Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

22.07.2008, 22:32

Bakara Suresi 61. Ayeti Hakkında bir soru

el-BAKARA SURESı-61


Hani o zaman siz (haddi aşarak) ; "Ey Musa! (kudret helvası ve bıldırcın gibi) bir çeşit yemeğe (bağlı kalıp) asla sabretmeyeceğiz!

O halde bizim için Rabbine dua et de, yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyararından, buğdayından/sarımsağından/, mercimeğinden ve soğanından bizim için çıkarsın!" demiştiniz.

(Musa (aleyhisselam) vasıtasıyla) O (Rabbiniz de size):
"Yoksa siz kendisi daha iyi olan şeyi, kendisi daha aşağı olan şeyle değiştirmek mi istiyorsunuz?(O halde) Bir şehre inin! şüphesiz Sizin için istediğiniz (orada) vardır." buyurmuştu.
Böylece onlar üzerine alçaklık ve yoksulluk (damgası) vuruldu (ve bu kötü haller kubbe gibi üzerlerine çatıldı) da, onlar (Bu istediklerinden bir şey elde edemeyip) Allah'tan (gelen) büyük bir gazap ie (gerisin geri) döndüler.
ışte sana! Bu (ılahi hışma uğramaları), şu sebepleydi ki; gerçekten onlar Allah'ın (kendilerine göstermiş olduğu) ayetlerini inkar etmekte bulunuyorlardı ve (kendilerince de) hak olmayan nedenle peygamberleri öldürüyorlardı.
ışte sana! Bu (inkar ve öldürme fiilleri) ise, (her konuda) isyan etmeleri ve kendilerinin (haramlar işleyerek) haddi aşmakta bulunmuş olmaları nedeniyle idi (ki isyan alışkanlıkları ve günahlarda sınır tanımazlıkları, onları kağfirliğe ve peygamberleri öldürmeye kadar götürmüştü).




Allah buradaki bıldırcın eti ve kudret helvasını neden yerin bitirdiği sebzelerden üstün tutuyor... burada ki hikmet nedir? sonuçta sebze de Allah'tan et de...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

2

22.07.2008, 22:35

Bu satırları aldığın kaynak neresidir kardeş?

Elmalılı Hamdi Yazır'ın Mealinde bu ayet:

Ve bir vakit: "Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, artık bizim için rabbine dua et, bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." dediniz. (O da): "O üstün olanı daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya inin, o vakit size istediğiniz olacaktır." dedi. Üzerlerine de zillet ve meskenet damgası basıldı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız olarak peygamberleri öldürüyorlardı. Evet öyle oldu, çünkü isyana daldılar ve aşırı gidiyorlardı.

şeklinde geçiyor

3

22.07.2008, 23:19

benim okuduğum meal Mahmut Ustaosmanoğlu (k.s.) ve ilmi heyeti tarafından hazırlandı... ve benim tabiri caizse asla vazgeçemeyeceğim bir kaynak ki o kadar güvenli ve bir okadar da senelerin emeğiyle hazırlanmıştır...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

4

23.07.2008, 00:38

“Bakara Sûresi 57. ve Taha Sûresi 80. âyetilerinde geçen ‘üzerlerinize bıldırcın eti ile kudret helvası indirdik’ cümlesini açıklar mısınız?”


Hazret-i Musa (as) ısrail oğullarını Mısır’dan çıkarıp Tîh Çölüne getirince burada konakladı. ısrail oğullarının yiyecek ve içecekleri yoktu. Her türlü ihtiyaçları bakımından Hazret-i Musa’ya bağımlı bulunmaktaydılar. Hazret-i Musa (as) onlardan emirlerine harfiyen uyacaklarına dair kesin söz aldı. Bunun üzerine asasını taşa vurdu. Taştan on iki kabile için on iki gözlü pınar fışkırdı. Sudan kana kana içtiler. Güneşin yakıcı sıcağına karşı ince bir bulut gölge oldu. Belirli zamanlarda gökyüzünden kudret helvası ve bıldırcın eti indi.

Fakat ısrail oğulları nankör ve doymak bilmeyen bir milletti. Bıldırcın kuşlarına bakarlar, iyi besili ise alırlar, zayıf ise serbest bırakırlardı. Az sonra Hazret-i Musa’dan daha farklı yiyecek istemeye başladılar. “Biz Mısır’da iken balık, hıyar, kavun, karpuz, pırasa, soğan, sarımsak yerdik” dediler. ısrail oğullarının bu bitmek bilmeyen istekleri ve aç gözlülükleri Hazret-i Mûsâ’yı çok üzüyordu.

Bahsettiğiniz âyetler bu olaylardan bahseder. Âyetlerin devamında ısrail oğullarının bu nankörlük ve küstahlıklarına karşı “Yoksulluk ve düşkünlük damgası vurulduğu ve Allah’ın gazabına uğradıkları”1 kaydedilir.

Risâle-i Nur’da, Hazret-i Musa’nın (as) on iki gözlü su fışkırtan asa mu’cizesinden haber veren Kur’ân’ın yerin altında depo edilmiş olan rahmet hazinelerine dikkat çektiği beyan edilir. Risâle-i Nur’a göre, bu âyetler insanlığa çok ileri bir ufuk çiziyor. ınsanlık Kur’ân’ı dinlerse yerin altında ılâhî kudretçe hazırlanmış olan birçok cevhere ve madene ulaşabilecektir.2

Yine Risâle-i Nur’da, Hazret-i Musa’nın (as) asasına karşı “taşların” on iki gözlü su akıttığından hareketle, insanoğlunun Allah’ın emirlerine karşı taştan daha da katı olduklarına dikkat çekilir.3

Risâle-i Nur’a göre, Allah’ın her baharda ve yazda yeryüzünün kalbine indirdiği haddi ve hesabı olmayan “gıda, yemiş, meyve, yiyecek, sebze” unvanlı “Cennet Helvaları”, Tih Çölünde ısrail oğullarına inen kudret helvalarından aşağı değildir ve bütün bu nimetler insanoğlunu şükre ve Allah’ı tanımaya dâvet eder. ınsan, helvalı şeker fabrikası ve ballı şurup makinesi hükmünde bulunan üzüme, sert kabuklu cevize ve bunların yeryüzündeki sayısız emsâline ve sair tatlı tanecikli meyvelere bakmalı ve “Bunları böyle yapan, elbette bu kâinatı yaratan Zat olabilir!” demeli; Allah’ı tanımalı ve şükretmelidir.4


Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi, 2/47-61; A’râf Sûresi, 159-162; Tâhâ Sûresi, 20/77-98
2- Sözler, s. 231
3- Sözler, s. 227
4- şuâlar, s. 144

http://www.fikih.info/
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

5

23.07.2008, 20:58

sağolasın zehracan ama bu benim istediğim bir cevap değil...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

6

23.07.2008, 21:39

Tereccuh bilamüreccih muhaldir.yani, müreccihsiz, sebepsiz rüçhaniyet muhaldir. 26. Söz

Ayna kardeşim, üstünlük emirden gelir. Yoksa hiç kimse sebepsiz olarak bir şeye üstünlük veremez. Hem daha aşağı yapamaz.

Eğer, Allah bir şeyi üstün kıldı ise imtihana binaen yine tercih yapılabilir.. Ama, şer'an tercih hakkı yoktur. Hem, üstün kılınan bir şey yerine daha aşağı olanı tercih etmek nankörlüktür.

Hem Hüküm sahibi Allah'tır. Dilediği şeyi murad ettiği imtihan ve hikmetlere binaen Kudreti ile üstün kılar. Dilediğini alçaltır. Hikmeti sorulur, sorgulanamaz.

Hem rızk-ı helal Adetullah'a binaen mesela çalışmak ile verilir. Oysa yahudilere, Kudret Dairesinden üstün kılınmış bir nimet, çalışmadan Rahmet canibi ile sebesiz veriliyor. Demek Allah o rızkı Adetullah dairesinden değil, Rahmet dairesinden perdesiz lutf etmiş. Elbette Rahmete sırt çeviren gazaba müstehaktır. Elbette Kudrete baş kaldıran başını örse vurur.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

7

23.07.2008, 21:55

Evet Allah dilediğine hesapsızca verir.. Beni ısraile de verdi..
bunu sadece Bunun cevabı sadece Beni ısrailin imtihanı mıdır?

peki şimdiki zamanda bu Ayet-i Kerimede bizim imtihanımız var mı?
Rahmet dairesinde ki suyun havanın şükrünü veremeyip kesilmesi de bizim imtihanımız olabilir mi?
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

8

23.07.2008, 22:56

Allah nimetle de, nimetsizlikle de imtihan eder. ıki halde de şükredebilmek ve övgülerimizle minnetlerimizi Allah'a sunabilmek ise bizim ve insanlığın imtihanıdır. ısrailoğulları yalnızca ibretlik bir örnektir...

9

24.07.2008, 21:23

ileride Türkiye de ibretlik olur mu acaba? bu şükürsüzlüğün sonu bize de alçaklık,yoksulluk damgası yer miyiz.. bu doğal afetler , yangınlar, depremler,kuraklıklar toplu bir imhihan... +geçirilen cinnetler,insan öldürmeleri,doğramaları hiç saymıyorum...

Allah'ın merhameti o kadar büyük ki koskaca türkiye'de bir kesimin (Âlimlerimizin, hocalarımızın, seyyidlerimizin,ariflerimizin,Hak yoklunda gidenlerin) çok büyük duaları, şükürleri ibadetleri sayesinde bunca zaman bu toplum ayakta durabiliyor.. durmaya da devam ediyor... git gide çığrından çıkarken yaşantımız belki ilerde bu bile yetmeyebilir..

Ahirzaman'ın gençliğine çok büyük iş düşüyor...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

10

24.07.2008, 22:02

Keffaretüzzünub olan bir takım sebepler var, belanın def'ine vesile oluyor. Risale-i Nur hizmetleri de bunlardan birisidir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir