Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "simple pendulum"

Mesajlar: 5

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

1

26.01.2005, 20:52

Ölüm sonrası

Benim sorum şu insan ölüm sonrası beyin olmadan nasıl şuurlu olur. ıslam alimlerine göre öldükten sonra şuurlu olacağı söyleniyor. Fakat beyin de heralde düşünmemize yardımcı oluyor. Beyin olmadan insan nasıl düşünür bu konuda fikri olan varmı??? Lütfen gayb falan şeklinde cevap yazmayın çünkü ben bunun mantıklı bir açıklaması olduğuna inanıyorum. Fakat nedir :roll:

2

26.01.2005, 20:58

şöyle düşünebilir miyiz;

bu dünya imtihan dünyası, bu dünyada olaylar sebeplere bağlanmış, senin bakman lazım perdeyi kaldırıp (mesela risale okuyup, tefekür edip) , yani, işler imtihan sırrını bozmayacak şekilde devam ediyor, ama bazen nebevî mucizeler gibi durumlarda bu perde kaldırılıyor ki müşahede edenlerin imanları kuvvetlensin, nübüvveti tasdik mührü olsun ve bazı diğer olaylar diyelim,

ama öldükten sonra imtihan bitiyor, buna da gerek kalmıyor,

Allahû â'lem bissavab,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

27.01.2005, 11:33

Alıntı

Benim sorum şu insan ölüm sonrası beyin olmadan nasıl şuurlu olur. ıslam alimlerine göre öldükten sonra şuurlu olacağı söyleniyor. Fakat beyin de heralde düşünmemize yardımcı oluyor. Beyin olmadan insan nasıl düşünür bu konuda fikri olan varmı??? Lütfen gayb falan şeklinde cevap yazmayın çünkü ben bunun mantıklı bir açıklaması olduğuna inanıyorum. Fakat nedir


saygıdeğer simple pendulum;

öncelikle bu sorunuz için teşekkür ederim.
zira bu soru önemli ve ilginç bir soru.
sorunuzu bir gün öncesinden okudum.
bu konuda kısa bir araştırmadan ve zihin egzersizlerinden ve Risale-i Nurdan öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

ınsanda iki temel unsur var:
Ruh ve cisim.
Asıl hayat sahibi olan ise Ruh.
Cisim ise ruha tabi olarak hayatını yaşıyor.
Bu ilişki şöför ile araba, elektrik ile fabrikanın ilişkisine benziyor.
şöför olmayınca araba yürümez, elektrik olmayınca fabrika çalışmaz.

aklın,hislerin, duyguların, düşüncenin vs tüm manevi hislerin kaynağı olan Ruh, yaşamak için bedene muhtaç değil. Aksine, cisim ruha bağlı olarak hayatını devam ettirir.

Peki cismin görevi ne?
Ruh için gereksiz bir madde yığını mı?

elbette ki hayır.

Cisim, Ruhun bu yaşadığımız şehadet alemine bakan pencereleri ve anlama ve idrak etme vasıtalarıdır. Ruh göz penceresi ile güzellikleri görür, kulak vasıtası ile sesleri anlar ve duyar, dili ile tat alemini zevk eder, beyni ile hadislerin iç yüzünü kavrar vs.....
yani cizim vasıtası ile bu alemden istifade eder...
daha doğrusu bu alemdeki nimetlerden istifade etmesi için bu cisme ihtiyaç vardır.
Bu dünyanın şartları böyle kurulmuş.

Ama berzah alemi dediğimiz kabir alemin şartları bu dünya gibi değil.
orası alem-i misal tarzında.
bu nedenle orada düşünmek için beyine ihtiyaç yok, konuşmak için dile, görmek için de göze....

şöyle bir misalle açıklayalım:

ınsanlar güzel an ve hatıralarını videoya alırlar.
mesela bir düğün yapılır.
ardından bu düğünün videosunu televizyondan seyerederek o mutlu zamanlar tekrar yad edilir.

işte o düğünün aslı, yani insanların cismi halleri ile işledikleri hal bu dünyaya benzer.
ama videoda görünen hal ise kabir alemine.

videoda gördüğümüz insanların düşünmek için beyne ihtiyaçları yoktur. zaten video gözüken haller asıl hayatın görüntüsü ve misali olduğu için bir ölçüde önceki hayata bağlıdır.
kabir alemi de bu alemde yaşadığınız hayata bağlı bir misal alemidir. kabirdeki hayattarzı ve yaşantınız bu dünyadaki gerçek görüntü ve hayatınızın yansımadır.

peki, videoda gördüğümüz görüntü sabit ve değişken değildir. Kabirde de ruh böyle tam olarak bu dünyadaki hayata bağlı ve sabit mi olacak?

Öğrendiğimiz kadarıyla Ruh orada tam şuurlu ve hareketli bir hayata sahip olacak. ama imtihan bittiği için, imtihanın şartlarını yerine getirmek için gerekli olan maddi göz, kulak ve beyne ihtiyaç duymayacak. Zaten misal alemi dediğimiz ve görüntüler hayatı diyebileceğimiz Kabir aleminde bu tür vasıtaları ne kullanacak zemin var, ne de Ruhun bunlara ihtiyacı var.
Video kayıtlarının içindeki insanalrın ihtiyacı olmadığı gibi...

evet, öğrendiklerimizi sizlerle paylaştık.
inşallah daha öğrenirsek yine paylaşırız...

saygılar

4

27.01.2005, 11:38

Üstad'a sormuşlar, berzah aleminden sonra, yani ahirette (mesela cennette) , ruhumuzla mı olacağız, cismimiz de olacak mı? Üstad cisimle birlikte demiş galiba, bu kısım nerede geçiyor bilen var mı?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

27.01.2005, 11:50

abdülkadir kardeşim;

öncelikle hayat safhasına bir bakmal lazım:

insanın hayat çizgisi ve cisim -ruh ilişkisi şu şekildedir:

1:Ruhlar alemi:Ruhların yaşadığı alem:ruhi bir hayat:
2:Anne Rahmi:ruhi ve cismani bir hayat:
3:Dünya:ruhi ve cismani bir hayat:
4:Berzah alemi(kabir):ruhi bir hayat:
5:Haşir, mahşer , cennet ve cehennem:ruhi ve cismani bir hayat:


işte kabir alemi bir nevi ruhiş ve misali bir hayattır. sizin sualini ettiğiniz konu ise 28. sözde geçiyor

saygılar

  • Konuyu başlatan "simple pendulum"

Mesajlar: 5

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

6

27.01.2005, 13:01

"Sual: Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin ebediyetle ve Cennetle ne alâkası var? Madem ruhun âli lezâizi vardır; ona kâfidir. Lezâiz-i cismaniye için bir haşr-i cismanî neden icab ediyor?

Elcevap: Çünkü, nasıl toprak suya, havaya, ziyaya nisbeten kesafetli, karanlıklıdır, fakat masnuât-ı ılâhiyenin bütün envâına menşe ve medar olduğundan bütün anâsır-ı sairenin mânen fevkine çıktığı gibi; hem kesafetli olan nefs-i insaniye, sırr-ı câmiiyet itibarıyla, tezekkî etmek şartıyla bütün letâif-i insaniyenin fevkine çıktığı gibi; öyle de, cismaniyet en câmi, en muhit, en zengin bir âyine-i tecelliyât-ı esmâ-i ılâhiyedir. Bütün hazâin-i rahmetin müddeharâtını tartacak ve mizana çekecek âletler cismaniyettedir. Meselâ, dildeki kuvve-i zâika, rızık zevkinde, envâ-ı mat'umat adedince mizanlara menşe olmasaydı, herbirini ayrı ayrı hissedip tanımazdı, tadıp tartamazdı" 28. söz
Yani buradan şunu anlayabilirmiyiz. ınsan berzah aleminde bu zevklerden mahrum kalacak. Fakat berzah aleminin inananlar için cennetten bir bahçe olacağı söyleniyor. Bu ikisi birlikte nasıl açıklanabilir.
Vücut âlem-i cismanîde münhasır değil
Vücudun hasra gelmez muhtelif envâını, münhasır olmaz, sıkışmaz şu şehadet âleminde.

Âlem-i cismanî bir tenteneli perde gibi şule-feşan gaybî avâlim üzerinde.

  • Konuyu başlatan "simple pendulum"

Mesajlar: 5

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

7

27.01.2005, 13:45

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""

ınsanlar güzel an ve hatıralarını videoya alırlar.
mesela bir düğün yapılır.
ardından bu düğünün videosunu televizyondan seyerederek o mutlu zamanlar tekrar yad edilir.

işte o düğünün aslı, yani insanların cismi halleri ile işledikleri hal bu dünyaya benzer.
ama videoda görünen hal ise kabir alemine.

videoda gördüğümüz insanların düşünmek için beyne ihtiyaçları yoktur. zaten video gözüken haller asıl hayatın görüntüsü ve misali olduğu için bir ölçüde önceki hayata bağlıdır.
kabir alemi de bu alemde yaşadığınız hayata bağlı bir misal alemidir. kabirdeki hayattarzı ve yaşantınız bu dünyadaki gerçek görüntü ve hayatınızın yansımadır.


Bu benzetme gerçekten güzel ve mantıklı. ınsan rüya aleminde de bu dünyadaki yaşadıklarını değişik bir şekilde yaşıyor. Videoya kayıt gibi. Fakat nasıl rüyada tıpa tıp aynısını yaşamıyorsak berzahta da bu şekilde olacak sanırım. Dünyada yaşadığımız durumların duyguların hislerin bir sonucu gibi.
Vücut âlem-i cismanîde münhasır değil
Vücudun hasra gelmez muhtelif envâını, münhasır olmaz, sıkışmaz şu şehadet âleminde.

Âlem-i cismanî bir tenteneli perde gibi şule-feşan gaybî avâlim üzerinde.

8

27.01.2005, 14:17

değerli simple pendulum kardeşim;

şayet insanların teknolojileri yeterli olsa idi, videoya aldıkları görüntü içindeki zatlar da bir derece bağımsız olup müstakil bir "görüntü hayatı" yaşayabilirlerdi.
ama bu günün teknolojisi "bire bir" bir hayatı ancak kaydediyor.(Gerçi son zamanlarda çekilen filimlerde bazı farklı teknik kullanılıyor )

ama Cenab-ı Hakkın ilim ve tekonlojisinde her şey mükemmel olduğu için, alem-i misal dediğimiz Berzah (kabir alemi) aleminde de Ruh müstakil bir hayat yaşar.

sizin de belirttiğiniz gibi, bir rüya tarzında, gezer, koşar, üzülür, sevinir vs... fakat tüm bu haller aynadaki haller gibi misalidir.

saygılar

9

27.01.2005, 14:34

şehidlerin berzah alemi, kabir yaşamı farklıdır,
Bakara 2 / 154-Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, hayır diridirler, fakat siz sezmezsiniz,


belki şöyledir;
şehid gibi yüksek mertebede olmayan inananlara sadece cennetteki makamları gösterilir berzah aleminde, ancak kıyamet ve haşrin ardından cennete girdikten sonra onları tadabilir,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir