün ziyâfeti ver” buyurdu.2
*Enes bin Mâlik radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir düğününde annem yemek hazırlamış, göndermişti. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm bana:
“Onu koy. Git filanı, filanı, filanı ve karşılaştığın herkesi çağır” buyurdu ve bir çok adamın ismini söyledi. Gittim, Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın adlarını söylediği kimseleri ve rastladığım herkesi çağırdım. Üç yüz kadar kişi geldiler.
Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Onar onar halka yapsınlar ve herkes yesin.” buyurdu. ılk gurup doyuncaya kadar yedi, kalktı. Sonra diğer gurup doyuncaya kadar yedi, sonra diğer gurup yedi. Herkes yedikten sonra Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Yâ Enes! Sofrayı kaldır!” buyurdu.
Ben de sofrayı kaldırdım. Fakat yemeği ilk koyduğumda mı daha fazlaydı, yoksa kaldırdığımda mı fazlaydı; bilemedim.”3
*Sabit el-Buhânî radiyallahü anh anlatmıştır: Hz. Enes’e: “Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm Zeyneb radiyallahü anhânın düğün ziyafetini ne ile yaptı?” diye sordum. Hz. Enes radiyallahü anh:
“Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm sahabelerine doyup terk edinceye kadar ekmek ve et ziyâfeti verdi” dedi.4

4- Düğün ziyâfetinde fakîrler ihmal edilmez, muhakkak çağırılır. Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: “Yemeğin en şerlisi fakîrlerin çağırılmayıp, zenginlerin çağırıldığı düğün yemekleridir.” buyurmuştur.5

5- Düğünde harama girmeksizin meşrû çerçevede eğlenmeye imkân verilir. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm: “Gayr-i meşrû birleşme ile meşrû evliliği birbirinden ayıran şey, def çalmak ve ilân etmektir” buyurmuştur.6
Rubey binti Muavviz radiyallahü anhâ anlatmıştır: Ben gelin olduğumun kuşluk vaktinde Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm evlenme törenime geldi. O sırada küçük kızlarımız deflerini çalmakta ve Bedir günü şehit düşen atalarının kahramanlıklarını nağme ile dile getirmekte idiler. Nihayet içlerinden biri: “Aramızda yarını bilen bir Peygamber vardır” dedi. Bunun üzerine Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Bu sözü bırak da, bundan önce söylediklerini söylemeye devam et” buyurdu.7

6- Evlenen çiftler tebrik edilir ve hayır duâ edilir. Ebû Hüreyre radiyallahü anh bildirmiştir: Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm evlenen insanı tebrik edeceği vakit: “Allah mübârek etsin. Tebrik ederim. Allah sizi mutlu kılsın ve sizi hayırla bir araya getirsin” buyururdu.8

Yukarıda zikredilen temel ölçüler çerçevesinde, imkânlar ölçüsünde, Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, ulvî hüzünleri ve Rabbânî aşkları seslendirecek biçimde9 meselâ ilâhîler, kahramanlık türküleri veya geleneklerimizde olduğu şekliyle mevlitler okuyan bir grup varsa düğün programına alınabilir. Günün anlam ve önemini belirten ve eşler arası görev ve yükümlülükleri konu alan kısa konuşmalara yer verilebilir. Küçük parodilerle, skeçlerle, eğlendirici ve düşündürücü oyunlarla, ulvî zevkleri tahrik eden şiirlerle ve hoş vakit geçirmeye yönelik küçük çaplı yarışmalarla düğün programı zenginleştirilebilir. Harama girmemeye, nefsi ve şehveti tahrik edecek biçimde kadın-erkek karışık şarkı, türkü, oyun ve sâir eğlencelere yer vermemeye, düğünün bütün safhalarında düğün gerekçesiyle de olsa israftan ve savurganlıktan kaçınmaya azamî özen gösterilmelidir.

Düğün sonunda evlenen çiftler tebrik edilmeli, hayırlı bir evlilik hayatı ve hayırlı nesiller dilemelidir.

DıPNOTLAR:
1- Nesâî, Nikâh, 72;
2- Nesâî, Nikâh, 74, 75; Müslim, Nikâh, 79, 80; Tirmizî, Nikâh, 10;
3- Mektûbât, s. 114; Nesâî, Nikâh, 84; Müslim, Nikâh 94; Buhârî,4/234;
4- Müslim, Nikâh, 91;
5- Müslim, Nikâh, 110;
6- Tirmizî, Nikâh, 6;ıbn-i Mâce, Nikâh, 1896;
7- Tirmizî, Nikâh, 1096;
8- Tirmizî, Nikâh, 7;
9- ışârâtü’l-ı’câz, s. 72.

Kaynak: www.fikih.info
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

  • Konuyu başlatan "halilbasturk"

Mesajlar: 3

Konum: Aydın

Meslek: Bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

3

30.01.2006, 11:55

Allah razı olsun kardeşim

4

19.07.2007, 18:03

Malum yaz ayindayiz Dügünler cogaldi ,Allah c.c kardeslerimizi mesud etsin.Almanyada ikamet eden kardeslerimiz iki yerde birincisi Türkiyede sonrada buraya dönünce tekrardan yapiyorlar ,bunun mahiyeti nedir aciklarmisiniz.
Ümitvar olunuz..

5

19.07.2007, 19:00

Ablacigim öncelikle @bdullah abinin yazisini okumani tavsiye ediyorum.. daha sonra bunu yaziyi, daha sonra özel msjimi :)


“Peygamberimiz (asm) düğünlerin nasıl olmasını tavsiye ediyor?”

Düğün şablonumuz en geniş şekliyle, önce tüm haramlara kapalı, tüm mubah tercihlere açık olmalıdır. Nitekim söz konusu olan düğündür ve bunu halk yapar. Halk ise Müslüman’dır. Müslüman halkımız, çoğu sünnete uygun gelenekleriyle aslında taşları yerli yerine koymuştur.

Öyleyse, Müslüman toplumun tercihi olan program alınır, sünnet açısından göze batan noktalar varsa düzeltilir; ama mubah davranış kalıpları daraltılmaz. Bulunduğumuz yörenin haram olmayan tercihlerini ve günah unsuru taşımayan geleneklerini yaşatmamızda sünnet açısından hiçbir sakınca yoktur.

Düğün esnasında nelerin sünnet olduğuna gelince:

1- Düğün programının yeri, şekli, tarzı, muhtevası düğüne katılacak insanların meşrû çizgileri de dikkate alınarak karşılıklı rızâ ile tesbit edilir. Halkın gönlü hoş tutulmaya çalışılır.

2- Düğünün amacı, evliliği halka duyurmaktan ibârettir. Nitekim Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm: “Evliliğin alâmeti nikâhın îlân edilmesidir” buyurmuştur.1

3- Düğünde yemek vermek sünnettir.

* Enes bin Mâlik radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir düğününde annem yemek hazırlamış, göndermişti. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm bana:

“Onu koy. Git filanı, filanı, filanı ve karşılaştığın herkesi çağır” buyurdu ve bir çok adamın ismini söyledi. Gittim, Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın adlarını söylediği kimseleri ve rastladığım herkesi çağırdım. Üç yüz kadar kişi geldiler.

Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:

“Onar onar halka yapsınlar ve herkes yesin” buyurdu. ılk grup doyuncaya kadar yedi, kalktı. Sonra diğer grup doyuncaya kadar yedi, sonra diğer grup yedi. Herkes yedikten sonra Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:

“Yâ Enes! Sofrayı kaldır!” buyurdu.

Ben de sofrayı kaldırdım. Fakat yemeği ilk koyduğumda mı daha fazlaydı, yoksa kaldırdığımda mı fazlaydı; bilemedim.2

* Sabit el-Buhânî radiyallahü anh anlatmıştır: Hz. Enes’e: “Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm Zeyneb radiyallahü anhânın düğün ziyafetini ne ile yaptı?” diye sordum. Hz. Enes radiyallahü anh:

“Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm sahabelerine doyup terk edinceye kadar ekmek ve et ziyâfeti verdi” dedi.3

4- Düğün ziyâfetinde fakirler ihmal edilmez, muhakkak çağırılır. Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm: “Yemeğin en şerlisi fakirlerin çağırılmayıp, zenginlerin çağırıldığı düğün yemekleridir” buyurmuştur.4

5- Düğünde harama girmeksizin meşrû çerçevede eğlenmeye imkân verilir. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm: “Zina ile evliliği birbirinden ayıran şey, def çalmak ve ilân etmektir” buyurmuştur.5

Rubey binti Muavviz radiyallahü anhâ anlatmıştır: Ben gelin olduğumun kuşluk vaktinde Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm düğünüme geldi. O sırada küçük kızlarımız deflerini çalmakta ve Bedir günü şehit düşen atalarının kahramanlıklarını nağme ile dile getirmekte idiler. Nihayet içlerinden biri: “Aramızda yarını bilen bir Peygamber vardır” dedi. Bunun üzerine Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:

“Bu sözü bırak da, bundan önce söylediklerini söylemeye devam et” buyurdu.6

6- Evlenen çiftler tebrik edilir ve hayır duâ edilir. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm evlenen insanı tebrik edeceği vakit: “Allah mübârek etsin. Tebrik ederim. Allah sizi mutlu kılsın ve sizi hayırla bir araya getirsin” buyururdu.7

Yukarıda zikredilen temel ölçüler çerçevesinde, imkânlar ölçüsünde, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, ulvî hüzünleri ve Rabbânî aşkları seslendirecek biçimde8 meselâ ilâhîler, kahramanlık türküleri veya geleneklerimizde olduğu şekliyle mevlitler okuyan bir grup varsa düğün programına alınabilir. Günün anlam ve önemini belirten ve eşler arası görev ve yükümlülükleri konu alan hafif konuşmalara yer verilebilir. Küçük parodilerle, skeçlerle, eğlendirici ve düşündürücü oyunlarla, ulvî zevkleri tahrik eden şiirlerle ve hoş vakit geçirmeye yönelik küçük çaplı yarışmalarla düğün programı zenginleştirilebilir. Harama girmemeye, nefsi ve şehveti tahrik edecek biçimde kadın-erkek karışık şarkı, türkü, oyun ve sâir eğlencelere yer vermemeye, düğünün bütün safhalarında düğün gerekçesiyle de olsa israftan ve savurganlıktan kaçınmaya azamî özen gösterilmelidir.

Düğün sonunda evlenen çiftler tebrik edilmeli, hayırlı bir evlilik hayatı ve hayırlı nesiller dilemelidir.


Dipnotlar:
1- Nesâî, Nikâh, 72.
2- Mektûbât, s. 114; Nesâî, Nikâh, 84; Müslim, Nikah 94; Buhârî,4/234.
3- Müslim, Nikah, 91.
4- Müslim, Nikâh, 110.
5- Tirmizî, Nikâh, 6; ıbn-i Mâce, Nikâh, 1896.
6- Tirmizî, Nikâh, 1096.
7- Tirmizî, Nikâh, 7.
8- ışârâtü’l-ı’câz, s. 72.

Kaynak:
Fikih info
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

6

19.07.2007, 19:16

Bence iki tarafta da yapilan dügünler gereksiz.. Türkiye'yede dügün yapildi ise tekrardan burda satafatli sekilde israfa girmeye gerek yok. Türkyieden gelin geldi ise, bunu bir mevlid-i serifle, yakinlarini cagirarak, yine göremeyenler icin geline gelinligi giydirilip tanisma amacli yapilabilir, diye düsünüyorum.. ki böyle yapildigina da bizzat kendi yakinlarimdan sahit oldum..
Sizler neler düsünüoyrsunuz bilemiycem..

zira Peygamberimiz (sav) "Nikahın hayırlısı,en kolay ve külfetsiz olanıdır." buyurmustur :!:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

7

19.07.2007, 20:13

Abdullah kardesin mesaji iyiki varmis yoksa Dügünle ilgili Tek yazi yoktu bende zaten onu buldum 8)
Bazen lazim oluyor .Sanada Tesekkür ederim,Allah c.c razi olsun ilgin icin .
Ümitvar olunuz..

8

19.07.2007, 20:16

Alıntı sahibi ""nurciv""

Bence iki tarafta da yapilan dügünler gereksiz.. Türkiye'yede dügün yapildi ise tekrardan burda satafatli sekilde israfa girmeye gerek yok. Türkyieden gelin geldi ise, bunu bir mevlid-i serifle, yakinlarini cagirarak, yine göremeyenler icin geline gelinligi giydirilip tanisma amacli yapilabilir, diye düsünüyorum.. ki böyle yapildigina da bizzat kendi yakinlarimdan sahit oldum..
Sizler neler düsünüoyrsunuz bilemiycem..

zira Peygamberimiz (sav) "Nikahın hayırlısı,en kolay ve külfetsiz olanıdır." buyurmustur :!:


Senin cevabina katiliyorum.
Ümitvar olunuz..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir