Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

Sultan

Schüler

  • »Sultan« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 99

Wohnort: Kütahya

Beruf: Dağcı

Hobbys: Kızak, yüzme, orman gezileri

  • Nachricht senden

21

Sonntag, 8. August 2004, 23:52

Zitat von »"misak"«


ılim ehli her zaman doğru isabet edemeyebilir ictihadlarında.


Evet.. Benim hala anlayamadigim noktalar var. Örnegin Ismail hakki bursevi hazretleri Ruhul beyan eserini yazarken, melekler ile beraber yazdigi rivayet olunur. Bugun binlerce yüzbinlerce kitap yazan var! Bu kadar yazarin icinden kitaplarinin kurandan süzülerek yazildigini söyleyen herkesin kitabinin hatasiz olacagini mi kabul etmeliyiz? Ya da hatasiz olduklarini nasil idrak edebilmeliyiz? Veyahut "Ehli sünnet itikadi üzerine olan tüm eserler konu bütünlügünde hatasizdir" ifadesini kullanmamiz mi daha dogrudur?
Sevgi Çiçekleri

22

Samstag, 4. September 2004, 23:36

"Allah'ın dini kişilerle tanınmaz; hakkın nişaneleriyle tanınır. Hakkı tanı, hakka uyanları da tanırsın" ımam Ali
vahiy kesildikten sonra insanların hiçbiri bu kadar güzel söz söylememiştir. Selam ile
"Tekebbür dini yok eder; iblis de bunun için lanete uğradı. Tamah insanın düşmanıdır; Adem (as) de bunun için Cennetten çıkarıldı. ve çekememezlik (hased) kötülüklerin rehberidir; Kabil hasede kapılarak kardeşi Habil'i öldürdü." imam Hasan (as)

23

Sonntag, 5. September 2004, 13:00

Risaleler ilham verilerek yazilmis misak kardesim...duyurulur.

24

Samstag, 6. August 2011, 15:34

‎''Ya Rabbi,bedenimi o kadar büyüt ve beni cehennemine koy ki,orada başka mümünlere yer kalmasın!''

Bu söz iman ve şefkatin kemalinden süzülüp geliyor. Yoksa kafirin yanmasını kerih gören bir düşünce değildir.
bu sözü
“ALLAH (c.c) benim vücudumu o kadar büyütsün ki , cehennemi doldursun da hiç bir kafir (insan) girmesin ! “
diye değiştirerek asıl iftirayı atanlar diğer tarafta bunun hesabını nasıl verecekler...çok yazık..

Bu sözü teyid eden yani Hazreti Ebu Bekirin sıddıkiyetinin azami sadakat nümunesi olan sözünün hakikatini teyid eden bazı hadisi şerifler vardır.
Bunlar:
"Ümmetime karşı en merhametli Ebu Bekirdir."
"Eğer Ebu Bekir'in imanı alemlerin imanıyla müvazene edilse yine de Ebu Bekir'in imanı racih gelecektir."
Bu sözde haşa isyan değil belki imanın verdiği kemalat vardır. Nitekim bir çok islam büyüğünün bu anlamda sözleri vardır. Bediüzzaman Hazretleri de milletimin imanını selamette görürsem Cehennem alevlerinde yanmaya razıyım demesi bunu tasdikleyen bir husustur.
İslam alimleri bütün insanlara bir anne şefkatiyle yaklaşmışlardır. Nasıl ki bir anne evladının ateşe atılmasını istemez, onun yerine kendini atar, evladını ateşten kurtarmak için tereddüt etmeden kendisini ateşe atar. İşte islam alimleri de insanlığın selameti için kendilerinin ateşe atılmasını dilemişlerdir. Zaten onları o seviyeye çıkaran da bu ruhtur.

Thema bewerten