Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Montag, 28. Mai 2007, 15:54

O'nu bizzat göreyim...



ONU BıZZÂT GÖREYıM
--------------------------------------------------------------------------- -----

“Varaka”, o rüyâyı böyle tâbir edince,
“Hatîce Hâtun” buna, memnun oldu bir nice.

Kalbi, muhabbetiyle dolarak o “Resûl”ün,
Teşrîf etmelerini bekler oldu gece gün.

Bir gün “Âtike hâtun” geldi Onun evine.
Ki, ticâret işini arz etsin kendisine.

Niyetini anlayıp Hatîce vâlidemiz,
Dedi ki: (Ey Âtike, nedir bize emriniz?)

Arz etti: (Ey Hatîce, belki de bilgin vardır.
Benim bir yeğenim var, emîn ve vefâkârdır.

ısmi “Muhammed” olup, Abdullah'tır babası.
Onu, Ebû Tâlib'e ısmarladı atası.

Kâmil bir yiğit olup, tezevvüc zamanıdır.
Lâkin Ebû Tâlib'in, bu ara eli dardır.

Duyduk ki, şam yönüne gidecek kervanına,
Bir kişi ararmışsın, bu haber geldi bana.

Bu işe, yeğenimi tâyin edersen eğer,
Bilcümle benî Hâşim sana çok duâ eder.)

O, “Âtike hâtun”dan bunları dinleyince,
Rüyâyı hâtırlayıp kapıldı bir sevince.

Zîrâ Ona, rüyâda müjdelenen “Nebî”nin,
O Server olduğunu ederdi o da tahmin.

Dedi ki: (Ey Âtike, işittim kendisini.
Söylediler bana hem dîninin kuvvetini.

Onun kabûl etmesi, benim için bir nîmet.
Herkesten daha fazla, veririm Ona ücret.

Lâkin bir göreyim ki, müsâit midir buna?
Yâni muktedir midir, kervanı korumaya?)

Onun bundan murâdı, görüp bizzât zâtını,
ıyice tanımaktı “Fizîkî evsâfı”nı.

Yâni Onun sîreti, semâvî kitaplarda,
Okuduğu evsâfa uygun muydu acabâ?

Âtike, (Hemen gidip getireyim) diyerek,
Ayrıldı o hâneden, be gâyet sevinerek.

“Hatîce Hâtun”un da sevinç sardı kalbini.
Zîrâ doğru çıkmıştı herhâlde bu tahmîni.

O gidince, evini süsledi var gücüyle.
Koyuldu beklemeye bir "bayram" sevinciyle.

Az sonra “Âtike”yle, o Allah'ın Habîbi,
Teşrîf etti o eve ondördüncü "Ay" gibi.

Baktı Hatîce Hâtun, Resûl’ün evsâfına.
Tıpa tıp uygun buldu, “Tevrât”ın yazdığına.

Onun nezâketini ve nûrlu cemâlini,
Görünce, hayrân kalıp, sevinç sardı kalbini.

Düşündü ki: "O rüyâ doğru çıktı herhâlde.
Bu sırrı, başkasından saklıyayım o hâlde."

Konuşup, ücreti de tâyin ettiler o gün.
Böylece mahzun kalbi ferahladı Resûl’ün


şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

2

Montag, 28. Mai 2007, 21:09

Allah razı olsun kardeşim.
Tüyleri diken diken ediyor.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

Montag, 28. Mai 2007, 21:15

Benim de tüylerim diken diken oldu da, doyamadım ya. Devamı yok mu şiirin? :roll:

4

Dienstag, 29. Mai 2007, 13:03

üzgünüm ama devamı yoktu...bir yerde okumuştum sizin gibi çok etkilenmiştim ...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Thema bewerten