Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

04.05.2008, 14:41

Namaz hareketlerinin anlamı ve elleri bağlamak...

Soru

Namazda yapılan hareketlerin hikmeti nedir? Namaz esnasında yaptıgım hareketlerin manasını ayrıntılı olarak açıklarsanız sevinirm (secde, ruku gibi). Bide ayakta ellerimizi bağlarken tam olarak nerede bağlıyoruz, göbek altı deniyor, göbekde deniyor kesin dogrusu nedir? Bu hareketlerde yanlışlık yapsak yani tam olması gerektiği gibi yapmasak ,durumumuz ne olur?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Namaz konusunda tembel davranmamızda ve onu zevk ile kılmamıza mani olan bazı nedenler vardır:
1- Günah ve isyanlarımız
2- ımanın taklidi olması,
3- ıbadetleri kime karşı işlediğimiz tam olarak bilmemek
4- Namaz ve ibadetlerin bizim fıtri vazifemiz olduğunu bilmemek ve bir yük olarak görmek
5- Namazla bütün mahlukatın yaptığı vazifelerin tamama erdiğinden gafil olmak,
6- Namaz kıldığımız vakit mevcudatın bizden razı olduğunu bilmemek,

Allah'ımız bizi yoktan var etti. Taş olabilirdik, ağaç veya hayvan olabilirdik. Hattâ bir canavar da olabilirdik. Fakat insan olarak yaratıldık. Bunun yanında Hıristiyan, Yahudi veya Budist de olabilirdik. Ama Müslüman olduk.

Bu nimetler ilk anda aklımıza gelmeyebiliyor. Daha bunlar gibi düşünemediğimiz o kadar nimetler var ki, saymakla bitmez. Bize bir kalem hediye edene teşekkür ediyoruz, bir kitap verene minnet duyuyoruz. Çünkü bunu insanlığın ve nezaketin gereği olarak yapıyoruz. Ya bize bu kadar nimetleri verene teşekkür etmek, minnet duymak gerekmez mi?

ışte namaz en büyük şükür, en açık teşekkürdür. Namaza bütün vücudumuzla katılıyoruz: Elimiz, ayağımız, gözümüz, dilimiz, başımız; aklımız, kalbimiz, hayalimiz bütün duygularımızla... Böylece bütün bu organ ve duygularımızla Allah'ımıza şükrümüzü iletmiş oluyoruz.

Namaz kılmayan insan böyle bir teşekkürü bile yapmıyor. Milyarlar verse elde edemeyeceği nimetlere sahip olmanın değerini fark edemiyor. Allah göstermesin, gözümüzün birisini kaybet sek, dünyanın parasını harcasak yerine aynısını koyabilir miyiz? Bir kaza sonunda dilimizi kaybetsek, fakat bütün dünyanın yarısını versek bir dil bulabilir miyiz?

ınsan olarak her şeye sahip olmak istiyoruz. Dünyada ne varsa bizde de aynısının bulunmasını arzu ediyoruz. ıhtiyaçlarımız o kadar çok ki... Sadece bu dünya ile de yetinmiyoruz. Sonsuz bir hayat istiyoruz, Cenneti istiyoruz, Peygamberimizle birlikte olmayı diliyoruz.

Bunları elde etmeye gücümüz yetmeyeceğine göre kimden isteyeceğiz? Her halde bu dünyayı, yıldızlan, gökleri ve âhireti var edenden isteyeceğiz. Onu istemenin de yolu Allah'ı kendimize sevdirmekle olur. Kendimize Allah'a sevdirmenin en iyi yolu da Onun huzurunda her gün beş defa eğilmek, secdeye varmakladır.

Böylece namaz kılmakla Rabbimizin huzuruna çıkmış oluyoruz. ıçimize sevinç doluyor, neşe doluyor ve mutluluk doluyor. Kendimizi uçacakmış gibi hissediyoruz; tatlı bir heyecan duyuyoruz. Nasıl heyecan duymayız ki? Bir müdürün, bir valinin, bir bakanın karşısına çıkınca kendimizde nasıl bir sevinç ve heyecan hissediyoruz. Oysa namazda müdürün de, valinin de, bakanın da; hattâ bütün kâinatın Yaratıcısının huzuruna çıkıyoruz. Böyle bir mutluluğu kaçırmak ister miyiz hiç?

Acıkınca yemek yiyoruz, susayınca su içiyoruz, uykumuz gelince uyuyoruz. Böylece o ihtiyaçları gideriyoruz. Ama insan sadece ağız ve mideden ibaret değil ki... Aklımız var düşünüyoruz, kalbimiz var duygular taşıyoruz, ruhumuz var, sonsuz bir hayatı istiyoruz. Aklımızın, kalbimizin, ruhumuzun ihtiyaçlarını nelerle karşılayacağız; hangi gıda vererek bu latifelerimizi doyuracağız? ışte aklımızın gıdası, kalbimizin ihtiyacı, ruhumuzun rahatı ancak el bağlayıp namaza durmakla temin edilmiş olur.

Namaz kılmakla hem maddeten, hem de manen temizlenmiş oluyoruz. Abdest almakla maddi temizliği yapıyoruz; namaza durmakla da günah ve hatalarımızın kirlerinden arınıyoruz.

Peygamber Efendimizle Sahabiler arasında geçen şu kısa konuşma bu meseleyi çok güzel bir şekilde açıklıyor.
Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir gün Sahabilere sordu:
"Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünde bir ırmak bulunsa, o kimse o ırmakta günde beş defa yıkansa, vücudunda kirden iz kalır mı?"
Sahabiler cevap verdiler: "Hiçbir kir kalmaz, yâ Resulallah." O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"ışte beş vakit namaz da buna benzer. Allah, namaz sayesinde günahları siler, temizler."

Namazdaki asıl temizlik manevî olanıdır. Ruhumuzun ve kalbimizin sık sık temizlenmesine ihtiyaç vardır. Çünkü el, ayak gibi organlarımız nasıl çeşitli sebeplerle kire, toza, toprağa bulanıyorsa, insanlık icabı işlediğimiz çeşitli günah ve kusurlar sebebiyle ruhumuz da manevî kirlere bulanmaktadır. Ama insan ruhunu ve kalbini tutup suya sokamaz. Onun da kendine göre bir yıkama usulü vardır. Bunun yıkanması namazla olur.

Namaz kılmaya alışmamış olan kimseler, bu ezikliği hafifletecek sebepler ararlar. Namaz kılanlarda gördüğü kusurları büyüterek onların da kendisi gibi kusurlu olduklarını, dolayısıyla aralarında pek büyük bir fark olmadığını düşünmeye başlarlar. Kendi kusurunu küçültür, namaz kılanın küçücük bir kusurunu büyütür, hatta "Kalbim temiz!" gibi bahanelerle kendisinin daha üstün durumda olduğunu dahi iddia etmeye başlar.

Aslında insan olarak hiç kimse kusur ve günahlardan arınmış değildir. ıbadetlerinde devamlı olan kimsenin bile kendisine göre bazı kusurları olacaktır. Ne var ki işledikleri kötülükler bakımından insanlar arasında bir karşılaştırma yapılsa, namaz kılanların bu konuda daha geride kaldığı görülür.

Evet, sigara içmeyenlerde akciğer kanseri görülür; ama içen kimselerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır. Bunun gibi her gün beş defa Rabbini hatırlayarak Onun huzuruna çıkan bir kimsenin kötülük yapma ihtimali ile Rabbini ancak başı derde düştüğü zaman hatırlayan bir kimsenin kötülük işleme ihtimali arasında büyük bir fark olacaktır.

Ayrıca namaz insanı kötülüklerden alıkoyan Kur'ân-ı Kerimde bu mesele şöyle anlatılıyor.
"Sana vahyedilen kitabı oku. Namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz çirkin işlerden ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek elbette en büyük ibadettir. Ne yaparsanız Allah hakkıyla bilendir."

Mehmed Paksu, Gençlik ılmihali, Nesil yayınları, 1999, ss. 83-86.
Selam ve dua ile...
Sorularla ıslamiyet Editör
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=15212
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


2

04.05.2008, 19:01

Allah razı olsun kardeşim...

3

04.05.2008, 21:10

Hocamız namazın mahiyetini anlatmış lâkin hareketlerin anlamlaırnı göremedim.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

04.05.2008, 21:28

Ben az önce burya mesaj gönderdim Allah Allah ilgin.Neyse

Benimde aklıma aynı soru geldi namaz hareketlerinden hiç bahsetmemiş...Dur ben bi daha bakayım
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


5

04.05.2008, 21:37

Herkes Hakkını helal etsin .Demekki okunması gereken bir yazıymış ki Allah karşıma çıkardı.Farklı sayfalarda farklı cevabı almışım oysaki okumuştum :oops: Hakkınızı helal edin.

Soru
Namazda yapılan hareketlerin hikmeti nedir? Namaz esnasında yaptıgım hareketlerin manasını ayrıntılı olarak açıklarsanız sevinirm (secde, ruku gibi). Bide ayakta ellerimizi bağlarken tam olarak nerede bağlıyoruz, göbek altı deniyor, göbekde deniyor kesin dogrusu nedir? Bu hareketlerde yanlışlık yapsak yani tam olması gerektiği gibi yapmasak ,durumumuz ne olur?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

1- Namazdaki Hareketlerin Anlamı Namazın her bir rüknünün, her bir kısmının ayrı ayrı hikmetleri bulunuyor.

Allahın isimlerinden biri de Hakim’dir. Yani yaptığı işte mutlaka pek çok hikmet, maslahat ve hedefleri gözetip yaratmasıdır. Elbette emrinde ve yasağında da binlerce hikmetleri olacağı muhakkaktır. En önemli ibadet olan namazın da her hareketinde pek çok mana bulunmaktadır.

Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Namaz dinin direğidir. Kabenin de kainatın direği olduğu düşünülürse namazımızda kabeye yönelmenin hikmeti anlaşılmış olur.

Ellerimizi kaldırıp tekbir almak, iki elimle iki dünyamı da arkaya atarak sırf Allah için namaza duruyorum manasına;

Ayakta durmakla ağaçların, dağların ve sürekli ayakta durarak ibadet eden meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

Rükuda deve, keçi, koyun gibi hayvanların ve sürekli rükuda duran meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

Secde de sürüngenlerin, otların ve sürekli secde de duran meleklerin ibadetlerini temsil ediyoruz.

Otururken bütün mevcudatın ibadetlerini kendi hesabımıza Allah’a takdim ediyoruz. Sonunda da sağa ve sola selam vermekle bütün kainata selam vermiş oluyoruz.

Ayrıca namaz kılarken bütün vücudumuza ve her bir uzvumuza da ibadet ettirmiş oluyoruz.

Kıyam da bir anlam ifade ediyor, kiraat da. Kiyamdan sonra rükuya gitmenin de bir hikmeti var, rükudan sonra secdeye kapanip ona en yakin hâle kavusmanin da...

Kâinat çapinda icra edilen külli bir ibadetin temsilcisi makamindaki insan kendi vücudunda her an cereyan eden ibadetlerle birlikte canli ve "cansiz" sandigimiz âlemin ibadetlerini de günde bes kez Rabb-i Rahîmi'ne arz etmek durumunda:

1.KIYAM

Önce ayakta dikilip durur (kiyam) ve ellerimizi yukari dogru kaldirip, Allahü ekber (Ancak Allah yüce ve uludur) deriz. Böylece insan, O (cc) müstesna her seyi bir tarafa atip birakmakta ve Onun emir ve iradesine tabi duruma geçmektedir. Kulluk ve kölelik bu sekilde tescil edilir. Böylece ayakta duran tüm varliklarin ibadeti de temsil edilir.

2. RÜKU

Insan, Allahin sanina yakisan övgüler serdettikten sonra bu yücelik karsisinda kendini o derece aciz ve zayif hisseder ki, bunu ifade için öne egilir (rüku), saygi isareti olarak basini alçaltir ve, Sübhane Rabbiyel-Azim(Büyüklük ve azamet sadece Ona ait olan Rabbimi bütün noksanlardan tenzih edip yüceltirim.) der. Mü'min bu haliyle, rükû halindeki tüm canlilarin ibadetini de temsil etmektedir.

3. DUA

Sonra yine dogrularak kendisini bu dogru yola ilettigi için Allaha sükür ve hamdini arz eder. Bir an için Allahin yücelik ve büyüklügü ve kendi hareketinin basitlik ve küçüklügü karsisinda ayakta tefekküre dalip bundan o derece yilgin ve sarsilmis bir hale gelir.

4. SECDE

Secdeye kapanir ve alnini, tevazu ve acizligini tam manasiyla hissederek yere degdirir ve söyle söyler:

Sübhane Rabbiyel-Ala (Büyüklük ve Yücelik sadece Ona ait olan Rabbimi bütün noksanlardan tenzih edip yüceltirim).

5. TAHIYYAT VE SELAM

Bu hareketleri bir dizi tekrar etmesinden sonra kisi kendini, arada hiçbir vasita veya araci bulunmaksizin dogrudan dogruya sahsen Allahin huzurunda bulur ve ondan istimdad edip yardim talep eder.

Iki varlik karsilastiklarinda daima bu ikisi arasinda bir selamlasma gerçeklestirilir. Iste namazin bir kisminda (tesehhüd kismi) namazini eda etmekte olan Müslüman, Mirac esnasinda Muhammed (sas) ile Allah arasinda teati edilen selamlasma formüllerini aynen tekrar eder:

"Et-Tahiyyatü lillahi, ves-salavatü vettayyibatü. es-Selamu eleyke eyyuhen-Nebiyyü, ve rahmetullahi ve berakatüh. Es-Selamü aleyna ve alâ ibadillahissalihin
(En mukaddes ve en zahidane hürmet ve tazimler Allaha aittir. Ey Nebi sana selam, Allahin rahmet ve bereketi de senin üzerine olsun. (Allahin) selami bizim üzerimize ve Allah karsisinda iyi ve mükemmel hareket eden salih kullarin üzerine olsun!)"

Namazda beden hareketleri:

Namazda 4 hareket vardır. Birincisi kıyamdır. Yani ayakta durmak. ıkincisi rükudur. Üçüncüsü birinci secde, dördüncüsü ikinci secdedir. (Fususulhikem, cilt 2, sayfa 476-477)

Namazda kıyam, baş tarafı Hakk, ayak tarafı halk hüviyeti taşır. Kıyamda bu ikisini cem eden insan, bu durumu içinde, farz olan kıraati eda eder. Hem kıyam, hem de kıraatle iki farzı birden eda eder.

Rükua gelince; rüku hayvanın yürürken olan duruşunu namazda yaşamaktır. Hayvanlar bu haliyle, ayakları merkezi arza bakarken, vücut istikameti ufki olur. Yani yerin çekim kuvvetine paralel durur. Hayvanın bu yaratılış şekli, başı itibariyle ne fezaya, ne de yerin çekim kuvvetine bakar. ıkisi ortası bir durumdadır. Acaba biz insan olduğumuz halde neden namazda bunu yaşarız? Hayvandan bize ne, diye bir soru aklımızda takıldığı olur. Bunun cevabı şöyle: 18 bin hayvanın özeti olan insan bedeni, ruhu hayvani ile dünya hayatını yaşayan tarafı vardır. Arzular bakımından nefis ismi taşıyan bu ruh, tezkiye görmedikçe ruhu insaniye terakki edemez..Az yiyecek, az uyuyacak, az cinsi ilişkide bulunacak ki dünyaya bağlı hayvaniyattan uzaklaşsın. O zaman tezkiye durumuna girer. Amme bir ibadet olan namaz, bünyesindeki hayvaniyatı yaşamak zorundadır.

Secdenin hikmeti; secde demek; başın ayak seviyesine inmesi demektir. ınsan bu haliyle bitkideki ahvali yaşar.

ıkinci secde cemadidir. Zatından hareketi yoktur. Yani kendi bünyesinde, kendi içinden hareketi yoktur. Dış tesirle hareket eder. Taş, toprak içindeki madenler buna dahildir. Maden izabe görmediği sürece cemadat içinde dağınık bulunduğundan, onu muhafaza edenin adresini taşır. Her madenin elementinin zerre itibariyle ruhu vardır.

ıkinci secdenin birinci secde gibi olması, bitki ile cemadatın bir arada bulunmaları, hayvanlar gibi gezer halleri olmamaları içindir. Bu feza boşluğunda görülen her küre, yıldız ve emsali hepsi cemadattır. Eşya bakımından ne kadar büyük yekun oluşturuyorsa, secde de o kadar büyük yekun tutar.

Özetlediğimizde; namaz insanı, hayvanı ve tüm mahlukatı içine alan bir ibadettir. Ancak şeklen değil, kalben, manen gerçeğine vakıf olmakla yürütülürse, anlaşılır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


6

04.05.2008, 21:52

Rabbim razı olsun kardeşim, ihtiyacımız varmış demek.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

7

04.05.2008, 21:54

Allah senden razı olsun ablam.Yanlışımı düzelttim senin sayende :çiçek:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

8

05.05.2008, 17:15

Allah razi olsun keceli. :D
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

9

05.05.2008, 18:01

Amin.Ecmain oolsun inşallah
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


10

05.05.2008, 22:46

Alıntı sahibi ""zamane_gençlik""

Allah senden razı olsun ablam.Yanlışımı düzelttim senin sayende :çiçek:


Canım kardeşim estagfurullah.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir