You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

1

Thursday, October 3rd 2013, 3:11pm

Karagöz İle Hacivat: Ekmek

Bursa sokaklarında gezip dolaşan Karagöz ile Hacivat, Pınarbaşı Meydanı’na geldiklerinde yorulduklarını anlarlar ve bir ağacın altına oturup dinlenirler.

Daha sonra Hacivat: “ Aman Karagözüm, içim bayıldı. Fırından ekmek al da suya banıp yiyelim. “

Karagöz: “ Ekmek alayım da yakında fırın var mıdır? “

Hacivat: “ Var ya. Az önce önünden geçtik. “

Karagöz: “ Hiç fark etmedim. Yerini tarif et, hangi somun fırınında? “

Hacivat eliyle işaret eder:

“ Şuradaki inek ahırının ilersindeki somun fırınında. “

Karagöz: “ Ne işi varmış elinin ineğin kuyruk sokumunda? “

Hacivat: “ Karagözüm, nerden çıkarırsın ineğin kuyruk sokumunu? Hani şu ahırın ilersindeki somun ekmek fırınında. “

Karagöz: “ Ahırda samandan ekmek mi pişiriyorlar? “

Hacivat: “ Hiç samandan ekmek olur mu, Karagözüm? Buğday ekmeği olur, buğday. “

Karagöz: “ Atlara buğday ekmeği, insanlara saman ekmeği. “

Hacivat: “ İnsanlar saman ekmeği yemezler, Karagözüm. İnsanlara buğday ekmeği, atlara saman ekmeği. “

Karagöz: “ Demek o fırında atlara saman ekmeği pişiriyorlar. “

Hacivat: “ Öyle demek istemedim. “

Karagöz: “ Ama öyle dedin. Atlara saman ekmeği dedin. “

Hacivat: “ Dur Karagözüm. Sana cümle anlatayım derken, ben kelimeleri şaşırdım. Gitmemek için, böyle yaptın. Ağzımdan çıkanı kulağıma duyurmadın. Ben bir ekmek alıp geleyim, “ diyen Hacivat hızlı adımlarla oradan ayrılır. Biraz sonra elinde bir somun ekmek ve bir çanak suyla gelir. Ekmeği ikiye böler ve yarısını Karagöz’e verir. Birlikte ekmeklerini suya banıp yerler.


SON

Rate this thread