Muhabbet Fedâileri

www.sorularlarisaleinur.com ya da www.sorularlaislamiyet.com a sorabilirsiniz,

Ya da, bize gerekli alntıları yaparsınız, biz de muhakeme ederiz, araştırma yapmaya çalışırız, meatteessüf, elimde Rumuzat-ı Semaniye adlı risale yok, ilm-i kelâm alimi Nesefî'nin görüşleri hakkında da cahilim, ama onun görüşleri hakkında başvurabileceğimiz kaynakları bize gösterirseniz, biz de öğrenmek isteriz.

Asagidaki kitap Ustadin yazilarinda ilham kaynagi olan kendisinden onceki Islam alimleri ile ilgili guzel baglantilar var...

ıslâm düşünce geleneği açısından Bediüzzaman / Bünyamin Duran

Sordugunuz soru ile ilgili bilgi veriyor mu bilmiyorum. Ama inshallah yine de herkese tavsiye edilebilecek turden bir kitap..

Dediginiz konuyu da inshallah arastiracagim. Elde edebilirsem de bahsi gecen Risaleyi okuyup fikirlerimi sizlerle paylasmaya calisacagim inshallah...

hurmetler
Barish

Zitat von »"Rft"«

Kader-i mubrem ne demek, ve Rumuzat-i Semaniyedeki yaklasimi Nesefi'nin ehli sunnet itikadina ne kadar mutabik?

offf yaa, sorularim burda da cevapsiz kalirsa, artik cildiracam.

Dediğiniz mesele, "Rumuzat-ı semaniyenin" hangi nüshasında hangi sahifede geçiyor.? ben hatırlayamadım. veyahut ilgili pasajı buraya yazarmısınız.
"Rumuzat-ı semaniye" de bir "ecel-i Mübrem" "ecel-i muallak" meselesi vardı. onu mu kasteddiniz.?
daha açıklayıcı yazarsanız belki yardımcı olabiliriz.

ECEL Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * ıleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür.
ECEL-ı FITRÎ Her mahlukun yaradılışı itibariyle Cenab-ı Allah (C.C.) tarafından tayin olunan vasati ömrü. * Biyolojik ömür.
ECEL-ı KAZÂ (Bak: Ecel-i mübrem.)
ECEL-ı MEV'UD Mukadder olan ölüm. şüphesiz gelecek olan ölüm.
ECEL-ı MUALLAK Levh-i Mahv ısbat'ta mukadder olarak yazılı, bâzı şartlarla mukayyed olan ecel. Ecel-i müsemma.
ECEL-ı MÜBREM Elinden kurtulunması mümkün olmayan, kaçınılmaz olan ecel.
ECEL-ı MÜSEMMA f. Muayyen bir zamana kadar, Allah'ın takdir ettiği ölüm.

Sorular icmalliklerinden çok muğlak kalmışlar. Onun için cevaptan ziyade cevap denemesi mahiyetinde şunu söylemek istiyorum: Mübrem cebr manasında olduğundan, kader-i mübrem veya ecel-i mübrem denildiğinde "değişmeye kabil değildir" vurgusu yapılmış akla gelmeli. Yani -mesela- kader-i mübrem, levh-i mahfuz-u ezelîdeki değişme ihtimali olmayan ve kazası katiyyen vaki olacak olan kaderdir. Muallak kader yahut ecel-i muallak için ise levh-i mahfuz-u ezelîyi değil levh-i mahv ispatı kasdederek bir planın varlığını ifade ediyoruz. Levh-i mahv ispat ise "Allah dilediğini mahv, dilediği şey'i de isbat eder" (Sure-i Ra'd:39) ayetinden ahz edilmiş değişken bir levhdir. ıkinci şık sual ise gaybtan bahsin ne derece akideyle örtüştüğü ile ilgili ise, önce 8. lem'a müdakkikane okunmalıdır. Bu sualleri Risale-i Nur hall etmiştir. Kelamımız nakıs ve israf olur.

Unutmadan şunu söylemekte de fayda var: Değerlendirmelerimiz Hz. Üstadın ilm-i imanilerine müsteniddir. Levh-i mahv ispat her müçtehidçe mustamel olmadığı gibi, Levh-i Mahfuz'un değişebilir olduğuna kâni olan yahut ecel-i muallak gibi terimleri "meleklere kaderin şartlarının esbabını bildirmez" gibi tariklerle tefsir eden müçtehidler de mevcuttur. (Yani imanî noktadaki müçtehidleri kasdediyorum.) Dolayısıyla tariflerimize onların görüşeri nokta-i nazarından itiraz gelmemeli. Sonra biz iman noktasında Ustad'ın içtihadlarına uymaktayız, dolayısıyla Ömer Nesefi'ye yahut Imam-ı Râzi'ye uymayan noktalar da olabilir. ıkinci şık suale böyle de yaklaşmak lazım.