Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.08.2004, 21:42

Bir Hadis incelemesi !

Bu hadisi(!) incelemeye almaktaki amacım bazı Müslümanların kendi mezheplerini doğru kabul edip diğerlerini sapık olarak nitelendirmeleri olmuştur.
Gerçekten böyle bir hadis varsa hepimiz bunu kabul etmek zorundayız. Ama dediğim gibi çeşitli kriterleri göz önüne alarak incelemeye çalışacağım.
Öncelikle bu kriterler arasında ravilerin isimleri ve rivayet zincirleri ve günün siyasi şartlarını göz önüne almak olacaktır. Daha sonra hadisin genel manada Kur’an uslübü ile örtüşüp örtüşmediği değerlendirilecek ve bir sonuç çıkarılmaya çalışılacaktır.

ılim sahiplerinden istirhamımız itirazlarını belirtirken faydalandıkları kitapların isimlerini ve yayınlandıkları yayın evini de verirseler daha rahatlıkla cevap verebilme şansımız olacaktır.
Ayrıca benim buraya alamadığım veya unuttuğum bu konu da hadisler var ise hadislerin metninin altına rivayet zincirini veya kaynağını ( lütfen ikinci veya üçüncü kaynak olmasın , direk birinci kaynaklardan yazmanızı rica diyorum.) eklerseniz , cevap verebilirim.

Doğruyu bulma ümidi ile yola çıkarken kardeşlerimizden istirhamımız önyargılı bir şekilde olaylara bakmadan yazdıklarımızı değerlendirmeye tabi tutmalarıdır.

Konuya bahis olan hadis(!) metni şudur ;

“Hristiyanlar 71 fırkaya , ısrailoğulları 72 fırkaya ayrılmıştı , ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan bir tek fırka hariç hepsi cehennemliktir.
Hangisi diye sorulduğunda ;
Benim ve ashabımın yolunda olan cemaattir.”

şunu söylemekte fayda var ki bu hadisin birçok rivayeti bulunmakta çeşitli hadis kitaplarında. Ama Buhari ve Müslim sahihlerine almamıştır bu hadisi.
Sahihlerine alan Ebu Davud , Tirmizi ,ıbni Mace , Darimi , Ahmed b.Hanbel gibi hadis konusunda meşhur alimlerin kitaplarındaki rivayetleri yazacağım.
Bu rivayetleri aktarırken rivayet edilen metin ile birlikte rivayet zincirini de yazıp , hadisi rivayet eden kişiler hakkında ıslam Alimlerinin görüşlerini belirteceğim.

2

05.08.2004, 21:43

Konuya giriş yapmak babından şunları söylemek yararlı olacaktır diye düşünüyorum, Öncelikle bu hadisi(!) bazı ıslam alimleri sahih kabul etmiş bazıları ise sahih değildir diyerek karşı çıkmışladır.
El Bağdadi, El ısferani, Eş şehristani gibi alimlerimiz hadisi sahih kabul etmiş ve kitaplarında yer vermişler ve kitaplarında 73 fırkayı kendilerince sıralamaya çalışmışlardır. Bundan başarılı olmuşlar mı diye sorarsanız buna olumlu bir cevap vermek zordur. Zira ümmet içinde bilindiği üzere bir çok fırka olmuş, bu fırkalar dahi kendi içlerinde fırkalara ayrılmışlardır.
Eğer ana kollar hesap edilerek bir sayım yapılırsa bunların sayısı 15-20 arasında olurken , tali kollarda eklenirse bunların sayısı 73 ten çok fazla olacaktır.

Bazı alimlerimiz ise bu hadisin doğruluğu veya yanlışlığı hakkında susmuş ve kitaplarında yer vermemişlerdir.Bu alimlerimiz ise Eş’ari, Fahreddin Razi , ıbnül Cevzi vd.
Bazı alimleriz ise bu hadisi kesinlikle kabul etmemiştir , bunlara örnek ise ıbn Hazm dır.

Öncelikle rivayetlerin aynı olmaması ve birbirlerine göre eksikliklerinin ve fazlalıklarının bulunması ravilerin bazıların da zabt kusuru olduğunu göstermektedir.
şimdi bu girişten sonra Buhari ve Müslimin bu hadisi sahihlerine almadığını belirterek başlayalım.

Bu konuda bir çok hadis bulunmaktadır.Lafız olarak farklı olsalar da bazı nüanslarla birlikte muhteva olarak aynıdırlar.

Bu konudaki hadisler ; Abdullah b. Amr , Enes bin Malik , Ebu Hureyre (r.a) Ebud Derda , Cabir , Ebu Ümame , Vasıle b. El Eska (r.a) gibi bir çok sahabiye dayanmaktadır.

Öncelikle Tirmizi de Abdullah b.Amr’dan rivayet edilen hadisi ele alalım.(hadisi kısaltarak alıyorum konu ile ilgili kısmını)

“ Resulüllah buyurdu ki :
…….
ısrailoğulları 72 fırkaya ayrılmıştı benim ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır.Bunlardan biri hariç gerisinin tamamı cehennemliktir.
Bunun üzerine ashab ;
-O tek fırka hangisidir diye soru ?
Hz. Peygamberde ;
-Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu fırkadır, buyurdu.” ( TıRMıZı )

Tirmizi bu hadisin hasen- garip mertebesinde olduğunu söylemiştir.
Rivayet zinciri ise şu şekildedir.

Mahmud b.ğaylan (v.239) , Ömer b.Sa’d bUbeyd , Ebu Davud el Haferi (v.203), Süfyan es Sevri (v.161) , Abdurrahman b.Ziyad b.Enam el ifrıkı (v.156), Abdurrahman b.Yezid el Muafiri el Mısri (v.100) , Abdullah b. Amr (r.a)

şimdi bu rivayet zincirindeki ravilerden Abdurrahman b.Ziyad b.Enam el ifrıkı (v.156) hakkında ki tenkitlere bakalım;
Bu ravi hakkında hadis alimi ıbni Hibban bu raviyi şiddetli şekilde zabt ve tedlis açısından tenkid etmiştir. ( ZABT : ışittiği hadisleri aradan uzun zaman geçse bile işittiği şekilde alında tutması ve eksiksiz aktarabilmesidir. Rivayetinin kabul edilmesi için bir ravi de bulunması gereken şartlardandır. TEDLıS : Bir ravinin çağdaşı olu görüşmediği veya görüşüp te hadis almadığı bir hocadan sanki ondan işitmiş gibi nakilde bulunmasıdır.)

Ayrıca ıbni Hibban bu Kişinin hadis uydurmakla meşhur biri olan “ Muhammed b. Said b.Hasan el Esedi el maslup”tan tedlis yaptığını söylemiştir.

Bu hadis raviler açısından değerlendirildiği zaman muallakta kalmaktadır yukarıda ismini söylediğimiz raviden dolayı.

şimdi Ebu Hureyre (r.a) den nakledilen hadise geçelim ;

“ Resulüllah (S.A.V) buyurdu ki : ‘ Yahudiler yetmiş bir veya yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Hristiyanlar da yetmiş veya yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacak.” ( Ebu Davud , Tirmizi , ıbni Mace, Ahmed b. Hanbel )

Bu rivayette dikkat edilirse yetmiş iki fırkanın cehennemlik birinin cennetlik olacağına dair bir ifade bulunmamakta. Ayrıca birde tereddütlü bir ifade bulunmaktadır.yahudiler ve Hristiyanların fırka sayıları ile ilgili olarak.Buda yine bize Rivayette zabt kusurunun olduğu şüphesini uyandırmaktadır.

şimdi bu hadis kitaplarında geçen hadisin rivayet zincirlerine bakalım.

1. Ebu Davud ;
Vehb b. Bakıyye el Vasıtı (v.239) , Halid b. Abdullah(v.?) , Muhammed b. Amr b. Alkame el Leysi (v.144) , Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf (v.94) Ebu hureyre (r.a) .
2.Tirmizi ;
Ebu Ammar el huseyin b. Hureys el Huzai (v.244), El Fadl b. Musa el Mervezi (v.192), Muhammed b. Amr b. Alkame el Leysi (v.144) , Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf (v.94) Ebu hureyre (r.a).
3.ıbni Mace ;
Ebu Bekir b. Ebi şeybe (v.235) , Muhammed b.Bişr el Abdi el Kufi (v.203), Muhammed b. Amr b. Alkame el Leysi (v.144) , Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf (v.94) Ebu hureyre (r.a).
4.Ahmed B.Hanbel ;
Muhammed b.Bişr el Abdi el Kufi (v.203), Muhammed b. Amr b. Alkame el Leysi (v.144) , Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf (v.94) Ebu hureyre (r.a)

Eğer ravileri dikkatle okursanız göreceksiniz ki Ebu Davud, Tirmizi ,ıbni Mace 4 ravi ile hadisi aktarırken , Ahmed b. Hanbel 3 ravi ile aktarmıştır.( Ebu Hureyre(r.a) sayılmazsa eğer.)
Bir şeye de daha dikkatiniz çekmek istiyorum raviler arasında,
Dikkat ederseniz bu hadis alimlerinin rivayetleri bir kişide “ Muhammed b. Amr b. Alkame el Leysi (v.144)” birleşmektedir.
Bu kişinin zabt açısından kusuru olduğu ve hadis alimlerince tenkide uğradığı bilinmektedir.Aynı şekilde Tirmizinin rivayetinden geçen “El Fadl b. Musa el Mervezi (v.192)” ravisi de münker rivayetler naklettiği bildirilmiştir.
Tirmizi bu hadisi hasen-sahih olarak bildirilmiştir kendi kitabında.

Bu hadisin ravilerinden dolayı bizim aklımızda bir soru işareti doğmakta. Çünkü hadisi rivayet eden alimlerin birleştikleri kişiyi diğer hadis alimleri tenkit etmişlerdir. Buda bize sonuçta aynı kişiden rivayet edilen bu hadisin güvenirliliği konusunda şüpheler uyandırmaktadır.

şimdilik bunlarla yetinelim inşallah daha sonra devamını yazmaya çalışcağım. Yazı çok uzun olunca çok yoruluyorum.

Allaha Emanet olunuz.

3

06.08.2004, 12:21

şimdi Hadisin incelenmesine devam edelim ;

ıbn Mace tarafından Avf b.Malik (r.a) den nakledilen hadis metni şu şekildedir ;

“Resulüllah(S.A.V) buyurdu ki : Yahudiler yetmiş bir fırkaya ayrıldı.Bnlardan biri cennette ,yetmişi cehennemdedir.Hrısitiyanlar ise yetmiş iki fırkaya ayrıldı.Onlarında yetmiş bir fırkası cehennemde , bir fırkası cennettedir.Muhammedin nefsi kudretinde olan Allah’a andolsun ki benim ümmetimde muhakkak yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır.Bunlardan bir tanesi cennette , yetmiş iki tanesi cehennemdedir..Bunun üzerine kendisine “cennette olanlar kimlerdir ya Resulüllah? diye soruldu . O da ‘Cemaat’ buyurdu.”

ıbn Mace bu hadisi ,

Amr b. Osman b.Said b. Kesir el Hımsi (v.250), Abbad b.Yusuf Ebu Osman el Hımsi (v.206), Safvan b.Amr es Sekseki el Hımsi (v.100) , Raşid b. Said el Hımsi (v.108) , Avf b.Malik (r.a)

Rivayet zinciri ile nakledilmiştir.

Rivayet zincirindeki ravilerden Raşid b. Sa’d el Hımsi hadis alimlerinin tenkidine uğramış zayıf bir ravidir.
Ayrıca Abbad b.Yusuf Ebu Osman el Hımsi adlı ravi ise yalnız kaldığı hadisler rivayet ettiği ve bu konudaki hadisinde kendisinin yalnız kaldığı belirtilmiştir. ( ıbni Hacer Tehzibüt Tehzib II , Ez Zehebi Mizanül ı’tidal II. )

Ayrıca burada Safvan b.Amr es Sekseki el Hımsi (v.100) görüldüğü üzere vefat tarihi 100 olarak görülmekte ise de Bu kişinin vefat tarihi Buharide 155 olarak verilmektedir. Ki buharinin verdiği tarih daha doğru gbi gelmekte. Zira Buhar inin verdiği tarih doğru olmasa Yukarıda ıbn Macenin verdiği rivayet zincirinde kopukluk olduğu düşüncesini bizde oluşturacaktır. Biz Buharinin verdiği tarihi kabul ederek ,
Diğer bir rivayete geçelim ;

Enes b. Malik (r.a) den nakledilen metin şu şekildedir ;

“Hz.Peygamber şöyle buyurmuştur :’ısrailoğulları yetmiş bir fırkaya ayrıldı.Onların yetmiş tanesi helak oldu,bir tanesi helak oldu , bir tanesi de kurtuldu.Benim ümmetim de yetmiş iki fırkaya ayrılacaktır.Bunlardan yetmiş bir tanesi helak (cehennemlik) olacak , bir tanesi de kurtulacaktır.’ ‘Ya Resulüllah ! O kurtulacak olanlar kimlerdir ? diye sordular ,Hz.Peygamber de ‘Onlar cemaattir, cemaattir’ , buyurdu. “

Bu hadiste dikkat edilen ilk husus ıslam ümmetinin yetmiş iki fırkaya ayrılacağıdır, halbuki diğer rivayetlerde bu sayı yetmiş üç olarak geçmekteydi.

şimdi biz bu hadisin rivayet zincirine göz atalım ; ( ıbn Mace ve Ahmed b. Hanbelden iki rivayete bakacağız )

1.ıbn Mace , Hişam b.Ammar es Sülemi(v.245) , el Velid b.Müslim el Kureşi (v.194) , Ebu Amr Abdurrahman b.Amr el Evzai (v.158) ,Katade b.Diame (v.117) ,Enes b.Malik (r.a)

şimdi bu rivayet zincirini inceleyelim.

Bu rivayette yer alan Hişam b.Ammar es Sülemi(v.245) zabt yönünden tenkide uğramıştır.
Ravilerden el Velid b.Müslim el Kureşi (v.194) de yalancı kimselerden hadis naklettiği , münker ve mürsel rivayetleri olduğu , kezzab kimselerden tedlis yaptığı ve hatası çok olduğu için hem adalet hemde zabt açısından cerhedilmiştir.

Diğer Bir ravi olan Ebu Amr Abdurrahman b.Amr el Evzai (v.158) in gerçekten bu kişimi olduğu yoksa yukarıda kendisi tedlislikle ve adaletsiz olmakla suçlanan el Velid b.Müslim el Kureşi (v.194) adlı ravinin mi bu isme nispetle tedlis yatığını bilemiyoruz. Çünkü bu şahıs yukarıda da dediğim gibi tedlis yapmakla ve adaletsiz olmakla itham edilmiştir hadis alimlerince.
Rivayet zincirinde yer alan Ebu Amr Abdurrahman b.Amr el Evzai (v.158) in gerçekten böyle bir hadis rivayet edip etmediğini bilemiyoruz , çünkü kendisi tanınmış bir fıkıh alimidir. Bu kişinden önce er alan ravinin bu alimin ağzından hadis uydurmuş olabileceğini gözden ırak tutmamak gerekir. Çünkü tedlis ve adalet açısından çok tenkid edilmiştir.
Yani bu hadisin bu rivayet zincirinde tenkid edilen iki ravi ve birde meçhul şahıs nedeniyle bu rivayete de mesafeli yaklaşmak gereklidir.

2.Ahmed b. Hanbel , Ebu Ali el Hasen b.Musa el bağdadi (v.209/210), Abdullah b. Lehia el Mısri (v.170/174) , Halid b.Yezid el Cumahi EL Mısri (v.139), Said b.Ebi Hilal el Leysi (v.149) , Enes b. Malik (r.a)

Geçelim bu rivayet zincirinin incelenmesine ;

Bu rivayet zincirinde yer alan ravilerden Abdullah b. Lehia el Mısri (v.170/174) adlı ravi hadis alimlerince cerh edilmiş zayıf bir kimsedir.Ömrünün sonuna doğru ıhtilat etmiş bu yüzden de hadis alimlerince terkedilmiştir.
Zaten Ahmed b. Hanbel bu kişinin hadislerinin hüccet olmadığını bildirmiştir. Onun hadislerinin çoğunu i’tiba için yazdığını belirtmiştir.
Ayrıca ıbn Hazm , Said b.Ebi Hilal el Leysi (v.149) adlı ravi ninde zayıf bir kişi olduğunu belirtmiştir.


Bundan sonraki yazı da ise Muaviye b. Ebu Süfyan’ a ( Aslına bakarsanız ben bu rivayeti incelemeyi dahi gerekli görmem kendi iç dünyamda ama ilmi olmak adına buraya taşıyacağım. ) dayanan bir rivayeti ele alacağız ondan sonra inşallah bir sonuç yazısı yazıp konuyu bitireceğiz.

Allaha emanet olunuz.

4

08.08.2004, 10:30

ALINTIDIR


73 Fırka

Hemen her dinde görüldüğü gibi ıslam dininin mensupları da farklı mezheplere ayrılmışlardır. Bu mezhepler, Fığlalı nın ifadesiyle "ıslam dininin itikadî ve amelî sahadaki düşünce ekolleridir."(1) Mezhep, gitmek anlamındaki Z-H-B kökünden türetilmiş bir kelime olup, "gidilen yol" anlamındadır. (2)Hz. Peygamber (asm) şu ifadeleriyle insanlık alemindeki ihtilaf gerçeğine işaret eder: "Yahudiler 71 fırkaya bölündü, Hıristiyanlar 72 fırkaya. Ümmetim ise 73 fırkaya bölünecek. Biri dışında hepsi ateşte olacak. Kurtulan fırka benim ve ashabımın yolundan gidenlerdir." (3) Zayıf bir rivayette ise,"biri dışında hepsi cennettedir" denilmiştir. (4)

73 fırka ile ilgili hadislerin sıhhat durumu hakkında hayli konuşulmuşsa da, (5) bizce bu fırkalara bölünme, tarihi bir realitedir ve ilgili hadisler bu realitenin ifadesidir. Hadislerin sıhhati kabul edildiğinde "73 fırkadan muradın ne olduğu?" meselesi karşımıza çıkar. Bu konuda başlıca iki görüş vardır:
1-73 fırka ifadesini hakikat anlamında kabul edenler. Bunlar başlıca itikadi fırkaları nazara verirler ve bunlardan çıkan tali kollarla 73 fırkaya tamamlarlar. Bu fırkaların başlıcaları, "Hariciler, şia, Mutezile, Cebriye, Mürcie"dir. Bunlar ve bunlardan çıkan fırkalarla 73 rakamına ulaşmaya çalışan müellifler arasında tam bir ittifak yoktur. ( 6 )

2-73 fırka ifadesini kesretten kinaye olarak görenler.

Arapçada 7, 70, 700 gibi ifadeler çokluk ifade eder. Mesela, "yedi sema" (7)"yedi deniz", (8)"onlar için 70 defa da istiğfar etsen, Allah onları affetmeyecek." (9) "ıman 70 küsur şubedir" (10)tarzındaki nass larda bunu görebiliriz.

73 fırkadan herbiri kendini "fırka-i naciye" yani kurtulan fırka olarak kabul eder. (11)Fığlalı nın yorumuyla, "nasıl bugün siyasi partiler devleti ve milleti en iyi kendilerinin yönetebileceğini söylüyor ve bu işin gerektirdiği "en doğru fikrin" kendi partilerince ortaya konduğunu iddia ederek iktidar için hesaplar yapıyor, taraftar kazanma yollarını arıyorlarsa, ıslam tarihinde gördüğümüz fırkalar da, en iyi ve en doğru fırkanın kendileri olduğunu ileri sürmüş ve sürmektedirler." (12)

73 fırka hadislerinde geçen "biri dışında hepsi ateştedir" ifadesine Mevlüt Özler şöyle yaklaşır: "Bu bizzat narda (ateşte) olmayı değil, Kuran ve Sünnetin yolundan ibaret olan hakka, doğruya isabet edememeyi ifade eder... Hz. Peygamber böyle diyerek onların görüş ve düşüncelerinin yanlışlığına dikkat çekmiştir." (13)

şatıbî, aynı meselede şuna dikkat çeker: "Biri dışında hepsi ateştedir" ifadesi, zahirde tehdid hükmünü iktiza eder. Cehennemde ebedilik veya ebedi olmayış "meskutun anh"dır, yani belirtilmemiştir. Dolayısıyla cehennemde ebediliğe bu ifadede bir delil yoktur. Çünkü cehennemle tehdid kafirlere yönelik olabildiği gibi, asi müminlere de yönelik olabilmektedir." (14)

Bediüzzaman, kurtulan fırkayı "Fırka-i naciye-i kamile" tabiriyle ifade eder. (15) Yani kamil manada kurtulan bir tanesi olacak, diğerleri az veya çok haktan inhiraf edeceklerdir.

Hz. Peygamber yere bir çizgi çizer, "işte bu doğru yol" der. Sonra bu çizginin sağına soluna başka çizgiler çizer. "Bunlar da başka yollar... Bunlardan herbiri üzerinde o yola çağıran bir şeytan vardır" buyurur ve şu ayeti okur: (16) "ışte bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyunuz. Başka yollara uymayın ki, sizi Onun (Allahın) yolundan ayırmasın..." (17)

Malumdur ki iki nokta arasında en kısa mesafe, doğrudur. Bunun dışında yer alan eğriler, az veya çok doğrudan inhiraf etmişlerdir.

Mesela, Allahın sıfatları konusunda, o sıfatları inkar eden muattıla tefrit, onları mahlukatın sıfatlarına benzeten müşebbihe ifrat etmişlerdir. "Allahın bizce keyfiyeti meçhul sıfatları vardır" diyen ehli sünnet ve cemaat ise, istikameti yakalamışlardır.

Keza, kader meselesinde kaderi inkar eden mutezile tefrit, insanın hür iradesini reddeden cebriye ifrat etmiştir. "ılahi kader vardır. Fakat insan cüzi ihtiyari sahibidir, dolayısıyla mesuldür" diyen ehli sünnet ve cemaat istikameti ifade etmiştir.

Bu iki misal gibi, 73 fırkayı meydana getiren ekoller, ya ifrat veya tefrit ucunda yer almışlardır. ıstikametli yorum ise ehli sünnetin olmuştur.

Kaynaklar: 1- Fığlalı, Ethem Ruhi, Çağımızda ıtikadi ıslam Mezhepleri, Selçuk Yay. ıst. 1980, s. 1
2-ıbnu Manzur, Lisanul Arab, Daru Sadır, Beyrut, I, 393-394
3- Tirmizi, ıman,18; ıbnu Mace, Fiten, 17; Ebu Davud, Sünne, 1
4- Aclûnî, Muhammed, Keşful Hafa, Daru ıhyait Türasil Arabi, Beyrut, 1351 h., I, 150
5- Bu konudaki görüşler için, bkz. Özler, Mevlüt, ıslam Düşüncesinde 73 Fırka Kavramı, Nun Yay. ıst. 1996, s. 29-39
6- Bkz. Özler, s. 67-78
7- Bakara, 27
8- Lukman, 27
9- Tevbe, 80
10-Müslim, ıman, 58
11-Bkz. Özler, s. 93-95; Fığlalı, s. 5
12-Fığlalı, s. 2
13-Özler, s. 122
14-şatıbî, Ebu ıshak, el ıtisam, Darul Kütübil ılmiyye, Beyrut, 1995, s. 413
15-Nursi, Said, Mektubat, Envar Neş. ıst. 1993, s. 106
16-Râzî, Fahreddin, Mefatihul Gayb (Tefsiru Kebir), Daru ıhyait Türasil Arabi, XIV, 3; ıbnu Kesir, Hafız, Tefsirul-Kur anil-Azim, Kahraman Yay. ıst. 1985, III, 360; Kurtubi, Ebu Abdullah, El-Cami Liahkamil-Kuran, Darul-Kütübil-ılmiyye, Beyrut, 1993, VII, 90
17-Enam, 153


Doç. Dr. şadi EREN

5

10.08.2004, 04:31

“Ümmetin yetmiş üç fırkaya bölüneceği, bunlardan yalnız birisinin kurtulacağı ile ilgili rivâyet sahih midir? Bunun izahı nasıldır?”

Ebû Hüreyre’nin (ra) ve Abdullah bin Amr’in (ra) ayrı ayrı rivâyetleriyle Peygamber Efendimizin (asm) “Ümmetin yetmiş üç fırkaya bölüneceğini, bunlardan yalnız birinin kurtuluş fırkası olacağını” beyan buyurduğunu Dârimî’nin Siyerinden, Tirmizî’nin Süneninden, Süyûtî’nin Câmiü’s-Sağir’inden öğreniyoruz. Hadis şöyledir: “ısrâiloğullarının başına gelen her şey, pabucun pabuca denkliği gibi, tıpa tıp ümmetimin başına da gelecektir. ısrâil oğulları yetmiş iki fırkaya ayrılmışlardı. Ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Onlardan bir fırkanın dışında hepsi Cehennem’dedir.”
Ashab-ı Kiram sordu: “Yâ Resûlallah! O kurtulan fırka kimlerdir?”

Peygamber Efendimiz (asm): “Benim ve ashabımın yolu üzere olanlardır” buyurdu.1

Kurtulan fırkanın, bire bir Peygamber Efendimizin (asm) ve ashâbının yolundan giden fırka olduğu hadisin açık ifâdesinden anlaşılıyor. Başlangıçtan günümüze fıkıhta, îtikatta, ahlâkta, tasavvufta ve muhtelif ilmî ve meslekî dallarda çok zengin kurum ve kuruluşlarıyla Kur’ân’ı Sünnet üzere yorumlayan, doğru içtihatlar yapan, doğru ıslâmiyet’i hayata aktaran ve kendilerine “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” denilen geniş fırkanın, Hadis-i şerifin tanımladığı, tasvip ettiği ve müjdelediği kurtuluş fırkasından olmaya istihkâkı ve istidâdı vardır. Sünnetten veya doğru ıslâmiyet’ten şöyle veya böyle sapmış olan fırkalar ise bu hadisin tokadına mazhardırlar.

Rehber ve kılâvuz olarak sünneti öne alan ve Kur’ân’ı sünnet ölçüleriyle algılayan mezheplerin, meşreplerin, mesleklerin, cemaatlerin ve gurupların ise, tamamının—Allah’ın izniyle—hadisin tebrik ettiği “kurtulan fırkadan” olduklarını rahmet-i ılahiye’den umuyoruz.

Dipnot:
1- Câmiü’s-Sağîr, 3/3292; Tirmizî, Îmân, 18

Kaynak: www.fikih.info

6

11.08.2004, 13:00

Kardeşler alıntılar yaptığınız hadis kaynaklarından zaten yukarıdaki incelemem hasıl olmuştur. Ben sizin alıntıladığınız kaynaklardkai hadislerin riayet zincirleri inceledim.

Birde alıntı değilde kendi anadıklarınızı yazarsanız sevinirim. Zira alıntı yaptuığınız kişilere ulaşma şansım yok.

Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

7

11.08.2004, 14:07

:cry:
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

8

11.08.2004, 14:09

:roll: :roll:

Zülfikar

Stajyer

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

9

22.08.2004, 19:53

SELAMIN ALEYKÜM KARDEşLER

sevgili kardeşler niye fırkacılığı mezhep olarak algılıyosunuz anlamıyorum
“Hristiyanlar 71 fırkaya , ısrailoğulları 72 fırkaya ayrılmıştı , ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan bir tek fırka hariç hepsi cehennemliktir.
Hangisi diye sorulduğunda ;
Benim ve ashabımın yolunda olan cemaattir.”
hadisinde mezhep demiyor birincisi hak mezheplerin hepsi ehki sünnet yolunda gitmekle beraber imamlarıda asırlara isimlerini yazmış mübarek eşsiz insanlardır.
helak olucak fırkalardan örnek vereyim
Bir gün Peygamberimiz HZ. Ali ye "senin sebebinle iki fırka cehennemde yanıcak" diyor Hz Ali de bunların kim olduğunu soruyo Peygamberimiz(S.A.V) de " birisi seni HZ. ıSA durumuna çıkarıcak olanlar, diğeride senden onlar sebebiyle nefret edenler diyor" ve Peygamberimiz HZ. Ali ye ahirzamanda Hz. ısa durumuna getirileceği söylüyo ve bugünde bu sapıklıkları görmemiz mümkün kimi peygamberimizi inkar eder kimi Allah C.C' yu Hz Ali nin simasıyla insanlara gözüktüğü gibi sapıkça düşünceyi savunup Kur'an daki ayetleri sapıkça yorumlayıp insanlara sunuyolar.

ben kısaca ve sadece 73 fıkanın 2 fırkasından bahsettim ama bunlar fırkalar mezhep değil ikiside farklı şey bahsettiğim iki fırkada bu düşüncelerinden vazgeçmediği sürece sonları vahim.
Allah bağışlayıcıdır.



saygılarımla......
Seyfullah Putkıran

10

24.08.2004, 14:01

Re: SELAMIN ALEYKÜM KARDEşLER

Alıntı sahibi ""Zülfikar""

sevgili kardeşler niye fırkacılığı mezhep olarak algılıyosunuz anlamıyorum
“Hristiyanlar 71 fırkaya , ısrailoğulları 72 fırkaya ayrılmıştı , ümmetim ise 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan bir tek fırka hariç hepsi cehennemliktir.
Hangisi diye sorulduğunda ;
Benim ve ashabımın yolunda olan cemaattir.”
hadisinde mezhep demiyor birincisi hak mezheplerin hepsi ehki sünnet yolunda gitmekle beraber imamlarıda asırlara isimlerini yazmış mübarek eşsiz insanlardır.
helak olucak fırkalardan örnek vereyim
Bir gün Peygamberimiz HZ. Ali ye "senin sebebinle iki fırka cehennemde yanıcak" diyor Hz Ali de bunların kim olduğunu soruyo Peygamberimiz(S.A.V) de " birisi seni HZ. ıSA durumuna çıkarıcak olanlar, diğeride senden onlar sebebiyle nefret edenler diyor" ve Peygamberimiz HZ. Ali ye ahirzamanda Hz. ısa durumuna getirileceği söylüyo ve bugünde bu sapıklıkları görmemiz mümkün kimi peygamberimizi inkar eder kimi Allah C.C' yu Hz Ali nin simasıyla insanlara gözüktüğü gibi sapıkça düşünceyi savunup Kur'an daki ayetleri sapıkça yorumlayıp insanlara sunuyolar.
ben kısaca ve sadece 73 fıkanın 2 fırkasından bahsettim ama bunlar fırkalar mezhep değil ikiside farklı şey bahsettiğim iki fırkada bu düşüncelerinden vazgeçmediği sürece sonları vahim.
Allah bağışlayıcıdır.
saygılarımla......


Selamun Aleykum
Zülfikâr kardeşim
değindiğiniz konu ile ilgili olarak Üstad Said;
"Hem -nakl-i sahih-i kat'î ile- imam-ı Ali'ye (R.A.) demiş: Sende Hazret-i ısa (A.S.) gibi iki kısım insan helâkete gider. Birisi, ifrat-ı muhabbet; diğeri, ifrat-ı adâvetle. Hazret-i ısa'ya Nasranî muhabbetinden hadd-i meşru'dan tecavüz ile hâşâ "ıbnullah" dediler. Yahudi, adâvetinden çok tecavüz ettiler, nübüvvetini ve kemalini inkâr ettiler. Senin hakkında da bir kısım, hadd-i meşru'dan tecavüz edecek, muhabbetinden helâkete gidecektir. لَهُمْ نَبْزٌ يُقَالُ لَهُمُ الرَّافِضِيَّةُ demiş. Bir kısmı, senin adâvetinden çok ileri gidecekler, onlar da Havariç'tir ve Emevîlerin müfrit bir kısım tarafdarlarıdır ki, onlara Nasibe denilir."
buyurmuşlar. şu an ıran'da ezanda Velayet ayeti ile "şah-ı Velayet ünvanı almış olan Hz Ali hakkında "Aliyyen Valiyyullah" ve "Aliyyen Huccetullah" ibareleri okunur. Nedeni bazı kesimin (havaric zihniyetlilerin) Hz Ali'ye lanet okumaları, ve bunu hakkıyle reddedenlerden bazılarının aşırı gitmeleri; haşa "Ali ilahdan aşağı değildir" demeleridir.

değindiğiniz 73 fırkaya gelince; sahih olup olmadığını bir kenara bırakalım;
lügavi olarak hem sunni hem şiayız.
Oradaki "Fırka"yı akidevî olarak almasak da "mektep" veya "mezhep" olarak algılasak yanlışa düşmüş oluruz.
Selam ile
"Tekebbür dini yok eder; iblis de bunun için lanete uğradı. Tamah insanın düşmanıdır; Adem (as) de bunun için Cennetten çıkarıldı. ve çekememezlik (hased) kötülüklerin rehberidir; Kabil hasede kapılarak kardeşi Habil'i öldürdü." imam Hasan (as)

Bu konuyu değerlendir