Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Donnerstag, 21. Oktober 2010, 19:53

Yaşayan Risale-i Nur

Risale-i Nur hem zülcenaheyn/iki kanatlı bir biçimde sinelerde, hem de sayfalarda yaşıyor. Yaşayan Risale-i Nur’dan sinelerde yaşayanı kastediyoruz. Zira sayfalarda yaşayanlar da zapt açısından mühim ise de anlama ve yaşama açısından sineler daha önemlidir. Ya da bunu kompleks ve karmaşık hale getirmeden hadis diliyle ifade edelim: “Muhakkak ki Allah, ilmi insanlardan söküp almak suretiyle almaz. Fakat ilmi, ulemayı almak suretiyle kabzeder. Ulema kalmayınca ilim de kalkar. Bu suretle hiç âlim kalmayınca, insanlar cahilleri rehber edinir ve (meselelerini) onlara sorar. Onlar da ilimsiz olarak fetva verir; hem kendileri sapar, hem de halkı saptırırlar.” (Buharî, Müslim vd.) Bundan dolayı ‘ilim satırda değil sadırdadır’ denmiştir. Bu itibarla, yaşayan Risale-i Nur’dan bahsetmek mümkündür. Peygamberimiz öyle fitnelerden bahseder ki; sahabeler ‘Ya Rasûlullah bütün bunlar Kur’an aramızda iken mi olacaktır’ deyince Peygamberimiz, Yahudilerin Tevrat aralarında iken sapıttıklarını hatırlatmıştır. Dolayısıyla yaşayan ilim ve örnek önemlidir. Kitabın mahfuziyeti ve masuniyeti sadece zaptta değil, aynı zamanda anlayışındadır da. Bu anlayışı da doğru zapteden ulemadır. Kitabın pergeli ve sağlaması ulemadır. Uleması olmayan milletler, kitaplarını da kaybetmişlerdir. Lâkin İslâm ümmetinin onlardan bir tek farklı meziyeti ve faikiyeti Tevrat ve İncil’in mahfuziyeti alimlere bırakılmış iken Kur’an doğrudan doğruya Allah’ın hıfzı ve emanı altında olmasıdır.

Muhammed_ Enes

Fortgeschrittener

  • »Muhammed_ Enes« ist männlich

Beiträge: 255

Wohnort: Ankara

Beruf: Yazılım ve destek uzmanı

Hobbys: Okumak, yürümek. kitap

  • Nachricht senden

2

Donnerstag, 21. Oktober 2010, 20:20

Allah razı ve memnun olsun.. Hakikatlı bir konuyu paylaştınız..Zira hakikatı temsil eden Risale-i Nur zulcenahayndir. Yaşayan ve yaşayanları hakikatı gösteren ilim hazinesidir.. Sani-iZulcelal daime bu Nur'un altında ilim öğrenen ve öğrendikleri ile amel edip, tebliğ eden salih/saliha kullarından eylesin.. Esselam..
Nefsiyle mücadele içinde!

3

Donnerstag, 21. Oktober 2010, 21:04

tebrikler
paylaşımlara devam

4

Donnerstag, 21. Oktober 2010, 23:31

Allah razı ve memnun olsun.. Hakikatlı bir konuyu paylaştınız..Zira hakikatı temsil eden Risale-i Nur zulcenahayndir. Yaşayan ve yaşayanları hakikatı gösteren ilim hazinesidir.. Sani-iZulcelal daime bu Nur'un altında ilim öğrenen ve öğrendikleri ile amel edip, tebliğ eden salih/saliha kullarından eylesin.. Esselam..


Amiiiin inşaallah

Allah razı olsun....
Vicdanın ziyası ulûm-u diniyedir
Aklın Nuru
fünûn-u mdeniyedir

5

Freitag, 22. Oktober 2010, 07:14

Allah razı olsun secer kardeşim.Güzel ve anlamlı bir konuyu gündeme taşımışsınız.Şayet sahifelerde olan Nurlar Hayatımıza aksetmiyorsa , elbette bir kıymet-i harbiyesi olamaz.Yaşanmayan ilim neye yarar ki. Rabbim okuduğumuz Nurlarla amel etmeyi , O'nu damarlarımızda , ruhumuzda hissetmeyi , hayatımıza aksettirmeyi nasib etsin.İlmin zekatını vermeye devam et İnşallah.

Thema bewerten