You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

1

Sunday, May 27th 2007, 6:40pm

Bir Aczimendi kardeşle yapılan röportajdan

Röportaj: hoş geldiniz..bizimle bu ropörtajı kabul ettiğiniz için teşekkürler öncelikle

-Aczmendi: hoş bulduk..rica ederim..

- Röportaj:hemen sorularıma geçeyim..öncelıkle Aczmendilik nedir?kısaca diyebilir misiniz?

-Aczmendi: Evet,Aczmendilik Üstad Bediüzzaman hz lerinin 1926-26 senelerinde küfre karşı başlatmış olduğu imani-islami olan irşad hareketinin devamıdır..Aczmendi Risale-i Nur un diğer bir ismidir .Risale –i Nur dan ayrı bişey değildir yani..

- Röportaj: Peki malum olduğu üzere birçok Risale-i Nur cemaatleri var.Aczmendiliği diğer nurcu cemaatlardan ayıran nedir?

-Aczmendi:şimdi aslında hepimizin kaynağı aynı ve .aynı eserleri okuyoruz.peki aradakı fark ne ..fark şu:onlar risaleyı okur anlar başkalarına anlatmak için..bizde risaleyi okuruz anlarız ama yaşamak için..

- Röportaj:ıslami cemaatler tarikatler arasında ihtilaflar var..anlaşmazlıklar var..cemaatların birleşmesi bir araya gelmesini mümkün görüyor musunuz?

Aczmendi:Vaka ortada.malesef.şuanda öyle bir ittifakın sağlanması zor görünüyor.ben ittifakı ihtilaf etmemekde görüyorum.. yani herkes kendi cemaatındekı vazifesine baksın.en iyi nasıl hizmet edebilirim onu düşünsün..başka meslekleri tenkıd etmesin ve onlarla uğraşmasın.aleyhde bir vaziyet almasın..eğer bu yapılabilirse inanıyorum ki ilerde ittifakda olacakdır..Ortada birde şöyle bir sorun daha var..her cemaat efendim gelin bir araya gelelim…birleşelim.kuvvetlı olalım vs.der..ama parantez içerisinde der ki: birleşelim ama benim hizmetimin çatısı altında birleşelim..böyle oluncada bir araya gelinemiyor..20.lema çok iyi tetkık edilmeli.ordakı hakıkatlar tatbık edilirse çok büyük fütuhatlar olacakdır inş.

- Röportaj:Bazı kesimlerde sadece risale i nur okunuyor..baska eserler fazla okunmuyor.tetkik edilmiyor..?

-Aczmendi:Sadece risale i nur olmaz..risalei nur kelam ilmidir.iman hakıkatlarının izahıdır..hadis kitabı değildir.fıkıh kitabı değildir..o yüzden hususan hadis ve fıkıh kitablarınında çok okunması gerek..risalede sünnetten bahsedilir.sünnetin ehemmıyetine dair risaleler vardır..ama neler sünnettir ..onlardan bahsetmez.onları siyer kitablarına hadis kıtablarına havale eder.fıkıh bilmeden insan nasıl amel yapabilir. Değim mi ya..mesela bizde dersler hadis-ilmihal ve risalei nur şeklinde yapılır..Üstad hz leının ilk talebesi Hulusi Bey in ders metodudur bu aynı zamanda..

- Röportaj:Toplum içinde hususan kılık-kıyafetinizle çok dikkat çekdiniz.siyah sarık-cüppe vs..bu konuda diyeceğiniz var mı?

-Aczmendi:Evet ..sarık sarmak bildiğiniz gibi sünnetdir..biz bu sünnetide ihya etmeye çalışıyoruz..dikkat çekmek .insanların gözüne batmak gibi bir düşünce kesinlıkle olamaz.ALLAH için elimizden geldiği kadar islamı hayatımıza tatbik etmek istiyoruz.sünneti senıyeye ittiba etmek istiyoruz..sarık sarmakda binlerce sünnet içerisinden şeairle alakalı bir sünnettir.-

- Röportaj:Cemaatinize dahil olanalrın sarık sarma mecburiyeti var mı?

-Aczmendi:Hayır tabiî ki..öyle bir mecburiyet yok..cemaatimizde her türlü insan var..esnafı ile devlet memuruyla talebesiyle..sarık sarmak sünnettir..saran sevabını alır..sarmayana herhangi bir şey yokdur..sevabından mahrum olur.

- Röportaj:Diğer ıslami cemaatlara bakış açınız nasıl?
-
-Aczmendi:Bakış açımız müsbet..her kim ALLAH için ıslam için bir şey yapıyorsa onu seviyoruz ve ona tarafdarız..mesleğimizde hüsn-ü zandır..tenkid etmek eleştirmek değil..bütün
Müminler madem kardeşdir..kardeş kardeşi sever.yardımcı olmaya çalışır..ben şimdi bir kayanın altına el atmışım .kaldırmak istiyorum.baska bir insanda gelse o kayanın altına el atsa ben memnun olurum..çünkü işimi kolaylaşdırır.yükümü hafifleşdirir değil mi..ona kızmak olurmu.çek elini yardım etme .tek basıma yapacam olur mu..


-- Röportaj:evet son olarak söylemek istediğiniz bişey var mı?

-Aczmendi:Son olarak sunu diyeyım..her zamanda olduğu gibi bu zamandada iman-küfür mücadelesi devam ediyor.hatta şu dönemde çok şiddetlenmiş..aradakı ufak tefek ihtilafları hataları görmeden bir vücudun azaları gibi elele vererek kalp birliğiyle sahsi menfaatlarımızı göz ardı ederek islamın ülkemizde ve tüm dünyada hakim olması için mücadele etmeliyiz..Rabbim muvaffakıyetler versin..bizleri sırat-i müstakımden ayırmasın..

-- Röportaj:amin..ALLAH razı olsun ..
Ümitvar olunuz..

2

Sunday, May 27th 2007, 7:32pm

Üstad Hazretleri yanında kendisine hizmet eden saff-ı evveller dediğimiz ağabeylerimizden sarık takmalarını neden istememiş acaba ve hatta takmak isteyen Zübeyir Gündüzalp ağabeye, takım elbise ve kıravat takmasını neden istemiş?

Aczmendi kardeşlerimizin niyetleri halis olabilir ama bu tavırlarının benzerini neden Bediüzzaman'a sadakatleriyle meşhur olarak bilinen ağabeylerimizin hiç birinde görmedik?

3

Sunday, May 27th 2007, 8:52pm

Aczmendi:Vaka ortada.malesef.şuanda öyle bir ittifakın sağlanması zor görünüyor.ben ittifakı ihtilaf etmemekde görüyorum.. yani herkes kendi cemaatındekı vazifesine baksın.en iyi nasıl hizmet edebilirim onu düşünsün..başka meslekleri tenkıd etmesin ve onlarla uğraşmasın.aleyhde bir vaziyet almasın..eğer bu yapılabilirse inanıyorum ki ilerde ittifakda olacakdır..Ortada birde şöyle bir sorun daha var..her cemaat efendim gelin bir araya gelelim…birleşelim.kuvvetlı olalım vs.der..ama parantez içerisinde der ki: birleşelim ama benim hizmetimin çatısı altında birleşelim..böyle oluncada bir araya gelinemiyor..20.lema çok iyi tetkık edilmeli.ordakı hakıkatlar tatbık edilirse çok büyük fütuhatlar olacakdır inş.

ışte bu müthiş sebebin verdiği vahîm neticeleri görmemenin yegâne çaresi, Dokuz Emirdir.

1. Müsbet hareket etmektir ki, yani, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adâveti ve başkalarının tenkîsi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin, onlarla meşgul olmasın.

2. Belki, daire-i ıslâmiyet içinde, hangi meşrepte olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek,

3. Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise, "Mesleğim haktır," yahut "daha güzeldir" diyebilir. Yoksa, başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden "Hak yalnız benim mesleğimdir" veyahut "Güzel benim meşrebimdir" diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek,

4. Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i ılâhînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle,

5. Hem ehl-i dalâlet ve haksızlık, tesanüd sebebiyle, cemaat suretindeki kuvvetli bir şahs-ı mânevînin dehâsıyla hücumu zamanında, o şahs-ı mânevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlûp düştüğünü anlayıp, ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı mânevî çıkarıp, o müthiş şahs-ı mânevî-i dalâlete karşı hakkaniyeti muhafaza ettirmek,

6. Ve hakkı, bâtılın savletinden kurtarmak için,

7. Nefsini ve enâniyetini,

8. Ve yanlış düşündüğü izzetini,

9. Ve ehemmiyetsiz, rekabetkârâne hissiyatını terk etmekle ihlâsı kazanır, vazifesini hakkıyla ifa eder
(20.lem`a)

Seyda

Trainee

Posts: 136

Location: ıstanbul

Occupation: Öğrenci

Hobbies: Tarih, Politika vs.

  • Send private message

4

Sunday, May 27th 2007, 9:01pm

Re: BıR ACZMENDı KARDEşLE YAPILAN RÖPORTAJDAN

-Aczmendi:Sadece risale i nur olmaz..risalei nur kelam ilmidir.iman hakıkatlarının izahıdır..hadis kitabı değildir.fıkıh kitabı değildir..o yüzden hususan hadis ve fıkıh kitablarınında çok okunması gerek..risalede sünnetten bahsedilir.sünnetin ehemmıyetine dair risaleler vardır..ama neler sünnettir ..onlardan bahsetmez.onları siyer kitablarına hadis kıtablarına havale eder.fıkıh bilmeden insan nasıl amel yapabilir. Değim mi ya..mesela bizde dersler hadis-ilmihal ve risalei nur şeklinde yapılır..Üstad hz leının ilk talebesi Hulusi Bey in ders metodudur bu aynı zamanda..

Açıkçası bu söze katıldım..
"Nefrete sevgiden daha fazla güvenirim" dedi şeytan,

"çünkü nefretin sahtesi olmaz"

ayna

Master

Posts: 2,496

Location: القدس

  • Send private message

5

Sunday, May 27th 2007, 11:00pm

herkezin islamda izlediği bir yol vardır. örnek aldıkları sahabeler,hocalar alimler vardır. islamın bayraktarlığını yapan cemaatlerimiz bellidir zaten. biz de sen şu cemaatin mensubusun sen bu cemaatin mensubusun diye ayrımcılık olmaz. sadece mekan değişikliği var. aramızdaki irtibat gönül birliğimizdir.. Allah yolunda cihad edenlere, kardeşlerimize, alimlerimize, hocalarımıza, seyda hz.lerine binlerce kez selam olsun. dualarımız hep sizinledir. Allah cemaatlerimizi,alimlerimizi başımızdan eksik etmesin..
bereket onlardadır, onların yolunda gidenlerdedir. bizi de bu yoldan ayırma Ya Rab..
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

6

Monday, May 28th 2007, 6:33am

-Aczmendi:Evet ..sarık sarmak bildiğiniz gibi sünnetdir..
biz bu sünnetide ihya etmeye çalışıyoruz..
dikkat çekmek .insanların gözüne batmak gibi bir düşünce kesinlıkle olamaz.
ALLAH için elimizden geldiği kadar islamı hayatımıza tatbik etmek istiyoruz.
sünneti senıyeye ittiba etmek istiyoruz..
sarık sarmakda binlerce sünnet içerisinden şeairle alakalı bir sünnettir.-

-Aczmendi:Hayır tabiî ki..öyle bir mecburiyet yok..
cemaatimizde her türlü insan var..
esnafı ile devlet memuruyla talebesiyle..
sarık sarmak sünnettir..saran sevabını alır..
sarmayana herhangi bir şey yokdur..
sevabından mahrum olur.


-Aczmendi:Bakış açımız müsbet..
her kim ALLAH için ıslam için bir şey yapıyorsa onu seviyoruz ve ona tarafdarız..
mesleğimizde hüsn-ü zandır..tenkid etmek eleştirmek değil..
bütün Müminler madem kardeşdir..
kardeş kardeşi sever.yardımcı olmaya çalışır..
ben şimdi bir kayanın altına el atmışım .kaldırmak istiyorum.
baska bir insanda gelse o kayanın altına el atsa ben memnun olurum..
çünkü işimi kolaylaşdırır.yükümü hafifleşdirir değil mi..
ona kızmak olurmu.çek elini yardım etme .
tek basıma yapacam olur mu..

7

Monday, May 28th 2007, 10:24am

Siz aczmendi misiniz resha kardeşim?

Bana elde sopayla gezmenin sevabını anlatır mısınız?

8

Monday, May 28th 2007, 10:31am

elde sopa dediginiz asadir talhagenc kardes hepimiz aczmendiyiz... :wink:
Ümitvar olunuz..

9

Monday, May 28th 2007, 10:57am

Asa hakkinda biraz arastirma yaptim yeterli olmayabilir gerci fakat su sekilde geciyor :

Asa lar,eski çağlarda güçlülerin sopalarıydı.Asa kullananların arasında Hz.Musa da vardır...

Asa güzel birsey tasiyabilenlerdende Allah c.c razi olsun .

informasyon az insallah diger kardeslerimiz Asa hakkinda aciklama yaparlar .
Ümitvar olunuz..

10

Monday, May 28th 2007, 12:00pm

Mirkât-üs Sünneti ve Tiryâku Maraz-ıl-Bid'a
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُ&# ْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْم&# ;نِينَ رَؤُفٌ رَحِيمٌ
(şu âyetin Birinci Makamı, Minhâc-üs Sünnet; ıkinci Makamı, Mirkat-üs Sünnettir.)
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّهُ لاَ اِلهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ ُتحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُ&# ;نِى يُحْبِبْكُ&# ;ُ اللّهُ
(Bu iki Âyet-i azîmenin yüzer nüktesinden "Onbir nüktesi" icmalen beyan edilecek)
BıRıNCı NÜKTE: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş: مَنْ تَمَسَّكَ بِسُنَّتِى عِنْدَ فَسَادِ اُمَّتِى فَلَهُ اَجْرُ مِاَةِ شَهِيدٍ yâni:
"Fesad-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir."
Evet Sünnet-i Seniyyeye ittiba, mutlaka gâyet kıymetdardır.
Hususan bid'aların istilâsı zamanında sünnet-i seniyyeye ittiba etmek daha ziyade kıymetdardır.
Hususan fesad-ı ümmet zamanında Sünnet-i Seniyyenin küçük bir âdâbına mürâat etmek,
ehemmiyetli bir takvâyı ve
kuvvetli bir îmanı ihsas ediyor.

Doğrudan doğruya Sünnete ittiba etmek,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı hatıra getiriyor.
O ihtardan o hâtıra, bir huzûr-u ılâhî hâtırasına inkılab eder.
Hatta en küçük bir muamelede,
hatta yemek, içmek ve yatmak âdâbında
Sünnet-i Seniyyeyi mürâat ettiği dakikada,
o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevablı bir ibadet ve şer'î bir hareket oluyor. Çünki o âdi hareketiyle
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a ittibaını düşünüyor ve
şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir.
Ve ondan şâri-i hakikî olan Cenab-ı Hakk'a kalbi müteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanır.
ışte bu sırra binaen Sünnet-i Seniyyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.
----------------------------------------(11.Lem`a dan)

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

11

Monday, May 28th 2007, 1:24pm

Allah razı olsun resha_resha mükemmel bir cevap oldu hemde nurdannn bir cevap..
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

12

Monday, May 28th 2007, 5:57pm

Bu başlıkta çok yazmayacağım ama bu forum beni şaşırttı. Nural kardeşim ben aczmendi falan değilim, kendi adına konuş. Ben Risale-i Nur'un Zübeyir Gündüzalp'i model alıp kendine çeki düzen vermeye çalışan günahkar bir kulum.

Sadece Üstad'ımın ağabeylere tavsiyeleri ve saff-ı evvellerin giyimlerini hatırlarsak Üstad Hazretleri yaşasaydı Aczmendilerin bu tarzlarına müsade etmezdi düşüncesindeyim. Üstad dağ başındayken günde 2 kez traş oluyomuş.

Farzları açıktan işlemekte beis olmadığı, hatta sevap olduğu gibi , sünnetleri açıktan işlerken riya karışabilir.

Ayrıca tarikat ve Nurculuk ayrı yollardır, vardıkları yer aynı olsa da AYRIDIRLAR. Aczmendi kardeşlerimiz Nurcuyuz deyip tarikatvari bir şekilde hareket ediyorlar, sanki Nurcuları da tarikatmiş gibi göstererek Risale-i Nur'un yanlış anlaşılmasına ve tanıtılmasına sebep oluyorlar.

28 şubat'a da alet edildiler. Ben sıcak bakmıyorum o tür kıyafet ve duruşa. Sünnetlere elbette karşı değilim. Ama sünnete uymak fitneye sebep olup, ıslam'a zarar verecekse uymamak daha sevaptır. 28 şubat'ta hepsi de sarıklarını çıkardılar, nerede kaldı sünnet? Sarığı takacaksan Üstad gibi takacaksın, "Bu sarık bu başla çıkar" diyeceksin. Diyemiyosan o zaman sadece namazda takacaksın.

ılla da sünnete uyacaksan namaz kılarken tak cübbeni, sarığını ben takıyorum kimse bişey demiyor. Sokaklarda boy göstermeye gerek yok bence.

Asa veya sopa taşımak; ne sünnet , ne de ibadet. Peygamberlerden sadece Hz. Musa'nın asası varmış süreklli taşıdığı. Bizim elimizde Nur olmalı, sopa değil!!!

Muhabbetle...

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

13

Monday, May 28th 2007, 6:38pm

Quoted from ""talhagenc""

sünnete uymak fitneye sebep olup, ıslam'a zarar verecekse uymamak daha sevaptır.


Bu noktada talha kardeşe katılmamak mümkün değil..bende öyle düşünüyorum ama resha_resha kardeş eklemiş ya 11 lemadan şu cümleyi "Fesad-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir." buda bizim düşüncemize zıt olmuyormu talha kardeş? kafam karıştı..yanlşmı anladım yoksa yardm edermsnz :|
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

14

Monday, May 28th 2007, 8:32pm

ımam-ı Rabbani Hazretlerine bırakalım.

313.mektub:"Az zarar ihtimali olsa dahi, çokça menfaat terkedilir.Ulemanın dahi kail(inanmış) olduğu mana bu anlatılana yakındır. ...Bu sözün hakikati şudur:Bu sünnet, o asra bağlı bir şey gibidir. ınceliği ve gizli manası icabı bir cemaat,onu,o asra göre bilmediklerinden,uyma yolu ile onu yapma yoluna gittiler.Bir başka cemaat ise ...onu o vakte bağlı bulduklarından,ona uymayı bıraktılar.".

Görüldüğü gibi Sünnet zamanın fayda ve zararına göre terkedilebilen bir unsurdur.Yani inkar yok ama; zarar tehlikesi var.Hatta demiş;"sünnete zarar gelmesi olmayacak bir şey değildir."
Bu izahtan yola çıkarak şöyle bir örnek verebiliriz.;Sakal bırakmak sünnettir.Uzattıktan sonra kesmemek farzdır.Yani Üstad Sakal bıraksa Hapiste kesilmesi ve harama girme tehlikesi var.ımam-ı Rabbani'nin içtihadını kriter alırsak; Sakalı terketmek bu zamanda caiz olabilir.
Hal böyle olunca bazı konularda hikmet bilinmeden Üstadımızın ve Nurcuların Sünnete muhalefet ithamı çok yapıla gelmiştir.

Demek ki, Üstad'ın sakal bırakmama sebebi Talha genç kardeşi doğruluyor.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

15

Monday, May 28th 2007, 8:56pm

Quoted from ""MıRZASAıD""


Bu noktada talha kardeşe katılmamak mümkün değil..bende öyle düşünüyorum ama resha_resha kardeş eklemiş ya 11 lemadan şu cümleyi "Fesad-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir." buda bizim düşüncemize zıt olmuyormu talha kardeş? kafam karıştı..yanlşmı anladım yoksa yardm edermsnz :|


Düşüncemize zıt olmuyor Mirza kardeş. Çünkü sünnet-i seniyye konusunda Ceka abi izahatı güzel yapmış. Ben de bazı hususları eklemek istiyorum.

Türkiye bazı yönlerden dar-ül harb sayılabilir. Devlet yönetiminin şer'i hükümleri dikkate almaması, Müslüman kardeşlerimizin ıslam'ı tam olarak bilmemesi ve yaşamaması gibi bazı etkenler göz önünde bulundurulursa, bazı vacipleri bile terk etmek meşrulaşabiliyor. Mesela erkekler için, belli olacak kadar sakalı yüzünde bırakmak vacibtir. Bugün devlet memuru olan ve ailesinin rızkını temin eden Müslüman kardeşlerimizin büyük çoğunluğu bu vacibi terk etmektedir. Allah'ın izniyle mes'ul de olmayacaklardır. Çünkü şartlar ortadadır.

Burada önemli olan vicdanen zaruret olup olmamasına dikkat etmek, ve ayrıca sarık gibi şeaire bakan konularda ıslam ve Müslümanlara zarar gelip gelmeyeceğine, hassas bir şekilde dikkat etmek gerekir. Yoksa bir fitneye, umumi bir zarara sebep olmanın yükü (Allah muhafaza) kimsenin kaldıramayacağı yüktür.

Bir de şafi mezhebini hatırlatırım. Kaza namazı borcu olanlar teheccüd, teravih gibi namazların yerine kazalarını kılmak zorunda bildiğim kadarıyla. Yani sünnetler terk edilip, farzların tamamlanması söz konusu...

Bir de ahirzaman olan bu zamanda, sarık ve cübbeye göre daha kolay olan sünnetler var ki bunlara tüm Müslümanlar riayet etse, her şey bambaşka olurdu. Bu sünnetlerden ilk aklıma gelenler;

1- Ne olursa olsun dürüstlük ve doğruluktan taviz vermemek,
2- Ne olursa olsun sözünde durmak ve tutamayacağı sözü vermemek,
3- Ne olursa olsun gıybet etmemek,
4- Ne olursa olsun, kimin emaneti olursa olsun emanete hıyanet etmemek,
5- Namazları mümkün olduğunca, mümkünse her zaman cemaatle kılmak,
6- Abdestsiz gezmemek,
7- Misvak kullanmak,
8- Fakir ve yetimleri koruyup gözetmek,
9- Hediyeleşmek,
10- Az uyumak, az yemek, az konuşmak,
11- Tebessüm etmek,
....
....

Yani 100 şehit sevabı kazandıracak, mühim neticeler verecek, fitneye hiç bir şart altında sebep olmayacak ve hiç bir şekilde ıslam'a ve Müslümanlara zarar vermeyecek o kadar çok sünnet var ki...

Allah hepimizi Resulullah'a (a.s.m) layık ümmet eylesin. (amin)

Muhabbetle...

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

16

Monday, May 28th 2007, 9:01pm

Amin..Allah razı olsun..izahlar güzel..

selametle kalın..
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

17

Monday, May 28th 2007, 11:25pm

talhagenc kardes yazmis oldugunuz yazi cok sert ben sahsen bir risale-i nur talebesine yakistiramadim zaten yazdiklariniz sinirli aninizda yazilmis saniyorum gerek yoktu...
Ümitvar olunuz..

18

Monday, May 28th 2007, 11:32pm

Ben sert bir yazı yazdığımı sanmıyorum. Yazdıklarımın hesabını mahkeme-i kübrada vermeye hazırım. Risale-i Nur tarikatvari bir hizmet tarzı sunmuyor. Bediüzzaman Hazretleri'nin ve talebelerinin hayatı bunun delilidir. Risale-i Nur'un bir çok yerinde, Risale-i Nur mesleğinin tarikat mesleği olmadığı ve hizmet metodu olarak çok farkları bulunduğu anlatılmış.

Ben önyargıyla veya garazla hiç bir şey yazmadım. Yazdıklarımın delilleri vardır. ıstenirse gösterebilirim. Ayrıca Fadime şahin, Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz olayında Aczmendi tarikatı çok ciddi ve üzücü şekilde kullanılmıştır ve Aczmendi tarikatından kamuoyuna yansıyan hiçbir açıklama olmamıştır.

Hissi olarak yazmak yerine bana yazdıklarımdan nelerin yanlış ve sert olduğunu açıkça gösterirseniz, daha faydalı ve net bir müzakere yapabiliriz. Ayrıca Aczmendi tarikatını kim kurmuştur, ne zaman kurmuştur? Ve kurucusu hakkında detaylı bir bilgi vermeniz mümkün müdür?

19

Monday, May 28th 2007, 11:43pm

Bismillahirrahmanirrahim

bu satirlar zarurete binaen zaruret miktari yaziliyor:

1- o sariklar 28 subatta acilmadi ve 2 yil hapis yatildi bilenler bilir...ve cikanlar sariklari ile ciktilar...

2-Hizmet tarzi noktasinda üstadimizin 32 erkan talebesi oldugu bilinir diger talebelerinede bakilirsa neyin nereden alindigi ,nasil ve neden öyle oldugu anlasilir ...

4-Risale i Nur talebesi sünneti savunur, aynen Risale i Nurlarda gectigi gibi der. zira Risale i Nur Talebesinin fikride,zikride ...

5- Emirdag lahikasindan" üstadimizin ifadesi: ben iki sünneti yapamadim evlilik ve sakal insaallah bunca yillik hapis ve iskenceli hayatimiz ve hizmeti kur`aniyemiz kefaret olurda KURTULURUZ bu sözü sarfeden Bediüzzamandir...

MIhenge Vurunuz yani Kur`an ve Sünnete altin (hakiki) ciksa aliniz...

o makamlarda ilerledikce sünneti seniyyenin en kücük adabina müraat etmek egemmmiyetli bir takvayi ve kuvvetli bir imani ihsas eder...

- ve yine O hazret Üstad derki ben kendimi bataklik camurunda gördügümde ... eski saidden cikmaya calistigimda ... rehbersizlikten acaba BÖYLE HAREKET HAKMIDIR MASLAHATMIDIR DEDIGIMDE O MESELEYE AIT SÜNNETE NE ZAMAN YAPISSAM YOL AYDINLASIYOR...

Kasir fehmimle Kur`andan istifade ettigim acz fakr sefkat tefekkür tarikidir tarikatten ziyade hakikattir seriattir...

Telvihat-i Tissa ...



su kisa tarikin evradi Ittiba i sünnettir feraizi islemek kebairi terketmek ve bilhassa namazi tadili erkan ile kilmak ve namazin arkasindaki tesbihati yapmaktir...

Risale i Nur gerci umuma tesmil sureti ile degil fakat HER HALDE hakaiki islamiyenin icinde cerayan edip gelen ESAS-I VELAYET ESAS-I TAKVA ESAS-I AZIMET ESASAT-I SÜNNETI SENIYYE GIBI INCE FAKAT EHEMMIYETLI ESASLARI DERUHTE ETMEK BIR VAZIFE I ASLIYESIDIR SEVKI ZARURETLE HADISATIN FETVALARI ILE ONLAR TERKEDILMEZ...




Caddei Kübra...

Sünneti seniyyenin her bir meselesini herkes tatbik edemez FAKAT YAPMAYI ISTEMEK YAPANA TARAFTAR OLMAK SEVMEK HERKESIN ELINDEN GELIR...

Sünnete ittiba etmeyen sünneti kücük görürse hasareti azime...

28 subata gelince internetten üstadimiz ayapilanlara ve ehli imana bu sistemin yaptiklarina bakin o ve benzerlerini ACZMENDILERE YAPTILAR...
bunlar ne ilktir nede soninsallah son olmasini dua ediyoruz...

O asa sünnettir Kur`anda defaten gecer ve tüm peygamberlerin (a.s) ecmain lerin sünnetidirki ilahi din mensubu din adamlari asa tasir ...

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

20

Monday, May 28th 2007, 11:44pm

biryerde okumştm:

Yaşanmış bir olay:

Sakallı cahil bir hoca, namaz kılan bir subaya, alaylı bir eda ile, (Niçin sakal bırakmıyorsun? Yoksa rızkından mı korkuyorsun? Allah başka yerden de sana rızk verir) diyor. Subay, (Rızkımdan korkmuyorum. Vatan, namus, din müdafaası için farz olan ilimlere çalışıyor, kâfirlerden, din ve vatan düşmanlarından üstün olma sebeplerini araştırıyorum. Din ve vatan düşmanlarının gelip, senin sakallarını yolmaması için sakal bırakmıyorum) diyor.
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread