Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri.
Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert.
Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können.
Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang.
Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.
Urfa şiirleri
Urfa -2
Urfalıyam urfalı
Ona oldum sevdalı
Kırmızı isot yedim
ısot Urfanın balı
şu Urfanın toprağı
Göndermişem çırağı
Çiğköfteyi yoğurdum
Getir asma yaprağı
Lahmacunun içini
Hazırladım licinı
Yoğurdu ayran yapın
Güzel olur içimi
Can Urfa Urfa candır
Özlemim hep sanadır
Gurbetten döneceğim
Urfa benim sılamdır
Bir gazel okumuşam
Okumuşam yazmışam
Kazancı Bedih emmi
Seni unutmamışam
Peygamberler şehridir
Akan Fırat nehridir
Nice şehir içinde
Urfa en güzelidir
Sıra gecelerinde
Türküler dillerinde
Yarim kanunu çalar
Kına var ellerinde
Sinan Karakaş
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum
Urfa'ma
Ben; onlarca asrın yorgun şehri
Ücrası, varoşu olmayan Urfa
Bozuldu sonunda tarihin sihri
Ben artık yokuşu olmayan Urfa
Ben; Halil’in beşiği
Ben tarihin eşiği
Daha düne kadar ta cehennemin bitişiği
Mezopotamya..
Ben onlarca asırlık kem talihime
Sitemi, yakarışı olmayan Urfa
Ben toprakları boz
Talihi makus, ananesi yoz..
Bu ne ilk ne son söz;
Ben artık cennete komşu Urfa
Nejat Karagöz
Urfa da Yüzüm Güler
Sıcaktır güneş gibi
Sarar canı eş gibi
Urfa da büyük küçük
Yaşarız kardeş gibi
Urfa benim erdemim
Taşı toprağı demim
Dünyada cennet varsa
O’da Urfa dır derim
Özüme vurur şanı
ıçimde var nişanı
Urfa öğle bir yer ki
Vazgeçmez alışanı
Sazdır cümbuştur derken
Dil coşar söz ederken
Sıra gecelerinde
şafağa derler erken
Urfa benim sevgilim
Urfa da her yer kilim
Yalanım varsa şayet
Olayım dilim dilim
Ağrım sızım olsada
Gözlerim yaş dolsada
Urfa da yüzüm güler
Yüreğim kahrolsada
Özü özdür özüme
Bestedir her sözüme
Siler isem namerdim
Urfa düşse gözüme
(Uzun hava)
yara değdi yara değdi
yüreğime yara değdi
bir taş attım ben yaraya
o’da gitti yara değdi
Murat Demir
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum
Urfa
Urfa peygamber şehrisin
Küfrün ateşi sönen şehirsin
Küfrün ateşi sönen şehir sensin
Bende içimdeki sevda ateşini söndürmek istiyorum
Urfa birde sana gönül gözüyle bakmak istiyorum
Mustafa Tahir Öncel
Urfa
Zaman tamam,vuslat vakti, hey Urfa
Sana geldim, kollarını aç Urfa
ıkramınla mest et bizi sofranda
şanın gibi anın olsun ey Urfa
Zalime mekansın, mazluma beşik
Sırattan köprüdür durduğun eşik
Nemrutla, ıbrahim sende birleşik
şanın gibi canın olsun ey Urfa
Nice firavunlar kalmış ateşde
Nice ibrahipler yatmış gülşende
Kaç zülüm bilmem ki sönmüş sinende
şanın gibi, sevdan olsun ey Urfa
Eyüp peygamberdir sabırın başı
zalimin yıkılmış taç ile tahtı
Karanlık olmazmış doğrunun bahtı
şanın gibi malın olsun ey Urfa
Yol üstü Birecik gitmemek olmaz
'Kelaynak' kuşların görmemek olmaz
Sevdayı yürekte saklamak olmaz
şanın gibi vefan olsun ey Urfa
Harran Fakülten ki tarihi değer
Kupbeli evlerin modaymış meğer
Görülecek yerlere etmeli sefer
şanın gibi seyrin olsun ey Urfa
Her tarafın, çayır çimen yeşillik
'Fırat'ın gezdiği yerler zenğinlik
Uzak dursun, uzak,aman fakirlik
şanın gibi şifan olsun ey Urfa
'şıllık' tatlışını tatmamak ayıp
'Mırra' kavhesini içmemek ayıp
Yurdumu bilmemek, gezmemek ayıp
şanın gibi tadın olsun ey Urfa
Sevdanın sırrıdır'sıra' gecesi
Hoyratla,türküyle artar neşesi
Baş koymuş sevdaya her bir nicesi
şanın gibi seyrin olsun ey Urfa
Çiğ köfteyi unutursam kızacak
Aksarayla dostluğunu bozacak
Hatırdan,gönülden bizi atacak
şanın gibi dostun olsun ey Urfa
Aşık oldum.'bindal'lına 'poşu' na
Hayran kaldım,ekmegine aşına
Akbaş'ı yaşattın bir dem koynunda
şanın gibi zevkin olsun ey Urfa
17.Nisan. 2002
Yaşar Akbaş
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum
Bari bi Adıyaman şiiri de ekleyeyim de gene Adıyamanlı hemşerilerim hullanmasınlar
---Adıyaman'ı Gelde Gör
Adıyaman’ı Gel de Gör
Sepetimi, taktım da koluma.
Çıktım, Adıyaman’ın yoluna.
Korkumdan baktım, sağıma soluma.
Yol verdim kızına, hem duluna.
Sevinçle girdim, Adıyaman’a.
Hayran kaldım, havayla suyuna.
ımrendim, insanının huyuna.
Girmeye can attım, halayına.
Karşımdaydı, petrol kuyusu.
Vardır ya, iyi kötü huylusu.
şişman ve ince uzun boylusu.
Geçmişinde elbet var soylusu.
Hısnı Mansur kalesi, sağımda.
Pirin mağaraları, solumda.
Ali dağı dersen, tam karşımda.
Sevgi kokar, toprakla taşında.
ılerle, Kahta’ya varırsın düzde.
ınan havası bir, yaz ile güzde.
Atatürk barajın, hele süzde.
Mutlu bir eda olur, her yüzde.
Karakuş tepesi ile, başlar.
Cendere’de üst üstedir, taşlar.
Kahta kalesiyle açılır, kaşlar.
Gözlerde sel gibi akar, yaşlar.
Açık müzede, Nemrut’u seyret.
ıstersen üstünde, tarih devret.
ılla da, doğan güneşi seyret.
Batan günü, dünyaya haber et.
Belki Menzil köyüne gidersin.
ıçindeki şeytanı yenersin.
Ummanlarda vuslata erersin.
Huzura ermiş mutlu dönersin.
Gören mutlu olur, gördüğünden.
Sevinçle ayrılır, o tepeden.
Hep gelmek isteyecek, seyreden.
Rahat ayrılır, geldiği yerden.
Adıyaman
Kerim Baydak
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...
" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum
gercekten hakkinda siir yazmaya degecek bir sehir
şiir kabiliyetim olsa yazacam ben de Urfaya bi şiir ama nerdeeee
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum