Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Dienstag, 2. November 2010, 16:46

Sinüzit İlâcı: Acıdüvelek

Kar yağmadan, buz vurmadan, yani mevsimi henüz geçmeden tanıtalım, hatırlatalım istedik, tabiî sinüzit ilâcını.

Halk arasında "Acıbostan, Acıkavun, Kedikabağı...” diye bilinen, Risâle–i Nur'da ise, "Acıdüvelek" ismiyle zikrolunan (24. Söz) ve mûcizevî tesire sahip olan bu şifâlı bitkinin suyu, sinüzit hastalığının kökünü kurutmaya birebir geldiğini, mevzuun hemen başında ifade edelim.

Üstelik, bunu sayısız tecrübelere dayanarak ifade ettiğimizi de belirtmiş olalım.

Evet, kendimiz başta olmak üzere, çevremizdeki pekçok kişide tecrübe ettik ve biiznillah, sinüzitten muztarip olanların hemen tamamının şifâ bulup iyileştiğini bilmüşahade gördük.

Bu sebeple, aynı Lokman Hekim ilâcını, sinüzit rahatsızlığı olanlara da buradan tavsiye ediyoruz.

Ancak, kullanırken özellikle bir noktaya tam mânâsıyla dikkat edilmesi gerektiğini belirtelim: Zehir gibi etkili olan bu bitki suyunu, sakın ha buruna damlatmayın, boğazınıza kaçırmayın.

Bitkiyi biraz daha tanıttıktan sonra, ilâcı kullanma tarifini verelim.

* * *

Acıdüvelek, daha çok yol ve kaldırım kenarlarında, bilhassa moloz gibi taş–toprak yığınlarının olduğu mıntıkalarda yetişir. Yerden yüksekliği 20–30 santimi bulduğu halde, etrafa yayılan dallarının uzunluğu bazan bir metreyi geçer. Yaprak ve çiçekleri, kabak bitkisinin benzeri ve minyatürü gibidir. Kalın parmak büyüklüğündeki hıyarcıkları ise, etrafı dikenli, içi ise, asit gibi keskin sulu ve çekirdeklidir. Olgunlaştığı zaman, posası yere düşerken, çekirdekleri metrelerce etrafa saçılır. Koparırken, göze sıçramamasına dikkat edilmeli.

* * *

Bu şifalı bitki suyunun kullanılma şekli değişik olmakla birlikte, daha çok buruna damlatma tarzı yaygındır. Ancak, bu tarz, son derece dikkat ister, aksi halde genzi yakar, ses tellerine zarar verebilir.

Bizim—uzmanına da danışarak—bulabildiğimiz en zararsız kullanım şekli, çekirdekleri dışarı fırlayan kabakçığın arta kalan saf suyuna "kulak pamukçuğu" diye bilinen ucu pamuklu çöpü bandırıp ıslatarak, burnun iç duvarına iyice sürmektir. Böylelikle, damlanın boğaza kaçması tamamıyla önlenmiş olur.

Bu su öylesine etkilidir ki, burun ıslaklığındaki gazı bile, hafiften genzi yakmaya başlar. Bunun ise, hiçbir zararı yok.

Kullandıktan bir–iki saat sonra, sinüziti olan kişinin burnu damla damla akmaya başlar. Aktıkça da, sinüsler açılır ve hasta rahatlamaya, şiddetli başağrıları dinmeye başlar. Faydasını gören, bir–iki hafta arayla bunu tekraren de kullanabilir.

Sinüzit yoksa eğer, burundan akıntı gelmez ve hissedilen rahatsızlığın türü başka olduğu anlaşılır. (Migren, vesaire.)
Latif Salihoğlu-12 kasım-2003- bedesten-Yeni Asya

Thema bewerten