Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

vahdet

Anfänger

  • »vahdet« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 3

Hobbys: Risale-i Nur, Risale-i Nur, Risale-i Nur

  • Nachricht senden

1

Dienstag, 22. Mai 2007, 23:08

Lahika>Kalbe gelen kötü hatıralar

Selamün aleyküm...
Hazret-i Üstad'ın kalbe gelen bir takım kötü hatıralar hususunda talebelerinden birine hitaben yazdığı aşağıdaki parçayı mütalaa edelim inşallah.

Parça şöyledir:

"Sabri kardeş,

Sabırlı ol; ehemmiyetsiz ve zararsız olan vehmî ve asabî hastalığına ehemmiyet verme. şifaya dua edilmekle beraber, zararsız, hatarsızdır. Çünkü, eğer hatarat, seyyie ise, nasıl ki aynada temessül eden pislik, pis değil ve aynadaki yılan sureti ısırmaz ve ateşin timsali yakmaz. Öyle de, kalbin ve hayalin aynalarında rızasız, ihtiyarsız gelen pis ve çirkin ve küfrî hatıralar zarar vermezler. Çünkü ilm-i usulde tasavvur-u küfür, küfür değil ve tahayyül-ü şetm, şetm olmaz. Hasene ise nuranî olduğundan, tasavvur ve tahayyülü dahi hasenedir. Çünkü aynada nuranînin timsali ziya verir, hâsiyeti var; kesifin misali ölüdür, hayatsızdır, tesiri yoktur. Eğer sair teellümât-ı ruhaniye ise, sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü, emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca muvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-ı terakki bir düstur-u meşhurdur."


Kastamonu Lahikası'ndan

2

Freitag, 25. Mai 2007, 01:18

Çünkü, eğer hatarat, seyyie ise, nasıl ki aynada temessül eden pislik, pis değil ve aynadaki yılan sureti ısırmaz ve ateşin timsali yakmaz. Öyle de, kalbin ve hayalin aynalarında rızasız, ihtiyarsız gelen pis ve çirkin ve küfrî hatıralar zarar vermezler. Çünkü ilm-i usulde tasavvur-u küfür, küfür değil ve tahayyül-ü şetm, şetm olmaz. Hasene ise nuranî olduğundan, tasavvur ve tahayyülü dahi hasenedir. Çünkü aynada nuranînin timsali ziya verir, hâsiyeti var; kesifin misali ölüdür, hayatsızdır, tesiri yoktur.

Burayi 21 Söz`den alinti yaparak anlamiya calisalim insallah :

Bak, ey bîçare vesveseli adam! Telaş etme. Çünkü, senin hatırına gelen, şetm değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tahayyül-ü şetm dahi, şetm değildir. Zîrâ, mantıkça, tahayyül hüküm değildir. şetm ise hükümdür.

Hem bununla beraber, o çirkin sözler, senin kalbin sözleri değil. Çünkü, senin kalbin, ondan müteessir ve müteessiftir. Belki, kalbe yakın olan lümme-i şeytânîden geliyor. Vesvesenin zararı, tevehhüm-ü zarardır; yani onu zararlı tevehhüm etmekle, kalben mutazarrır olmaktır. Çünkü, hükümsüz bir tahayyülü hakikat tevehhüm eder. Hem şeytanın işini kendi kalbine mal eder; onun sözünü, ondan zanneder. Zarar anlar, zarara düşer. Zâten şeytanın da istediği odur.

Kaynak : http://www.risaleara.com/oku.asp?id=238

Meselâ, sen namazda münâcâtta, Kâbe karşısında, huzûr-u ılâhîde iken, âyâtı tefekkürde olduğun bir halde, şu tedâi-yi efkâr, seni tutup en uzak mâlâyâniyât-ı rezîleye sevk eder.

Senin başın, böyle bir tedâi-yi efkâra mübtelâ ise, sakın telaş etme; belki, intibâha geldiği anda dön. "Aman ne kusur ettim," deyip, tetkikle meşgul olup durma; tâ o zayıf münâsebet, senin dikkatinle kuvvet peydâ etmesin. Zîrâ teessür gösterdikçe, ehemmiyet verdikçe, senin o zayıf tahatturun melekeye döner, bir maraz-ı hayalî olur. Korkma, maraz-ı kalbî değil. şu nevi tahattur ise, gâliben ihtiyârsızdır; hususan, hassas asabîlerde daha gâliptir. şeytan, şu nevi vesvesenin mâdenini çok işlettirir.


Nasıl ki, şeytan ile melek-i ilham, kalb taraflarında mücâveretleri var ve füccâr ve ebrârın karâbetleri ve bir meskende durmaları, zarar vermez; öyle de, tedâi-yi efkâr sâikasıyla, istemediğin pis hayalât gelip nezîh efkârın içine girse, zarar vermez. Meğer, kasden olsa veya zarar zannıyla, onunla ziyâde meşgul olsa.
Kaynak : http://www.risaleara.com/oku.asp?id=239

Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tevehhüm-ü küfür dahi, küfür değildir. Tasavvur-u dalâlet, dalâlet olmadığı gibi, tefekkür-ü dalâlet dahi, dalâlet değildir. Çünkü, hem tahayyül, hem tevehhüm, hem tasavvur, hem tefekkür, tasdik-i aklîden ve iz'ân-ı kalbîden ayrıdırlar, başkadırlar. Onlar bir derece serbesttirler, cüz-i ihtiyâriyeyi pek dinlemiyorlar, teklif-i dinî altına çok giremiyorlar. Tasdik ve iz'an, öyle değiller; bir mîzana tâbidirler.

Hem, tahayyül, tevehhüm, tasavvur, tefekkür, nasıl ki tasdik ve iz'an değiller; öyle de, şüphe ve tereddüt sayılmazlar. Fakat, eğer lüzumsuz tekrar ede ede müstekar bir hale gelse, o vakit, hakiki bir nevi şüphe ondan tevellüd edebilir.

Kaynak : http://www.risaleara.com/oku.asp?id=241


Anlasilan su ki tahayyülün ve tevehhümün hicbir zarari yoktur.
Fakat kasden olursa veya zarar zanniyla onunlu fazla mesgul
olunursa, o zaman yerlesir ve daim olarak zarar verir.

--------------------------------------------------------------------------- ---------

Eğer sair teellümât-ı ruhaniye ise, sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü, emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca muvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-ı terakki bir düstur-u meşhurdur

Hatira gelenler sade ruhani bir üzüntü ise, bizi sabretmeye ve
nefsimizle cihad etmeye sevk etmeli ve medar-i terakki olmali.
Ey Kardes bil ki! Hasenatın hayatı niyet iledir. Onların fesadı ise ucb, riya ve gösteriş iledir.
Mesnevi-i Nuriye

3

Samstag, 26. Mai 2007, 18:22

Evet, iman, kalbde, kafada daimî bir mânevî yasakçı bıraktığından, fena meyelânlar histen, nefisten çıktıkça 'yasaktır' der, tard eder, kaçırır.
"Evet, insanın fiilleri kalbin, hissin temayülâtından çıkar. O temayülât, ruhun ihtisasatından ve ihtiyacatından gelir. Ruh ise, iman nuru ile harekete gelir. Hayır ise yapar, şer ise kendini çekmeye çalışır. Daha kör hisler onu yanlış yola sevk edip mağlûp etmez.(Hutbe-i şâmiye )

Burada bir kaç noktayı inceleyecek olursak.
1.ıman kalpte ve kafada yani dimağda daimi manevi bir yasakçıdır.
2.Fena meyelanlar ise his ve nefisten çıkar.
3.Bu meyelanları iman bekçisi yasaktır der ve tard eder ve kaçırır.Ya iman bekçisi yoksa?
4.ınsanın güzel fiilleri ise kalbin temayülatından çıkar.
5.kalpten çıkan meyiller ruhun özel araştırmalarından ve ihtiyaçlarından gelir.Demekki ruh kalpten zuhur edecek olan meyillere ihtiyaç duyacak ve onu arayacak şekilde yaratılmıştır.
6.Ruh ise iman nuru ile harekete geçer.Sanırım işin püf noktası burası olmalıdır.Ruhun kalbin meyillerinden gelecek ihtiyaçlarının karşılanması için kalbin iman nuru ile nurlanması gerekir.eğer bir kalp iman nuru ile müzeyyen olmassa ruhun ihtiyaçları için o ruh harekete geçemiyor.O insanda hakiki insaniyetini kaybediyor olmalıdır.belki imansızlık yani küfür ile vehşi bir canavar oluyor.
7.Ruh kalpten meyleden hayırları yapar ve şer ise kendini çeker.Tabi ki kalbi imanlı olan kişilerde bu durum geçerli olmalıdır.
8.Mecazi nefs-i emmerenin bir nevi vazifesini yapan kör hisler yani akibeti görmeyen hisler kalbi iman nuru ile aydınlanmış olan bir mümini yanlış yola sevk edip onu mağlup edemez.Ne mükemmel bir manevi terakki.Ya Rabbi bizi böyle bir imani seviyeye çıkar.Nefsin ve hissin meyillerinden bizleri muhafaza eyle.Ruhun ihtiyaçlarına temayülat-ı kalpten gelecek olan hayır fiilleri işlemeyi nasip eyle.

goksahan

Anfänger

Beiträge: 3

Wohnort: konya

Beruf: bilgisayarcı

Hobbys: bilgisayar

  • Nachricht senden

4

Mittwoch, 6. Juni 2007, 09:20

allah razı olsun

Alpaslan

Schüler

  • »Alpaslan« ist männlich

Beiträge: 84

Wohnort: Almanya

Beruf: Inşaat sektöründe

Hobbys: Hizmet

  • Nachricht senden

5

Freitag, 24. August 2007, 17:59

selam
böyle bilincli ve ciddi özellikle nurlardan ders almis kardeslerin yazisini okumak baska bir sevk ve Sevk veriyor
Allah cümlenizden razi olsun
Saygilarimla alpaslan

6

Montag, 10. September 2007, 16:04

Guzel

Allah Razi Olsun Kardes

7

Sonntag, 18. November 2007, 01:31

Allah c.c. razı olsun, sağolun.

Thema bewerten