Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Montag, 26. Januar 2009, 15:41

Hz.Ali Efendimizden Peygamberimiz (s.a.v) e Bir Gül

Hz.Ali Efendimizden Peygamberimiz (s.a.v) e Bir Gül

Bir gün Efendimiz Hz. Ali ye sorar der ki:
-Ya Ali Allah ı seviyor musun?
-Evet Ya resulullah

-Peki Beni seviyor musun?
-Evet Ya resulullah

-Peki Anne babanı seviyor musun?
-Evet ya resulullah

-Peki çocuklarını seviyor musun?
-Evet ya resulullah

-Peki bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun?
diye sorunca, Hz. Ali bu beklemediği soru karşısında şaşırmış ve cevap verememişti. Bunu düşünmem gerek diyerek oradan ayrılmıştı..
Hz. Ali düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma eşinin düşünceli olduğunu fark edince kendisine sorar:

'Nedir bu hal ya Ali' der. "Eğer bu düşünceliliğin dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz bırak gitsin. Yok bu halin Rahman i kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım" der.

Hz. Ali, efendimizle geçen diyaloğu birbir Hz. Fatıma ya anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali ye der ki:

"Git babama ve de ki:
Kişi Allah ı aklı ve ruhuyla sever..
Peygamberimizi kalbiyle sever..
Anne babasını saygısıyla sever..
Eşini nefsiyle sever..
Çocuklarını şevkatiyle sever..

Hz. Ali aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Peygamberimizin yanına gelir.Hz. Fatıma dan öğrendiklerini Peygamber efendimize anlatır.
Efendimiz cevabı alınca tebessüm eder ve der ki:
Ya Ali bu bana getirdiğin bir güldür ve o gül nübüvvet ağacından koparılmıştır..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


2

Montag, 26. Januar 2009, 20:29

Allah razı olsun. Harika bir soruya Harika bir cevap ki aynı zamanda biz de nasıl sevdiğimizi öğrendik..
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

3

Dienstag, 15. Dezember 2009, 12:47

Allah râzı olsun keçeli..

Kıssayı okurken aklıma geldi:

"Evet, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar.

Evet, bir işte mütehayyir kalan veya birşeye dalarak tefekkür eden adam, velev zihnen olsun, ister ki, birisi gelsin, kendisiyle o hayreti, o tefekkürü paylaşsın. Kalblerin en latifi, en şefiki, "kısm-ı sani" ile tabir edilen kadın kalbidir. Fakat kadın ile ruhi imtizacı (geçimi) ikmal eden, kalbi ünsiyet ve ülfeti itmam eden, suri ve zahiri olan arkadaşlığı samimileştiren, kadının iffetiyle, ahlak-ı seyyieden temiz ve pak bulunması ve çirkin arızalardan hali olmasıdır."
İşaratül-İcaz

Hz. Fâtıma r.a. bu misâle en güzel örnek olmuş tüm hayatıyla..

Rabbim şefaatlerinden mahrum etmesin cümlemizi..

4

Dienstag, 15. Dezember 2009, 16:08

amin inşallah , Risaleler beni hergün şaşırtıyor bu damı bu damı var diye bi de bilmediğim manasını tam anlamadığım şeylerin mütalaasını dinledikçe Allah Üstad tan razı olsun diyorum ,

katkıların içinde teşekkürler abla :çiçek:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Thema bewerten