Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

insirah

Meister

  • »insirah« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 518

Wohnort: istanbul

Beruf: NURolog

  • Nachricht senden

1

Freitag, 30. Juni 2006, 10:31

Zübeyir Gündüzalp'ın Afyon Ağır C.mahk.müdafaası

Zübeyir’in müdafaasıdır
Afyon Ağırceza Hâkimliğine,

Sorgu hâkimliğinde, "Sen Risale-i Nurun talebesiymişsin" denildi.

Bediüzzaman Said Nursî gibi bir dâhînin şakirdi olmak liyakatini kendimde göremiyorum. Eğer kabul buyururlarsa, iftiharla "Evet, Risale-i Nur şakirdiyim" derim.
Risale-i Nur’un emsalsiz müellifi Üstadım Bediüzzaman Said Nursî, müteaddit defalar gizli düşmanları tarafından iftira edilerek mahkemeye verilmiş ve hepsinde de beraat etmiştir. Risale-i Nur Külliyatı profesör ve ıslâm âlimlerinden müteşekkil bir heyet tarafından satırı satırına tetkik edilerek bu eserlerin fevkalâde bir vukufiyetle telif edildiği ve Kur’ân-ı Hakîmin hakikî bir tefsiri olduğunu bildiren raporlar verilmiştir. Hakikat böyleyken, yine neden mahkemeye veriliyor? Bu husustaki kat’î kanaatimi şu şekilde arz ediyorum:



Zira Risale-i Nur eserlerinde hak ve hakikatı görmüş, öğrenmiş ve inanmışız. Türk gençliği uyumuyor. Bu kahraman ıslâm Türk milleti başka bir devletin boyunduruğu altına giremez. Fedakâr Müslüman gençliği, sahip olduğu tahkikî ımân kuvvetiyle, vatanını sattırmaz. Dindar, cengâver Türk milleti ve imanlı, cesur Türk gençliği korkmaz. Onun içindir ki, bizi insanlık seviye ve seciyesinde en yüksek mertebelere çıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlayan ve biz gençlere din, vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda bütün mevcudiyetimizi feda ettirecek hakikî bir dinperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız.

Ahlâk, edep ve terbiye gibi en yüksek meziyetlere sahip olabilmek için, kuvvetli bir imana sahip olmak lâzımdır. ıman hakikatleri, Risale-i Nur’da gayet kuvvetli deliller ve açık misallerle anlatıldığı için, okudukça imanım kuvvetlenmişti

Risale-i Nur’uğrunda idam edileceksem, sehpaya "Allah Allah, yâ Resulallah" sadalarıyla koşarak gideceğim. Komünizme kapılıp dininden çıkan, ebedî felâketlere yuvarlanan ve vatan haini olarak kurşuna dizdirecek cürümlerden gençlerimizi koruyan Risale-i Nur’uğrunda kurşunla öldürüleceksem, o kurşunlara çekinmeden göğsümü gereceğim.

........................................................................... .......................


Dün akşam okudum bu mektubu,fefkalede etkilendim
Risale-i nur külliyatı içindeki şualar adlı kitaptan syf 468-474 arası..Ben paragrafları alıntı yaptım..

2

Freitag, 30. Juni 2006, 10:48

Risale-i Nur’uğrunda idam edileceksem, sehpaya "Allah Allah, yâ Resulallah" sadalarıyla koşarak gideceğim. Komünizme kapılıp dininden çıkan, ebedî felâketlere yuvarlanan ve vatan haini olarak kurşuna dizdirecek cürümlerden gençlerimizi koruyan Risale-i Nur’uğrunda kurşunla öldürüleceksem, o kurşunlara çekinmeden göğsümü gereceğim

hakikaten ben bunu diyebilecek kadar nur talebesi olmamışım.
Allah hakiki olmayı nasip ede.

insirah

Meister

  • »insirah« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 518

Wohnort: istanbul

Beruf: NURolog

  • Nachricht senden

3

Freitag, 30. Juni 2006, 22:25

Mustafa Sungur’un müdafaasıdır

Afyon Ağırceza Mahkemesine

ıddia makamı, benim de Nurcular cemiyetine dahil olup halkı hükûmet aleyhine teşvik ettiğim iddiasıyla cezalandırılmamı istiyor.
Evvelâ: Nurcular cemiyeti diye bir cemiyet yoktur. Ve ben böyle bir cemiyete mensup değilim. Ben bin üç yüz elli seneden beri her asırda üç yüz elli milyon mensupları bulunan ve kâinatın medar-ı iftiharı olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın kurduğu muazzam ve nuranî ve bütün insanlık için ebedî saadet ve selâmeti müjdeleyen kudsî ve ılâhî ıslâmiyet cemiyetine mensubum.


Risale-i Nur ise, kelime ve cümleleriyle nur-u Kur’ân’dan ve Nur-u Muhammedîden (a.s.m.) gelen ezelî ve ebedî bir Nur olduğuna şehadet ediyor. O da Kur’ân’a mensubiyeti ve has bir tefsiri cihetiyle ve bu itibarla semâvîdir, arşîdir.

şualar..devamı...

"Bâki ve güneş gibi ve elmas misilli hakikatler, fâni şahıslar üzerine bina edilmez ve fâni şahıslar o kıymettar hakikatlere sahip çıkamazlar" Bediüzzaman

Thema bewerten