Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

21.05.2008, 12:43

insan, melek ve nefs üzerine bir soru

bir sohbette insanın melek ile hayvan arasında bir varlık olduğu söylenmişti. insan nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanırsa nefsi elinden alınarak melek olacağı, kaybederse de hayvandan daha aşağı ineceği söylenmekteydi.
buna göre. biz nefsimizle mücadeleyi kazandık varsayalım. insanın nefisi olmadan cennet nimetlerini nasıl isteyecek. cennetteki hurileri ve köşkleri nefis olmadan nasıl isteyebileceğiz? zaten insan o zaman melek oluyor. melekler nefsani isteklerden uzaktırlar.

2

21.05.2008, 14:00

Cennette nefis yok mu dediler?

3

21.05.2008, 14:15

Re: bir sorum olacak

Alıntı sahibi ""musbos216""

bir sohbette insanın melek ile hayvan arasında bir varlık olduğu söylenmişti. insan nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanırsa nefsi elinden alınarak melek olacağı, kaybederse de hayvandan daha aşağı ineceği söylenmekteydi.
buna göre.
...


Buna göre sorarsanız bu sorunun doğru cevabı yoktur. Çünkü yanlış bir bilgiye dayanarak doğru cevap vermemizi beklemeyiniz. Allah, insanı en güzel surette yarattığını Kuran-ı Kerim'inde buyuruyo ve Legad halegnel insane fî ahsen-i tagvîm ( Biz insanı en güzel surette yarattık) diyor. Size söylenen ise hayvandan üstün melekten aşağıda bir şekilde yaratıldığıdır ki bu ise Allah'ın kutsal kelamında yazana göre tamamen yanlıştır.

Nefis meselesine gelirsek;

Öncelikle nefsin çeşitleri vardır. Sözler isimli eserin 26. Söz namındaki kısmında 7 çeşit nefisten bahseder:

Alıntı


Üstadımız nüfsu-u seb’adan söz ediyor. Yedi nefis denilince ne anlayacağız.

Nüfus-u seb’a, nefis terbiyesindeki yedi kademe, yedi safha demektir.
Bir öğrenci on beş yıllık tahsil hayatının sonunda belli bir alanda uzman olarak üniversiteyi bitirir. Bir ustanın yanında işe başlayan bir çırak yıllar sonra o alanda usta olur. ışte bütün bunlarda bir seyr u sülûk olduğu gibi nefis için de bir seyr u sülûk lazımdır. Ham petrol başlangıçta siyahtır ve pis kokuludur. Fakat arıtma neticesinde bu ham petrolden yüzlerce faydalı şey üretilir. Benzin bunlardan sadece bir tanesidir. Onun gibi, nefis işin başlangıcında o ham hali ile –tabir yerinde ise- pistir. Fakat belli bir seyr u sülûk sonucu arınmış bir hale gelir, kötü özelliklerinden birer birer kurtulur.

Nefsin Yedi Mertebesi

Tasavvuf kitaplarında nefsin yedi mertebesinden söz edilir:

1-Nefs-i emmare
2-Nefs-i levvame
3-Nefs-i mülhime
4-Nefs-i mutmainne
5-Nefs-i râdiyye
6-Nefs-i merdıyye
7-Nefs-i kâmile

Nefs-i emmare, nefsin terbiyeden geçmemiş ham halidir. Böyle bir nefis şiddetle ve ısrarla kötülüğü emreder, günahlara dalmak ister. Ulvi şeylerden gafil, süfli şeylere ise müştak olur. Yusuf suresi 53. ayeti, nefsin bu yönünü nazara vermektedir.

Nefs-i levvame, yaptığı hatalardan, işlediği günahlardan pişmanlık duyan nefistir. Kıyame suresi 2. ayet nefsin bu mertebesine işaret eder. Bu mertebedeki nefis hata ve günahlarını görerek bunlardan rahatsız olur, tevbe ve istiğfarla kurtulmaya çalışır. Bu makamda acı ve yakıcı gözyaşı vardır. Kişi kabz ve bast hallerini yaşar. Yani zaman zaman daralır, sıkılır, zaman zaman ise manen müferrah olur.

Nefs-i mülhime, iyiliği ilham edici nefistir. Nefis iyi bir terbiye ile kötülük ve günah yerine iyilik ve sevabı ilham edici bir seviyeye gelebilir. şems suresi 8. ayet nefsin bu mertebesine işaret eder.

Nefs-i mutmainne, itminana kavuşmuş sükunete ermiş nefistir. Böyle bir nefis Allah’a muhabbet ile huzur hali yaşar. Dalgaları yatışmış deniz misali şehveti- gadabı sükunet halindedir. Bu makama gelen birinin ahlakı istikrar bulur, şahsiyeti oturur.

Nefs-i râdiyye, Allah’tan gelen her şeye rıza gösteren nefistir. Böyle bir nefis sahibi “Allah’tan gelen her şey güzeldir” hükmünce bela ve musibetleri de güzel görür, gülerek karşılar. Bu insan, Allah katında aziz ve mükerrem, insanlar arasında makbul ve muhteremdir.

Nefs-i merdiyye, Allah’ın kendisinden razı olduğu nefistir. şüphesiz Allah’ın kulundan razı olması en büyük bir mazhariyettir ve mertebelerin en yücesidir. Fecr suresi 27 ve 28. ayetler nefsin bu üç mertebesine işaret etmektedir.

Nefs-i kâmile, nefsin kemaliyle terbiye olmuş halidir. Bazıları bunu “nefs-i zekiyye” yani “arınmış nefis” şeklinde ifade ederler. şems suresi 9. ayeti “şüphesiz nefsini arıtan kurtulmuştur” ifadesi ile nefsin bu mertebesine işaret eder. Nefsin ilk hali dikenli bir tarlaya benzer. Son mertebesi ise, aynı tarlanın dikenlerden ayıklanıp bir gül bahçesine çevrilmesi gibidir.

Bir başka açıdan baktığımızda, nefsi deli dolu akan bir nehre benzetebiliriz. Böyle bir nehir bu taşkın hali ile çevresine zarar verir. Fakat önüne bir baraj yapılması ile hem zararlarına engel olunur, hem de çevrenin aydınlatılması ve sulanması gerçekleştirilir.

ışte terbiye olmamış bir nefis zarar verirken, terbiyeden geçen bir nefis insanı yüksek makamlara çıkarabilmektedir. Böyle birisi diğer insanlara mürşid olur, onları manevi susuzluktan kurtarır, karanlıklardan aydınlığa çıkarır.


Cennette huriler, altlarından ırmaklar akan köşkler vesaire gibi nefse hoşgelen nimetlerin bulunacağını Hadis-i şerifler ve Kuran-ı Kerim'in ayetleri bize bildiriyor. Demek ki cennette ruhun zevk alan ve zevkleri isteyen kısmı olan nefis olacak ammaa yukarıdaki saydığımız nefis çeşitlerinden nefs-i emmare gibi nefislerin bulunmayacağı, o tür nefislerin cehenneme layık olacağı da akıldan uzak değildir. (âlim'ül gaybi illallah)

4

21.05.2008, 14:24

o zaman biz cennet için mi uğraşıyoruz ALLAH rızası için mi

5

21.05.2008, 14:45

Bizler Allah'ın rızasını kazanmak için varız.Rızasını kazanmayı istemek demek muhabbet beslemektir zaten.Eğerki kalbimizde Allah sevgisi Allah muhabbeti varsa(inşallah) zaten cehennemde olsa gül gülistan olur.

Allah rızasını kazanmadan Cennete girmek mümkün değildir zaten.

6

21.05.2008, 16:35

Nefs-i kâmile noktasına gelince insan nasıl cenneti isteyebilir

7

21.05.2008, 21:55

ıstese de istemese de verilecek zaten. Allah vaadinden dönmez!

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

8

22.05.2008, 01:07

Alıntı sahibi ""musbos216""

o zaman biz cennet için mi uğraşıyoruz ALLAH rızası için mi



Sahabelere baktigimizda kimisi

ya Cehennemden kurtulmak istiyor (bazisi Cehennem korkusundan vefat ediyor),

ya Cennete girmek istiyor (dünya sIkIntIsIndan kurtulup sonsuz nimete kavusmak)

veya sadece Allahin Cemalini görmek istiyor.

Bununla beraber insan melekten de üstün bir mertebeye ulasabilir. Tabiki seytandan da asagi bir derekeye düsebilir. Allah kosrusun.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

9

22.05.2008, 15:48

cennet cennet dedikleri
bir kaç köşkle bir kaç hüri
isteyene sen ver onu
bana seni gerek seni

10

23.05.2008, 12:04

Aynen oyle kardesim.
..
Bana Seni gerek Seni...

11

23.05.2008, 16:09

Re: insan, melek ve nefs üzerine bir soru

Alıntı sahibi ""musbos216""

bir sohbette insanın melek ile hayvan arasında bir varlık olduğu söylenmişti. insan nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanırsa nefsi elinden alınarak melek olacağı, kaybederse de hayvandan daha aşağı ineceği söylenmekteydi.
buna göre. biz nefsimizle mücadeleyi kazandık varsayalım. insanın nefisi olmadan cennet nimetlerini nasıl isteyecek. cennetteki hurileri ve köşkleri nefis olmadan nasıl isteyebileceğiz? zaten insan o zaman melek oluyor. melekler nefsani isteklerden uzaktırlar.


Nefse iki açıdan bakmak lazım. Birincisi hiç hükmünde olan nefs. Ki bu nefsten büyük Zatlar dahi bu nefsten Allah'a şikayet etmiş. Ki bu nefs dağların kaldıramıyacağı emanetttir.

ıkincisi ise Ruhun ta kendisi olan nefstir ki bizler onu terbiye etmek ile mükellefiz. ışte bahsi geçen 7 nefs budur.

Elbette ki ölüm birinci nefsi hiçe atacak. Zaten hiç olan bir şey hiçe gider. Ancak ölüm ikinci nefsi hiçe atmayacak. Bilakis beraber haşrolacaklar. Sadece geçici olarak bedenden ayırlır. Haşirde kavuşurlar. Hesabı verirler.

Hem insan melek olmaz. Melek gibi olabilir, ama melek olmaz. Ayet ile kesindir ki insan fıtratı icabı melekten üstün, yani yaratılmışların en güzelidir. Ancak, işledikleri ile esfele-i safiline atılırlar.

Yani, insan ahsen-i takvim ile esfele-i safilin arasında hadsiz makamları vardır. Bu makamların bir kısmı meleklerin makamından aşağıdır. Bir kısmı yukarıdır, belki bir kısmı denktir.

Ama asla insan melek olmaz.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

12

23.05.2008, 16:41

Ne nefis alınır ne de nefis olur. Onunla olur zaten imtihan. Alâ-yi illiyyîne o imtihanla ulaşır Esfel-i sâfilîn e de o imtihanla düşebilir.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

13

23.05.2008, 17:00

Ceka ağabey ikinci nefis tekrar verilir demişinz.ikinci nefis tevbe ve istiğfar için ise verilmiş olan nefis hesabı verdikten sonra nolcak. :?:
Anlatabildim mi bilmiyorum ama :roll:

14

23.05.2008, 18:00

Yani beden ile nefs beraber haşrolacaklar. Zaten, ikinci nefs Ruhun ta kendisidir. O ruh cennete aday olduğundan elbette şirkten, küfürden, isyandan, günahtan arınmış olması lazım.

Birinci nefs ise ademdir. Yani, olmadığı halde var sayılır. Yani, sanal diyebiliriz.

ışte yerlerin göklerin, dağların kabul etmekten çekindiği emanet budur. Zira, o hiç hükmündeki emanet ile insan, Allah ile kendini kıyaslayacak. Yani, insan "ene" diyecek. Kendinde bir iktidar bir kudret tasavvur edecek. Mülkün sahibi olduğunu iddia edecek. Ancak, kendisine verilen akıl, kalb gibi cihazat ile bunu tersine çevirecek. Aczini, fakrını görecek, iktidarının hiç hükmünde olduğunu anlayacak. Her şeyin Maliki zatı görecek, Hakimiyeti ve Kudreti ona teslim edecek. Diğer nefsini yani enesi ile kötülüğü emreder hale gelen nefsini;ruhunu terbiye edecek.

ışte insana verilen bu ene ile tekammül etmesi ancak mümkündür. Bu ene dünya imtihangahında kalır. Hiç hükmündedir. Hiçe gider.

Bu arada bu yazdıklarım talebe makamındadır. Abi ve kardeşelrden -varsa- yanlışımın ve eksiğimin teshisini isterim.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

15

24.05.2008, 23:38

ALLAH RAZI OLSUN. CEVAPLAR TATMıN EDıCı.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir