Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

07.04.2005, 18:51

Hicbirşey anlayamıyorum :(

Rabbim bana yardim etsin, burada sohbetlerinize katilamiyorum, yazilarinizdan birsey anlayamiyorum halbuki ne kadar cok istiyorum Rabbime yakin olmak ilim sahibi , takva sahibi olmak Bana yardim edin Insallah :(
Arz-ı hâL

2

07.04.2005, 18:57

Bunda benim de suçum olsa gerek, abartıyorum kelime kullanırken. Siz inşa'Allah "Ya Rabbî ! Faydalı ilim ver, hikmet ver." ve "Seni zikretmek, Sana şükretmek ve Sana güzelce ibadet etmek için yardım et." dualarına bilhassa namazlardan sonra devam edin, inşa'Allah zamanla artış olur. Hiç birimiz anne karnında öğrenmedik, zamanla inşa'Allah bir seviyeyi, barajı aştığınız zaman rahatlıkla anlarsınız.

3

07.04.2005, 19:38

Selamun aleyküm,
Risale-i Nur'un kendine has bir dili vardır...başlarken biraz zor gelmesi normal...sakın ümitsizliğe kapılmayın...hepimiz bunları yaşadık...bana göre Risale-i Nur, biraz dostlluğa benziyor....önce biraz yabancılık yaşıyor, ama zaman geçtikçe tanımaya ve anlamaya başlıyorsunuz...adeta en yakın bir dost gibi siz ne kadar sevgiyle onu anlamaya çalışırsanız, o da samimiyetle size açılıyor...üstelik bu dostluktan çok kazançlı çıkıyorsunuz, çünkü Kur'an'ın nuruyla bakan, yanılmayan ve asla yanıltmayan bir dost sahibi oluyorsunuz...bu da yetmez diyorsanız yanında bir de promosyonu var; sevgili dostunuz kendiyle beraber bütün kainatı getirerek bu büyük dostluğu sizinle paylaşıyor...hem de ebediyen...
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

4

07.04.2005, 20:34

Slma Dua,

daha cok yenisiniz, biraz sabir biraz zaman , istekleriniz yerini bulur ins. Neyle ugrasirsan onun rengini alirsin. Ins Risalei Nurla ugras sizede Peygamber efendimizin ashabina sürdügü cila gibi , hayatinizi renklendirecek ve nurlandiracak.ins..

Ümitle, duayla Vslm

5

08.04.2005, 08:53

Rabbim sizden Razi olsun

S.a

Rabbim sizden razi olsun, bugun namazimdan sonra sizin dediginiz gibi dua ettim .. Ve bu zikre devam edecegim insallah. Bende Risale-i Nur'un kitabi yok suan, bu forumdan yararlanmak istiyorum ve ogrenmek istiyorum insallah .. Okuduklarimdan anlamaya calisiyorum, sizler buyuk bir yardimcisiniz bana cevaplariniz ve aciklamalariniz icin size sukran'im..
Arz-ı hâL

6

08.04.2005, 09:49

ve aleykümüsselam,

Yukarıdaki dualar hadisten iktibas, yani hepsi hadis olmasa da hadisden parçalar var. Kur'an'daki dualar, hadisteki dualar daha makbuldur, inşa'Allah onları etmeye gayret gösterelim. Mesela Hz.ıbrahim'in (a.s.) ettiği dualar, içinden geçip açık bıraktığı kapılar gibidir, inşa'Allah o kapıdan rahmet-i ılahi'ye daha kolay kavuşulur. Bir de Nebilerin (a.s.) ettiği dualar ayrıca hikmet barındırır, hele bir dua Kur'an 'da zikredilmişse çok ehemmiyeti var demektir. Bu duaları barından mecmualar, hizbler boldur. Bunların içinde en çok okumayı sevdiklerimden biri Baha'üd-din şah-ı Nakşibend 'in Evrad-ı Kudsiye'si dir. Kur'an ve hadisin Arapça metnine biraz vakıf olanlar okudukları takdirde, Evrad-ı Kudsiye'nin neredeyse tamamının Kur'an ve hadislerden iktibas olduğunu görür. Nesil (galiba) Türkçe mealli Büyük Cevşen (Hizbu'n-Nuriye, Üstad'ın dua mecmuası, Nurculuğun hizbi, yani dua mecmuası, içinde gayet yüksek ve kıymettar bir Münacat-ı Peygamberii olan Cevşen, Evrad-ı Kudsiyye, Münacat-ı Üveys'el-Karani, Hz. Ali'nin Sekine'si gibi dualar var...) çıkardı. Sağdaki sayfada Arapça metin, soldaki sayfada ise meali var. ıkisini bir okuduğunuzda çok güzel oluyor olsa gerek. Daha almadım, yakın zamanda bu basımı edinmek istiyorum. Bu duaların faydası, nuru, biiznillah, inşa'Allah çoktur, anlamadan okusanız dahi farkedersiniz. ınşa'Allah, gücümüz yettiği ölçüde içimizden gelerek ihlasla yaptığımız dualar, makbul olur, dini hususlarda fütühata, muvaffakiyete, yani başarıya vesile olur. Hele, "faydalı ilim, hikmet" duasını vird edinmeli, hep okumalı diye düşünüyorum... şöyle bir baktım da, biraz fazla yazmışım.

Bir tavsiye daha ki; DUA kardeşimizin siyer, yani Hz.Peygamber'in (a.s.m.) ve Ashabının (r.a.) hayatını anlatan kitapları okuması, dini konulara bu şekilde ısınması, ivme kazanması. Hem bu şekilde, dini meseleleri anlamıyorum diyerek küsmeye fırsat bulamaz nefsi. Tabi hep hoşa gidecek, yani kolay lokma ve çok zevkli kitaplar okunacak değil ya :) , Risale-i Nur'ları da çözerek okumak muvakkaten, geçici olarak zor gelse de, okumak lazım. Hele forumun Download kısmındaki Nurris programı çok güzel, Allah hazırlayanlardan ebeden razı olsun. Onun dışında Yeni Asya Neşriyat ve Nesil Yayıncılığın sayfa yanı lügatlı, arkasında şahıs, mekan, konu indexli, açıklamalı risale basımları var yeni, onları edinmek çok iyi olur.

Not: Küçük Sözler de Sözler gibi Yeni Asya Neşriyat tarafından -aynı sayfada lügat- şeklinde basılmıştır, ama index vs. eklenmemiş, olsun, bu hali de çok güzel. Hem cep kitabı, hem aynı sayfada lügatlı. Diğer cep boy risaleler de böyle basılacakmış. Risale-i Nur'a ısındırmak ve ısınanlara hediye etmek için sayfa-altı-lügatlı cep boy risaleler çok uygun, duyduk-duymadık demeyin. Fiyatı da iyi, 3.25 YTL idi galiba lügatlı Küçük Sözler (Normal Sözler mecmuasından 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9. Sözler, 21.Söz birinci makam (sanırım) ve bazı kısa pasajlar) , şiddetle tavsiye ederim.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

7

08.04.2005, 13:35

[code:1]

Alıntı

siyer, yani Hz.Peygamber'in (a.s.m.) ve Ashabının (r.a.) hayatını anlatan kitapları okuması,
[/code:1]

ya bende okumak istiyorum ama hangi kitabı okumalım onereceginiz guzel calışmalar var mı...paygamberimizinSAV hayatı salih saraç diyolar sahabe olarak ne oneririsiniz
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

8

08.04.2005, 14:04

Hz.Peygamber'in (a.s.m.) hayatı olarak "Kainatın Efendisi Peygamber Efendimiz (a.s.m.)" , Salih Suruç.

O kitabı hissederek, o günlere gitmeye çalışarak, hayal ederek okursanız, Hz.Peygamberin (a.s.m.) vefatından sonra, müezzini olan Aşere-i Mübeşşere'den Hz. Bilal-i Habeşî (r.a.) 'nin ezan okurken "Eşhedü enne Muhammeden Rasulullah" dediğinde, Hz.Peygamberin (a.s.m.) firakından, ayrılığından hüzünlenip, gözleri yaşaran ashabın (r.a.) neden ağladığını sanki görür gibi hisseder, hüzünlenirsiniz, hatta ağlarsınız. Hz. Bilal-i Habeşî bundan sonra bir daha ezan okumamaya yemin eder, Medine'yi Hz.Peygamberi (a.s.m.) hatırlattığı için terkeder, başka diyarlara gider. Yıllar ve yıllar sonra, Hz. Ömer (r.a.) 'den başka ona tekrar ezan okutturabilen olmamış, o zaman da tekrar okuduğunda, orada gözlerinden yaş akanların zaten ashabdan (r.a.) olduğunu anlamak zor olmasa gerek.

Biliyorsunuzdur, Hz.Peygamber'in (a.s.m.) bir mu'cizesidir. Hz.Peygamber (a.s.m.), Medinede hutbe irad ederken kuru hurma direğine yaslanırdı. Ne zaman minber inşa edildi de Hz.Peygamber (a.s.m.) oraya geçti, kuru hurma direği, kütüğü dayanamayıp ağladı, aynı hamile deve gibi, Hz.Peygamber (a.s.m.) gelip teselli verinceye kadar da susmadı. (19. Mektub, Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesinde de geçer) .

Hz. Ali'nin (r.a.) bir talebesi olan, Tabiîn'in büyüklerinden Hasan-ı Basrî (r.a.) hem ağlar, hem bu olayı talebelerine anlatır: "Kuru hurma direği Rasulullah'a (a.s.m.) iştiyak duyup ağlıyor, siz buna kuru kurma direğinden daha layıksınız."

Evet, Hz. Peygamberin (a.s.m.) şahsı çok büyük iman hakikatleri barındırır. Önümüzdeki günlerde Kutlu Doğum Haftası var, keşke bir kampanya başlatsaydık forumda, bu konuda okumalarla ilgili. Mu'cizat-ı Ahmediye'yi okumayı dün bitirdim, bir süre önce başlamıştım, adetim değildir normalde, bir kaç kere bir günde 30 sayfa okuduğum oldu. Salih Suruç'un kitabını bir günde 30 sayfayı aşacak şekilde kısa sürede okudum, hemen bitti, tadı damakta kalan kitaplardan, Dünya Siyer Yarışması'nda birinci oldu, Salih Suruç da bildiğim / tahmin ettiğim kadarıyla Nurcu.

http://www.muhammedmustafa.net/kitaplar/…isalihsuruc.htm


şaban Döğen'in kaleminden, "Dört Halife Devri" ve "Örnek ınsanlar (Sahabeler)" kitabını tavsiye ederim. Onları da iştiyakla kısa sürede okudum.

ınternette bir kitap gördüm, edinip okumadım henüz, ama kapağı ve ismi bile beni etkiledi.



***...Ben Bilal...***

Martin Lings'in bir kitabını da bir birader okuyordu, adını unuttum kitabın, belki bileniniz vardır.

9

08.04.2005, 14:34

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Tabi hep hoşa gidecek, yani kolay lokma ve çok zevkli kitaplar okunacak değil ya :)

dememin sebeplerinden birini anlatayım. Geçen sene Yeni Asya'nın düzenlediği konferansa, ıstanbul'a gidiyorduk, (Belki 1 Mart, belki 1 Nisan, belki 1 Mayıs'tı konferansın tarihi.) , yolumuzun üzerinde Bursa'da mola verdik. Namaz kılalım dedik, Orhan Gazi Camii'sinin orada durduk.

Orhan Gazi Camii büyük, yaptırandan Allah razı olsun, güzel, altında dükkanlar, bir vakıf usulü camiinin maddi ihtiyaçlarının karşılanmasında rol oynuyor. Camiinin güzel ve gayet geniş avlusu... Bir minibüs insan gitmiştik, millet aldı abdestini, galiba bir ben kalmıştım. şadırvana oturdum, merdivenlerden birisi çıktı, cami avlusunun öbür ucundan bana doğru yürümeye başladı.

Öyle büyük bir camide, öyle büyük bir avluda, o kadar insanın içinde (bir de millet namazı kılmış dağılıyor, etrafta salına salına yürüyenler var, kalabalık yani...) , uzaktan yanıma "Sizi ilk defa Bursa'da görüyorum" gibi bir laf ederek geldi. Yanıma geldi, bir şekilde muhabbet başlamıştı işte, ona "Bediüzzaman konferansına gidiyoruz, burada mola verdik." dedim. O da benimle birlikte şadırvanın bir taburesine oturdu. Abdest alma hazırlıklarındaydı, kollarını, paçalarını kıvırıyordu, bir yandan konuşuyorduk.

Bana "Bediüzzaman kim?" dedi,

çenebaz olan benim nutkum tutuldu, tek kelâm edemedim, ağzımdan kelime çıkaramadım,

devam etti, "Peki yaşıyor mu?"

dedim "Hayır, elbetteki öldü. (ağzımdan öyle çıktı, en azından vefat etti demem lazımdı, biraz kabaca oldu)" .

"Öyle değil, 'Eserleriyle yaşıyor.' denir" dedi.

Tam bir şeyler diyecektim ki eliyle "Sus!" işareti yaptı, abdest almaya başlamıştı, abdest alırken konuşmanın abdestin adabına uygun olmadığını bildiğimden bir şey diyemedim, garip duygular içinde abdestimi tamamlıyordum. O ise "ıçeri gidiyorum (Camiye), (görüşürüz)" gibi bir şeyler dedi. Hemen abdesti tamamladı, gitti. Kurulandım, derlendim, toparlandım, caminin içine vardım. Öğlen namazını kılmak kaç dakika alır sizce? Ardından camiye vardım, onun yanımdan ayrılmasından sonra pek süre geçmeden, caminin içini aradım, aradım, onu bulamadım.

O zamanlar işte, Hz.Peygamberin (a.s.m.) hayatı olsun, hadis olsun, değişik kitapları büyük bir iştiyakla, zevk alarak, bol bol okuyordum. Risale-i Nur'u ise tek seferde içine çeker gibi böyle alamadığımdan, sabır gerektirdiğinden okumuyordum, daha çok sohbetlerle yetiniyordum.

Ha, sahi... Size bir şey demeyi unuttum, "Eserleriyle yaşıyor" diye bana ders verdikten sonra o zat, artık melaike midir, veli midir, ervah-ı salihinden midir, bir soru daha sordu bana, "Sence insan sadece sevdiği kitapları mı okur? Sevdiğin için mi okursun, okumak için mi okursun?" . Bütün bu olanlar sırasında ağzımdan tek kelime çıkaramadım, sustum kaldım, "Evet" ya da "Hayır" dan başka kelime sarfetmeye mecâlim yok gibiydi.

ışte bu olay, Bursa'dan güzel bir hatıra kaldı bana.

mihmandar

Orta Düzey

Mesajlar: 260

Konum: ANKARA

Hobiler: Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

10

08.04.2005, 14:48

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Martin Lings'in bir kitabını da bir birader okuyordu, adını unuttum kitabın, belki bileniniz vardır.


Mustafa Demirci okuyor. mp3 olarak Ankebutta olması lazım.. ben indirmiştim. güzel bir çalışma

11

08.04.2005, 15:04

:D , aman yanlış anlaşılma olmasın, Mustafa Demirci'ye birader demek istemedim. Netten tanıdığım bir kardeşe ne yapıyorsun da meşgulsün demiştim, o da kitaptan falan bahsetmişti.

12

15.08.2006, 17:41

Alıntı sahibi ""mihmandar""

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Martin Lings'in bir kitabını da bir birader okuyordu, adını unuttum kitabın, belki bileniniz vardır.


Mustafa Demirci okuyor. mp3 olarak Ankebutta olması lazım.. ben indirmiştim. güzel bir çalışma


Benim jetonlar kaç köşeli merak ediyorum yahu. Burada okuyor dediğim, kitabı seslendirip yorumlandırıyor manasında okuyor değil, başka bi kardeş kitabı almış okuyordu, ondan meşguldü...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nuyo

Stajyer

Mesajlar: 91

Konum: Bursa-Mustafakemalpaşa

Meslek: mesleksiz(bi baltaya sap olamadı hala)

Hobiler: ilgisiz

  • Özel mesaj gönder

13

16.08.2006, 16:32

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Tabi hep hoşa gidecek, yani kolay lokma ve çok zevkli kitaplar okunacak değil ya :)

dememin sebeplerinden birini anlatayım. Geçen sene Yeni Asya'nın düzenlediği konferansa, ıstanbul'a gidiyorduk, (Belki 1 Mart, belki 1 Nisan, belki 1 Mayıs'tı konferansın tarihi.) , yolumuzun üzerinde Bursa'da mola verdik. Namaz kılalım dedik, Orhan Gazi Camii'sinin orada durduk.

Orhan Gazi Camii büyük, yaptırandan Allah razı olsun, güzel, altında dükkanlar, bir vakıf usulü camiinin maddi ihtiyaçlarının karşılanmasında rol oynuyor. Camiinin güzel ve gayet geniş avlusu... Bir minibüs insan gitmiştik, millet aldı abdestini, galiba bir ben kalmıştım. şadırvana oturdum, merdivenlerden birisi çıktı, cami avlusunun öbür ucundan bana doğru yürümeye başladı.

Öyle büyük bir camide, öyle büyük bir avluda, o kadar insanın içinde (bir de millet namazı kılmış dağılıyor, etrafta salına salına yürüyenler var, kalabalık yani...) , uzaktan yanıma "Sizi ilk defa Bursa'da görüyorum" gibi bir laf ederek geldi. Yanıma geldi, bir şekilde muhabbet başlamıştı işte, ona "Bediüzzaman konferansına gidiyoruz, burada mola verdik." dedim. O da benimle birlikte şadırvanın bir taburesine oturdu. Abdest alma hazırlıklarındaydı, kollarını, paçalarını kıvırıyordu, bir yandan konuşuyorduk.

Bana "Bediüzzaman kim?" dedi,

çenebaz olan benim nutkum tutuldu, tek kelâm edemedim, ağzımdan kelime çıkaramadım,

devam etti, "Peki yaşıyor mu?"

dedim "Hayır, elbetteki öldü. (ağzımdan öyle çıktı, en azından vefat etti demem lazımdı, biraz kabaca oldu)" .

"Öyle değil, 'Eserleriyle yaşıyor.' denir" dedi.

Tam bir şeyler diyecektim ki eliyle "Sus!" işareti yaptı, abdest almaya başlamıştı, abdest alırken konuşmanın abdestin adabına uygun olmadığını bildiğimden bir şey diyemedim, garip duygular içinde abdestimi tamamlıyordum. O ise "ıçeri gidiyorum (Camiye), (görüşürüz)" gibi bir şeyler dedi. Hemen abdesti tamamladı, gitti. Kurulandım, derlendim, toparlandım, caminin içine vardım. Öğlen namazını kılmak kaç dakika alır sizce? Ardından camiye vardım, onun yanımdan ayrılmasından sonra pek süre geçmeden, caminin içini aradım, aradım, onu bulamadım.

O zamanlar işte, Hz.Peygamberin (a.s.m.) hayatı olsun, hadis olsun, değişik kitapları büyük bir iştiyakla, zevk alarak, bol bol okuyordum. Risale-i Nur'u ise tek seferde içine çeker gibi böyle alamadığımdan, sabır gerektirdiğinden okumuyordum, daha çok sohbetlerle yetiniyordum.

Ha, sahi... Size bir şey demeyi unuttum, "Eserleriyle yaşıyor" diye bana ders verdikten sonra o zat, artık melaike midir, veli midir, ervah-ı salihinden midir, bir soru daha sordu bana, "Sence insan sadece sevdiği kitapları mı okur? Sevdiğin için mi okursun, okumak için mi okursun?" . Bütün bu olanlar sırasında ağzımdan tek kelime çıkaramadım, sustum kaldım, "Evet" ya da "Hayır" dan başka kelime sarfetmeye mecâlim yok gibiydi.

ışte bu olay, Bursa'dan güzel bir hatıra kaldı bana.



Ben de hiçbirşey anlamıyorum ve çok üzülüyorum...Dua abi/abla gibi
Bu yüzden Bursa'ya Risaleler hakkında bilgi almaya gideceğim yakın bir zamanda... inşallah...
Anlattıklarınız beni çok heycanlandırdı abi.
ınşallah Bursa'nın o manevi havası sizin gibi, bana da yarar...
Çok korkuyorum anlayamazsam diye...sabırsız, beceriksiz biri olarak:(
Dualarınızı eksik etmeyin...lütfen...
Ne ilmim var ne âmalim,
Ne hayru taate kaldı mecalim
Garık-ı isyanım, çoktur vebalim
Acep rûzu cezada ne ola halim

14

16.08.2006, 18:03

inşa'Allah dua ederim,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

15

17.09.2006, 14:34

azıcık gayret biraz sabır hedefe ulaştırır inşaallah.nurlar denizdir. bazı yerler kıyısı gibidir.bazı yerler 100 m. derinliğinde bazı yerlerde binlerce metre derinlikte..nurları iyi bilen abilerden kardeşlerden yardım alarak zamanla farkında olmadan belli bir yere gelebiliriz.unutmamalıyız ki bir ingilizce öğrenmek için 1-2 senemizi veriyoruz da ahiretimizi kurtaran nurlarada biraz zaman versek herhalde kazançlı oluruz.
işin özü:
*biraz sabır
*biraz gayret
*ve de en önemlisi DUA.....

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir