You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

emir mithat

Intermediate

  • "emir mithat" started this thread

Posts: 470

Location: ankara

  • Send private message

1

Saturday, August 27th 2005, 7:36pm

Son peygamber ve onu görmeyenler hakkında bir sual

Efendimizin peygamberliğini göremeyen,onun son son peygamber olduğunu görmeyenlerin durumu ne olucak??bide Efendimiz dünyaya gelmeden herkes efendimizin geleceğini onun son peygamber olcağını biliyomuydu?

2

Saturday, August 27th 2005, 7:53pm

19.Mektub'da, Hz.Peygamber aleyhissalatu vesselâm dünyaya teşrif etmeden önce, ondan haberdar olanlardan genişce bahsedilir, bu da nübüvvetine (peygamberliğine, nebiliğine) delil gösterilir. Kâhinler, cinler, Hrıstiyan ve Yahudi gibi ehl-i kitap alimlerinin onu tanımak için yarışmasından bahsedilir.

Kısaca, bir son peygamber geleceği biliniyordu, ama onu arayış veladetinden (doğumundan) sonra hadd safhaya ulaştı. Sırtındaki / omzundaki nübüvvet mührü ise onun Nebiyy-i Ahirzaman a.s.m. olduğuna dair, en zahir işaretlerden biriydi.

Siyer kitaplarından hatırladığım kadarıyla, Selman-ı Farisi r.a. , Hrıstiyan bir rahipten onun özelliklerini öğrenmişti, o rahip ona, şöyle şöyle yerde doğup, şöyle şöyle yere hicret edecek, orada hurmalıklar olacak diyerek Mekke ve Medine'yi tarif etmişt ve nübüvvet mühründen bahsetmişti. O ise, bir Yahudi'nin kölesiydi, Medine'ye gelince, orasının bu hurmalık olduğunu farketti. Bir zatın (a.s.m.) da iddia-yı nübüvvet ettiğini duyunca, Hz.Peygamber a.s.m. ashabla konuşurken yanlarına geldi. Hz.Selman-ı Farisi r.a., iyice tatmin olmak için, nübüvvet mührü olan "ben"i görmek için gayret sarfediyordu ki -rivayetlere göre- Hz.Peygamber a.s.m. zaten tam kapalı bir elbise giymiyordu, biraz elbisesini açarak, onun mührü görmesini sağladı ve Selman-ı Farisi r.a. orada sahabi oldu.

Bu şekilde, sahabi olanlar var, ama Abdullah bin Selam r.a. gibi, onu a.s.m. görüp de, "Vallahi bu simada yalan yok." diyerek teslim ve müslüman olanlar da çok. Özellikle ehl-i kitap önceden onun geleceğini biliyordu, gelişini intizar ediyordu. En çok ise, bu işin ilmini didik didik eden Yahudiler, bu konuda maharetlilerdi, vakit yaklaştıkça etrafa Son Peygamber a.s.m. gelecek diye haber yayıyorlardı. Ama son Nebî a.s.m., Yahudilerden değil de, Araplardan çıkınca, pek de memnun olmadılar tabii.

Hz.ısa a.s. ile Hz.Muhammed Mustafa a.s.m. arasındaki 600 yıllık devre, alimler Fetret devri derler, bu konuda muhtelif fikirler var, yani kim ehl-i necattır, kim değildir, kim mes'uldür. Ama umum kanaat, bu fetret devrinin, mes'uliyeti bir ölçüde kaldıracağı yönündedir.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Fahri Avcu

Intermediate

Posts: 496

Location: Almanya

Occupation: isci

Hobbies: bilgisayar

  • Send private message

3

Sunday, August 28th 2005, 12:38pm

Re: bir soru daha..

Quoted from ""emir mitat""

Efendimizin peygamberliğini göremeyen,onun son son peygamber olduğunu görmeyenlerin durumu ne olucak??

Kendi zamaninda gelen peygambere ittiba ederse kurtulur.yok peygaber gönderilmemisse ceza yok mükafat varmi bilmem.

Quoted from ""emir mitat""


bide Efendimiz dünyaya gelmeden herkes efendimizin geleceğini onun son peygamber olcağını biliyomuydu?


Herkes bilmiyordu,zaten Hatice validemiz dahi Efendimizin peygamberliğini Magrada Cebrail Aleyhiselam vahiy getirdikkten sonra ögrenmistir.Peygamberligini ilan etmesi bile 2-3 yil sonra olmustur.

4

Sunday, August 28th 2005, 3:04pm

Re: bir soru daha..

Quoted from ""Fahri Avcu""

Herkes bilmiyordu,zaten Hatice validemiz dahi Efendimizin peygamberliğini Magrada Cebrail Aleyhiselam vahiy getirdikkten sonra ögrenmistir.Peygamberligini ilan etmesi bile 2-3 yil sonra olmustur.


1- şamlı Rahip Bahira kimdir?

Hz.Peygamberi a.s.m. alametlerinden tanımıştır, dedesi Abdulmuttalib'e, "Bu çocuğu götür, ileride peygamber olacaktır, Yahudiler de onu tanırsa, kötülük ederler." demiştir.

2- Hz.Peygamber a.s.m. mağaradan döndükten sonra, titrer ve irkilmiş bir vaziyettedir. Yine, adını hatırlayamadığım, (Hz.Hatice r.a. validemizin amcası olabilir) bir rahip, "Bunlar peygamberlik alametidir, sen son peygambersin." demiştir.

3- ılan etmekten murad nedir, onu tartışmak gerek, ilk yıllarında, Kureyş içinde anlatıyordu. Etrafında az da olsa sahabi vardı.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Fahri Avcu

Intermediate

Posts: 496

Location: Almanya

Occupation: isci

Hobbies: bilgisayar

  • Send private message

6

Sunday, August 28th 2005, 7:23pm

müminlerin daha cok az oldugundan saldirilara maruz kalmamalari icin hemen peygamberiligini ilan etmedigini duymustum.

7

Sunday, August 28th 2005, 8:27pm

Quoted from ""[url=http://www.beyan.com.tr/arsiv/eylul2004/sunnet.htm"

Beyan Dergisi - Eylül 2004 - Sünnete ıttiba [/url]"]Ben Mekke’de
yokken neler oldu?
Mekke'de tandır kızışmaktadır. Muhammed'in, Sallallahu Aleyhi ve Selem, yeni bir din ile ortaya çıktığı haberi hızla yayılmakta, yayıldıkça da ilgi artmaktadır. Mekke'nin ileri gelenleri bir karar aşamasına varmak üzeredirler. Onlar Kâinatın Efendisi'nin en yakın arkadaşı ve dostu olan, aynı zamanda da Mekke'nin en hatırı sayılır kişileri arasında bulunan Ebû Bekir'i beklemektedirler.
Ebû Bekir'in de içinde bulunduğu bir meclisin alacağı kararın uygulanırlığı daha kolay olacaktır. Bu düşünceler içinde bulundukları bir sırada Ebû Bekir çıkagelir.............
...................

ılk kan
Kâinatın Efendisi mü'minlerle birlikte namaz kılacağı zaman tenha yerleri, Mekke'nin çevresinde bulunan dağların eteklerini tercih ederlerdi. Yine gizlice namaz kıldıkları bir gündü. Müşriklerden bir grup da oradan geçmekte idi. Kâinatın Efendisi ve arkadaşlarının namaz kıldıklarını görünce onlara sataştılar, alay ettiler hatta saldırıda bulundular. Mü'minler de müşriklere mukabelede bulundular. Mü'minlerin arasında bulunan Sa'd b. Ebû Vakkas eline geçirdiği bir deve kemiği ile bir adama vurdu. Adamın başı yarıldı, başından kan aktı. ıslâm adına akıtılan ilk kan bu kandır.



Buradan anladığımız kadarıyla ilk yıllarda, Mekke'de hızla yayılmış ve duyulmuş.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Master

Posts: 1,694

Hobbies: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Send private message

8

Monday, August 29th 2005, 12:41pm

Fahri abinin demek istediği herhalde perde altından yani açık bi şekilde tebliğ etmek olsa gerek... ilk yıllarda benim de bildiğim kadar peygamberimiz açık bir şekilde tebliğ etmiyordu....
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

emir mithat

Intermediate

  • "emir mithat" started this thread

Posts: 470

Location: ankara

  • Send private message

9

Monday, August 29th 2005, 7:55pm

zaten Efendimizin gelecei incil ve tevratta'da çok bariz bi _ekilde belirtilmi_
o zaman bilenler çounlukta?incil ve tevrattan bulabilirsem yazacam selametle..

emir mithat

Intermediate

  • "emir mithat" started this thread

Posts: 470

Location: ankara

  • Send private message

10

Tuesday, August 30th 2005, 6:26pm

yuhanna incilden bir ayet:mesih:ben, benim ve sizin Rabbinize gidiyorum. taki size Tevil'i getirecek olan farakliti göndersin" dedi.

*yuhanna incili bab:14.ayet 15 ve 16 da şöyle deniliyor:
"eğer beni seviyorsanız ,emirlerimi tutarsınız.ben Rabbe yalvsaracağım ve o size başka bir tesellici ,hakikat ruhunu verecektir;ta ki daima sizinle beraber olsun."
*yuhanna incili bab:14, ayet 30 da şöyle denmektedir:
"mesih şöyle dedi:artık ben sizinle çok söyleşmem çünkü bu alemin reisi geliyor .bende asla o'nun nesnesi yoktur.."

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread