Giriş yapmadınız.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

1

20.03.2010, 01:49

Iktisadi prensipler

Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

2

03.12.2010, 18:07

Risale-i Nur'dan İktisadi Prensibler



RİSÂLE-İ NUR’DAN İKTİSADÎ PRENSİPLER

Yazan: Mehmet Abidin Kartal.
Sayfa Sayısı: 360.
Ebatları: 13,5x19,5 cm.
Türü: İnceleme.
Yayınlayan: Yeni Asya Neşriyat.
Yayın Tarihi: Kasım 2009.


Küresel ekonomik krizin reçetesi de Risâle-i Nur’da!

Bediüzzaman Said Nursî’nin iktisat anlayışının nazara verildiği, keza bu anlayışın dünden bugüne “iktisat” ilminin teori ve pratikleriyle mukayese edildiği bir inceleme.

Eser aslında, müellifin önceleri başka bir yayınevinden çıkan aynı adlı çalışmasının “güncellenmiş ve genişletilmiş” bir versiyonu.

Eserin bakış açısı “Takdim”de şöyle özetleniyor:

“’Modern dönemlerin çağdaş bireyleri’nin Saadet Asrı’nın ekonomik işleyişinde esas olan iktisadi ölçülere ihtiyaç duyduğu, çok açık—Kur’ânî prensiplere dayanan İslâm medeniyetindeki örneklere de… Kur’ân’ın iktisadî ilişkilerdeki prensipleri, çağımızın Kur’ân tefsiri Risâle-i Nur’dan başka hangi kaynakta, ihtiyacı karşılayacak şekilde bulunabilir ki?...”

Doğrusu, özelde (menfi tesirleri birkaç yıldır devam eden) “küresel ekonomik kriz”e, genelde bütün dünya problemlerine karşı Kur’ân-ı Kerim’in, dolayısıyla onun modern yorumu mahiyetindeki Risâle-i Nur’un bakış açısı mühim tesbit ve reçeteler ihtiva ediyor. İnsanlığın bu bakış açısına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu da malûm. Yoksa alimallah kıyameti kendi elimizle çabuklaştırmamız işten bile değil! Elbette kıyametin er ya da geç kopması mukadder; ancak mazide olduğu gibi vahyin ışığıyla ahir zamanı aydınlatmak, tek ve benzersiz Asr-ı Saadet’in hiç olmazsa esintilerini bugün de hisset(tir)mek, insanlığın mühim bir kısmını dünyada ve ahirette sahil-i selâmete çıkarmak o kadar zor bir ihtimal olmasa gerek. Yeter ki vahyî emirlere kulak verilsin…

Eser altı bölümden meydana geliyor: 1- Giriş, 2- İktisat Tarihi Işığında Bediüzzaman Said Nursî, 3- Bediüzzaman’ın İktisadî Unsurlara Bakışı, 4- Mikro İktisat ve Bediüzzaman, 5- Makro İktisat ve Bediüzzaman, 6- İslâm’da Sosyal Güvenlik, 7- Dış Ekonomik İlişkiler…

Özetle birinci bölümde “İktisat nedir?,” “kâinatta iktisat,” “insan ve iktisat,” “din ve iktisat” ile “kültür ve iktisadî hayat;” ikinci bölümde “insanlığın yaşama devirleri,” “Bediüzzaman’ın sosyal hayata bakışı,” (yine) “Bediüzzaman’ın medeniyete bakış açısı,” “kapitalizm,” “sosyalizm ve komünizm” ile (bu beşerî doktrin ve ideolojiler karşısında) “İslâm’ın üstünlüğü;” üçüncü bölümde “iktisadî unsurlar (tabiat - toprak)-emek-sermaye” gibi üretim faktörleri);” dördüncü bölümde “mikro iktisadın yorumu,” “ekonomik psikoloji,” “Neden açlık tehlikesi?”, (bereketin kaynağı olarak) “ticaret,” “memuriyet;” beşinci bölümde “makro iktisat kavramı,” “iktisadî kalkınma ve geri kalmışlık,” “hürriyet ve kalkınma,” “şûrâ ve kalkınma,” “hürriyetin sosyal-siyasî-ekonomik gelişmeyle münasebeti,” “eğitim ve kalkınma;” altıncı bölümde “sosyal güvenlik kavramı” ile “İslâm’da sosyal güvenlik kurumları,” “kara para: faiz;” yedinci ve son bölümde de “konuya genel bir bakış,” “Bediüzzaman’ın Batı’yla ilişkilere bakışı,” “Avrupa Birliği” ile “Bediüzzaman’a göre Avrupa Birliği,” “Türkiye’nin yeni konumu ve Muhabbet Fedaileri,” “küreselleşmeye farklı (bir) bakış,” “İslâm dünyasının durumu,” “İslâm ortak pazarı” ile “İslâm birliği (ittihad-ı İslâm)” mevzuları dikkat çekiyor.

(Üstad’ın bakış açısını aksettiren “memuriyet” (s. 147-157) ile “Türkiye’nin yeni konumu ve Muhabbet Fedaileri” (s. 307-315) mevzularını okuyucularımıza bilhassa tavsiye ediyoruz.)

Gayet sistematik hususiyeti hâvî eserde, “konu başlığı,” “alt başlık,” “ara başlık,” “ikinci alt başlık” gibi başlıklar altında mevzular “Risâle-i Nur gözlüğüyle” derinlemesine ve detaylı olarak inceleniyor. Yani “Bediüzzaman ve iktisat” münasebetleri aklımıza gelebilecek her mevzuda irdelenirken, bir nev'î “Risâle-i Nur’un iktisat prensipleri” şerh ediliyor. Öyle ki, dikkatli ve hazımlı okumalar bazılarımızı “doğru ekonomi” mânâsında “diplomasız iktisatçı” bile yapabilir!

Lâtife bir yana, işin güzel ve mânâlı ciheti, bir yönüyle beşerî ideolojilerin çarpışma sahası olan “iktisat” ilminin, çağımızın Peygamber (asm) vârisi büyük bir İslâm âlimi tarafından çözümlenmesini görüyor olmak. Elbette bunu görmek yetmez; haddizatında tatbikat da o kadar ehemmiyetli! Burada da fertten cemiyete, cemiyetten de devlet(ler)e kadarki dairelerde ilgiler ve de mesuliyetler nispetinde herkese mühim bir vazife düşüyor: “Bediüzzaman’ı dinlemek…”

Çünkü “(…)modern iktisat ilminin yeni yeni ulaştığı birtakım kanun ve prensipleri yıllar önce vazetmesiyle bizleri bugün hayrete düşüren Bediüzzaman, kendisine kelimenin tam anlamıyla dev bir ekonomist dedirtecektir.” (s. 160) Onun bu sahadaki fikirlerinin bile gereği gibi dikkate alın(a)maması ise, üzüntü kaynağı! Şu hâlde, bilhassa makam-mansıp sahibi, gelmiş geçmiş herkesin vebal altında olduğu düşünülebilir.

Ve küçük notlarımız (sırayla):

* Redaksiyon hatalarıyla karşılaştık. Örnek 1: “Çünkü dünya” diye başlayan bir cümle (s. 26) nasılsa yarım kalmış. Örnek 2: Her sayfasında dipnotların 1’den başladığı eserde, s. 129’da 3 no’lu dipnotun metni yok. Örnek 3: Başka bir yerde (s. 154) ise yine nasılsa aynı no’lu iki dipnot rakamı var. Örnek 4: Bediüzzaman’a atfen, mütenakız bir cümle var: “Avrupa’yı ikiye ayırmış, ‘Avrupa feylesoflarına ve medeniyetin sefih kısmına karşı’ olduğunu vurgulamamış, bu medeniyetin iyiliklerinin de çok olduğunu ifade etmiştir.” (s. 306) Doğrusu, “[Bediüzzaman’ın] ‘Avrupa feylesoflarına ve medeniyetin sefih kısmına karşı’ olduğunu vurgulam[asıdır]” tabiî ki…

* ”’(…) Mevcut kaynakların akılcı kullanımıyla ve tarımda gerçekleşen üretimle, bir trilyon insanın rahatlıkla yeryüzünde yaşayabileceği”ni belirten cümle (s. 141) dikkatimizi çekti. Size göre de “bir trilyon” rakamı anormal değil mi?

* İncelemede epey kaynaktan istifade edildiği hâlde, nedense ”bibliyografya” konmamış…

Netice itibarıyla, “Bediüzzaman ve iktisat” mevzuuna meraklı herkesin fazlasıyla istifade edebileceği dopdolu bir eser.

Orhan GÜLER
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Bu konuyu değerlendir