Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

23.11.2004, 09:04

ıtizar
Arkadaş! Bu risale, Kur’ân’ın bazı âyâtını şuhudî bir tarzda beyan eden bir nevi tefsirdir. Ve hâvi olduğu mesâil, Furkan-ı Hakîmin Cennetlerinden koparılmış birtakım gül ve çiçekleridir. Fakat, ibaresindeki işkâl ve îcazdan tevahhuş edip, mütâlaasından vazgeçme. Mütalâasına tekrarla devam edilirse, meluf ve menus bir şekil alır. Kezâlik, nefsin temerrüdünden de korkma. Çünkü, benim nefs-i emmârem bu risalenin satvetine dayanamayarak inkıyada mecbur olduğu gibi, şeytanım da "Eyne’l-meferr?" diye bağırdı. Sizin nefis ve şeytanlarınız benim nefis ve şeytanımdan daha âsi, daha tâği, daha şakî değiller.
Kezâlik, Birinci Babda tevhidin beyanı için zikredilen delillerde vâki olan tekrarları faydasız zannetme. Hususî makamlarda, ihtiyaca binaen zikredilmişlerdir. Evet, hatt-ı harpte siperde oturup müdafaa eden bir nefer, etrafında bulunan boş siperlere gitmeyip, bulunduğu siper içinde diğer bir pencereyi açması, elbette bir ihtiyaca binaendir.
Kezâlik, bu risalelerin ibarelerindeki işkâl ve iğlâkın, keyif için ihtiyarımdan çıkmış olduğunu zannetme. Çünkü, bu risale, dehşetli bir zamanda, nefsimin hücumuna karşı yapılan âni ve irticâlî bir münakaşadır. Kelimeleri, o müthiş mücadele esnasında zihnimin eline geçen dikenli kelimelerdir. O, ateşle nurun karıştıkları bir hengâmda, başım dönmeye başlıyordu. Kâh yerde, kâh gökte, kâh minarenin dibinde, kâh minarenin şerefesinde kendimi görüyordum. Çünkü, tâkib ettiğim yol, akılla kalb arasında yeni açılan berzahî bir yoldur. Akıldan kalbe, kalbden akla inip çıkmaktan bîzar olmuştum. Bunun için, bir nur bulduğum zaman, hemen üstüne bir kelime bırakıyordum. Fakat, o nurların üstüne bıraktığım kelime taşları, delâlet için değildi. Ancak, kaybolmamak için birer nişan ve birer alâmet olarak bırakırdım. Sonra baktım ki, o zulmetler içinde bana yardım eden o nurlar, Kur’ân güneşinden ilham edilen misbah ve kandillerdi.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

22

23.11.2004, 15:44

kardeslerim,
Biraz once sizlere bir mesaj yazmistim. Lakin hemen arkasindan okudugum bir yazi bana tokat gibi geldi. Nerde oldugumu hatirlatti. Aslen bu forumda yazdiklarimla kendi egomu bir sekilde yucelttigim hissini verdi. bu yaziyi sizlerle paylasiyorum. Kardeslerin icinde okumak istemeyen olabilir dusuncesi ile link olarak koyuyorum...

http://tr.fgulen.com/a.page/eserleri/kirik.testi/a12835.html

hurmetler
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

23

23.11.2004, 16:57

ilgili linkteki yazıyı okudum.
söz ve sükut üzerine o kadar çok şey söylenmiş ki, anlamamak mümkün değil.
saygılar

24

25.11.2004, 10:17

evet link teki yazıyı bende okudum ve hatta konuşmayya karar verdim :D bu işin şakası tabi ALLAH bizleri güzel konuşup ağzımızdan her çıkan lafın zikir olanlardan eylesin
amin
selam ve dua ile kalın
nur

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir