Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

28.04.2008, 11:51

Sigorta şirketleri Vb.Yerlerde Çalışma...

Amerika’da bulunan bir kardeşimiz soruyor. Sigorta şirketine çalışmak üzere girdim. Sonra internetten hayat sigortanın caiz olmadığını öğrendim. Ben pazarlamacı olarak çalışıyorum. Acaba bu hususta hüküm nedir. Yardımınıza teşekkür ederim.



Değerli Kardeşimiz;

ılk günlerinden bu yana ıslâmın mücadele ettiği, kökünü kazımaya çalıştığı kötü alışkanlıklardan ve musibetlerden ikisi içki ve fuhuş ise, öbürü de hiç şüphesiz faizdir.

Bunlar Cahiliye Arapları ile bütünleşmiş, hayatlarından birer parça olmuş, kan ve damarlarına işlemişti. ıslâmiyet kısa zamanda bunu ortadan kaldırdı. Nitekim asırlar boyunca ıslâm ülke ve cemiyetlerinde faizin esâmesi okunmazdı. Ne zaman ki cahiliye inanç ve âdetleri yeniden hortlamaya yüz tuttu; beraberinde de bütün unsurlarını toplayıp geldi. ıçki, fuhuş, kumar, müstehcenlik ve faiz bu belâlardan bazılarıdır.
Meselâ her şey Avrupa'dan ithal edilirken, iktisadî hayat da büyük ölçüde faiz sistemine göre ayarlandı. Böylece, nihayet bugün her köşe başında pıtrak gibi faiz kuruluşları bitmeye başladı. Orada çalışanlar da yurt dışından getirilemeyeceğine göre, ülkemiz insanının çalıştırılması gerekti. Sonunda müdüründen memuruna, işçisinden temizlikçisine kadar bütün kadrolar dolduruldu.

Faizle iş yapan teşekküllerde çalışanların durumunu iki şekilde mütalâa etmek mümkündür. Birincisi, o müessesenin faizle iş yaptığını, çalışmanın mes'uliyet getireceğini bildiği halde imkânlarının cazibesine kapılarak girenler; ikincisi ise, vaktiyle girmiş, fakat o zamanlar haramlık ve helâllik cihetine pek dikkat etmemiş, hattâ bunun bir mahzur teşkil edeceğini bile düşünmemiş olanlar.

şu husus bilinen bir gerçektir: ıslâmiyet faizi tamamıyla yasaklamış, onunla hep mücadele etmiş, faize gidecek yolları kapatacak çeşitli yardımlaşma müesseseleri kurmuş; cemiyetin rahat ve huzurunu faiz belâsının kaldırılmasında görmüştür.

Böyle olduğu halde, yüce dinimiz en küçük tasarruflarına varıncaya kadar bütün ticarî ve sınaî muamelelere faizi bulaştırmaya çalışan, her fırsatta milleti faize teşvik eden, insanlardaki yardımlaşma duygusunu sarsan, borç alıp verme gibi iş dünyasını rahatlatan bir âdeti kaldıran faize dayalı müesseseleri tasvip eder mi? Etmeyeceği şüphe götürmez bir gerçektir.
Bediüzzaman'ın ifadesiyle «Ribanın (faizin) kap ve kapıları olan bankaların nef'i (faydası) beşerin fenası olan gâvurlara ve onların en zalimlerine ve bunların en sefihlerinedir, âlem-i ıslâm’a zarar-ı mutlaktır.» (1)
Faizle ve faizli işlemlerle meşgul olmak hem âyetlerde, hem de hadislerde yasaklanmış, haram kılınmıştır. Âyetin meali şöyledir:

«Faiz yiyenler kendilerini şeytan çarpmış birer mecnundan başka bir halde kabirlerinden kalkmazlar. Böyle olması da onların, 'Alım satım da ancak faiz gibidir' demelerindendir. Hâlbuki Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır.» (2)

Faiz kanalıyla harama bulaşan kimseler hadis-i şerifte şöyle tasnif edilmektedir:

«Faizi yiyen, yediren, şahitlik ve kâtipliğini yapan, Allah'ın rahmetinden uzak kalmıştır.» (3)

Âyet-i kerimede mutlak olarak sadece faiz yiyenler zikredilirken, hadis-i şerifte yiyen, yediren, şahitlik ve kâtipliğini yapan peş peşe sıralanmış ve «Allah'ın rahmetinden uzak olma» cihetinde birlikte ve toptan ifade edilmiştir.

Durum böyle iken, faiz kuruluşlarında çalışanlar her ne kadar doğrudan faiz yemiyor ve yedirmiyorlarsa da; muamelesini görmekte, hesap ve yazışmalarını yapmakta, idarî işlerini yürütmektedirler. Gerek memur olsun, gerekse müdür olsun; hadiste geçen «kâtip» mefhumunun içine girmiş olmaktadır.

ışte bu hususları bilen bir insanın bilerek bu nevi müesseselere girmesi, tavsiye edilecek bir şey değildir. «Başka bir iş bulamadım», «Zaruret icabı girmem gerekiyor» gibi bahaneleri, kişiyi haklı çıkaracak, üzerindeki mes'uliyeti giderecek gerekçeler olarak görmek mümkün değildir. Çünkü helâl ve meşru daire insanın ihtiyacına kâfi gelecek kadar geniştir.
Belki meşru dairede bulduğu ve çalıştığı işin ücreti diğerine nisbetle bir miktar az olabilir, ama hiç olmazsa şaibeli bir para olmaz. Üstelik böyle faiz esasına dayalı bir kuruluşta çalışmayı bir zaruret olarak kabul etmek de oldukça güçtür.

«Diğer memurluklarda ve kamu iktisadî teşekküllerinde çalışmakla bir faiz müessesinde çalışmak arasında ne fark var? Çünkü memura verilen maaşa da büyük ölçüde faiz karışmaktadır" gibi sözlere gelince: Evvelâ, memurların hepsi veya resmî olan diğer işyerlerinde çalışanların tamamı faizli muamelenin muhasebesini yapıyor değildir. Yani, memur veya işçi bizzat faizle uğraşmamaktadır. Hâlbuki faize dayalı işyerlerinde çalışanların bütün mesaisini faiz hesapları, akitleri ve muameleleri almaktadır.
Diğer taraftan, devletin geliri sadece faiz yoluyla birikmemektedir. Büyük ekseriyeti halktan alınan vergiler ve benzeri yollardan sağlanmaktadır. Memur da maaşını alırken oradan gelen paraları niyet ederek kabul eder. Hattâ kazancını kumar, içki alışverişi ve benzeri helâl olmayan bir yoldan temin eden bir insanın, meselâ inşaat gibi meşru sayılan bir işinde çalışıldığı zaman, işçinin almış olduğu ücret meşru ve helâldir. Yine alacaklı bir Müslüman’ın, borçlu bir gayrimüslimin şaraptan elde ettiği paradan borcunu alması caizdir. (4)

Her ne kadar bu paranın aslı dinen haram sayılan bir yoldan elde edilmişse de, alacaklı için durum farklıdır. Çünkü o, borçludan hakkını almaktadır. Bu paranın haram yoldan kazanılmasında alacaklının bir mes'uliyeti yoktur. Mes'uliyetin tamamı borçlu olana aittir. Memurun da durumu bundan farklı olmasa gerektir. Çünkü memur meşru olan bir iş yapmakta, yaptığı işten dolayı bir miktar hak elde etmektedir. Bunu da devlet karşılamaktadır. Bunun için faizli iş yerlerinde çalışan kimseler kendilerini devlet memuru ile kıyaslayamazlar.

Faiz esasına dayalı iş yapan müesseselere girip de meselenin haramlık - helâllik cihetini daha sonraki zamanlarda araştırma yoluna girmiş olanlar, geçimlerini temin edecekleri başka bir iş buldukları takdirde, orada kalmaları ve devam etmeleri tavsiye edilmez. Helâl dairede bir iş bulma gayret ve azmi içinde bulunmaları gerekir.

Bu arada, manevî ve ıslâmî hizmetlerini, vazifelerini daha iyi yaparak sevap cihetini takviye etmeye çalışmalıdır. Çünkü iyi ameller kötülük ve günahları giderir, temizler.
şunu da belirtmek gerekir ki, haramla meşgul olan iş yerlerinin ayrıca helâl sayılan iş sahaları da varsa ve meşru işler de işletip ondan kazanıyorlarsa bütün gelirlerinin haram olduğuna hükmedilemediği için durum biraz daha hafifleşir. Veyahut bu iş yerlerinin yol yapmak, su getirmek, elektrik ihaleleri yapıp faydalı iş sahalarında çalışmak da bizzat haramda çalışmak sayılmaz.

Faizsiz çalışan sigorta şirketleri varsa buralarda çalışılabilir.

A.Hamid.U.

1. Mektubat, s. 450
2. Bakara Sûresi, 275.
3. Müslim, Müsakat: 105.
4. Dürer, l: 318.

Mehmed Paksu, Helal Haram, Nesil Yayınları, 5. Baskı, ıstanbul, 1998, ss. 25-29.

Selam ve dua ile...
Ey Hayy ve Kayyûm olan! Hayy ve Kayyûm isimlerin hürmetine, bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla doğru yolu göster. âmin. Sözler

Mesajlar: 2

Meslek: BANKACI

Hobiler: MUSıKı VE FUTBOL

  • Özel mesaj gönder

2

31.05.2008, 16:15

Bankalarda Çalışmak Haram Derecesinde Günah mıdır ?

BURAK KARAKURUM

Selamun Aleyküm !

Öncelikle bir bankada çalışmanın ve buradan bir kazanç elde etmenin,haram derecesinde bir günah içermediğini, bunun ancak mekruh olabileceğini düşünen biriyim. şunuda belirtmek isterim ki ben bir bankacıyım.Bu mesleği iyi tanıyan, bankaların nerelerden ne gelirler elde ettiğini iyi bilen biriyim. Mesleğimin içinde faiz olması benide rahatsız eden bir konudur ayrıca. Ancak bugün modern bankacılığın, çalışma alanlarının oldukça genişlediğini, işinin sadece mevduat toplayıp, kredi vermek olmadığını,bunun yanısıra, bir çok kurum ve işletmenin bankalar olmadan,işlerini yürütemiyeceğini, üretimlerini devam ettiremiyeceğini, hammadelerini ithal edemiyeceğini,bunları üretime sevkedemiyeceğini, işletme sermayelerini güçlü tutamıyacağını söyleyebilirim.En basit örnekle, bu kurumların dış ticaret işlemleri için bankalara ihtiyaçları vardır. Bankalara ihtiyaç ayrıca bununla sınırlıda değildir.Bankalar, bir danışma kurumudur artık. Size paranızı faizli yada faizsiz nerede değerlendirebileceğini söyler. Alternatifler sunar. Pekala bankalardada faizden arındırıılmış ürünler vardır.Mesela; Hisse Senedi ve Hisse Endeks yatırım fonları yada hisse senedi gibi.(Bir arada gelir ortaklığı senetleride vardı.Sanırım yakında bunlarda geri gelecek) Mesela bankalar, borsada halka açılacak şirketlerin hisse senetlerini halk arz eder.Bu hizmet karşılığında, komisyon gelirleri elde ederler.Aynı şey verdikleri yatırım danışmanlık hizmetleri içinde geçerlidir. Yatırım danışmanlık hizmeti verdiği müşterilerden,hesap işletim ücreti v.b komisyonlar alır.Hatta sattığı ürünün fiyatına komisyonunu yansıtır ve buradanda komisyon geliri elde eder bankalar. Borsada Tahvil (faizli enstürman) ve hisse senedi (faizsiz enstürman) alım-satımlarınıza aracılık eder, bu hizmeti karşılığında komisyon alır. Sözün kısası bankalar,faaliyetlerinden sadece faiz gelir elde etmezler. Bankaların, mevduat toplayıp, faizle kredi satmak dışındada, bir çok faaliyet alanı vardır. Bir şeyi daha belirtmek gerekir ki son beş yılda da bankaların faiz gelirlerinde ciddi gerilemeler vardır. Bu marj her yıl dahada daralmaktadır. Hatta bankalarda artık Operasyonel Karlılıklar(Faiz Dışı gelirler) ön plandadır. Hedefler daima bu gelirleri artırmaya dönüktür. şimdi, bu bilgilerin ışığında, yaptığı iş bir tefeciden tamamen farklı olan bankalarda çalışmanın HARAM DERECESıNDE günah olduğunu söyleyebilir misiniz ? Bu konuyu gerçekten tekrar tartışmaya açmak ve bilgilenmek istiyorum. Selamla...

3

31.05.2008, 20:05

Bir sistemin faiz olmadığı şu yöntemle anlaşılır

1)Ben aç kalmayayım dünya batsın banane, deniyor mu?
2)Sen çalış ben yiyeyim, deniyor mu?
3) Borç verirken aynı cinsten fazlalık isteniyor mu?

Değerli kardeşim senin bahsettiğin borsa, hisse senedi vesaire bunların hangisine girmiyor?

Ayrıca sen bankada çalışırken patronuna diyebiliyor musun "Beni faizle alakalı olmayan bir bölümde çalıştır?

şöyle söyliyeyim. Bir birahanede çalışan garson "ben sadece yemek servisi ve alkosüz içecek servisi yapıyorum" dese ne değişir -kim inananır. Faraza garson gerçekten öyle bir hizmet yapsa dahi nihayetinde yemek servisi yaptığı masa içki masasıdır. Hizmeti içki içenleredir.

Elbette sen bankada çalışıyorsan hizmetin faizci sistemedir.

Değerli kardeşim, içki içmek günahtır. ıçen kafir olmaz. Ama içki içen dese "Başkasını rahatsız etmedikçe haram değil" Kafir olmuştur.

ışte sen bankada çalışsan caiz değildir. Ama kendin fetva üretsen hafazanallah...

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 2

Meslek: BANKACI

Hobiler: MUSıKı VE FUTBOL

  • Özel mesaj gönder

4

05.06.2008, 22:06

Evallah Kardeşim ! Cevabın Oldukça Açık..

Bu konuda, Allah Resülününde(s.a.v) Hadis'leri olduğunu biliyorum. Hatta bu hadislerde,Allah Resülü (s.a.v) ''Faiz alan,veren,bunu akteden,yazan herkesi lanetlediğini'' belirtmiştir. Bir Hadisinde de ''Faizin her türlüsü ayağımın altındadır'' demiştir. Ancak bazı din adamlarınında bu konudaki görüşlerini size aşağıda sıralamak isterim. Tabiiki Kuran'ın Hükmünden ve Allah Resulünün(s.a.v) Sahih Hadis'lerinden daha ileri bir hüküm olamaz.Bunuda ayrıca belirtmek istedim ancak bu hükümlerle ilgilide ayrıca çeşitli yorumlarda bulunmaktadır.

Yukarıda bahsi geçen görüşleri şu şekilde sıralamak isterim:

1.Müslüman bir insanın, faizcilik yapan bir kurumda çalışamıyacağını,buradan kazanılan paranın haram olduğunu ileri süren görüş (Sn.Hayrettin KARAMAN Hoca)

2. Bankada çalışarak elde edilen kazancın emeğinin karşılığı olması sebebiyle helal bir kazanç olduğunu ama bankada çalışmanın ''mukarenet''ten dolayı doğru olmadığını ileri süren görüş (Sn.Ali ıhsan ER)

3. Bugünkü ekonomik sistemde, bankaların elzem olduğunu, bankalar olmadan ekonominin olamayağını, bugünkü anlamda bankaların verdikleri kredi karşılığı geri aldığı paraların, faiz olmadığını/faiz içermediğini ileri süren görüş. (Sn.Prof.Dr.Süleyman ATEş)

4. Banka v.b kurumların,faydalı ve helal işle iştigal eden kısmında çalışmanın ve bu çalışma karşılığı elde edilen kazancın helal olduğunu ileri süren görüş(Ahmet şAHıN Hoca)

5. Bankada çalışmanın ve buradan elde edilen kazancın kesinlikle haram olduğunu ancak ülkemizin DARÜL HARP koşullarında olması sebebiyle, buralarda çalışmanın caiz olacağını ileri süren görüş(Hatta bu görüş, Darül Harp bir ülkede müslüman bir insanın şarap bile satabileceğini ileri sürmektedir)

6. Bankalarda çalışmanın ve buradan elde edilen kazancın kesinlikle haram olduğunu ancak zaruri(başka bir iş bulamamak sebebiyle, aç kalmamak için v.b) sebeblerle belirli bir süre buralarda çalışılabileceğini ancak sürekli helal bir iş edinmek için arayış içinde olunması gerektiğini ileri süren görüş.

Bankada çalışmanın HARAM derecesinde olmasa bile MEKRUH derecesinde günah olabileceğini bana düşündüren, özellkle son 4 görüştür.Tartışmasız sizde bilirsinizki HARAM ve MEKRUH günahları derece olarak birbirinden farklıdır. Bu konuda hüküm vermek haşa haddimiz değildir. Sanırım bu konularda fetva veren büyüklerimizde,büyük sorumluluklar altına girmektedir.Çoğu kezde kafalar karışmakta, insanlar doğruyu yanlışı ayıramaz noktaya gelmektedir. Oysa ıSLAM TEKDıR. Ameller birdir,bir olmalıdır.
Ben, Allah'a çok şükür elimden geldiğince,ibadetlerini yerine getirmeye çalışan, 5 vakit namazını elimden geldiğince kazasız eda etmeye çalışan Allah'ın bir kuluyum.Tahmin ettiğiniz gibi bankacıyım.10 yıl boyunca, faizli bankacılık yapan kurumlarda çalıştım. Hala böyle bir kurumda çalışıyorum. Değişik iş arayışlarım olmadı mı? Tabiiki oldu. Faizsiz bankacılık yapan kurumlarla çeşitli defalar görüşmelerim oldu. Ancak hiçbiri şu an kazandığım ücretin 1/3 'nü bile bana veremediler. Belki aklınızdan, ''Haram Para Tatlı Geldi, Ayrılamadınız Tabii Ama Ayrılsaydınız Allah Nasıl Olsa Size Rızkınızı Verirdi'' diyorsunuz. Buna şüphe yok ama inanan, mümin olduğunu düşünen bir insan için bu ikilimler çok kötü. Tabii benim hayatımın gerçekleride ''Bir Lokma,Bir Hırka'' sözünü yalanlarcasına kanaatkar değil.Emin olun sevgili din kardeşim ! Sadece kendim için kazanmıyorum bu parayı,iyi bir ücret almama rağmen lüks içinde bir hayatımda yok.Dünyevi zevklerede tapmıyorum.Elimde olsa, ıslam'a hizmet etmek için,herşeyimi feda ederdim. Emin Olun ve bu Müslüman kardeşinizin sözüne güvenin.
Ben sadece, bir şeye HARAM yada HARAM DEğıL diye görüş bildirilirken çok dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Zaruretten yada zorunluluktan HARAM yolla para kazanmak zorunda olan müslüman kardeşleriminizde kaybedilmemesi gerektiğini,onları üzmemek gerektiğini söylüyorum. Belki ömrüm boyunca HARAM YOLLA para kazanmak zorunda kalacak (Gerçeği şüphesi Allah Bilir), günahkar bir kul olacağım ama Allah'ın Tartışmasız Bir Olduğuna ve Peygamber Efendimizin(s.a.v) Allah'ın Resulü Olduğuna defalarca iman etmiş bir kardeşiniz olarak,günahlarımdan dolayı ALLAH'tan ümidimi kesmeyeceğim. Ümitsizlikte HARAMDIR çünkü sevgili kardeşim.Umarım bir dost gibi sana derdimi açabilmiş ve yaptığım işten duyduğum vicdani rahatsızlığıda hissedebilmişsindir. Sevgiyle ve Selamlarımla...Allah'a Emanet Ol !

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir