Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

insirah

Meister

  • »insirah« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 518

Wohnort: istanbul

Beruf: NURolog

  • Nachricht senden

1

Freitag, 3. März 2006, 23:24

Namazun hareketleri ne mana ifade eder?

Namazın Hareketleri Ne Mana ıfade Eder?

1961'lerde evrimciliğin iyice alevlendirildiği günlerdeydi. Rahmetli Hacı Nazif Çelebi Süleymaniye camiinde bir öğle namazı kıldırmış, turistler de etrafını alarak imam kıyafeti içinde iken kendisine suallar sormuşlardı. Bunlar itirazcı suallerdi. Kimi, insanın maymundan geldiğini iddia etmek istiyor;kimi de, "seyrettiğimiz namazınızda niçin ayakta duruyor,eğiliyor, başınızı yere koyuyorsunuz. Bunun ne manası var?

Bizim gibi sandalyeye oturun, papazın duasını dinleyin yeter", diyordu.

Rahmetli Hacı Nazif'in bunlara verdiği cevaplar hiç aklımdan çıkmaz.
Ruhunu şad etmek niyetiyle size de arz edeyim seneler sonrasında.

Evrimci turiste dönerek konuşan Çelebi, şöyle dedi: - Biz namazımızda önce ayakta, sonra rükûda, sonra da secdede oluyoruz.

Bunun bir hikmet ve manası şudur.Ayakta iken ilk insan ilk babamız Âdem'in (elif)ini yazarız. Bununiçin (elif) harfi gibi dimdik, upuzun dururuz. Sonra rukûa eğiliriz. Bununla da Âdem'in (dal)ını yazmış oluruz.

Geriye(mim) kalır. Onu da yere başımızı koyar, (mim) gibi olur öyle yazarız. Böylece her namazda babamız, Âdem'in adını yazar,maymundan geldiğimizi iddia edenleri fiilen reddetmiş oluruz. Bunun için maymunculuk iddiası bizde tutunamaz. ıkincisine gelince: Namazımıza ilk başladığımızda ayakta iken Rabbimizin üzerimizde tecelli eden sayısız nimetlerini düşünür, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve şükranla eğiliriz.

Ancak bu eğilmeyi de kafi bulmayız, sonra kalkıp başımızı yere koyar, başımızla da minnetimizi dile getirmiş oluruz. Başımızı şunun için yere koyarız. Baş bedenin tümünü de idare eden en yüce varlığımız, en kıymetli organımızdır. Bununla demiş oluruz ki:

- Ey Rabbimiz, varlığımızın en kıymetli kısmı başımızdır. ışte huzurunda başımızı dahi yerlere sürüyor, sana olan minnet ve şükrümüzü en kıymetli varlığımızı yerlere koymakla ifade ediyoruz. şayet başımızdan daha kıymetli bir organımız olsaydı onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve şükrümüzü onunla da ifade etmek isterdik.

Bu açıklamalardan sonra rehber turistin cevabı şöyle oldu:

- Tamam tamam. Biraz daha anlatırsan grubumuza burada namaz

kıldıracaksın. Bu sırada turistin biri Çelebi'ye yaklaşıp sordu:

- Bundan sonraki namazınız saat kaçta olacak? Anlattığınız manada bir namazı ben de aranıza karışıp kılmak istiyorum. Bana çok uygun geldi bu anlayış içinde ayakta durmak, eğilmek, başı yerlere koyup Yaradan'a minnettarlığını ifade etmek. Bence de ibadet budur.

2

Montag, 6. März 2006, 07:57

Elinize sağlık, Allah razı olsun.
şahsen çok duygulanıyorum secde etme meselesinde. Alnını yere koymak, secdeye kapanmak bu aciz insanın ulaşabileceği en üst nokta. Müminin miracının da en üst noktası sanki.

3

Donnerstag, 9. März 2006, 22:00

bence din düşmanlarının her dediğine ehemmiyet vermemek lazım. amaçları üzüm yemek değilde bağcıy dövmek olunca böyle gülünç sözler söylüyorlar.

insirah

Meister

  • »insirah« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 518

Wohnort: istanbul

Beruf: NURolog

  • Nachricht senden

4

Donnerstag, 9. März 2006, 22:23

Zitat von »"hy120"«

bence din düşmanlarının her dediğine ehemmiyet vermemek lazım. amaçları üzüm yemek değilde bağcıy dövmek olunca böyle gülünç sözler söylüyorlar.


zaten kişi öğrenmek için mi eleştirmek için mi sorduguunu belli ediyor
ahmaka sukut lazım oluyor bazen

MıRZASAıD

Fortgeschrittener

Beiträge: 319

Beruf: tecavüz değil tedafüdür.Hem tahrip değil, tamirdir. Hem hâkim değiliz, mahkûmuz

  • Nachricht senden

5

Mittwoch, 4. April 2007, 21:39

bu yazıyı ekleyecektim..aratma yaptım eklemişsnz kardeşim..

Allah razı olsun nekadar güzel anlatılmış değilmi..ne güzel..

selametle..
Zübeyir Gündüzalp diyor ki: "Dünyada huzur ve rahat mı arıyorsunuz? Ukbada saadet mi istiyorsunuz? Risale-i Nur okuyunuz.

Thema bewerten