You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

21

Thursday, August 24th 2006, 12:07pm

dersler

S:A derslerin hepsini dikkatle,canı gönülden takip ediyorum,kitapları da okuyorum ama sizin yazdıklarınızı okuyunca hem bilgilerimin artmasına.hemde daha da iyi anlamama vesile oluyor.katılanların hepsinden Allah razı olsun.
Biz nefse köle değil, Allaha kul olmaya geldik.

22

Friday, September 8th 2006, 5:26pm

Quoted from ""Abdulkadir Said""

Muhakkak....

ış yine, iman hizmetine dayandı. ınsana verilen yetenekler, duygular ve sair letaif hayra yönlendirilebilir ama temelde iman şuuru, ahiret ve haşir inancı, Cehennem korkusu, cennet umudu, yani tergib ve terhib yatıyor. Tergib ve terhib için ise Allah'a ve ahiret gününe iman gerekiyor.

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı hesabı, gideceğimiz kapı yine belli oldu, din için iman, iman için Nur hizmetinin kapısı.


kesinlikle imana, Allah korkusuna dayandığına inanıyorum. içki konusunda birşey aktarmak istiyorum,

hergün alkol alan ömründe bir gün olsun oruç tutmamış namaz kılmamış birisi 17 Ağustos 99 depreminde o şiddet anında evinden çıkıp ailesi ile beraber güvenli bir bölgeye gitmek üzere aracına bindiğinde ayağına içki şişeleri takılır o an dediği kelime "kim koydu bunları arabaya atın, hemen atın !! "
o an deprem değilde kıyamet koptuğunu öleceğini düşününce ilk kez içki şişesi görüyormuş gibi ondan kurtulmak için çaba sarfediyor. korkusu geçince de devam.

Rabbim hepimize hidayet nasip eylesin...

sizler kadar bilgili olmadığım için sadece okumakla kalıyorum. Tüm emekleriniz için Allah razı olsun.

23

Friday, September 8th 2006, 6:39pm

Az önce Nurcu bir kardeşi ziyaret ettim. Nasihatın tesirsizliğinin sebeblerini konuştuk.
Sıcak sıcak servis yapayım. :D

En güzel nasihat lisan-ı haldır. Lisan-ı kal tehlikeli ve meşakatli bir iştir. Ehil olmayanların dikkat etmesi gerekir. Zira, karşı taraf sizi tanıyorsa her nasihatinizde sizin kusurunuz aklına gelir. Yada bağlı olduğunuz cemaati nazara alarak tarafgirlikle sizi hafife alır.
Nasihat rıza-i ilahi için yapılırsa tesir ettirilir. Yoksa hırs-ı sevap ve taraftar toplamak maksatlı nasihatler boş çıkacaktır.
Nasihatte mecrayı düzeltecek sözler kullanmak gerekir. ıçki içme, demek yerine içki içmemenin yaralarını anlatmak daha etkil olacaktır.içki içmenin zararları dahi az anlatılır.
Bir de hiç bir cemaati kötülememek icab eder.

ışte -çok az ekliyerek- bunları konuştuk.

Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

24

Friday, September 8th 2006, 6:47pm

Allah razı olsun abimm sıcak servis için :)

Nekadar güzel söylemişsiniz bende bu gün annemle bu konuyu konuşmuştum tevafuk oldu :) insan haliyle tavrıyla bazı şeyleri öğretebilir elbette...yapmadığımız uygulamadığımız şeyleri nasihat olarak söylemek ne kadar doğru olabilirki! önce kendimiz amel edelim inşallah. Hani Nurları okurken de diyoruz ya önce nefsimize okuyalım diye önce nefsimiz bir acı çeksin işte ozman başkasına anlattığımzda tesiri olur..Bu konuda buna benzedi önce kendi nefsimize sözümüzü geçirelim ozman inş nasihatlerimiz tesirli olacak..

muhabbetle :)

25

Friday, September 8th 2006, 6:50pm

Ünlü Fransız tarihçi Renan'ın bir sözü çok düşündürücüdür:
"Kendi memleketinde peygamberlik(nasihat) zordur."

Çıkartılacak pek çok hisse vardır.Ben şunu çıkardım.

ınsanlar yakın çevrelerinde hareketelerine dikkat etmez.Her güzelin her şeyi güzel olamak gerekmez.Hem sürekli takip edilir, hep göz önündedir. Kusuru izhar olur. Nas bu kusurları nazara alarak nasihati kulağında tutar kalbine boşaltmaz. Çünkü, onu küçük görmektedir. Böyle durumlarda en güzel çare lisan-ı hal ile nasihattir ki dimağlarında eskide kalmış kusuratı silmek için faydalıdır. Kendi kusurunu görmekle düzeltip nasihat etmek en tesirli olandır.
Yani "ben oldum",diye hemen nasihate soyunmak bazen yarar yerine zarar verir.
Selam ve dua ile
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

26

Tuesday, November 13th 2007, 2:47am

ımam-ı Azam r.a.'ın " sakın bal yeme" kıssası vardır ya..ele talkın verirken, salkımı yutmakta, fayda verdirmiyor nasihatta..

27

Friday, February 22nd 2008, 2:51pm

Nasihlerin nasihatlarının tesir etmamesinin sebeblerine divan-ı harbi örfideki üstadimızın''Ben vaizleri dinledim.nasihatları bana tesir etmedi.Düşündüm .Kasavet-i kalbimden başka üç sebeb buldum.Birincisi;Zaman-ı hazırayı Zaman-ı salifeye kıyas ederek yalnız tasvir-i müddayı parlak ve mübalağalıgösteriyorlar.Tesir ettirmek için ıspat-ı müddea ve müteharri-i hakikatı ikna lazım iken,ihmal ediyorlar.ıkincisi;her şeyi tergib ve terhib etmekle ondan daha mühim şeyi tenzil edeceklerinden,muvazene-i şeriatı muhafaza etmiyorlar..Üçüncüsü;Belagatın muktezası olan hale mutabık,ilcaat-ı zamana muvafık,yani teşhis-i illete münasib söz söylemezler.Güya insanları eski zaman köşelerine çekiyorlar sonra konuşuyorlar.hasıl-ı kelam:büyük vaizlerimiz hem alim-i muhakkik olmalı,ta ispat ve ikna etsin;hem müdakkik olmalı ta muvazene-i şeriatı bozmasın.hem beliğ-i mukni olmalı,ta mukteza-i halve ilcaat-ı zamana muvafık söz söylesin.Ve mizan-ı şeriatla tartsın.Ve böyle olmak şarttır.''kısmını da ilave edersek herhal niçin tesir etmedikleri daha iyi anlaşılır.

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread