You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

sbalpetek

Intermediate

  • "sbalpetek" is female
  • "sbalpetek" started this thread

Posts: 292

Location: istanbul

  • Send private message

1

Monday, January 24th 2011, 12:26am

Çobanın nasihati

Çobanın nasihati
Fars hükümdarlarından Dârâ, bir av esnasında askerlerinden bir hayli uzaklaşmıştı. At çobanlarından biri koşa koşa kendisine yaklaşmaya başladı. O anda padişah kendi kendine düşündü:
‘’ Bu adam, bir düşman olmalı, hemen bir okla haklayayım! ‘’Dârâ’nın yayını kurduğunu gören çoban, korkuyla haykırdı:’’ Ben sultanımın atlarını besleyip büyüten, onları yetiştiren çobanım. Düşman değilim, beni öldürmeyin! ‘’ çobanın bağırması üzerine hükümdar kendine geldi: ‘’ kafasız çoban, ölümden döndün! Sana mutlaka melekler yardım etti. ‘’ Çoban şöyle cevap verdi: ‘’ Bir hükümdarın dostunu düşmanından ayır edememesi, o hükümdar için beğenilecek bir durum değildir. Siz beni kaç kere huzurunuzda görmüş; atlardan ve otlaklardan sormuştunuz. Şimdi yanınıza saygılarımı arz etmek için yaklaşıyordum ki, beni düşmandan fak edemediniz. Halbuki ben çoban kulunuz, istenilen bir atı, yüz bin atın içinden bile derhal bulup çıkarırım. Demek ki çobanlığım akıl ve fikirledir. Siz de benim gibi olunuz ve sürünüzü muhafaza ediniz! Dârâ, çobanı dinledikten sonra onu ödüllendirdi ve ‘’ Bu öğüdü insan kalbine yazmalı’’ dedi.

2

Tuesday, January 25th 2011, 12:00am

:tamam2: :alkış:
Biz nefse köle değil, Allaha kul olmaya geldik.

Rate this thread