You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

nurunözü1

Professional

  • "nurunözü1" started this thread

Posts: 997

Location: bursa

Hobbies: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Send private message

21

Friday, April 1st 2005, 12:59pm

ılk olarak penguen sayısının çıkardığığı tayyipler alemi.Bu kapak yüzünden Tayyip Erdoğan mahkeme açmıştı..

http://www.penguen.com/kapak.asp?gun=20050307

Daha sonraki penguen sayısında çıkan bir kapak daha :D

http://www.penguen.com/kapak.asp?gun=20050314

Ve penguen dergisinin mahkemelik oldukları halde inadına çıkarmış olduğu son kapak...

http://www.penguen.com/kapak.asp?gun=20050330


Buda leman dergisinin son çıkarmış olduğu kapak

http://www.leman.com.tr/leman.html

Alkan

Master

Posts: 1,694

Hobbies: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Send private message

22

Friday, April 1st 2005, 1:18pm

Selamın Aleykum

ben Başbakanın arkasındayım benim de boyle kuyruklu veya kedi şeklinde çizseler bende mahkemeye verirdim insanın da bir onuru. var..yani bir de başbakanımız...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

rejume

Trainee

Posts: 151

Occupation: Öğrenci

  • Send private message

23

Friday, April 1st 2005, 7:13pm

ifade özgürlüğü

Quoted from ""alkan_unal""

ben Başbakanın arkasındayım benim de boyle kuyruklu veya kedi şeklinde çizseler bende mahkemeye verirdim insanın da bir onuru. var..yani bir de başbakanımız...

burası da özgür bir ülke. her özgür ülkede böyle şeyler olur. buna ifade özgürlüğü denir. öyle çizildi diye o kişi öyle olacak diye birşey yok. başbakan olmak kolay değil. her türlü tepkiye hazır değilse o kişi başbakan olmamalı.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

24

Friday, April 1st 2005, 8:25pm

Başbakana bu konuda hak veriyorum, kişiye böyle hoşlanmadığı şaka yapılmaz, kaldı ki; şaka değil, tahkir ve inatlaşma boyutu var işin, özgürlük değil kul hakkına tecavüze benziyor bu. O resimlerini çizenin evlad-ü îyal ve akraba-i taallukatını envaı çeşit mahlukat şeklinde dalga geçerek çizsem acaba beni hoşkarşılarlar mıydı?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Master

Posts: 1,694

Hobbies: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Send private message

25

Friday, April 1st 2005, 8:39pm

Selamın Aleykum

Quoted from ""Abdulkadir Said""

Başbakana bu konuda hak veriyorum, kişiye böyle hoşlanmadığı şaka yapılmaz, kaldı ki; şaka değil, tahkir ve inatlaşma boyutu var işin, özgürlük değil kul hakkına tecavüze benziyor bu. O resimlerini çizenin evlad-ü îyal ve akraba-i taallukatını envaı çeşit mahlukat şeklinde dalga geçerek çizsem acaba beni hoşkarşılarlar mıydı?


katılıyorum
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

nurunözü1

Professional

  • "nurunözü1" started this thread

Posts: 997

Location: bursa

Hobbies: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Send private message

26

Friday, April 1st 2005, 9:29pm

Kardeşler yine penguen dergisinde çıkan karikatürlerden birini daha anlatmaya çalışayım....
Tayyip Erdoğa nın not defteri

AB
Türban ne olcek?
Partiden istifalar
vs
vs
pengueni mahkemeye ver (bunun önüne tik konulmuş yani konu halledilmiş.Diğer meselelerde gelişme yok :!: :!: )

Açıkçası bende konuya mizah yönünden bakıyorum.şimdiye kadar sadece Tayyip Erdoğan çizilmedi ki bu dergilerde...Kuzenlerim tarafından düzenli alınan bir dergi olduğu için biliyorum mesele yine yakın bir zamanda Deniz Baykal ile ilgili bi karikatür vardı o daha kötüydü.Bu isimleri çoğaltabiliriz tabi Bülent Ecevit özellikle ve bir çok siyasetçi...Neyse kişisel sorunu kendisinin.....

27

Friday, April 1st 2005, 10:52pm

şAKA

Güldürmek veya eğlendirmek kasdı ile söylenen söz veya yapılan davranış, latife, mizah.

ınsan şahsiyetini, onurunu rencide eden bütün söz ve hareketler, kul hakkını çiğnemektir. Toplum düzeni, bütün fertlerin haklarına riayet ve onlarla ünsiyet etmekle, görüşüp anlaşabilmekle sağlanır. Kendi hakkının çiğnenmesini arzu etmeyen insanın, bir başkasının hakkını gözetmesi kaçınılmazdır. Hukuka riayeti temin için Yüce Allah, insanların mallarına tecavüzü haram kıldığı gibi, insan şahsiyetini kırıcı olan her türlü alayı, gıybet, yalan, iftira, dedikodu ve benzeri sözlü tecavüzleri de haram kılmıştır. Bu cümleden olmak üzere çoğu kere muhatabı küçük düşürecek şekilde yapılan fiilî ve sözlü şakalar da Hz. Peygamber'in hadîsi ile yasaklanmıştır:

"Kardeşinle mücadele ve şaka etme" (Tirmizî). Mizahı çok yapan bazı sahabe hakkında Kur'anî hüküm de (el-Hadîd, 57/16) nazil olmuştur.

Yalanla eş anlamlı şakalar, bizzat yalan olduğu için haramdır. Ancak şaka, yalan, alay, hakaret gibi aşağılayıcı manada olmamak ve aşırı gitmemek kaydıyla yapılırsa buna müsaade edilmiştir.Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının arkadaşlarıyla şakalaştığı görülmüştür.

Ebû Hureyre'den:
Ashab, Rasûlullah'a, "Ya Rasûlullah, sen de bizimle şaka yapıyorsun" dediler. Rasûlullah, "Ben sadece doğruyu konuşurum, haktan başka bir şey söylemem" (Tirmizî, Birr, 57) buyurdu.

ıbn Abbas'tan:
Bir adam, "Allah Rasûlü şaka yapar mıydı?" diye sordu. "Evet" diye cevap verdim. "Peki Rasûlüllah nasıl şaka yapardı?" deyince "Hz. Peygamber (s.a.s) hanımlarından birisine geniş bir elbise giydirdi . "Bu elbiseyi giy, Allah'a şükret, eteğini de gelin eteği gibi sürü" buyurdu, dedim."

Hz. Enes'ten:
Allah'ın Rasûlü, insanların en güzel ahlâka sahip olanı idi. Ebu Umeyr adında bir kardeşim vardı. Rasûlüllah gelip kardeşimi görünce "Ebû Umeyr, kuş ne yapıyor?" diye sorardı. Kardeşim kuşla oynardı. Bazı namaz vakitlerinde Rasûlüllah bizim evde olur, bir seccade serilmesini emreder, seccadeyi süpürür ve sular, sonra üzerinde namaza dururdu. Biz de arkasında namaz kılardık. Seccade, hurma lifinden yapılmıştı.

Enes b. Mâlik'ten:
Bir adam, Rasûlüllah'ın yanına geldi, onu devesine bindirmek istedi, Rasûlüllah da,
"Biz de seni dişi devenin yavrusuna bindirelim" dedi. Adam, "Ya Rasûlüllah, devenin yavrusuna nasıl bineyim?" diye sorunca, Rasûlüllah, "Bütündeveleri dişi deve doğurmaz mı?" buyurdu .

Hz. Enes'den:
Zahir adında bir bedevî, çölden Rasûlüllah'a hediyeler
getirmişti. Dönüp gitmek isterken, Rasûlüllah da ona hediyeler verdi ve; "Zahir, bizim çölde yaşayanımızı temsil eder, biz de onun şehirde yaşayanını temsil ederiz" buyurdu. O, çirkin biri olduğu halde, Rasûlüllah onu çok severdi. O, alışveriş ederken Rasûlüllah arkasından gelir, onu kucaklar, kendisini adama göstermez ve "Ben kimim?" diye sorardı. Adam döndüğü zaman Rasûlüllahı tanır, sırtını Rasûlüllah'ın göğsünden ayırmazdı. Rasûlüllah "Bu köleyi kim satın alacak" diye sorar, adam da "Ya Rasûlüllah, o halde beni değersiz buluyorsun" derdi. Rasûlüllah (s.a.s) "Allah katında değersiz değilsin, onun katında değerin yüksektir" buyururdu.

Enes (r.a)
"Rasûlüllah hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısıydı" demiştir. Peygamberimiz (s.a.s) fazla tebessüm etmeyi ve nezaketle şaka yapmayı severdi.

Aişe vâlidemiz anlatır:
"Bir gün Allah'ın resûlu benimle koşarak yarıştı ve ben kendisini geçtim. Zamanla şişmanladığımda benimle tekrar koştu ve bu sefer beni o geçti."

Yine bir gün Âişe vâlidemizle Hz. Sevde annemiz Peygamberimizle bir yemekte bulamaç aşını yerken Sevde (r.a) "Bu yemeği sevmiyorum" dedi. Âişe (r.a): "Yemezsen yemeği yüzüne sürerim." dedi Bu konuşma esnasında önce Hz. Âişe, Hz. Sevde'nin yüzüne, sonra Hz. Sevde, Hz.Âişe'nin yüzüne birer parmak bulamaç sürerek şakalaşmışlar, Hz. Peygamber de bunları devamlı bir gülümsemeyle izlemiştir.

Hz. Süheyb anlatıyor:
Gözüm ağrıdığı halde hurma yiyordum. Bunu gören Hz. Peygamber: "Gözün ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun?" dediler. Ben de: "Ey Allah'ın Rasûlü, ben ancak ağrımayan tarafla yiyorum" cevabını verince Rasûlüllah azı dişleri görünecek derecede tebessüm ettiğini gördüm.

Sahâbe'den
Nüeyman el-Ensarî (r.a) şakacı bir kimseydi. Medine'ye tâze meyve ve süt gelince hemen onlardan alıp Rasûlüllah'a getirerek "Ey Allahın Rasûlü, bunu senin için satın aldım ve sana hediye ettim" derdi. Birkaç gün sonra malın sahibi Nüeyman'dan malının bedelini istediği zaman, o kişiyi Resûlüllah'a getirip: "Ey Allah'ın Resûlü, şu adamcağızın mallarının bedelini versene" derdi. Rasûlüllah da "Ey Nüeyman, sen onu bize hediye etmedin mi?" diye
sorduklarında, Nüeyman: "Ya Rasûlüllah, alırken onun parası yanımda yoktu. Senin de ondan yemeni istiyordum, onun için alıp getirdim" deyince, Rasûlüllah güler ve parasını verirdi.

ışte bunlar sevimli şakalardır. Sınırları taşmamak, başkasını incitmemek şartıyla arada sırada bu tür şaka yapmak müstehaptır. Az ve yerinde olan şakayı Peygamber Efendimiz de tasvip etmişlerdir. Ancak, şakaların devamlı yapılmasından sakınmak gerekir. Bir kısım mübahlar vardır ki onlara devam edildiği takdirde günaha dönebilirler. şakanın eziyet, sıkıntı verici ve rahatsız edici olanı yasaktır.

Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının yaptığı bu tür şakalar, kırıcı ve yalan cinsinden olmayan şakalardır. Böylesi şakalar ise insanlar arasında muhabbeti arttırır. Ancak her işte olduğu gibi şakada da aşırı gitmemelidir.

El şakaları ve öldürtücü, yaralayıcı aletlerle yapılan şakalar tehlikeli olabileceğinden yasaklanmıştır. "Her kim kardeşine -isterse ana baba bir kardeşi de olsa- (korkutmak üzere) demirle işaret ederse, onu bırakmaya kadar melekler o kimseye lanet ederler. " "Sakın sizden biriniz (din) kardeşine silah ile işaret etmesin. Çünkü işaret eden kimse bilmez ki belki şeytan o silahı elinden kaydırır, işaret edilen adamı vurur da bu yüzden cehennemden bir çukura yuvarlanır”
(Riyâzu's-Salihîn, III, 293).
(Ebû Davud, Edeb, 84,85,149,7; ıbn Mâce, Cihad, 40; Ahmed b. Hanbel, II, 352, 364, 3/67, 5/32)
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

Alkan

Master

Posts: 1,694

Hobbies: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Send private message

28

Sunday, April 10th 2005, 3:46am

Felçli genç düşünce gücüyle TV çalıştırıyor

Felçli genç düşünce gücüyle TV çalıştırıyor



Boynundan aşağısı felç olan Matthew Nagle, beynine yerleştirilen çip sayesinde, çevresindeki bazı aygıtları düşünce gücüyle hareket ettirebiliyor

BrainGate adlı çip, Nagle'in beynine ABD'nin Massachusetts eyaletindeki New England Sinai hastanesinde Prof. John Donoghue ve ekibi tarafından 3 saat süren operasyonla yerleştirildi. Nagle'ın beynine yerleştirilen çipin yakaladığı beyin dalgaları, bilgisayardaki özel bir yazılımla deşifre edildi.

Odasındaki elektronik aygıtlara eklenen yazılımlar sayesinde felçli genç, sadece düşünerek televizyonunu açıp kapıyor, kanal değiştirip ses ayarlayabiliyor.

hürriyet
gerçi bu bolume pek uymadı ama sonuçta ilginç
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread