Allah´ın sevdikleri ve Sevmedikleri

Super Moderator

Hobbys: Risale-i Nur, DUA...

Mittwoch, 4. Februar 2009, 14:32

Allah’IN SEVDıKLERı

Allah, ihsan sahiplerini sever. (Bakara, 2/195 - Âl-i ımran, 3/ 134,148, Maide, 4/13,93)

Allah, çokça tevbe edenleri sever (Bakara, 2/222)

Allah, temizleri sever. (Bakara, 2/222 - Tevbe, 9/10

Allah, takva sahiplerini sever (Âl-i ımran, 3/76 - Tevbe, 9/4,7)

Allah, sabredenleri sever. (Âl-i ımran, 3/146)

Allah, tevekkül edenleri sever. (Âl-i ımran, 3/159)

Allah, adaletli olanları sever. (Maide, 4/42 - Hucurât, 49/9 - Mümtehine, 60/

Allah, kendi yolunda saf saf mücadele edenleri sever. (Saf, 61/4)

Allah’ın sevdiği topluluğun özellikleri. (Maide, 5/54)

Allah’ın en çok sevdiğini ifade ettiği insanlar beş defa geçen; ihsan sahipleri.

ıkinci olarak, üç defa ile adaletli olanlar ve takva sahipleri geliyor.

Üçüncü olarak, iki defa ile temizler,

Dördüncü olarak, bir defa ile de tevbe edenler, sabredenler, tevekkül edenler, Allah yolunda birbirine kenetlenerek mücadele edenler ve Allah’ın sevdiği topluluk geliyor.

"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zum Seitenanfang

Zehracan

Super Moderator

Beiträge: 8 190

Hobbys: Risale-i Nur, DUA...

2

Mittwoch, 4. Februar 2009, 14:33

Allah’IN SEVMEDıKLERı

Allah, aşırı gidenleri sevmez. (Bakara, 2/1909 – Maide, 5/87 – Araf, 7/55)

Allah, fesadı sevmez. (Bakara, 2/205)

Allah, kafirlikte ileri gidenleri ve günahta ısrar edenleri sevmez. (Bakara, 2/276)

Allah, kafirleri sevmez. (Âl-I ımran, 3/32 – Rum, 30/45)

Allah, zalimleri sevmez. (Âl-I ımran, 3/140 – şura, 42/40)

Allah, kendini beğenen ve övünüp duranları sevmez. (Nisa, 4/36 – Lokman, 31/18 – Hadid, 57/23)

Allah, hainlikte ve günahta çok aşırı gidenleri sevmez. (Nisa, /107 – Hac, 22/38 )

Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148 )

Allah, fesat çıkaranları sevmez. (Maide, 5/64 – Kasas, 28/77)

Allah, israf edenleri sevmez. (En’am, 6/141 - Araf, 7/31)

Allah, hainleri sevmez. (Enfal, 8/58 )

Allah, kibirlileri sevmez. (Nahl, 16/23)

Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76)

Allah’ın en sevmediği şey, aşırı gitmek, kendini beğenmek ve övünmek. Son iki vasıf aynı zamanda bir kibirdir. Kibir de küfrün sebeplerinden biridir. Dolayısıyla Allah, kibri hiç sevmediğini belirterek küfre giden yolu kapatmış oluyor.

ıkinci olarak, kafirleri, zalimleri, fesat çıkaranları, günahta aşırı gidenleri, israf edenleri, hainlikte aşırı gidenleri,

Üçüncü olarak da şımaranları, hainleri, açıktan ağır ve incitici söz söyleyenleri, günahta ısrar edenleri.

-alinti-

"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zum Seitenanfang

ssibel

Schüler

Beiträge: 68

Wohnort: istanbul

3

Sonntag, 15. Februar 2009, 13:24

Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148 )

burdaki ölçü herkese karşı mı olmalı?mesela zalimlere de mi?

Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76)

burdaki şımarmaktan kasıt nedir anlamadım :soru:

BıR ADAMI YÜZÜNE KARşI ÖVMEK , ONU BOğAZLAMAKTIR." HADıSı şERıF
Kaynak: (HZ. ÖMER (R.A. ))alıntıdır

Güzel sözler sadaka yerine geçer.
( Hadis-i şerif )alıntıdır

hazır sormuşken :oops: bu iki hadisteki ölçüyü nasıl ayarlamamız gerekir?

Zum Seitenanfang

nur yolcusu

Schüler

Beiträge: 57

4

Samstag, 21. Februar 2009, 22:17

Allah razı olsun,
Rabbimin sevdiği kullardan oluruz ınşallah
ve sevdiği kulları sevmek duasıyla

Allah için sevmek ve Alllah için buğzedenlerden oluruz ınşallah.

Zum Seitenanfang

Zehracan

Super Moderator

Beiträge: 8 190

Hobbys: Risale-i Nur, DUA...

5

Sonntag, 22. Februar 2009, 02:55

Amin ecmain insaAllah abi..

"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zum Seitenanfang

Zehracan

Super Moderator

Beiträge: 8 190

Hobbys: Risale-i Nur, DUA...

6

Sonntag, 22. Februar 2009, 02:56

Zitat von »"ssibel"«

Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148 )

burdaki ölçü herkese karşı mı olmalı?mesela zalimlere de mi?

Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76)

burdaki şımarmaktan kasıt nedir anlamadım

BıR ADAMI YÜZÜNE KARşI ÖVMEK , ONU BOğAZLAMAKTIR." HADıSı şERıF
Kaynak: (HZ. ÖMER (R.A. ))alıntıdır

Güzel sözler sadaka yerine geçer.
( Hadis-i şerif )alıntıdır

hazır sormuşken :oops: bu iki hadisteki ölçüyü nasıl ayarlamamız gerekir?

sibel kardesimizin sorularini yanitlamak isteyen var mi acaba??

"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zum Seitenanfang

Muha1

Profi

Beiträge: 1 194

Beruf: gazeteci

Hobbys: Kitap ve getirdikleri

7

Sonntag, 22. Februar 2009, 03:48

Evvela Zehracan bacıma, bu güzel çalışmasından dolayı Allah razı olsun diyoruz.

ssibel kardeşimizin takıldığı sorulardan bizim çıkardığımız mana şu olabilir :roll:

Bir kişiye -benim gibi- haksız yere bağırmak ve kırmak kul hakkı olsa gerek.

Gayr-i Müslüm olanlara; muhtelif zalimlikler yapmadığı, hakkına herhangi bir tarzda tecavüz etmediği sürece kötü söz söyleyemezsin.
Bu Efendimizin ahlakında ve adab-ı maaşerette kayd edilmemiştir!
Bunun yanı sıra:

Müsbet insana, haklı olduğun bir durumda kavl-i leyyin ile yaklaşımın, cevabın; belki senin dostluğunu kazanmasına vesile olur. Zalime kavl-i leyyin ile mukabale etmen; belki onun olası mezalimine engel olur.
Zalime veyahut haksız konumdaki herhangi bir kişiye karşı vereceğin cevap, uslup bakmından yumuşak dil ile hal ile olmalıdır. Ki kelimelerin kifayetsiz kaldığında yumuşak tavrın senin kalkanın olabilme ihtimali, tecrübeyle sabittir. Avam lisanıyla; " Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. " yani...

Ayrıca...
Bizdeki istidatlar Esma-i ılahi' nin tecellileri olduğu için; o istidatlarımızdaki mahirlikten neş' et eden enaniyetten vaz geçmek efdal olandır.
Zira bu manada bir enanyet ilk gene Azazil yani mel'um şeytandır! ınsandaki ,hodfuruşluk, beğenilme, teveccüh-ün nas, enaniyet; haşa ve kella kişiyi, şirk-i hafi mebde olarak, şirk-i Mutlak' a götürür!
Üstad bu konuda şöyle diyor: " Teveccüh-ü nas istenilmez, belki verilir... " ıstenildiği taktirde takdir edersiniz ki riya araya girer ve hiç bir ehemmiyeti kalmaz. Hele de bu övünülen uhrevi bir amelin icrası, ifası ise hiç bir surette anlatılmamalı.

Diğer bir huhus:
Bir kişiyi Allah için seviyorsak bihakkın, bunda riya yoktur, olmaz.
Başkaları öyle anlasa dahi, Allah onların kalbine o düşünceyi yerleştirir!
Fakat şu bir gerçek: Her insanda nefis olduğu için; kişi ne kadar ihlaslı olursa olsun nefsi daima övülmeyi isteyecek. Nefis; kalp ruh ve akıl üçgeninde en geniş açıda kalacak.
Böyle bir durumda bence kişi üzerindeki latife-i Rabbanileri, mevhibe-i ılahiyeleri " nefse değil Malik-ul mulk, Zat-ı Zulkemal, Zat-ı Zulcemal' atfetmek en faziletli olandır. Evet güzel söz söylemek sadakadır ancak nefsi tetiklememeli.
Sadece anladığımız kadarıyla cevaplamak arzu ettik. Murad edilen mana vermişizdir cevaplarımızda inşallah :oops: :oops: :oops: