Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Dienstag, 28. Juni 2005, 13:02

Ey aziz kardesim bil ki!..

Ey aziz kardeşim bil ki!


ınsan kalben ve fikren ilahi hakikatlere bakıp düşündüğü zaman, bilhassa namaz ve ibadet sırasında, gerek şeytan tarafından, gerek nefis tarafından pek fena, pis ve çirkin vesveseler, hatıralar, sinekler gibi kalbe, akla hücum ederler.



Bunların def’iyle uğraşan insan, o vesveselere mağlup olur.

Onları mağlub edip kaçırmanın çaresi;



Müdâfaayı terkedip, onlarla uğraşmamaktır..



Evet, arılar ile uğraşıldıkça, onlar hücumlarını arttırırlar..

Onlara karışılmadığı takdirde, insanı terkeder giderler..

Hem de bil ki;



O gibi vesveselerin,

Ne yüce hakikatlere ne de senin kalbinebir zararı yoktur..



Evet, pis bir menzilin deliklerinden semânın yıldızlarına, cennetin gül ve çiçeklerine bakılırsa, o deliklerdeki pislik, ne bakana ne de bakılana bulaşmaz. Ve kötü tesir etmez..



Çünkü;



O çirkin sözler senin kalbinin sözleri değil..



Çünkü senin kalbin ondan üzüntü duyuyor ve şikayetçidir..



Belki kalbe yakın olan (lümme-i şeytaniyeden) şeytan üssü’nden geliyor..



Mesela sen namazda, Kâbe karşısında, ilahi huzurda Kur’an ayetlerini tefekkür ederken, şu tedâi-yi efkâr- yani fikirlerin birbirini çağrıştırması-

Seni tutup en uzak, en boş ve en faydasız şeyleri düşünmeye sevkeder..



şeytanın bundan maksadı şudur ki, insan umutsuzluğa düşsün ve;



“Eyvah! Kalbim ne kadar bozulmuş.. Artık benden adam olmaz” desin.



Böylelikle yapabildiğini de bıraksın ve onun oyuncağı olsun..



Senin başın da böyle şeytanî çağrışımlara mübtelâ ise;



Sakın telaş etme!..



Uyanışa geldiğin anda dön!



“Aman ne kusur ettim” deyip araştırma!



Meşgul olma!



Ta ki o zayıf münasebet, senin dikkatinle kuvvetlenmesin..



Bil ki;



Aynanın içindeki yılanın timsali ısırmaz,



Ateşin misali yakmaz,



Ve necasetin görünmesi aynayı pislendirmez..



Bu tür çağrışımlar genelde zararsızdır ve bile isteye olmadığı için mes’uliyet yoktur..



Nasıl ki, senin kalbinde bir şeytan üssü, bir de melek üssü vardır..



Nasıl ki, iyiler ile kötülerin bir meskende durmaları zarar vermez..



Öyle de bu tür çağrışımlar yoluyla, istemediğin pis hayaller gelip, nezih düşüncelerin içine girse, zarar vermez.



Ancak; kasden olursa ve de zarar zannıyla onunla çok meşgul olunursa o zaman zararlı dokunur..



SÖZLER_21.Sözün 2. makamı – Mesnevi-i Nuriye sayfa;96

Beiträge: 997

Wohnort: bursa

Hobbys: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Nachricht senden

2

Dienstag, 28. Juni 2005, 16:35

ALhha razı olsunda yazıların aralarında bu kadar aralık koymasanız olmaz mı?
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

3

Dienstag, 28. Juni 2005, 22:30

Paylasiminiz icin Allah razi olsun,
güzel bir paylasim,Yüregine saglik
şu gecenin sabahı, şu kışın baharı,
ne kadar muhakkak ve kat'i ise Haşr'ın sabahı, berzah'ın baharı da o kadar muhakkak ve kat'idir.

4

Mittwoch, 29. Juni 2005, 09:47

Allah razı olsun

Thema bewerten