Giriş yapmadınız.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

05.05.2005, 00:05

namaz tesbihatı hakkında

kardeşler nur talebelerinin namazdan sonra yaptığı tesbihattaki okunan zikirler ve sureler..veya ecirna minennar..lar....subhaneke Ya Allah...gibi...bunlar üstadın tesbihatından mı geliyor...bunların kaynagı nedir bilen var mı acaba hep yapıyorum merak ettim...selametle
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

2

05.05.2005, 12:28

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi hazretlerinin Mecumatü'l-Ahzab ından olabilir. Yani Üstad oradan almış olabilir, üstüne kendisi de eklemiş olabilir.

3

05.05.2005, 13:12

Re: namaz tesbihatı hakkında

Alıntı sahibi ""alkan_unal""

kardeşler nur talebelerinin namazdan sonra yaptığı tesbihattaki okunan zikirler ve sureler..veya ecirna minennar..lar....subhaneke Ya Allah...gibi...bunlar üstadın tesbihatından mı geliyor...bunların kaynagı nedir bilen var mı acaba hep yapıyorum merak ettim...selametle

alkan ünal kardeş
bu duaların kaynağı hz muhammed (s.a.v) dir. Üstad hz muhammed'in namaz sonrası yaptığı duaları toplamış, bu duaları tekrar etmenin sünneti senniye olduğunu söylemiştir ve talebelerine de her namaz sonrası yapmalarını tavsiye eder.Üstadın sünneti seniyyeye ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Üstad, Kastamonu lahikasında tesbihatın önemine şöyle dikkat çeker;
Bugünlerde iki ince mesele kalbe geldi, vaktinde kaleme alamadım. O vakit geçtikten sonra o ehemmiyetli hakikatlere birer işaret ederiz.
Birincisi: Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsül göstermesine binaen dedim:
Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bir evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür. Sonra, bu kelimenin hakikati böyle inkişaf etti:
Nasıl ki, risalete inkılâp eden velayet-i Ahmediye (a.s.m.) bütün velayetlerin fevkindedir. Öyle de, o velayetin tarikatı ve o velayet-i kübranın evrad-ı mahsusası olan namazın akabindeki tesbihat, o derece sair tarikatların ve evradların fevkindedir. Bu sır dahi şöyle inkişaf etti ki:
Nasıl zikir dairesinde bir mecliste veyahut hatme-i Nakşiyede bir mescidde birbiriyle alâkadar heyet-i mecmuada nuranî bir vaziyet hissediliyor. Kalbi hüşyar bir zat namazdan sonra sübhânallah, sübhânallah deyip tesbihi çekerken, o daire-i zikrin reisi olan zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselamın müvacehesinde yüz milyon tesbih edenler, tesbih elinde çektiklerini manen hisseder. O azamet ve ulviyetle sübhânallah, sübhânallah der. Sonra o serzâkirin emr-i manevisiyle, ona ittibaen elhamdü lillâh, elhamdü lillâh dediği vakit, o halka-i zikrin ve o çok geniş dâiresi bulunan hatme-i Ahmediyenin (aleyhissalâtü vesselam) dairesinde yüz milyon müridlerin elhamdü lillâh, elhamdü lillâh’larından tezahür eden azametli bir hamdi düşünüp içinde elhamdü lillâh ile iştirak eder, ve hâkezâ Allahu ekber, Allahu ekber ve duadan sonra lâ ilâhe illâllah, lâ ilâhe illâllah otuz üç defa o tarikat-ı Ahmediyenin Aleyhissalâtü Vesselam halka-i zikrinde ve hatme-i kübrasında o sabık manayla o ihvan-ı tarikatı nazara alıp o halkanın serzâkiri olan zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselama müteveccih olup
-1-
. der, diye anladım ve hissettim ve hayalen gördüm. Demek tesbihat-ı salâtiyenin çok ehemmiyeti var.
ıkinci mesele: Otuz birinci ayetin işaretinin beyanında,
-2-
bahsinde denilmiş ki: Bu asrın bir hassası şudur ki, hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı bakiyeye bilerek tercih ettiriyor. Yani, kırılacak bir cam parçasını baki elmaslara bildiği halde tercih etmek bir düstur hükmüne geçmiş.
Ben bundan çok hayret ediyordum. Bugünlerde ihtar edildi ki, nasıl bir uzv-u insanî hastalansa, yaralansa, sair âzâ vazifelerini kısmen bırakıp onun imdadına koşar. Öyle de, hırs-ı hayat ve hıfzı ve zevk-i hayat ve aşkı taşıyan ve fıtrat-ı insaniyede derc edilen bir cihaz-ı insaniye, çok esbapla yaralanmış, sair letaifi kendiyle meşgul edip sukut ettirmeye başlamış; vazife-i hakikiyelerini onlara unutturmaya çalışıyor.
Hem nasıl ki bir cazibedar sefihane ve sarhoşane şâşaalı bir eğlence bulunsa, çocuklar ve serseriler gibi, büyük makamlarda bulunan insanlar ve mesture hanımlar dahi o cazibeye kapılıp hakikî vazifelerini tatil ederek iştirak ediyorlar. Öyle de, bu asırda hayat-ı insaniye, hususan hayat-ı içtimaiyesi öyle dehşetli, fakat cazibeli ve elîm, fakat meraklı bir vaziyet almış ki, insanın ulvî latifelerini ve kalb ve aklını nefs-i emmaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşürttürüyor.
Evet, hayat-ı dünyeviyenin muhafazası için, zaruret derecesinde olmak şartıyla, bazı umur-u uhreviyeye muvakkaten tercih edilmesine ruhsat-ı şer’iye var. Fakat, yalnız bir ihtiyaca binaen helâkete sebebiyet vermeyen bir zarara göre tercih edilmez, ruhsat yoktur. Halbuki bu asır, o damar-ı insanîyi o derece şırınga etmiş ki, küçük bir ihtiyaç ve âdi bir zarar-ı dünyevî yüzünden elmas gibi umur-u diniyeyi terk eder.
Evet, insaniyetin yaşamak damarı ve hıfz-ı hayat cihazı, bu asırda israfatla ve iktisatsızlık ve kanaatsizlik ve hırs yüzünden bereketin kalkmasıyla ve fakr u zaruret, maişet ziyadeleşmesiyle o derece o damar yaralanmış ve şerait-i hayatın ağırlaşmasıyla o derece zedelenmiş ve mütemadiyen ehl-i dalâlet nazar-ı dikkati şu hayata celb ede ede o derece nazar-ı dikkati kendine celb etmiş ki, ednâ bir hâcât-ı hayatiyeyi büyük bir mesele-i diniyeye tercih ettiriyor.
Bu acip asrın bu acip hastalığına ve dehşetli marazına karşı Kur’an-ı Mucizü’l-Beyânın tiryak misâl ilaçlarının naşiri olan Risale-i Nur dayanabilir ve onun metin, sarsılmaz, sebatkar, halis, sadık, fedakar şakirtleri mukavemet edebilir. Öyleyse, herşeyden evvel onun dairesine girmeli, sadakatle, tam metanet ve ciddi ihlas ve tam itimadla ona yapışmak lazım ki, o acip hastalığın tesirinden kurtulsun.

1 Milyon kere salât ile milyon kere selam Senin üzerine olsun ey Allahın Resûlü.

2 "Onlar dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler..." ıbrahim Sûresi, 14:3.


Kastamonu Lahikası(sayfa 72)
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

4

05.05.2005, 13:37

rejume kardeşimizin söylediklerine ilave olarak:

Üstad Hz.lerinin namaz sonrasında okuduğu tesbihat elbette ki camilerimizde okunan tesbihattan biraz farklı, yani fazladır. Tabi ki bütün bu tesbihatın kaynakları sünnet-i seniyyedir. Zaten Üstad Hz.leri de tesbihatı "tarikat-ı Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bir evradı" olarak tanımlamıştır. bazı farklılıklar mezheplere göredir.
mesele şafii mezhebi "33 defa allahuekber,subhanallah ve elhamdülillah" dedikten sonra 33 defa da Lailaheillalah derler. ardından Peygamberimize salat ve selam okurlar. ışte Hz. Üstad da Hanefi ve şafii mezhebinde okunan tesbihatları bir ölçüde birleştirmiştir. Tesbihatların sonunda esmaühüsna okunması ise, zannediyorum mezheplerde yok. Bu Üstad tarfından söylenmiş. yine Akşam ve sabah namazı farzından sonra okunan dualar da, -aslı sünnete dayanmakla birlikte - yine Üstad tarfından tanzim edilmiş. zira musibet zamanlarında daha çok dua okunur.

saygılar

5

05.05.2005, 13:42

Ya Cemilü Ya Allah diye başlayan Dua-i ısm-i Azam'ı Mecmuatü'l-Ahzab'da gördüm diye hatırlıyorum.

Salaten tüncina ise Kuzey Afrika ülkelerinde meşhurdur, yani ımam şafii'nin etbaının olduğu yerlerde. Üstad ise şarkta doğmuş büyümüş, o civarın halkı ekseriyetle şafiidir.

6

05.05.2005, 15:41

S.A bu zikirleri buraya tam olarak yassanızda bilmeyen arkadaşlarda faydalansa nasıl olur
selam ve dua ile kalın
nur

7

05.05.2005, 15:52

Tesbihat küçük kitapçık olarak kitapçılarda var. Onun haricinde HizbunNuriye var, mealli olanları da var. ınternet ortamında, www.bediuzzaman.net de
geçiyor, büyük cevşen (hizbunnuriye) diye, Ya Cemilü Ya Allah veya Subhaneke Ya Allah gibi dualar da var içinde.

8

05.05.2005, 16:23

...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

9

05.05.2005, 18:20

selamın aleykum

Allah razı olsun...iyi oldu bunları bildiğim yani hergun yapıyoruz...peki namazdan sonraki okunan ayetler veya işte amme yeteseelune..hadiste geçiyor galiba...herhalde otekilerde aynı şekilden hadislerden bileniniz varmı?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

10

06.05.2005, 02:31

Umarim tekrar olmamistir. Tesbihatta gecen bazi unsurlarin hadisi Serifleri.


ıbn-i Mes’ût (ra) haber vermiştir ki
Mîrâca çıkarıldığım gece ıbrâhim’le (as) karşılaştım. Bana, “Yâ Muhammed!” dedi. “Benden ümmetine selam söyle ve onlara bildir ki, Cennetin toprağı güzeldir, suyu tatlıdır! Cennette ağaçlarla dolu ovalar vardır. Bunların dikili ağaçları ‘Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber’dir.”Tirmizî, Daavât

Ebu Hureyre rivayet eder:
Subhanellâhi vehamdülillahi vela ilâhe illallahu vallahû ekber
(Allah´ı tesbih ederim, Allah´a hamd olsun, Allah´dan başka ilah yoktır ve Allah herşeyden büyüktür) desem, bu benim için güneşin üzerine doğduğu herşeyden (bütün varlıklardan) daha sevimlidir. Müslim, Tirmizi

Cabir bin Abdullah:
Zikrin en faziletlisi ´Lailaheillallah´(Allah´tan başka hiç bir ılah yoktur), sözüdür.Buhari

Enes (ra)
Cennetin fiatı Lailaheillallah tırıbni Adiyyin

Ebu Hureyre
ımanınızı yeileyiniz. Lailaheillallah kelime i tevhidini çokca söyleyinizMüsned

Ali (ra)
Cebrail, bana Yüce Allah´ın şyöle buyurduğunu anlattı: Lailaheillalah Benim kalemdir. Oraya giren azâbimdan emin olur ıbni Asaki

Sevban (r.a)
Resulallah (asm) manazını tamamladığı zaman üç defa istiğfar ederek ´Estağfirullah´(Allah´tan mağfiret dilerim) diyerek şöyle buyururdu:
Allahümme ente´s selamu ve minke´s selam, tebraekte yâ ze´l celâli ve´l ikram
(Allah´ım, sen afattan selâmet üzresin ve selâmet de Sendendir. Ey Celâl ve ikrâm sahibi, Sen noksan sıfatlardan münezzehsin)

Ebû Hüreyre (ra)
Her namazın arkasında kim 33 defa Allah´ı tesbih eder (Subhanellâh), 33 defa Allah´ahamd eder (Elhamdüllillah), 33 defa Allah´ı tekbîr eder (Allahu ekber) ve
Lâ ilâhe illâllahu vahdehu la şerike lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve âla külli şey´in kadîr
Sözü ile yüzü tamamlarsa, günhaları deniz köpüğü kadar dahi olsa, onlar bağişlanırMüslim

Ebû Zer (ra)
Kim, sabah namazının sonunda dünya kelamı yapmadan, iki ayağını bükerek şunları on kez söylerse
Lâ ilâhe illâllahu vahdehu la şerike lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve âla külli şey´in kadîr
Ona on sevab yazılır, ondan on günah silinir, son derece yükseltiltir ve o günü her nahoş şeyden güvencede olur, şeytandan korunur, Allah´a ortak koşmak günahından başka hiç bir günahın da ona kavuşması uygun düşmez.
Tirmizi

Ebû Zerr (ra) anlatır ki
Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak, konuşmadan önce on defa
Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke lehü. Lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.” derse kendisine onlarca sevap yazılır, on günahı silinir, on derece yükseltilir, o günün tamamında her şerden emin ve emniyette olur, şeytan’dan korunur ve o gün hiçbir günah ona ulaşarak amelini iptal etmez!Tirmizî, Daavât

Müslim bin El Haris Et Temîmî (ra)
Akşam namazını bitirdiğin zaman yedi kez
Allahümme ecîrna minennâr
(Allah´ım beni ateşten koru) söyle. Zira sen bunu söyleyip de o gecende ölürsen, ateşten kurtuluş sana vacib olur. Sabah namazını kıldığın zaman yine aynı şeyi söyle. Zira sen, o gündüzünde ölürsen, ateşten kurtluş sana vacib olur Ebû Davud, Nesâî, ıbni Hibban

Ebu Hüreyre Cehenneme karşı kalkanınızı alın.
Subhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve Allahu Ekber deyin. Çünkü bunlar, Kıyamet gününde söyleyenin önünden, ardından yürümek ve ınu korumak üzere gelirler. Bunlar, Kurá nın belirttiği ´baki kalan salih ameller´dir.Hakim, Nesei

Zeyd bin Harice (ra)
Bana salavat getirin. Dua için son derece gayret gösterin. Ve şöyle deyin:
Allahümme sallün ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve barik ala Muhammedin ve ali Muhammedin kema barekte ala ıbrahime ve ali ıbrahime inneke hamidün Mecid
(Allah´ım! ıbrahim´e ve ıbrahimin âline bereketini indirdiğin gibi Muhammed´de ve Muhammed´in âline bereketini indir. şüphesiz Sen kullarının hamdlerine bol sevapla kariılık veren, dilleriyle övülen Hamid ve sonsuz şeref ve büyüklük sahibi Mecidsin)Neseî, Müsned


Ma’kıl bin Yesâr (ra) der ki
Kim sabah kalktığında (namazdan sonra) üç defa
Eûzü billâhi’s-Semî’ıl-Alîmi mineşşeytânirracîm” der ve Haşir sûresinin sonundan üç âyet okursa, Allah o kimseye, o gün akşama kadar duâ ve istiğfâr etsinler diye yetmiş bin melek vazîfelendirir, o gün ölürse şehîd olarak ölür. Kim geceye girerken okursa aynı dereceye ulaşır.”
Taç

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

11

06.05.2005, 10:19

Re: namaz tesbihatı hakkında

Alıntı sahibi ""rejume""

Birincisi: Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsül göstermesine binaen dedim:
Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bir evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür.(kastamonu lah.)


üstadın bu mektubunda "tesbihat" tan kasteddiği , peygamber efendimizin bizzat yapmış olduğu tesbihatlardır. Zaten mevzuun sonunda üstadın verdiği örnekler bunu gösteriyor. Üstadın kendisinin yaptığı ve bizimde yaptığımız evrad ise bu kapsama girmiyor diye anlıyorum. onun için "tarikat-ı Muhammediye" ibaresinin kapsamı altına giren "subhanallah, elhamdulillah, .. gibi" bütün müslümanların yaptığı tesbihlerdir. bunlar hadislerle belirlenmiş. Bizim yaptığımız "ya cemilü..., subhaneke ya Allah..." gibi evrad burada bahis konusu değil ve "tarikat-ı Muhammediye" kapsamı altına girmez. ve kaynak bulunmadığı sürece "bunları peygamberimiz yapmıştır" diye kesin bir ibare kullanılmamalıdır.

Namazlardan sonraki okuduğumuz surelere gelince;
Hadislerde bildiğimiz sadece Akşam namazından sonra "Hüvallahullezi... ayetlerini okumak var. Üstad biraz daha öncesinden başlatarak yani "la yestevi...." şeklinde okutmuştur. Diğer namazlardan sonra okunan sureler için bildiğim kadarıyle bir hadis yok. Fakat Üstadın kuran ve hadisten işari olarak çıkarmış olduğu uygulamalar olabilir.

Mesela; sadece sabah ve ikindi namazından sonra "Subhaneke ya allah ..." şeklindeki evradı okuyoruz. öğle , akşam ve yatsıdan sonra ise "ya cemilü.." şeklindeki evradı okuyoruz. Üstad niçin böyle bir ayrım yapmış diye önceden düşünürdüm. Sonra Kuranda Ta-ha suresinin 130. ayeti dikkatimi çekti.
(Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!).

Güneşin doğmasından önce: sabah namazı vakti oluyor
batmasından önce de : bu ise ikindi namazı vaktidir.
tesbih et: tesbih manasını ifade eden en mühim kelime "subhane" dir.
Dolayısı ile bu vakitlerde "Subhaneke ya allah ..." şeklindeki evradı okursak, Cenab-ı hakkı bir çok isimleri ile beraber tesbih etmiş oluruz. çünkü bu virdin her cümlesi "Subhaneke.." ile başlıyor.
Peygamber efendimize verilen bu emrin, onun tarafından uygulanmış olması gerekiyor. öyle ise onun sünneti oluyor. biz de "bu vakitlerde tesbih etme sünnetini " kısmen de olsa bu yaptığımız evradla hergün gerçekleştiriyoruz.



"Üstad bu şekilde düşünmüştür" demiyorum. Üstadın Kuran'a bakışı külli bir nazarladır. Sadece üstadın bu evrdaları namazların arkasına yerleştirmesinde Kur'anî işaretler var olduğunu göstermek için bu ayeti yazdım.bu ayet bana yeterli kanaat verdi..

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

12

06.05.2005, 10:25

bir de her gece "amenerrasulü..." yü okumak şeklinde bir hadis okumuştum. her yatsı namazından sonra "amenerrasulü..." yü okuyunca bu sünnet te yerine gelmiş oluyor.

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Ya Cemilü Ya Allah diye başlayan Dua-i ısm-i Azam'ı Mecmuatü'l-Ahzab'da gördüm diye hatırlıyorum.


"ya cemilü.." ve "subhaneke ya allah..." diye başlayan evradı, yanlış hatırlamıyorsam bende Mecmuatü'l-Ahzab'da görmüştüm.

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

13

06.05.2005, 15:00

Dua-yı Tercüman-ı ısm-i A'zam: (Subhaneke ya Allah......)

Huzur ve sükunet ve mağfirete vesile olan hasiyetlere sahip azîm faziletleri bulunan bir duadır. (Mecmuat-ül Ahzab - Nakşibendi Cildi Shf:227)


Dua-yı ısm-i A'zam: (Ya Cemilü Ya Allah.....)

Resulullah (S.A.V) bir gün mescitte oturuyordu.Cibril (A.S.) geldi ve şöyle dedi: Esselamu aleyke Ya Rasulullah..Resulullah (S.A.V) onun selamına cevap verdi. Sonra Cibril (A.S.) şöyle dedi: Allah sana ve ümmetine selam ediyor. Sana ve ümmetine bu duayı hediye etti. Kim onu okur veya üzerinde taşırsa Allah onun günahlarını affeder. Velev ki günahları denizlerin kumları adedince olsun (Mecmuat-ül Ahzab - Muhyiddin-i Arabi Cildi Shf:211)

Kaynak: Hizb-ü Envâr-ı Hakâik-ı Nûriye - Hayrat Neşriyat

14

07.05.2005, 08:28

Her namazimisda olmasada günde bir vaktimizde Tesbihat yapmamiz lazim demislerdi...

Allahim yaptigimiz Tesbihatlari sen kabul eyle...Amin
şu gecenin sabahı, şu kışın baharı,
ne kadar muhakkak ve kat'i ise Haşr'ın sabahı, berzah'ın baharı da o kadar muhakkak ve kat'idir.

15

23.05.2005, 15:00

Haris et-Teymî rivayet ediyor:

Sabah namazını kıldığında hiç kimseyle konuşmadan önce yedi defa "Allah'ım, beni Cehennem ateşinden koru" (Allahümme ecirnî minennar) de. Eğer o gün ölürsen Allah senin için Cehennem ateşinden koruyucu bir berat yazar. Akşam namazını kıldığında hiç kimseyle konuşmadan önce yedi defa "Alla'ım, beni Cehennem ateşinden koru" de. Eğer o gece ölürsen Allah senin için Cehennem ateşinden koruyucu bir berat yazar:

Müsned, 4:234
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

16

20.07.2005, 10:03

Tesbihatların (Dua-yı Tercüman-ı ısm-i A'zam ve Dua-yı ısm-i A'zam) hangi namazdan sonra okunacağı neye göre belirlenmiş? Hikmeti nedir?
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir