You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

1

Friday, February 13th 2004, 9:33pm

kesret dairelerinde vahdaniyeti ilahiyenin dellalığı nedemek

Risalede pek çok geçen kesret dairelerinde vahdaniyeti ilahiyenin dellalığı cümlesini biraz açarmısınız.

2

Saturday, February 14th 2004, 10:12am

size bir cevap gelecek
kısa bir araştırma için bir miktar süre...

saygı ile...

3

Saturday, February 14th 2004, 2:23pm

evet, kısa bir cevap yazıyoruz..



Cenab-ı Hak ilim, irade, kudretiyle şu koca kainatı mükemmel bir intizam, harika bir düzen, muntazam işleyen bir fabrika şeklinde yaratmış. Bu koca kainatının içine de uzaktan birer parlak bir yıldız gibi gözüken galaksilerini dizmiş. Her bir galaksi içine de nur gibi parlayan güneşlerini, yıldızlarını derc etmiş, binlerce mesafeler arasında sema denizinde yüzen bu semavi gemilerini de melekleri için umumi bir şenlik yeri haline dönüştürmüş. Bu kainatın merkezine ise güneş sistemimizi, güneş sitemimizin kalbine de dünyamızı yerleştirerek bütün ruhani ve meleklerinin nazarlarını bu harika, mucizevi ve cennet misal sanatına çevirmiş.
Nasıl ki dünyamız kainat içinde bir sanat harikası ise, öyle de dünyamız içindeki dağlar, ovalar, denizler, ırmaklar ve sular; bağlar, bahçeler, bitkiler ve çiçekler; kurtlar ve kuşlar, sinekler ve böcekler ve hasılı bütün mahluklar ve insanlar birer sanat harikası olarak nazar ehlinin gözüne gözüküyor.
Öyle ki bu gün ilim yolu ile hayat sahibi canlıların iç dünyalarındaki harikalıklar dış dünyadaki harikalıklardan geri değil, daha da ileri. Bir hücredeki sanat, intizam, düzen, yardımlaşma ve sosyal hayat dış dünyadaki benzerlerinden geri değil.
Bir atomun içindeki işleyiş ve incelikler kainata denk gelmez ise de geri kalmaz.
ışte atomlardan zerrelere, zerrelerden hücrelere, hayat sahiplerine, insanların, hayvanların, bitkilerin ve diğer canlıların heyet-i mecmuasına kadar bir intizam, bir mükemmellik, bir düzen, bir harikalık, bir ince sanat az bir dikkatle gözüküyor. Hasıl-ı kelam kesret dairelerindeki bu iş ve işlemler ve sıfatlar ve isimler bütün bu mahlukatın yaratıcısının var olduğuna, bir olduğuna ve birliğine; yani O’nun vahdaniyetine işaret ediyor.
ışte Cenab-ı Hak kesret dairesi olan şu dünya hayatı içinde varlığını, birliğini ve Vahdaniyetini ilan etmek istiyor. Her şey üzerinde mührü olduğunu göstermek istiyor. Bunun için de açıktır ki, şuurlu mahlukunu tercih edecek. Elbette ki şuurlu mahluku içinde bütün isim ve sıfatlarını gösterecek kabiliyette olan insanı seçecek. Elbette ki insanlar içinden; “ en mükemmel ve istidadı en yüksek ve ahlâkı ulvî ve nev-i beşere muktedâ olacak olanları tercih edecek. Elbette, dost ve düşmanın ittifakıyla, en yüksek istidatta ve en âli ahlâkta ve nev-i beşerin humsu ona iktidâ etmiş ve nısf-ı arz onun hükm-ü mânevîsi altına girmiş ve istikbal onun getirdiği nurun ziyasıyla bin üç yüz sene ışıklanmış ve beşerin nuranî kısmı ve ehl-i imanı mütemadiyen günde beş defa onunla tecdid-i biat edip ona dua-yı rahmet ve saadet edip ona medih ve muhabbet etmiş olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı tercih edecek ve etmiş”
ışte bu nedenle Üstad Hazretleri Mirac Risalesinde;
“Hem bütün âlemlerin Rabbi, kesret tabakatında vahdaniyetini ilân etmek istemesine mukabil, tevhidin en âzamı bir derecede, bütün merâtib-i tevhidi ilân eden, yine bizzarure o zattır” diyerek, Peygamberimizin yaşadığımız dünyadaki bu kesret tabakasında vahdaniyeti, yani Cenab-ı Hakkın varlık ve birlik delillerini ilan etmekle vazifeli olduğunu beyan ediyor.
ışte Peygamberimiz de bu ılahi vazifeyi bihakkın yerine getirerek bir çiçekte, bir böcekte, insanın simasında ve parmağının ucunda, bitkilerin meyvelerinde ve hayvanların tüm çeşitlerinde velhasıl şu dünya yüzündeki kesret tabakasındaki bütün tevhit delillerini ve vahdaniyeti Kuran yoluyla kör gözlere bile göstermiştir.
Hazret-i Üstad da bu asırda bütün mahlukat üzerindeki tevhit ve vahdaniyet mührünü Risale-i Nur yolu ile göstererek Kuran ve Resulullah’ın tam bir varisi olduğunu aleme ilan etmiştir. Bu sözümüze delil isteyenler 30.Lema, 7.şua, 33.Söz, 19:Mektub gibi nurun parlak bölümlerine bakabilirler.


ınşallah sualinize bir cevap olmuştur.
şayet değil ise sual ve açıklamalarınızı bekliyorum.

4

Saturday, February 14th 2004, 11:15pm

Allah risalelerden istifadenizi artırsın,Allah razi olsun inşallah okuyupta takıldığım yerlerde yine sizlerden istifade ederiz.

5

Monday, February 16th 2004, 8:25am

emrecam kardeşim;
Allah sizden de razı olsun. allah nurlara olan intisabınızı ebedi yapsın.
size elbette ki Risale-i nurlar konusunda her zaman yardımcı oluruz. biliyorsak biz cevaplarız, şayet bilmiyorsak bizde bilen birsine sorar öyle cevaplarız.

saygı ve selametle...

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread