Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.
Zitat von »"nurunözü1"«
Rabbim;
Efendimizin ahlakıyla ahlaklanamadık,harama kaşı kalktı diye kalbi çatlayan sahabe gibi o anda,oracıkta utancımızdan,pişmanlığımızdan ölemedik,Efendimize layık ümmet olamadığımız gibi Sana layık kulda olamadık.
Bize emirlerini,tam manasıyla uygulayamadık,kıldığımız namaz eksik,tuttuğumuz oruç eksik,verdiğimiz zekat eksik,senin rızan için dediğimiz bi çok şey eksik,her yaptığımız amelde hep bir eksik.
Öyle an oluyor ki Rabbim,huzurunda ellerimi açıp kaldıramıyorum semaya.ışlediğim günahlarım aklıma geliyor,sonra ya bilmediklerim diyorum,bilmeden işlediklerimde var!peki ya bile bile yaptıklarım!!!Huzurunda eridikçe eriyorum,boğazımda düğümleniyor söylemek istediklerim.Kalbim daralıyor "hangi yüzle bu huzurdasın "diyorum.Dakikalarca huzurunda yarım kalkmış ellerimle,boynum bükük,kalbim buruk sadece düşünüyorum.
Sonra birden "Benden ümidinizi kesmeyin!""Af dileyin affedeyim" dediğin geliyor aklıma.Bir umut kendime geliyorum,belki bi çok kez af dilemiş olmama rağmen işlediğim günahlarım için,senden tekrar af diliyorum.Müslüman bütün kardeşlerim için af,diğerleri için hidayet diliyorum.Bir süre sonra yine kesiliyor söylemek istediklerim.O zaman diyorum ki;
Gönlümden geçeni herkesten,hatta benden bile iyi bilen Rabbim,hakkımda ve hakkımızda hayırlı olanları nasip et.Musibetlerine sabır gösterebilen,imtihanlarının bilincinde olup,sonunda yüzü gülen kullarından eyle.Efendimizin ahlakıyla ahlaklandır bizleri.Sana şükrü unutmayan,nankörlük etmeyen,yolundan sapmayan,yanlışlarının farkına varıp af dileyen ve düzeltmeye çalışan,insanlara faydası dokunan kullarından eyle.şeytanın şerri ve oyunlarından,şeytanlaşmış insanlardan muhafaza eyle.Ve Rabbimm NEFSıNı ıLAH EDıNENLERden eyleme bizi...
Amin...
Bugün sana yazmak geldi içimden, içimin derinliklerini yaka yaka geldi, bir lahza direndim; fakat sabredemedim. Susmak ne kadar ağır geliyor bir bilsen, dökmek istiyorum sana içimi; ama hep engeller, baş edemediğim, hep ağır yükler kaldıramadığım.
Sense hiç bilmedin, bilmeyeceksin. Hani göz göze gelseydik konuşmazdım, anlardın gözlerimden, kalbime ayna ederdim onları anlatırlardı sana her şeyi… Olmadı yüreğim, o da olmadı, bir kere bile görmedim onu, o da beni görmedi tabii; ama ne çare ki ben üzgünken o habersiz, ona açamadık içimizi ey acıyla örülmüş kalbim… Buna ah e/diyorum, sadece bir ah… Neyse ki biliyorsun ki her şeye hükmü geçen, dilediğini dilediği zaman istediğine ulaştıran merhametlilere merhameti öğreten, merhametin yaratıcısı bir Rabbin var, O varsa yarana ilaç, derdine derman var.
Haydi şimdi konuş, de ki: Rabbim bugün de susmam için bana eman ver… Direncimi kırma, sabrımı güçlendir, ümitsizlik deryasında boğulmama müsaade etme… Dün senindi, bugün senin, yarın senin, ben seninim, benim bildiklerim senin, sensizliğin dayanılmaz yalnızlığında biçare bırakma beni…
Rabbim sıkıntım sana ayan, ne kuru bir söz gerek sana ne de özenle süslenmiş bir beyan, eğer sensen gizli saklı ayan beyan her şeyi duyan, yan kalbim, şimdi yan da yan, yan, dayan…