Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

15.03.2005, 22:44

Namazda huşu - Tavsiyeleriniz, sorunlarınız, fikirleriniz...

Namazda huşu' konusunu müzakere edelim dedim. Namazı umuma göre daha fazla huşu' içinde kılan kardeşler ve özellikle bu huşuyu sonradan kazananlar huşu' için hangi düsturları gerekli görüyorlar?

Kanaatim o ki bu tür bir ibadet vehbî.

Evliya sabaha kadar nasıl usanmadan kılıyor anlamak için namazı iyi idrak etmemiz lazım.

Benim merak ettiğim, Vehhâb-ı Z'ü-lcelâl'e karşı 'ubudiyetimizde nelere dikkat etmeliyiz, namazda, öncesinde, sonrasında ve diğer hallerimizde ve vakitlerimizde neler yapmalıyız ki bu huşu' ve lezzeti kazanalım?

ıbrahim Suresi
40-Rabbim, beni namazı devamlı kılanlardan eyle; soyumdan da; ey Rabbimiz duamı da kabul buyur!

âmin...

huşu': خشوع Alçak gönüllülük. Haya etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükûn ve tezellül.

Kur'ân-ı Kerîm, hadis ve risalelerden bu konuyu idrakımıza vesile olabilecek yerleri gösterebilirsiniz. Abartılı derecede uzun olmamak kaydıyla başka kaynaklardan alıntı yapabilirsiniz, (eğer çok veya sıkabilecek veya konuyu dağıtacak kadar uzunsa link vermeniz tercihîdir).
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

16.03.2005, 16:16

Yahu kardeşler, abiler, soruyu yanlış yere mi sordum, :roll: , evliyalar forumu da yok ki gidip sorayım, :) , gayretlerinizi bekliyoruz.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

16.03.2005, 17:30

abdülkadir kardeşim;

huşu ile namaz kılamnın bu zamandaki şartları Nurlarda ifade edilmiş. bilhassa 9 söz, 21. söz, ve 29.mektubdaki açıklamalar namazın nasıl huşu ile kılınacağını ifade ediyor.

evet, sizin de ifade ettiğiniz gibi bu hali bir durumdur. ancak yaşanarak anlaşılır. bu nedenle net bir tanım getirmek zor. aslında bu halller de bir neticedir. yani insan ibadet ede ede bu noktalara gelir.
yoksa huşu edecem diye tavır almak vesveseye neden olur.

işte insan namazda kendisini tam olarak ibadete verebilrise güzel haller yaşar. ama günümüzde bu çok zor bir durum.

zamanında bir kadın oğlu için üç-beş karpuz saklamış. oğlu gelsin onu yesin diye. kadıncağızın aklına karpuz öyle takılmış ki namaza durduğu zaman "Niyet ettim allah rızası için beş karpuza" demiş.

işte bu zamanda bizim kafalarımızda öyle karpuzlar var ki, namaz esnasıdan bizi hep meşgul ediyor. şimdi abdülkadir kardeşim;
sen namaza durduğunda kim bilir kaç yazı naklediyorsun foruma?değil mi?

4

16.03.2005, 17:50

Yok, abi o kadar nakletmiyorum çok :D , nakledip (yani hakikaten buraya yazıp) rahatlıyorum, sonra namaza duruyorum, ama aklıma geldiği de oluyor, evet, aklımıza gelen bu meşgaleler huşuyu kaçırıyor, rekatı bile şaşırmamıza sebep oluyor.

Bu arada, Mesnevi-i Nuriye 'de bazı bölümlerde geçiyor, işte namaz kılarken hayalen Kabeyi karşıya almak, Kur'an dinlerken, Hz.Peygamber'den (a.s.m.)dinliyor gibi hayal etmek... Bu ve benzeri bölümlerin yerlerini bilen var mı?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

03.04.2005, 10:28

Süleyman KÖSMENE

Namazda huşû




Haydar Tunç: “Namazlarımı konsantre olarak huşu içinde kılamıyorum. Kur’ân’da övgüyle bahsedilen huşu ile namaz kılma özelliğini nasıl kazanabilirim?”

ıbâdetlerde yolumuzu ve hızımızı kesen, maalesef bir çok engelimiz göz ardı edilemez. Bu engellerimizi aşmak ve eksikliklerimizi görmek de, başlı başına bir ılâhî yardım ve lütuf mes’elesidir. Yani; siz Allah’ın izniyle Allah’ın lütfu üzeresiniz. Önce bunu teslim edelim. Nitekim, namazda Kur’ân’ın da önemsediği huşûu aramanız, ancak Allah’ın rızasını istikametle arayanların ve Allah’ın lütfuna erenlerin işidir!

Namaz kılıyor olmanız, sizin için artı puan. Fakat, kalbiniz namazda huşûu bulamadığı için rahatsız oluyor; yani lânet olası şeytan kalbinizi rahat bırakmıyor. Hepimizin başımızın belâsıdır bu! şeytanın bu tür desiselerinden kurtulabilmek hiçbirimiz için kolay değil! şeytan size, namazdan haz almadığınızı telkin etmeye çalışıyor. Oysa siz ne mutlu ki bunun farkındasınız; namazda huşûun önemini biliyorsunuz; namazdan haz alıyorsunuz ve namazı bırakmak istemiyorsunuz. Rûhunuzda beliren sorgulama, bunun işâreti.

Nefsimiz ve şeytanımız şunu iyice bilmeli ki, haz almasak da biz bu namazı Allah’ın izniyle bırakmayacağız! Çünkü Allah’ın emridir! Esasen, namaz kılmaya başladığımızda bir süre sonra içimizdeki depresyonun sönmeye başladığını göreceğiz; bu ise namazdan haz aldığımızın alâmetidir. Biz hissetmesek de şuur altımızda namazın huzur ve saadetini öyle tadıyoruz; namazla öyle rahatlıyoruz, öyle hafifliyoruz ki, âdeta ruhumuzu Cennetten bir rüzgâr okşuyor.

Bedîüzzaman Hazretleri (ra) Yirmi Birinci Söz’de namazdan usançlık duyan birisine verdiği cevapta, beş büyük îkaz içerisinde namazın ehemmiyetini anlatır. Bu îkazlara Hazret-i Üstâd (ra); “Ey nefis!” diyerek başlar. Demek, içimizde, namaza itiraz eden bir nefis taşıyoruz; bu bir! Bunu tesbit edelim ki, bu itirazın kalbimizden geldiğini zannederek ümitsizliğe düşmeyelim! Yani bu itiraz, başlangıçta geçicidir, ehemmiyetsizdir, şeytanın attığı bir oktan ibarettir; ama ehemmiyet verirsek, gerçek zannedersek, üzerinde durursak, teslim olursak; Allah muhafaza önce namazımızı elimizden alır; sonra îmanımıza ilişmeye ba şlar!

Bu îkazlardan birincisi; nefsin ömrü ebedî zannetmesine dayanarak verdiği itiraza cevap teşkil eder. Nefis anlar ki, ömür azdır ve faydasız gidiyor; ömrün hiç olmazsa yirmi dörtten birisini ebedî hayatın saadeti için sarf etmek lâzımdır. Bu da beş vakit namazla mümkündür!

ıkinci îkaz; ekmeğin, suyun, havanın nasıl temel ihtiyaçlarımızdan olduğunu inkâr edemiyorsak ve bunları her gün kullandığımız halde usançlık vermiyorsa; namazın da, kalbimizin gıdası ve rûhumuzun mânevî hayat kaynağı oluşu, “vazgeçilmezliğinin” içimizdeki mührünü teşkil eder.

Üçüncü îkaz; “sabırsızlık” sıfatı ile malûl nefsimize verilen bir derstir ki, günde yirmi dört saatten bir saatini namaz gibi bir ibâdete sarf etmeye sabretmesi için nefsimiz iknâ edilir.

Dördüncü îkaz; namazın dünyada kalbimize mânevî gıda; kabirde ışık; Mahşerde Cehennemden kurtuluşumuzun senedi ve beratı; Sırat Köprüsünde ise bizzat kendi cismânî varlığımıza Nûr ve Burak olduğundan bahseder ve nefsimizin itiraz kapılarını sımsıkı kapatır.

Beşinci îkaz ise; namaz kılmamak için dünya meşgalelerini bahane göstermek isteyen nefsimize karşı, kalbimiz için mühim bir siper teşkil eder. Ve namazını kılan bir mü’minin, diğer mubah dünyevî âmellerinin nasıl ibâdet değeri kazandığı; dolayısıyla namazın bütün ömrümüzü bir ibâdet ahengi içinde geçirmemize ne denli dayanak teşkil ettiği anlatılır.

Ve az veya çok; ne biliyorsak; bildiğimiz kadarıyla namazı eda etmemizin, namaz hakikatinin nûrundan istifademizi muhakkak temin edeceği, ümit dolu ve nûr çehreli ifâdelerle îzah edilir.

Binâenaleyh, namazda huşûu yakalamak için duâ etmekten ve namaz gayretimizi hiç ara vermeden sürdürmekten başka çaremiz yok. Cenâb-ı Hak, kalbimizin arzu ettiği ve bırakmak istemediği namaz ibâdetini, nefsimize de kolaylaştırsın; âmin!

DUÂ

Ey en yüce misaller Kendisine âit olan! Ey en yüce sıfatlar Kendisine âit olan! Ey âhiret ve dünya Kendisine âit olan! Ey Cennetü’l-Me’vâ’nın sahibi! Ey Cehennem ve ateşin sahibi! Ey en büyük âyetler sahibi! Ey en güzel isimler sahibi! Ey hüküm ve kaza sahibi! Ey yüce göklerin sahibi! Ey arş ve yerin sahibi!

Bizi ibadette muvaffak kıl! Bizi Cehennem azabından kurtar!

Âmîn... Âmîn... Âmîn...

03.04.2005

E-Posta: fikihgunlugu@yeniasya.com.tr
Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

6

08.04.2005, 15:23

namazda huşu ya ornekler

Hz. Hasan Basri (r.a.) abdest aldigi zaman yüzünün rengi degisirdi. Biri ona, "Bu hal nedir?" diye sorunca, "Büyük ve Cebbar olan bir Padisah´in cikma zamani gelmistir" buyurdu. Abdest alip mescide gidince mescidin kapisina durup,"Allah´im senin kulun kapinda hazirdir. Ey ihsan eden (iyilikle davranan) Rabbim, amelleri kötü olan (kulun) Sen´in kapinda hazirdir. Sen, bizden, iyi olanlarin kötüleri affetmesini emrettin. Sen iyilik sahibisin, ben ise kötülük isteyenim. Ey Kerim olan Rabbim, benim, cirkin hareketlerimi, Sende olan güzellikler hürmetine bagisla" der, sonra mescide girerdi.

Hz. Zeynel Abidin (rahmetullahi aleyh) her gün bin rekat namaz kilardi. Seferde olsun, hazerde olsun teheccüd namazina ara vermezdi. Abdest aldigi zaman yüzü sararirdi. Namaza durdugu zaman bedeni titrerdi. Biri sebebini sorunca, "Haberin yok mu? Ben kimin karsisinda duruyorum?" derdi. Yine bir defasinda namaz kiliyordu. Evinde yangin cikti. O namaza devam etti. Insanlar ona sebebini sorunca, "Ahiretin atesi bana dünyanin atesini unutturdu" buyurdu. Diyor ki; "Ben kibirlenen kisiye hayret ediyorum. Dün pisbir nufteydi, yarin kokmus bir ceset olacak. Durumu böyleyken hala kibirlenir durur." Yine evi düsünmüyorlar". Onun adeti, sadakayi geceleyin gizli olarak vermekti. Onun verdiginden insanlarin haberi olmazdi. Vefatindan sonra yüz hanenin onun yardimi ile gecindigi meydana cikti.

Hz. Ali (keremullahu vechehu) hakkinda söyle bir rivayet naklediliyor: "Namaz vakti geldiginde yüzünün rengi degisir, vücudu titremeye baslardi. Bir sebebini sorunca söyle buyurdu: "Yerlerin ve göklerin kaldiramadigi emanetin hakkini ödeme zamani geldi. Daglarin bile kaldirmaktan aciz kaldigi emanetin hakkini acaba eda edebilirmiyim yoksa edemezmiyim? bilmiyorum" dedi. Hz. Abdullah bin Abbas (r.a.) ezan sesini duyunca o kadar aglardi ki, ridasi (omuzuna attigi örtü) islanir, damarlari siser, gözleri kizarirdi. Biri ona, "Biz de ezan sesi duyuyoruz ama bize hic tesiri olmuyor, siz ne kadar korkuyorsunuz?" deyince, "Eger insanlar müezzinin ne dedigini bilselerdi, rahat ve huzurdan olurlar, uykulari kacardi" buyurdu. Sonra ezanin her cümlesinde yapilan uyariyi genisce anlatti.

Hz. Zinnuni Misri (rahmetullahi aleyh)´in arkasinda ikindi namazini kildigini anlatan bir adam söyle diyor: "O Allahu Ekber derken Allah kelimesini söyleyince, Allah´in heybeti onu öyle kaplamisti ki, sanki bedeninde ruh kalmamis, tamamen kendinden gecmisti. Ekber dedigi zaman onun tekbirinin heybetinden kalbim sanki parca parca olmustu." Hz. Üveys-el-Karni (rahmetullahi aleyh) meshur Islam büyügü ve cok üstün dereceli tabiinlerdendir. Bazi kere rüku eder ve bütün geceyi rükuda gecirirdi. Bazen secdede ayni hal olur, bütün geceyi yanliz secde ile gecirirdi.
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

08.04.2005, 15:50

Bu zatlar (r.a.) çok uçta noktalar, tabiri caizse, "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş."
Onlara yetişmemiz mümkün değil, okur okur imreniriz ancak. Amel etmesi daha kolay olanlardan başlayalım hele bir. Bu mübarek zatlar namaza niye bu kadar ehemmiyet veriyordu, nasıl bu noktaya geldiler?

8

08.04.2005, 16:44

Re: namazda huşu ya ornekler

Alıntı sahibi ""alkan_unal""

Hz. Ali (keremullahu vechehu) hakkinda söyle bir rivayet naklediliyor: "



s.a

Benim kusruma bakmayin insallah sorularim oldugunda oncelikle sizden sabir isterim.

Yukarida vermis oldugunuz orneklerin temellerinin enreden geldiklerini bana yazarmisiniz acaba? Dikkat ediyorum boyle seyler yazildiginda hangi kitaplara ait olduklari yazilmiyor..

Allah razi olsun, Selamun Aleykum..
Arz-ı hâL

9

08.04.2005, 16:48

ve aleykümüsselâm,

Menkıbelerde, yani ders çıkarılan hikayelerde, kaynak önemsenmez. Hadîs gibi değildir, o yüzden alimler, siyerciler bunların zabtı için büyük himmet göstermez.

Ama bu konular hakkında, "Tabakat" tarzı ve benzeri kitaplar yazan alimler de var, yani âlimler, veliler, onların hallerini anlatan kitaplar gibi. Ama onlarda da sıhhate pek dikkat edilmez.

Bu yüzden kaynak bulmak zordur menkıbelerde, zaten arayan da olmaz. Dînî meselelerde hüccet olarak ileriye sürülmez, zaten sıhhati yüksek ve mütevatir (yani bir çok kollardan rivayet edilmiş, kuvvetli haber) olursa, menkıbe olarak değerlendirilmez. Meselâ Hz. Ali'nin (k.v.) tavırları böyledir, hadîs olarak görülmez, ama bazı hususlarda, meselâ ictihad ederken, âlimler, "Bak, Hz. Ali (r.a.) böyle böyle yapıyordu." diyerek içtihadda tercihini ona göre belirler. Tabi bunun etkisi düşük olur, eğer Hz.Ali (r.a.) 'nin yaptığı iddia edilen Kur'an ve Sünnet'e ters bir şey ise zannetmiyorum ki ictihadda rol oynasın.

Kısaca; bu hikayeler, ders çıkarmak vs. amaçlı anlatılır genelde.

10

08.04.2005, 16:51

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Süleyman KÖSMENE

Bedîüzzaman Hazretleri (ra)

Bu îkazlara Hazret-i Üstâd (ra);


Selamun Aleykumm...
Yine ufacik bir soru insallah :) Neden Bediuzzaman hazretleri diyorsunuz? Ve RA ile ekliyorsunuz ardina?
Arz-ı hâL

11

08.04.2005, 17:04

Radıyallahü anh , Allah ondan razı olsun demektir.
Eğer müennes, yani bayan ise Radıyallahü anha kullanır, bu Arapça'yı diğer dillerden ayıran ince bir nüanstır.

Zaten Radıy, kelimesi "Rıza" kelimesine yakındır, rıza'nın aslı da rıda dır, "DAD" harfi biraz vızıltılı okunur, o yüzden z zannedilir.

RA 'yı rahmetullahi aleyh diye de anlamak mümkündür. Yani, Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun.

Hz. dememizin sebebi gayet büyük bir alim, zat olmasıdır. Hayatını tahkikle okuyanlar, bu hürmetimizi çok görmezler.

12

08.04.2005, 17:09

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Radıyallahü anh , Allah ondan razı olsun demektir.
Eğer müennes, yani bayan ise Radıyallahü anha kullanır, bu Arapça'yı diğer dillerden ayıran ince bir nüanstır.

Zaten Radıy, kelimesi "Rıza" kelimesine yakındır, rıza'nın aslı da rıda dır, "DAD" harfi biraz vızıltılı okunur, o yüzden z zannedilir.

RA 'yı rahmetullahi aleyh diye de anlamak mümkündür. Yani, Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun.

Hz. dememizin sebebi gayet büyük bir alim, zat olmasıdır. Hayatını tahkikle okuyanlar, bu hürmetimizi çok görmezler.


Rabbim sizden Radiyyallahu Anha :) Bilmemek ayip degil ogrenmemek ayiptir denmis ..
Arz-ı hâL

13

08.04.2005, 17:28

:( Ama ben müennes değilim ki :D

Radıyallahü ank (Allah senden razı olsun, müzekker)
Radıyallahü anke (Allah senden razı olsun, müennes)

14

08.04.2005, 17:33

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

:( Ama ben müennes değilim ki :D

Radıyallahü ank (Allah senden razı olsun, müzekker)
Radıyallahü anke (Allah senden razı olsun, müennes)



Yukarda "Bedîüzzaman Hazretleri (ra) " demissiniz?
Aciklamanizi benmi yalnis anladim acep??
Arz-ı hâL

15

08.04.2005, 17:34

Yok doğru anladınız.
Yalnız, takılarda sorun var,

anh - ondan - erkek (müzekker)
anha - ondan - dişi (müennes)
ank- senden - erkek
anke - senden - dişi
anhüm - onlardan
.... gibi

16

08.04.2005, 17:37

Re: Namazda huşu - Tavsiyeleriniz, sorunlarınız, fikirlerini

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""


huşu': خشوع


Arapca harfleri nasil kullaniyorsunuz ? Ve bu linkleri nasil kullaniyrosunuz ben acele ediyorum herhalde ogrenmek icin , forumda diger sorunlar kosesine yazmistim.. INSALLAH buradan cevap alirim..

S.a
Arz-ı hâL

17

08.04.2005, 17:40

BB Code konusunda cevap yazdım oraya.

Arapça harfler için Karakter Eşlemci var

Windows başlat menüsü > donatılar > ... gerisini hatırlamıyorum tam,

18

08.05.2005, 00:23

Hz Davud as'in mihraba yazdirdigi misra.
Namaza baslamadan once bu misrayi mutlaka tekrarlar, tefekkur eder oyle baslarmis.

Men ente - Sen kimsin?
Ve limen ente - kim icin varsin?
Ve beyne yedey men ente - Kimin onundesin?
Ve men tunaacci - Kime yalvariyorsun?
Ve men yesmeu kelamek - senin kelamini kim istiyor?
Ve men yenzura ileyke - ve sana kim nazar ediyor (bakiyor)?

Namazlarimiza baslamadan once kendimize bu sorulari sorarsak in$ namazlarimizi birazdaha hu$u icinde eda ederiz in$Allah.

SA
Ben, Allah'ı hatırlamaktan utanırım. Çünkü, her hatırlama bir unutmadan sonradır.

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

19

08.05.2005, 18:42

Kalp, sadece ve sadece "kul"luğa talipse, huşu ve tadil-i erkan fıtri seyirde inkişaf eder.

Kalbinde dünyevi metalar bulunduran (benim gibi) aciz kullarsa (!) , "kul"luklarını iç dünyalarında hissedemediklerinden veseveselerde boğulup, feyiz ve huşuyla namaz kılamazlar diye düşünüyorum.

Allah hepimize "kul"luk ihsan eder inşallah...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

20

01.11.2007, 12:04

Re: Namazda huşu - Tavsiyeleriniz, sorunlarınız, fikirlerini

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""


ıbrahim Suresi
40-Rabbim, beni namazı devamlı kılanlardan eyle; soyumdan da; ey Rabbimiz duamı da kabul buyur!.

Bu ayetin tam metni böyle miydi? Çok güzel bir dua, masaüstü ve görünen ifade yapıp hiç unutmamak lazım!

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir