You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

1

Monday, April 9th 2007, 9:08am

beddua edilen kişi..

beddua eden ve edilen kisinin hali ne oluyor?
edilen kisiye beddua tutarmi gercekten?
yoksa o birgün dönüp dolasip tekrar eden kisiyi mi bulur?
bu konu hakkinda hadisi serifleri paylasirsaniz cok sevinirim..


selam ve dua ile..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

2

Monday, April 9th 2007, 9:31am

Rasûlüllah Efendimiz: "Ben lânetçi olarak gönderilmedim." Buyurur.
(Müslim, birr 87)

Bir mü'mine lânet (Beddua) etmenin, onu öldürmek gibi olduğunu bildirir.
(Buhârî, edep 44)

Yapılan bir lânetin (bedduanın) yerine vardığında haksız yere yapıldıgını görünce sahibine döneceğini haber verir.
(Tirmizî, birr 48; Ebû Dâvûd, edep 45)
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

3

Monday, April 9th 2007, 9:33am

Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur."

(Riyazü's-Sâlihin Tercümesi, III, 82) buyurmuştur

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lânet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. Mekke döneminde ıslâmî tebliğ etmek üzere Tâif'e gittiğinde, orada kötü bir davranışla karşı karşıya kalmış; dönüşte taş yağmuruna tutulmuş, mübarek ayakları kanlar içerisinde kalmıştı. O sırada Allah tarafından kendisine "onlar aleyhinde yapacağı bedduanın kabul edileceği, dilerse onları helâk edeceği" bildirilmiş, fakat Peygamber Efendimiz "Hayır, belki bunların sulbünden sana ibadet edecek çocuklar doğar, yâ Rabb " demişti. Uhud'da dişini kıran, yüzünü yaralayan düşmanları için: "Allah'ım! Kavmimi hidayete erdir, çünkü onlar yaptıklarını bilmiyorlar" (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, IV, 314) diye dua etmiştir. Bütün çalışmalara rağmen ıslâmiyeti kabul etmeyen Devs kabilesine beddua etmesi istenince: "Yâ Rabbi! Devs kabilesine hidayet eyle de onları bizim saflarımıza kat" diye dua etmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 344)
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

4

Monday, April 9th 2007, 9:39am

Quoted

Hattâ bir mahkemede yanlış muhbirlerin ve casusların evhamlarıyla bizi, yetmiş kişiyi mahkûm etmek için su-i fehmiyle, dikkatsizliğiyle Risale-i Nur'un bazı kısımlarına yanlış mânâ vererek seksen yanlışla beni mahkûm etmeye çalıştığı halde, mahkemelerde ispat edildiği gibi, en ziyade hücuma mâruz bir kardeşiniz, mahpus iken pencereden o müdde-i umumînin üç yaşındaki çocuğunu gördü, sordu. Dediler: "Bu müdde-i umumînin kızıdır." O mâsumun hâtırı için o müddeîye beddua etmedi. Belki onun verdiği zahmetler, o Risale-i Nur'un, o mucize-i mâneviyenin intişarına, ilânına bir vesile olduğu için rahmetlere inkılâp etti.

Emirdağ Lahikası


Bu konuda peygamber efendimizi ve üstadımızı örnek alalım inşallah... :cry: :cry:
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

5

Monday, April 9th 2007, 9:55am

birde hocam bir kisi beddua ederken
yanindaki münker nekir melekler el acip
o bedduanin eden kisiye geri dönmesi icin
amin derler demisti ama kaynagini bilmiyorum.
hadisi serifmiydi bilemiycem.

yani beduua tutuyor!
bir insanin hayati gercekten sirf aldigi beddua yüzünden perisan olabilirmi?
sizleri ugrastiriyorum
hakkinizi helal edin
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

6

Monday, April 9th 2007, 10:14am

yazdığın hadis hakknda bilgm yok kardeşim..

lakin..

müslüman, günahkâr da olsalar, müslümanlara beddua etmekten sakınmalı, fakat gerektiğinde açıkça din düşmanlığı yapanlara beddua ve lânet etmeyi dini bir görev bilmelidir...

ben bana zulüm eden kötü davranan herkese hakkımı helal ediyorum..benden dolayı kimse maddi manevi azap görmesin diye beddua etmiyorum..lakin nura va dini islama laf atanada nasıl beddua ediyorum biliyrmsn kardeşim: rabbim seni nura aşık kurana hadim eylesin diye beddua ediyorum :kıskıs:

dur bende bi makale aktarayım bak ne güzel bişey:

Beddua yerine dua...

Ma'rûf-ı Kerhi Hazretleri bir gün talebelerini toplar Dicle kenarındaki hurmalıklara çekilir sohbet ederler. Bu esnada nehirden bir kayık geçer. ıçinde birkaç bıçkın genç. Hem içki içerler, hem şarkı söylerler. Bir ara hepten şirazeden çıkar, naralar atarlar. Talebeler bu edepsizliğe çok bozulur. Hatta içlerinden bazıları
-Ah şu kayık bir devrilse de günlerini görseler, derler

Ardarda patlayan kahkahalardan ders yapılamaz olunca mübarek o yana döner. Ellerini açar ve;
- Ya Rabbi, Sen bu kullarını dünyada neşelendirdiğin gibi ahirette de neşelendir. Onlara hidayet ve istikamet nasip eyle, der.

ışte tam o sıra gençlerden biri sahildeki sohbetin farkına varır, arkadaşlarını uyarır. Mübareği görünce derlenir toparlanırlar. Hatta sazlarını kırar, destileri suya atarlar. Mahçup mahçup gelir, şeyh Mar'uf'un ellerine kapanırlar. O günden sonra sohbetin müdavimlerinden olurlar. :)
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

7

Monday, April 9th 2007, 11:39am

Quoted from ""MıRZASAıD""

yazdığın hadis hakknda bilgm yok kardeşim..



hadis oldugunu söylemedim mirzasaid abi
sadece hocamin anlattigini yazdim.
ben bu soruyu sey icin sorma ihtiyaci duydum
birine beddua etmistimde :oops:
ve suan görüyorumki
hicte iyi durumda degil
acaba ettigim beddualarim mi tuttu diye süpheye düstüm.
gerci dualarida siralamistim ardindan ama..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

8

Monday, April 9th 2007, 11:42am

:dişler:

beddua eden bir kişi, bu yaptığı hatadan çeşitli şartlarla kurtulabilir.

1- tevbe etmek.
2- beddua ettiği kişiden helallik almak. çünkü, kul hakkını çiğnemiştir.
3- beddua ettiği kişiye dua etmek.
4- beddua ettiği kişi için sadaka vermek.

böylemiş kardeş :) allah kolaylıklar vere..
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

9

Monday, April 9th 2007, 11:46am

öncelikle bi gülmeyelim lütfen!
ciddiyete bürünelim!

beddua durduk yere edilmediki
yani haketmis gibi birseydi
ama ben beduua ettikten sonra zaten o zat icin dualar etmeye basladim
helalligimide 4 gün önce aldim :utandım:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

MıRZASAıD

Intermediate

Posts: 319

Occupation: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Send private message

10

Monday, April 9th 2007, 11:53am

şimdide sadaka verceniz :)

elhamdülillah..kurtulmşsnz kul hakkında sevinin daha ne istiyorsunz.. :tamam:
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

11

Monday, April 9th 2007, 12:04pm

Allah razi olsun..
insallah en kisa zamanda son eksigide yapicam

:cry:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

12

Friday, March 28th 2008, 12:19am

Kuran-ı Kerim,iman hakikatları namaz,oruc,Hac,Zekat ve fıkıh

Her ne kadar çok geçte olsa bir yerde tamamlayıcı unsur olması bakımından şuınları da paylaşmak istedim.Mucizat-ı Ahmediye risalesinde üstadın naklettiği hadislerde peygamberimizin gerek umumi gerekse hususi bedduaları da vardır.Üstadımızın vali tandoğn'a başından bul diye beddua edişini de göz ardı etmemek lazım. Bunlardan hareketle olur olmaz şekilde değilde durumları küf-ü inadi şeklinde olanlar için beddua edilebilir diye bakılmalı değil mi?

hy120

Professional

  • "hy120" is male

Posts: 654

Location: usak

Occupation: esnaf

  • Send private message

13

Friday, March 28th 2008, 4:33pm

Re: Kuran-ı Kerim,iman hakikatları namaz,oruc,Hac,Zekat ve f

Quoted from ""mehmet kovancı""

Her ne kadar çok geçte olsa bir yerde tamamlayıcı unsur olması bakımından şuınları da paylaşmak istedim.Mucizat-ı Ahmediye risalesinde üstadın naklettiği hadislerde peygamberimizin gerek umumi gerekse hususi bedduaları da vardır.Üstadımızın vali tandoğn'a başından bul diye beddua edişini de göz ardı etmemek lazım. Bunlardan hareketle olur olmaz şekilde değilde durumları küf-ü inadi şeklinde olanlar için beddua edilebilir diye bakılmalı değil mi?


resulullahın bir çocugun ölümüne neden olan mucizesi var. üstadımın dediği gibi bazanj güzel şeki,l itibariyle güzel gibi gözükmese3de sonuçları itibarıyla güzeldir. unutmayalım ki insan öldürmak cinayetken cihattan kaçmak suçtur. cihat etmek sevaptır.

Zencebil

Beginner

Posts: 4

Occupation: Kul

Hobbies: Kâinat

  • Send private message

14

Sunday, April 6th 2008, 2:37pm

ıki kişi, Hazret-i Hamza hakkında aşağılayıcı bir şiir okuduklarından Cehenneme gitmeleri için Resulullah beddua ediyor.

Yine bir hadis-i şerifte, (Üç kimseye lânet olsun ki, bunlar, zâlim emir, açıkça günah işliyen fâsık ve sünnetimi yıkan bid’at ehli kimsedir.) buyurulmuştur.

Ebu Lehebin oğlu Uteybe, (Tebbet yeda) suresi gelince, Resulullahın efendimize çeşitli hakaretlerde bulundu. Peygamber efendimiz çok üzülüp, (Ya Rabbi! Buna bir canavar musallat eyle!) dedi. Ebu Lehebin oğlu Uteybe şama ticaret için giderken, bir gece arkadaşlarının arasında yatarken, bir arslan gelip arkadaşlarını koklayıp bıraktı. Sıra Uteybeye gelince onu parçaladı.

Bir kimse, sol eliyle yemek yiyordu. (Sağ elin ile ye) buyurdu. (Sağ kolum hareket etmiyor) diye yalan söyledi. Bir peygamber ile alay eden bu kimse için Resulullah efendimiz, (Sağ elin artık hareket etmesin)buyurdu. Ölünceye kadar sağ elini ağzına götüremedi. Yalan söylemek çok büyük günahtır. Hele Peygamber efendimize karşı yalan söylemek çok daha büyük günahtır. Dünyada elin felç olması küçük bir cezadır. Ahırette verilecek cezalar çok büyüktür.

Peygamber efendimizin buna benzer bedduaları vardır. Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler vaki olmuştur.

Enes b. Mâlik, "Resûlullah'ın, Bi'ri Mauna'da şehid edilen ashaba yanıp üzüldüğü kadar hiçbir kimseye, hiçbir şeye yanıp üzüldüğünü görmedim!" der.

Duyduğu derin üzüntü, Peygamber Efendimizi, bu cahillikte bulunanlara beddua etmeye kadar götürdü. Haber aldığı gecenin sabah namazında birinci rekâttan sonra ikinci rekâtın rükûundan doğrulunca şu bedduada bulundu:

"Allah'ım!.. Mudar Kabilelerini kahreyle!

"Allah'ım!.. Onların yıllarını Yusuf Peygamber'in kıtlık yılları gibi çetin yap, başlarına dar getir!

"Allah'ım!.. Lihyan Oğullarını, Adal, Kare, Zi'b, Rı'l, Zekvan ve Usayya Kabilelerini Sana havale ediyorum. Zîra, onlar, Allah'a ve Resulüne karşı geldiler!"

Peygamberimiz, bu bedduasına bir ay boyunca her vakit namazından sonra devam etti. Sahabei Kiram da "Âmin." dediler.

Fahri Kâinat'in bu duası kabul olundu. Kısa bir müddet sonra adı geçen bölgede kıtlık kuraklık başladı, yağışlar kesildi, sular çekildi, her taraf yanıp kavruldu.
"fe eynema tuvellu fe semme vechullah"

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread